Tarih felsefesindeki antinomiler
Antinomies in the philosophy of history
- Tez No: 61361
- Danışmanlar: PROF.DR. ULUĞ NUTKU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1997
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Mersin Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 93
Özet
84 ÖZET Tarih felsefesi disiplini içinde yer alan bu çalışma tarihte antinomilerin olup olmadığını, varsa olmasının olanağını araştırmaktadır. Detenninizmin doğa kuranımda (felsefesinde) aldığı anlamın açıklanmasından sonra bunun tarihte kullanılışına, özgürlükle ve ereklilikle karşılaştırılmasına geçilmektedir. Böylece, determinizm-özgürlük, determinizm-ereklilik karşı savlan türevler olarak incelenmektedir. Birinci bölümde doğa bilimlerine egemen olmuş nedensel bakışın determinist karakteri ile hesaplaşılmakta, aynı içerikle tarihe uygulanışının sakatlığına işaret edilmektedir. Bununla beraber mdetenrmnzmin uç noktasına gidilmemekte, bunun tarihte bir olgu olarak kabul edilmesi gerektiğinin savlanmasına wra. karşın, determinist süreç ve öğeler yok sayılmajktadır. Bu da zaten konunun antinomi taşıma özelliğine işaret etmektir. Doğada bulunmayan, tarihe özgü olan özgürlük ve ereklilik, tammlan gereği deteraıinizme karşıdırlar, nedensel bağı aşarlar, ama kendilerine özgü bir determinationu, tarihsel nedenselliği ortaya koyarlar. Bu çalışmadaki temel sav, geleceği kesin (deterministik ve apriori) bir görüşe dayandırmamak; rastlantıyı da başat kategori' olarak almamak; fakat bu tek yanlılıklara karşı 'tarihi' iki sürecin kesiştiği bir fenomen olarak görmenin gerektiğidir. Bu savla, tarihte özgürlüğün işlenebileceği bir alan açılmış oldu. Bu konu çalışmanın ikinci bölümünü oluşturmaktadır. însanın özgür eyleminin yalnızca tarihsel varlıkta ortaya çıkmasının doğal-nedensel bağı gevşettiği öne sürülerek,87 Die Hauptthese dieser Arbeit lautet: Die Zukuftint nicht in eine deterministische (und apriorische) Auffaussung fesseln und auch den Zufall nicht als herrschend annehmen, sondern die geschichtliche Wirklichkeit als ein Phanomen, in dem sich die beidem Elemente einwirken, die beiden Prozesse Über schneiden, sehen. Mit dieser These ist ein Gebiet, in dem die Freiheit innerhalb den geschichtlichen Prozessen bearbeitet werden kann, geöfhet. Dieses Thema beinhaltet den zweiten Teil der Untersuchung. Es wird vorgefuhrt, dass in dem geschichtlichen Sein hervorkommende freie Tâtigkeit des Menschen die natürlich-kausalen Verbindungen Lockert und die eigenen Bedingungen der menschlichen Fiktionen, Ideen und Einrichtungen, auch die bewusste Zwecktatigkeit eintreten. Im dritten Teil werden die Auffassungen, die die freie Wille des Menschen übersehen und die objektiven. Bedingungen verabsolutieren, untersucht und kritisiert. Zu zeigen sind die grundsâtzlich menschlichen Kategorien wie Zielsetzung und Zielerfullung, Sinngebung und bewusste Veranderung der objektiven Bedingungen. Diese zeigen sich als wesentliche Möglichkeiten des Menschen, die mit Geschichtlickeit verflochten sind. Damıt1 begriindet die anthropologische Fahigkeit, die Bedingungen innerhelb derselben zu verandern, die Geschichtlichkeit des menschlichen Seins. Begriffe wie Bewegungskraft, Entwicklung, Potenz, Verândenung gewinnen inhaltlichen Sinn nur mit der Verstândnis der Grundgegensatze. Die Antinomien sind uns bekannt durch die Phanomenala
Özet (Çeviri)
85 insansal kurgu ve düzenlemelerin kendine özgü koşullarının erekli-bağı oluşturduğu gösterilmektedir. Üçüncü bölümde, insanın istençli etkinliğini tarihsel koşullar içinde eriten anlayışlar incelenmekte ve yetersizlikleri gösterilmektedir. Erek koyma ve gerçekleştirme, anlam verme, bilinçli değiştirme gibi temel insansal etkenlerin, tarihsel süreci ve verilmiş koşullan dönüştürme olanakları vurgulanmaktadır. Böylece insanın koşullar içinde koşullara karşı çıkabilme (antropolojik) yeteneği, tarihselliğini temellendirmişolmaktadır. 