Geri Dön

Ünitemizde takipli talasemi majörlü hastalarda sosyodemografik özellikler, yaşam kalitesi, depresyon, ilaç uyumu ve biyokimyasal parametreler arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi

Evaluation of the relationship between sociodemographic characteristics, quality of life, depression, drug compliance and biochemical parameters in patients with thalassemia majör in our unit

  1. Tez No: 607307
  2. Yazar: ASLIHAN BADUR
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ DEMİRCAN ÖZBALCI
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Hematoloji, Hematology
  6. Anahtar Kelimeler: Beta talasemi majör, yaşam kalitesi, depresyon, tedavi uyumu, Beta thalassemia major, quality of life, depression, treatment compliance
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Süleyman Demirel Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 66

Özet

Amaç: Çalışmamızda ünitemizde takipli BTM hastalarında yaşam kaliteleri ve depresyon düzeylerinin değerlendirilmesini, bunların birbirleri ile ve demografik özellikleri, laboratuvar verileri, tedavi uyumları aralarındaki ilişkinin belirlenmesini amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya SDÜ Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı'nda BTM tanısıyla düzenli takipleri olan 18 yaş ve üzeri 27 hasta dâhil edilmiştir. Hastalar için tarafımızca oluşturulan sosyodemografik veri formu kullanılmıştır. Laboratuvar verileri ise geriye dönük olarak hastane kayıtlarından elde edilmiştir. Hastalardan yaşam kalitesinin değerlendirildiği SF-36 ve depresyon durumlarının sorgulandığı BDI içeriklerinin cevaplandırılması istenilmiştir. Verilerin birbirleri ile olan ilişkileri incelenmiştir. Bulgular: Çalışmaya alınan 27 hastanın 11'i kadın ( % 40,7); 16'sı erkek (% 59,3) cinsiyettendi. Genel yaş ortalaması 28,2±10,2 olarak hesaplandı. Hastaların hesaplanan ferritin ortalamaları 1849±726,5 ng/ml ve pretransfüzyonel hgb ortalamaları ise 8,99±0,98 gr/dl olarak bulundu. Hastaların sadece % 7,4'ünde ferritin seviyesi 0,05). Belirli bir işte aktif çalışan hastaların depresyon düzeyleri çalışmayan hastalara göre anlamlı olarak yüksek bulundu (p=0,044). Şelasyon tedavi uyumu düzensiz olan hastaların depresyon düzeyleri anlamlı olarak yüksek bulundu (p=0,013). Hastaların pretransfüzyonel hgb ve ferritin seviyeleri ile depresyon düzeyleri arasında ilişki saptanmadı (p>0,05). SF-36 alt parametre değerlendirmelerinde yaş, eğitim durumları ile yaşam kaliteleri arasında ilişki saptanmadı. Vitalite parametresinde kadınların yaşam kalitesi erkeklerden yüksek saptandı (p=0,045). Bekâr hastaların fiziksel fonksiyon, fiziksel rol güçlüğü puanları evli olanlara göre istatistiksel olarak yüksek saptandı (p=0,012; p=0,048). Aylık geliri olan hastaların fiziksel rol güçlüğü, ruhsal sağlık, sosyal işlevsellik, ağrı alanlarında daha yüksek yaşam kalitesine sahip olduğu görüldü (sırasıyla p=0,011; p=0,016; p=0,037; p=0,046). Ek hastalığı olmayan grubun fiziksel rol güçlüğü, ağrı, genel sağlık algısı alanlarında daha yüksek yaşam kalitesine sahip olduğu görüldü (sırasıyla p=0,041; p=0,012; p=0,030). Hastaların şelasyon tedavi uyumları, hgb ve ferritin seviyeleri ile yaşam kaliteleri değerlendirildiğinde anlamlı fark saptanmadığı görüldü. Depresyon durumunun yaşam kalitesine etkisine bakıldığında şiddetli depresyonu olan hastaların en kötü yaşam kalitesine sahip olduğu bulundu. Minimal depresyonu olan hastaların genel sağlık algısı hem orta düzeyde depresyonu olan hem de şiddetli depresyonu olan hastalara göre daha yüksek saptandı (sırasıyla p=0,045; p=0,022). Sonuçlar: Talasemi hastalarında güncel tedaviler sayesinde beklenen yaşam süresinin arttığı bilinmektedir. Talasemi hastaları hayatları boyunca sadece fiziksel zorluklarla değil, psikolojik, sosyal pekçok sorunla karşılaşmaktadırlar. Bu kronik süreçte hastaların psikososyal yönden desteklenmesi önemlidir. Sadece komplikasyonsuz, uzun yaşam süreleri değil aynı zamanda hastaların yaşam kalitelerinin de iyileştirilmesi hedeflenmelidir.

