An analysis of J.G. Ballard's High-Rise and Kazuo Ishiguro's never let me go as examples of the gothic genre in the context of posthumanist theory
J.G Ballard' ın Gökdelen ve Kazuo Ishiguro' nun Beni Asla Bırakma adlı romanlarının gotik türü örnekleri olarak posthumanist kuram bağlamında incelenmesi
- Tez No: 601702
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ SEDA PEKŞEN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: İngiliz Dili ve Edebiyatı, English Linguistics and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2019
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Batı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 116
Özet
Bu çalışma posthuman (insansonrası/ötesi) kuram açısından insan tanımının ne olduğunu J G. Ballard'ın Gökdelen (1975) ve Kazuo Ishiguro' nun Beni Asla Bırakma (2005) adlı eserlerindeki gotik elementler vasıtasıyla ele almakta ve insan merkezli ve hümanist bir bakış açısının insanı anlamadaki yetersizliğini tartışmaktadır. İnsanı evrenin merkezinden alarak insan olmayan diğer varlıklarla aynı düzeyde değerlendiren posthumanistler, günümüzde insanların farklı kimliklere sahip melez yaratıklara dönüştürüldüğünden, artık tek ve net bir insan olgusunun kalmadığından bahsetmektedir. Öte yandan, romanlarda insan türünün göz ardı edilmiş, karanlık ve kötü taraflarını ortaya çıkaran gotik unsurlar, insanlığın kendisiyle yüzleşmesine izin vermekte ve insanlığı yücelten geleneksel hümanizm ile çelişmektedir. Ballard'ın Gökdelen kitabı gökdelende yaşayan bir insan topluluğun son teknoloji ile donatılmış bir ortamda nasıl insanlığını kaybetmeye başladığını ve sonunda medeniden ilkele evrildiğini gösteren bir modern çağ tüketim eleştirisidir. Roman korku, şiddet ve cinsellikle dolu gotik bir eser olarak, insanlığın karanlık yüzünü gün yüzüne çıkarmakta ve belki de yok saydığı, kaçtığı ilkel doğasıyla yüzleştirmektedir. Yazarın romanda çizdiği insan portresinin insan merkezci ve kibirli humanizm anlayışını eleştiren bir posthumanist bakış açısını desteklediği görülmektedir.Gökdelen ile paralel olarak, Beni Asla Bırakma romanı da içerdiği gotik ögelerin de desteğiyle insanlığın karanlık taraflarını yansıtan distopik ve ürkütücü bir eserdir. Kitapta yer alan klonlar insan algısını sorgulatırken,“insani”özellikler dediğimiz nitelikleri de tartışma konusu yapmaktadır. Sonuç olarak, hem Gökdelen hem de Beni Asla Bırakma içerdikleri gotik elementler ve çizdikleri insan portresi bağlamında insanı sorgulayan posthumanist bir yaklaşımla incelenebilmeye elverişli anlatılardır.
Özet (Çeviri)
This study deals with the definition of human from a posthumanist perspective through the gothic elements in J. G. Ballard's High-Rise (1975) and Kazuo Ishiguro's Never Let Me Go (2005) and discusses the inadequacy of an anhtropocentric and humanist perspective for understanding humankind. The posthumanists, taking human from the center of the universe and putting it on the same level as non-humans, state that there is no more single and definite human notion as it is transformed into hybrid having different identities. On the other hand, the gothic elements let humanity face themselves by revealing their ignored, dark and evil sides and challenge the traditional humanism glorifying the humankind. High-Rise is a critique of modern age consumption that shows how the human community living in a high-rise lose their humanity in an environment equipped with the latest technology and eventually transform from civilized into primitive. As a gothic work marked by fear, violence and sexuality, the novel reveals the dark side of humanity, and makes humans confront their primitive nature. The human portrait drawn in the novel supports a posthumanist viewpoint that criticizes the humanist understanding and its anthropocentric and arrogant perspective. In parallel with High-Rise, Never Let Me Go is a dystopic, frightening work reflecting the dark sides of humanity with the support of the gothic elements it contains. The clones in the book question the perception of the human and make the“human”characteristics a subject of discussion. Consequently, the novels could be analysed through a posthumanist approach.
Benzer Tezler
- An ecocritical study of J.G. Ballard's climate fiction novels
J.G. Ballard'ın iklim kurgu romanlarının ekoeleştirel incelemesi
CENK TAN
Doktora
İngilizce
2019
İngiliz Dili ve EdebiyatıPamukkale Üniversitesiİngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET ALİ ÇELİKEL
- Self development versus discipline: A study of Charlotte Brontë's Jane Eyre, Charles Dickens' Little Dorrit and J.G. Ballard's The Empire of the Sun
Kendini geliştirme versus disiplin: Ders Çalışma Charlotte Brontë'nin Jane Eyre, Charles Dickens'ın Little Dorrit ve J.G. Ballard'ın The Empire of the Sun
ABEER ABDULELAH HAMEED AL-OBAIDI
Yüksek Lisans
İngilizce
2021
İngiliz Dili ve EdebiyatıKarabük Üniversitesiİngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUAYAD AL-JAMANI
- Mimarlık ve bilim kurgu edebiyatı arakesitinde J. G. Ballard'ı okumak
Reading J. G. Ballard in the intersection of architecture and science fiction literature
ZEYNEP TUNA ULTAV
- Shattered reality: Unravelling trauma and apocalypse in Anna Kavan's ice
Parçalanmış gerçeklik: Anna Kavan'ın Buz adlı romanında travma ve kıyamet kavramlarının çözümlenmesi
MEHTAP TUNAHAN
Yüksek Lisans
İngilizce
2023
Batı Dilleri ve EdebiyatıAtatürk Üniversitesiİngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ İSMAİL AVCU
- Challenging anthropocentrism: Depiction of environmental disasters in British eco-science fiction novels
İnsanmerkezciliğe meydan okuma: İngiliz eko-bilim kurgu romanlarında çevre felaketlerinin tasviri
FATMA GAMZE ERKAN
Doktora
İngilizce
2022
İngiliz Dili ve EdebiyatıEge Üniversitesiİngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. DİLEK DİRENÇ