Geri Dön

Sanat ve mimari ilişkisinin karşılıklı etkileşimi

Mutual interaction of art and architecture

  1. Tez No: 615325
  2. Yazar: EZGİ DİLAN KARATAŞ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. GÜLVELİ KAYA
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Güzel Sanatlar, Mimarlık, İç Mimari ve Dekorasyon, Fine Arts, Architecture, Interior Design and Decoration
  6. Anahtar Kelimeler: Sanat, Mekan, Mimari, Sezgi, Algı, Art, Space, Architecture, Intuition, Perception
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Yeditepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Plastik Sanatlar ve Resim Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 180

Özet

Birçok disiplinin birbiriyle iletişim halinde olması gibi sanat ve mimari de birbiriyle ilişki içindedir ve bu ilişkide bilgi gereklidir ancak bilginin gerekliliği kadar sezgi, içgüdü ve arzular da gereklidir. Sanatta dikkat edilmesi gereken asıl olgulardan biri sezgidir. Aynı şekilde mimaride de sezgisel yaklaşım oldukça önemlidir. Bilgi her zaman var olur, ilerler, duruşunu koruyabilir. Çünkü o, mantıklı olandır. Temellendirilebilir, öğrenilebilir, kurulur, düzenlenir ancak bütüne ulaştırmaz. Dolayısıyla mimaride biçimselliğe daha az önem vermek ve sadece işlevlerle ilgilenmek sağaltıcıdır, eksiktir. O eksik; en derinde, en içtedir; içsellik gibi. Onun yerini hiç bir şey dolduramaz. O, öğretilemez olandır. Hiçbir kuralı yoktur, kuraldışıdır. Başlangıcı ve sonu yoktur. Beklenmedik olandır ve sürprizlidir. Sadece gerçek sanatçılar; güçlü içgüdülerle, önceden uygulanmış olandan ve katı kurallardan sıyrılarak, araştırmalarını kendi birikim süzgeçlerinden geçirerek henüz bilinmeyen bir çeşitlilik bulabilirler. Sanatçının hayal gücü ve içgüdüleri bizi öyle görüntülere ulaştırır ki; bu zamana kadar öğrendiğimiz, bildiğimiz şeylerin ötesinde bir yaratıcılığa iter. Sanat, erişilemeyecek olanla bilinçsizce oynar ama yine de ona erişir. Bu, örtülerden sıyrılmaktan ve bakış açısını değiştirmekten geçer. Çünkü insan ancak bu sayede başka bir dünyada kendini bulabilir. Bireyin dünyayla yeniden kaynaşması sabitlikler kuran çevrelerden arınarak bireysel olana yönelmesiyle gerçekleşebilir. Özünden uzaklaşmış olan bir birey ancak yapay olandan da uzaklaştığında ve hayal gücüne koştuğunda kozmik bir düzene erişecektir. Bu yüzden yeni olan biçimler, kolay kabul görmezler ama yine de bir süre sonra 'kabullenilmez olan' olarak var olmasıyla duyuları dürterek eninde sonunda kendilerine bir yer edinirler. Sanatçıların çoğunun 'karşı çıkıcı' olmalarının sebebi; onların evrenin derinlerine inerek gerçeği görmelerinden ve o gün hala canlı olan tasarımı yıkmalarından kaynaklıdır. Mimardan da böyle bir sanatçı ediminde olması beklenir. Mimarlık; sanat-bilim, işlev-biçim, gerçek-imaj arasında sürekli gidip gelerek çok sayıda tartışmalara neden olmuştur. Mimarlık tartışırken; biçim, mekan gibi problemler ihmal edilemez ama son çözümlemede biçim ve mekan yine kişisel arzuların, zevklerin alanına kalmalıdır. Bu da sanatsal bir tavır ile mümkündür. Böylece, konulara dil ve mantık açısından tartışılabilir bir ortam yaratıldığında herkes bilgiyi kendi arzu süzgecinden geçirerek yaratmaya çalışacaktır ve kalıplaşmış, standartlaşmış olandan uzak yeni oluşumlar doğacaktır. Mimarlıkta artık doğru ve yanlışların olmadığı, belirsizliklerin, iç tutarlılıkların, içinde insan barındırmayan yapıların da hoş görüldüğü hatta beğeniyle karşılandığı bir çok örnek vardır. Yapılar, işlevselliklerinin ötesinde bu anlamsal değerlerle de öne çıkarak tarihte akımlar yaratırlar. Bu değerler, teknolojinin, ihtiyacın, mühendisliğin ötesinde anlaşılması güç olan bir karmaşıklığı barındırır. Bu da bilginin çok ötesinde bir değerdir. Mimaride sanattan beslenilirken mimarın da bir sanatçı içgüdüsüyle hareket etmesi oldukça önemlidir. Çünkü sanatçı, evreni bir başka görür. Onun görümü, diğer insanların görümünden farklıdır. Sanatçı, evreni keşfederken onda güzel olanı da keşfeder. Sanatçı, doğa biçimlerine körü körüne bağlanmaz. Çünkü ona göre; doğal yaratma sürecinin özü, bitmiş biçimlerde değildir. Sanatçı için biçimleyici güçler, bitmiş biçimlerden daha önemlidir. Onlara göre; dünya -bugünkü biçimiyle- olabilecek tek dünya değildir. Böyle düşünen sanatçı, yaratma etkinliğini daha da ileriye taşımaya çalışarak, oluşumunu devam ettirir ve ona süreklilik sağlar. Çağımızda toplumun yaratma özgürlüğüne kavuşması gerekmektedir. Mimarlar da tasarım süreçlerinde tekniğin tüm olanaklarından faydalanmalı ancak daha da önemlisi bir sanatçı kadar özgür ve yaratıcı olmalılardır. Çünkü; yaratma özgürlüğü, değerler dünyasının en üstündedir. Mimarların da tüm sabitliklerden uzaklaşabilmeleri ve kendi üsluplarını ortaya koyabilmeleri için adeta bir sanatçı gibi düşünebilmeleri ve sanatçı tutumuyla hareket edebilmeleri son derece önemlidir.