Özet (Çeviri)

Aim: In this study, we aimed to evaluate the quality of life and depression levels in the follow-up BTM patients in our unit, to determine their relationship with each other and their demographic characteristics, laboratory data, treatment compliance. Material and Method: Twenty-seven patients aged 18 years and over who had regular follow-up with the diagnosis of BTM in the Hematology Department of SDU Faculty of Medicine were included in the study. Sociodemographic data form was used for the patients. Laboratory data were obtained from hospital records retrospectively. The patients were asked to respond to the BDI and SF-36 content in which depression was questioned and quality of life was evaluated. The relationship of the data with each other was examined. Results: Of the 27 patients included in the study, 11 were female (40.7 %); 16 of them were male (59.3 %). The mean of ferritin was 1849 ± 726.5 ng / ml and the mean pre-transfusional hgb was 8.99 ± 0.98 g / dl . Only 7.4 % of the patients had ferritin levels 0.05). Depression levels of the patients who were active in a particular job were significantly higher than those who did not (p= 0.044). Depression levels were significantly higher in patients with poor compliance with chelation therapy (p= 0.013). There was no correlation between pre-transfusional hgb and ferritin levels with depression levels (p> 0.05). SF-36 subparameters were not correlated with age, education and quality of life. Physical function and physical role subscales of single patients were found to be statistically higher than married patients (p= 0.012; p= 0.048). Patients with monthly income had higher quality of life in terms of physical role, mental health, social functioning and bodily pain subscales (p = 0.011; p = 0.016; p = 0.037; p = 0.046, respectively). The patients without comorbidity had higher quality of life in terms of physical role, bodily pain and general health subscales (p = 0.041; p = 0.012; p = 0.030, respectively). There was no significant difference between chelation treatment compliance, hgb and ferritin levels with quality of life. When the effect of depression on quality of life was examined, it was found that patients with severe depression had the worst quality of life. The general health perception of patients with minimal depression was higher than those with moderate depression and severe depression (p = 0.045; p = 0.022, respectively). Conclusions: It is known that thalassemia patients increase their life expectancy through current treatments. Patients with thalassemia face not only physical difficulties, but also psychological and social problems throughout their lives. Psychosocial support of patients is important in this chronic process. It should be aimed not only to ensure long life without complications but also improve the quality of life of the patients.

Benzer Tezler

  1. Diferansiye tiroid kanserli hastaların depresyon, anksiyete skorları ve yaşam kalitelerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of health related-quality of life, depression and anxiety scores in patients with differentiated thyroid cancer

    BURÇAK CAVNAR HELVACI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıGazi Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FÜSUN SAADET TÖRÜNER

  2. Rutin hemodiyaliz hastalarında arteriovenöz trombozu ve ortalama trombosit hacmi ilişkisi

    Arteriovenous thrombosis and mean platelet volume association in routine hemodialysis patients

    GÜLDEN BİLİCAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    NefrolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EBRU GÖK OĞUZ

  3. Ev hemodiyalizi ve böbrek nakil hastalarında kardiovasküler risk faktörlerinin karşılaştırılması

    Comparison of cardiovascular risk factors in home hemodialysis and renal transplant patients

    AYKUT YAMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    NefrolojiAydın Adnan Menderes Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HAKAN AKDAM

  4. Karotis arter stentlerinde restenoz oranları ve geç dönem takip sonuçları

    In stent restenosis incidences after carotid artery stenting and late follow up outcomes

    RAHİME SEZER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Radyoloji ve Nükleer TıpAnkara Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. UMMAN SANLIDİLEK