İngiliz ve Türk hukukunda deniz sigortalarında sözleşme öncesi beyan yükümlülüğü
A comparative analysis of precontractual duty of disclosure in marine insurance law in respect of english and Turkish law
- Tez No: 612981
- Danışmanlar: PROF. DR. RIZA AYHAN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Hukuk, Law
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2020
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Özel Hukuk (Ticaret Hukuku) Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Ticaret Hukuku Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 290
Özet
Deniz sigortalarına ilişkin nazarî ve tatbikî hukuk, tarihsel sürecin bir sonucu olarak Anglo-Sakson hukuk sisteminin gölgesinde gelişmiştir. Nitekim Anglo-Sakson hukuk sistemi deniz sigorta hukukunun işleyişi bakımından günümüzde de öncü hukuk sistemi olarak kabul edilmektedir. Keza sigorta sözleşmelerinin azamî iyi niyete (uberrimae fidei) istinat eden akitler olduğu da ilk kez Anglo-Sakson hukuk sisteminde dermeyan olunmuştur. Filhakika, rizikonun gerçekleşme ihtimaline ilişkin sigorta ettirenin sigortacı karşısında asimetrik bilgi üstünlüğünün bulunduğu ve bu itibarla sigorta ettirenin sözleşmenin kurulmasından evvel rizikonun esasına etki eden ve sigortacının kararına müessir olabilecek nitelikteki önemli hususlara dair sigortacıyı bilgilendirmekle mükellef olduğu Lord Mansfield'in 1766 tarihli Carter v Boehm kararında vücut bulmuştur. Söz konusu kararda tecessüm eden azamî iyi niyet yükümlülüğü 1906 tarihli İngiliz Deniz Sigortaları Kanunu'nda ifadesini bulmuş ve fakat İngiliz içtihat hukukuyla gelişimini devam ettirmiştir. Nihayet azamî iyi niyet yükümlülüğü, 2015 tarihli İngiliz Sigortacılık Kanunu'nda yeni içtihatlar ışığında ve 'rizikoya ilişkin dürüst beyan yükümlülüğü' başlığı altında düzenlenmiştir. Bu çalışmada, deniz sigortalarında sözleşme öncesi beyan yükümlülüğü İngiliz mevzuatı ve mahkeme kararları ışığında ve Türk hukukuyla mukayeseli biçimde incelenmiştir.
Özet (Çeviri)
Practical and theoretical law of marine insurance has long been developed under English Law Practice. In this time and age, 'common law' is deemed as the dominant jurisdiction in respect of marine insurance law. Similarly, the rule that insurance contracts are based upon the principle of utmost good faith is a unique product of common law practice. The fact that the assymetric knowledge advantage of the assured over the insurer as to the risk and the subject matter insured requires the assured to disclose the facts which are deemed material to the risk and may effect the judgment of the insurer has been embodied in the well known judgement of Lord Mansfield in the case of Carter v Boehm in 1766. Since then, the principle of 'utmost good faith' which had been codified by Marine Insurance Act 1906, has constantly been argued in common law practice. The duty of utmost good faith has been reformulated in Insurance Act 2015 in the light of the recent cases under the title of 'duty of fair presentation of risk'. In this study, the precontractual duty of disclosure in marine insurance law is analysed in consideration of common law practise and English legislation by comparing with Turkish legislation with regard to the relevant issue.
Benzer Tezler
- Geminin denize elverişsizliğinin sigorta himayesi bakımından sonuçları
Consequences of unseaworthiness of ships concerning to insurance cover
TARIK TEKÜMİT
- Milletlerarası sözleşmeler ile Türk hukukunda deniz alacağı
Maritime claim in international conventions and Turkish law
EMİNE ERDOĞAN
- Kurtarma yardım ilişkilerinde kılavuz kaptanın hukuki rolü
Legal aspects of a pilot during salvage operations
YUSUF KOÇ
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
Deniz Bilimleriİstanbul Teknik ÜniversitesiDeniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEZER ILGIN