Geri Dön

Preeklamptik hastalarda Selenoprotein W (SEPW1) polimorfizmin önemi

The importance of Selenoprotein W (SEPW1) polymorphism in patients with preeclampsia

  1. Tez No: 615888
  2. Yazar: ELİF ERDOĞAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. BİRSEN AYDEMİR
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Biyofizik, Biophysics
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sakarya Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Biyofizik Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 46

Özet

Preeklampsi, gebelikte görülen hipertansiyon olup, proteinüri ve ödem ile karakterize edilmektedir. Anne ve fetüsün gelişiminde oldukça riskli olan komplikasyonlar görülmektedir. Eser elementler insan sağlığı açısında önemli bir role sahiptir. Bu elementlerden biri olan selenyum, insanda genellikle oksidoredüktaz aktivitesi olan selenoproteinlerin yapısında yer alır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda selenoprotein W'nin (SelW) embriyoda antioksidan bir rol oynadığı gösterilmiştir. Ayrıca fetüsün kas ve kalp dokusundaki SelW ekspresyonu ile kan selenyum seviyeleri arasında da bir ilişkinin varlığı gösterilmiştir. Çalışmamızda, selenoprotein W1'in (SEPW1) yaygın varyasyonunun (rs3786777) preeklampsinin (PE) etiyopatogenezinde olası hastalık riskini değiştirip değiştirmediğini belirlemeyi amaçladık. Aynı coğrafik bölgeden 82 preeklamptik ve 85 sağlıklı gebe çalışmaya alınmıştır. SelW1 geninin polimorfizmini (rs3786777) belirlemek için Allele Özgü Polimeraz Zincir Reaksiyonu (ASPCR) analizi yapılmıştır. Preeklamptik hasta grubunda, sağlıklı gebe grubu ile karşılaştırıldığında fetal ağırlık, serum total protein ve albumin düzeyleri istatistiksel olarak anlamlı olarak azaldığı saptandı (P0.05). Bu veriler doğrultusunda SEPW1 genotiplerinin ve allelerinin dağılımının, preeklamptik olan ve olmayan sağlıklı gebe grupları arasında anlamlı bir farklılık olmadığını belirledik. SEPW1 polimorfizminin popülasyonumuzda PE riski ile ilişkilendiremeyeceğimizi düşündük. rs3786777 gen polimorfizminin preeklampsinin etiyopatogenezindeki moleküler mekanizmasının daha ileri ve daha geniş popülasyonları içeren çalışmalarla aydınlatılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Özet (Çeviri)

Preeclampsia is a hypertension seen in pregnancy. Preeclampsia is characterized by proteinuria and edema. It is observed in the development of the mother and fetus of quite risky complications. Trace elements have an important role in human health. Selenium, which is one of these elements, is usually found in the structure of selenoproteins, which are usually oxydoreductase activity. Recent studies have shown that selenoprotein W (SelW) plays an antioxidant role in embryo. The presence of a relationship between SelW expression in the muscle and heart tissue and blood selenium levels of the fetus was demonstrated.In our study, we aimed to determine whether the common variation of selenoprotein W1 (SEPW1) (rs3786777) has changed the risk of possible disease in the etiopathogenesis of preeclampsia (PE). 82 preeclamptic and 85 healthy pregnant women were included in the study. Allele-Specific Polymerase Chain Reaction (ASPCR) analysis to determine the polymorphism of the SelW1 gene (rs3786777). The fetal weight, serum total protein and albumin levels of the healthy pregnant women were significantly decreased in the preeclamptic group (P 0.05). According to these data, we found that the distribution of SEPW1 genotypes and alleles was not significantly different between preeclamptic and non-preeclamptic groups. SEPW1 polymorphism did not change the risk of PE in our population. The molecular mechanism of rs3786777 gene polymorphism in the etiopathogenesis of preeclampsia needs to be elucidated by studies involving further and larger populations.

Benzer Tezler

  1. Preeklamptik hastalarda fetal umblikal arter, duktus venosus, middle serebral areter doppler bulgularının incelenmesi

    Investigation of fetal umbilical artery, ductus venosus, middle cerebral artery doppler findings in preeclamptic patients

    HALİME GÖKTEPE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSelçuk Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ ACAR

  2. Preeklamptik hastalarda 24 saatlik idrardaki protein atılımının doğruluğu, anlık ve 24 saatlik idrardaki protein/kreatinin ve albümin/kreatinin oranları ile korelasyonu

    The accuracy of the 24-hour urine protein excretion in patients with preeclampsia, its correlation with instant and 24-hour urine protein / creatinine (P / CR) or albumin / creatinine (A / CR) ratios

    SUAT DOĞAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Kadın Hastalıkları ve DoğumZonguldak Karaelmas Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. İNAN İLKER ARIKAN

  3. Preeklamptik hastalarda kardiak troponin I düzeyi ve magnezyum sülfat tedavisinin kardiak troponin I düzeyine etkisi

    Cardiac troponin I levels and effect of magnesium sulfate treatment on cardiac troponin I levels in preeclamptic patients

    ÖZGÜR ÇOT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Kadın Hastalıkları ve DoğumUludağ Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞAKİR KÜÇÜKKÖMÜRCÜ

  4. Preeklamptik hastalarda adenozin deaminaz gen polimorfizmi

    Adenosine deaminase gene polymorphism in preeclampsia

    ADNAN ORHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Kadın Hastalıkları ve DoğumUludağ Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHPARE TÜFEKÇİ

  5. Preeklamptik hastalarda ovaryan ve adrenal kaynaklı androjenlerin prognozla ilişkisi

    The relationship of ovarian and adrenal induced androgens with prognosis in preeclamptic patients

    ALİ SAMİ GÜRBÜZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bakanlığı

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET NURİ DANIŞMAN