'Tarihte gelişme', 'tarihin devindirici gücü' gibi kavramlar, ancak insanın yapısındaki bu temel karşıtlığın anlaşılmasıyla içerik kazanabilirler. Bu karşıtlığın bilgisini edinmek için tarih felsefesinde sorun edinilen antinomileri de bize tarihteki insanın amaca yönelik etkinliği vermektedir. Bir karşıtlıklar varlığı olan insanın tarihsel değişken görünümleri böylece birlik kazanır. Bu felsefi perspektif f tarih bilimince değerlendirmek veya değerlendirmemek^ ) felsefecinin tarihçiye sunduğu bir seçenekten ibarettir.87 Die Hauptthese dieser Arbeit lautet: Die Zukuftint nicht in eine deterministische (und apriorische) Auffaussung fesseln und auch den Zufall nicht als herrschend annehmen, sondern die geschichtliche Wirklichkeit als ein Phanomen, in dem sich die beidem Elemente einwirken, die beiden Prozesse Über schneiden, sehen. Mit dieser These ist ein Gebiet, in dem die Freiheit innerhalb den geschichtlichen Prozessen bearbeitet werden kann, geöfhet. Dieses Thema beinhaltet den zweiten Teil der Untersuchung. Es wird vorgefuhrt, dass in dem geschichtlichen Sein hervorkommende freie Tâtigkeit des Menschen die natürlich-kausalen Verbindungen Lockert und die eigenen Bedingungen der menschlichen Fiktionen, Ideen und Einrichtungen, auch die bewusste Zwecktatigkeit eintreten. Im dritten Teil werden die Auffassungen, die die freie Wille des Menschen übersehen und die objektiven. Bedingungen verabsolutieren, untersucht und kritisiert. Zu zeigen sind die grundsâtzlich menschlichen Kategorien wie Zielsetzung und Zielerfullung, Sinngebung und bewusste Veranderung der objektiven Bedingungen. Diese zeigen sich als wesentliche Möglichkeiten des Menschen, die mit Geschichtlickeit verflochten sind. Damıt1 begriindet die anthropologische Fahigkeit, die Bedingungen innerhelb derselben zu verandern, die Geschichtlichkeit des menschlichen Seins. Begriffe wie Bewegungskraft, Entwicklung, Potenz, Verândenung gewinnen inhaltlichen Sinn nur mit der Verstândnis der Grundgegensatze. Die Antinomien sind uns bekannt durch die Phanomenala85 insansal kurgu ve düzenlemelerin kendine özgü koşullarının erekli-bağı oluşturduğu gösterilmektedir. Üçüncü bölümde, insanın istençli etkinliğini tarihsel koşullar içinde eriten anlayışlar incelenmekte ve yetersizlikleri gösterilmektedir. Erek koyma ve gerçekleştirme, anlam verme, bilinçli değiştirme gibi temel insansal etkenlerin, tarihsel süreci ve verilmiş koşullan dönüştürme olanakları vurgulanmaktadır. Böylece insanın koşullar içinde koşullara karşı çıkabilme (antropolojik) yeteneği, tarihselliğini temellendirmişolmaktadır. 'Tarihte gelişme', 'tarihin devindirici gücü' gibi kavramlar, ancak insanın yapısındaki bu temel karşıtlığın anlaşılmasıyla içerik kazanabilirler. Bu karşıtlığın bilgisini edinmek için tarih felsefesinde sorun edinilen antinomileri de bize tarihteki insanın amaca yönelik etkinliği vermektedir. Bir karşıtlıklar varlığı olan insanın tarihsel değişken görünümleri böylece birlik kazanır. Bu felsefi perspektif f tarih bilimince değerlendirmek veya değerlendirmemek^ ) felsefecinin tarihçiye sunduğu bir seçenekten ibarettir.
Benzer Tezler
- Madun Çalışmaları'nın postkolonyal teori bağlamında Avrupamerkezci tarihyazımı eleştirisi
Eurocentric historiography criticism of Subaltern Studies in the context of postcolonial theory
UMUT KAYA
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Siyasal BilimlerBursa Uludağ ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FIRAT MOLLAER
- Gilbert Ryle ve John R. Searle'ün zihin felsefelerinin karşılaştırılması
Comparison of Gilbert Ryle's and John R. Searle's philosophy of mind
FATMA ÇEKİM
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
FelsefeÇankırı Karatekin ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MUSTAFA YILDIRIM
- Paul Churchland'in halk psikolojisine yaklaşımına John Searle'ün sosyal ontolojisi bağlamında eleştirel bir yaklaşım
A critical approach to Paul Churchland's approach to folk psychology in the context of John Searle's social ontology
ERBAY TAŞĞIN