Özet (Çeviri)

Just like many disciplines communicate with each other, art and architecture are interrelated, and knowledge is necessary in this relationship, but intuition, instinct, and desires are necessary as well as the necessity of knowledge. One of the main facts to be considered in art is the intuition. Similarly, intuitive approach is very important in architecture. Information always exists, proceeds, can maintain its presence. Because it is logical. It can be grounded, learned, established, organized but it does not reach the whole. Therefore, in architecture it is curative to pay less attention to formalism and to deal only with functions. It is absent. That absent is in the deepest like an internality. Nothing can replace it. İt cannot be taught. it is irregular and has no rules. It does not have a beginning and ending. It is unexpected and has a surprising. Only real artists; with strong instincts, stripping from the previously applied and strict rules, passing their research through their own accumulation filters to find a diversity that is not yet known. The imagination and instincts of the artist bring us to such places; which pushes creativity beyondeverything we have learned and known until now. Unconsciously; art plays with the inaccessible, but still reaches it. This passes through stripping off the covers and changing the point of view. Because; it is the only way a person can find himself in another world. The reintegration of the individual with the world can be achieved by freeing from environment that establish invariability and turning towards the individual. An individual who has walked away from his essence and is away from the artificial who rushes to his imagination will only reach a cosmic order. Even though the new forms are not easily accepted, by stimulating the senses,“the unacceptable”eventually find a place for themselves. The reason why most artists are“opposing”; is because they saw the truth by going deep into the universe, saw the truth and destroyed the design that was still alive that day. The architect is expected to act in such a way that an artist does. Architecture; constantly shifting between art-science, function-form, reality and image, constantly has caused many discussions. While discussing architecture; such problems like form and space cannot be neglected, however form and space must remain in the realm of personal desires and pleasures in the final analysis. This is possible only with an artistic attitude. Thus, issues created in a language and logic debatable environment, everyone will try to create information through his own filters of desire and new formations which are away from the stereotyped and standardized ones will emerge. There are many examples in architecture where there is no right or wrong; uncertainties and internal consistencies, and structures that do not contain people are tolerated and even appreciated. Structures, beyond their functionality with these semantic values create movements in history. These values contain a complexity that is difficult to understand beyond necessity, technology and engineering. This is a value far beyond knowledge. It is very important for the architect to act with the instinct of an artist while being nourished from art. Because the artist sees the universe differently. His vision differs from that of other people. The artist, while exploring the universe, discovers what is beautiful in it. The artist is not blindly attached to forms of nature. According to artist; the essence of the natural creation process is not in finished forms. For the artist, the formative forces are more important than the finished forms. According to them; the world - as it is today - is not the only world. The artist, who thinks likewise, tries to carry on the creation activity even further and maintains its formation and provides sustainability to it. In our age, society needs to obtain freedom of creation. Architects should make use of all the possibilities of technique in design processes, but more importantly, they should be as free and creative as an artist. Since; freedom of creation is at the top of the world of values; It is extremely important for architects to think like an artist and to act with the attitude of an artist in order to fall away from all the invariability and reveal their own style.

Benzer Tezler

  1. Sinema ve mimarlık ilişkisinin örnek kara filmler üzerinden incelenmesi

    A research on relationship between cinema and architecture through the selected film noirs

    ÜMİT ERTEM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YURDANUR DÜLGEROĞLU YÜKSEL

  2. Kamusal alanda taktiksel eylemler: Sanat ve mimari yerleştirmeler üzerinden mekansal okumalar

    Tactical actions in public space: Spatial readings through art and architectural installations

    İKLİM TOPALOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. PELİN DURSUN ÇEBİ

  3. Mobilya tasarımında tasarım ve zanaat ilişkisi üzerinden kültürel sürdürülebilirlik ve Türkiye'de durum

    Designer and craftsmanship in furniture design relations through sustainability of culture and situation in Turkey

    İREM SENEMOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    İç Mimari ve DekorasyonMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    İç Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ŞEBNEM BAŞARAN UZUNARSLAN

  4. A multi - factor analysis model to determine the use value of enclosed outdoor spaces

    Binalarla tanımlanmış dış mekanların kullanım değerini saptamaya yönelik çok faktörlü bir analiz modeli

    DİLEK YILDIZ

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2004

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HASAN ŞENER

  5. Sosyo kültürel değişim kapsamında iç mekanda renk kullanımı ve analizi

    The color usage and analysis i̇n context of sosio- cultural change i̇n i̇nterior

    ESMER AHUNDZADE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    İç Mimari ve DekorasyonHacettepe Üniversitesi

    İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. EMİNE NUR ASİLTÜRK