Geri Dön

Avrupa Birliğinin yumuşak gücü ve koşulsallık bağlamında 1999 sonrası Türkiye ile ilişkileri

Soft power of the European Union and its relations with Turkey since 1999 in the context of conditionality

  1. Tez No: 608936
  2. Yazar: BARIŞ SEVİNÇLİ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. CENGİZ DİNÇ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Türkiye, Yumuşak Güç, Koşulsallık, European Union, Turkey, Soft Power, Conditionality
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 142

Özet

Avrupa Birliğinin dış politikada kullanmayı tercih ettiği güç türü akademik alanda ve uluslararası siyasette büyük tartışma konusudur. Konsey ve Komisyon belgeleri, kurucu antlaşmalar ve Yüksek Temsilcilerin konuşmaları Birliğin uluslararası ilişkilerde yumuşak gücü kullanan barış yanlısı normatif bir aktör olduğunu göstermektedir. Özellikle Birliğin iki dünya savaşının yıkıntılarından ders alarak başlattığı bütünleşme hareketi, günümüzde altı üyeden yirmi sekiz üyeye ulaşarak tüm kıtada barış, refah ve huzur getirmiştir. AB yumuşak gücünün en etkili silahı siyasi koşulsallığıdır. Koşulsallık genellikle aday ülkelerin, Birliğe üye olabilmeleri için insan hakları ve demokrasi konusundaki yerine getirmeleri gereken yasal düzenlemeleri kapsar. Siyasi koşulsallık stratejisi ilk olarak Yunanistan, Portekiz, İspanya'nın adaylık süreçlerinde kullanılmış, gerçek manada Kopenhag Kriterlerinin kabul edilmesiyle Merkezi ve Doğu Avrupa genişlemesinde, etkili şekilde uygulanmıştır. Koşulsallık genel olarak aday ülkede ilerleme raporlarının yayınlaması ve müzakere sürecinde fasılların açılıp kapanması şeklinde uygulanır. Bu doğrultuda Türkiye, müzakere süreci devam eden aday bir ülke olması ve yirmi yıldır üyelik süreci devam etmesine rağmen halen nihai hedefe ulaşamaması nedeniyle koşulsallık bağlamında incelenmesi gereken bir örnektir. Bu çalışmanın iki hedefi vardır. Birincisi Avrupa Birliği'nin yumuşak gücünün, koşulsallık bağlamında bazı dönemlerde idam cezasının kalkması, ordunun sivil yönetim üzerindeki etkisinin azaltılması, Kürt ve diğer azınlıklara daha fazla haklar verilmesi gibi Türkiye'de yapılması 'imkânsız' olarak görülen reformların gerçekleştirilmesindeki etkisini açıklamaktır. Tezin ikinci hedefi, aday bir devlet olmasına ve müzakere süreci devam etmesine rağmen koşulsallığın Türkiye örneğinde niçin başarısız olduğunu ortaya koymaktır. Bu hedeflerin konulmasının sebebi, koşulsallığın daha önceki genişleme dalgalarındaki başarısına rağmen Türkiye örneğinde neden başarısız olduğunu incelemektir. Çalışma güvenilir bir üyelik perspektifinin ve teşvikinin olması durumunda koşulsallığın Türkiye örneğinde işe yaradığını, bunun olmaması durumunda bugünkü durumda olduğu gibi ilişkilerin kopma noktasına geldiğini savunmaktadır. Sonuç olarak çalışmada, karşılıklı güvensizlik ve endişelerden dolayı Türkiye'nin Avrupa Birliğine yakın bir gelecekte üye olamayacağı değerlendirilmektedir.

Özet (Çeviri)

The kind of force favoured by the European Union in its foreign policy has been a subject to great debate in academia and in international politics. The Council and the Commission documents, founding treaties and speeches of the Union's High Representatives show that the Union is a peaceful, normative, civilian actor which uses soft power in international relations. In particular, the Union's move for integration, which took lessons from the ruins of the two world wars, has now grown from six members to twenty-eight member, bringing peace, prosperity and peace throughout the continent. The most effective weapon of EU's soft power is its political conditionality. The conditionality usually means the legal arrangements on human rights and democracy that the candidate countries must meet in order to become a member of the Union. The strategy of political conditionality was first used in the candidacy processes of Greece, Portugal and Spain, and was effectively implemented in the enlargement to Central and Eastern Europe with the adoption of the Copenhagen Criteria. The conditionality is generally applied in the form of the publication of progress reports about the candidate country and in the opening and closing of chapters in the negotiation process. In this respect, Turkey is a good example that needs to be examined in terms of conditionality, as it is a candidate country whose negotiation process is still ongoing despite the membership process has started twenty years ago and not reached its final goal yet. This study has two goals. The first one is to explain the effect of the soft power of the European Union in terms of conditionality on the implementation of reforms that are seen as impossible in Turkey in some periods, such as abolishing the death penalty, reducing the military's influence on Civil Administration and granting more rights to Kurdish and other minorities. Secondly, the study aims to explain why the conditionality has failed in the case of Turkey, even though it is a candidate country and the negotiation process still continues. The reason for setting these goals is to examine why conditionality has failed despite its success in previous expansion rounds. The study argues that if there is a reliable membership perspective and incentive, the conditionality works in the case of Turkey, and if there is not, relations have reachs to the point of rupture as they are today. As a result, the study suggests that Turkey would not become a member of the European Union in the near future due to mutual distrust and concerns.

Benzer Tezler

  1. Comparative analysis of the soft power policies of China and theEuropean Union in Africa

    Çin ve Avrupa Birliğinin Afrika'daki yumuşak güç politikalarının karşılaştırması

    AYŞENUR UYGUN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    Uluslararası İlişkilerTürk-Alman Üniversitesi

    Avrupa ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EBRU TURHAN

    DOÇ. DR. RAHİME SÜLEYMANOĞLU KÜRÜM

  2. Turkey's foreign policy in Africa within the context of growing East-West rivalry: An analysis of soft power diplomacy (2005-2021)

    Büyüyen Doğu-Batı rekabeti bağlamında Türkiye'nin Afrika dış politikası: Yumuşak güç diplomasisinin analizi (2005-2021)

    HÜSNÜ MISIRLI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2021

    Uluslararası İlişkilerAtılım Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ DUYGU DERSAN ORHAN

  3. Interregional Relations: Perspectives on the Summit of South American-Arab Countries 'New' patterns of engagement

    Bölgelerarasi ilişkiler: Güney Amerika - Arap Ülkeleri zirvesindeki 'Yeni' angajman yapısı perspektifleri

    MARSHA MARİE HALL

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2015

    Uluslararası İlişkilerOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Ortadoğu Araştırmaları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MELİHA BENLİ ALTUNIŞIK

    DOÇ. DR. DERYA GÖÇER AKDER

  4. Avrupa Birliği'nin yumuşak gücü ve Türkiye'ye yönelik kamu diplomasisi uygulamaları

    The European Union's soft power and public diplomacy implementations towards Turkey

    EMRAH AYDEMİR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Siyasal Bilimlerİstanbul Üniversitesi

    Avrupa Birliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ARZU KİHTİR

  5. Avrupa Birliği'nin yumuşak gücü: Küresel iklim değişikliği politikaları

    Soft power of the European Union: Global climate change policies

    EDİBE KALA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Uluslararası İlişkilerAtılım Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÖZDE YILMAZ