Geri Dön

İmplante edilebilir kardiyoverter defibrilatörü olan hastalarda RDW (red cell distribution width) değerinin ventriküler taşikardi / fibrilasyon sıklığı ile ilişkisi

The relationship between RDW (red cell distribution width) and ventricular tachicardia / fibrillation frequency in patients with implantable cardiovaryter defibrillator

  1. Tez No: 626542
  2. Yazar: GÜVEN GÜRKAN SAYAK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. CENGİZ ERMİŞ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 66

Özet

İmplante edilebilir kardiyoverter defibrilatörler (ICD), aritmiler ve ani kalp ölümü tedavisinde etkili bir yöntem olarak geliştirilmiştir. Hem yaşlanan bir popülasyonun hem de ICD implantasyonu için endikasyonların artmasına bağlı olarak yeni implantların sayısı da hızla artmaktadır. ICD implantasyonu kullanımı sekonder korumadan primer korumaya doğru kaymaktadır. Eritrosit dağılım genişliği (red blood cell distribution width, RDW), dolaşımdaki kırmızı kan hücresi boyutunun heterojenliğinin bir endeksidir ve bazı hematolojik sistem hastalıklarını tanımlamak için kullanılır. Bazı çalışmalarda RDW'deki artışın, kardiyovasküler hastalıklar (KVH) (akut koroner sendrom, periferik arter hastalığı, AF, KY ve akut iskemik inme) ile ilişkili olabileceğini gösterilmiştir. Yüksek RDW seviyesinin KVH üzerinde olumsuz etkileri vardır. Bu çalışmanın amacı; ICD'si olan hastalarda, RDW değerinin ventriküler takikardi (VT) ve ventriküler fibrilasyon (VF) sıklığı ile ilişkisi incelemektir. Çalışmamızda, Ocak 2017 ve Aralık 2018 tarihleri arasında kliniğimizde ICD takılıp takibi yapılan 122 hastanın retroprospektif olarak dosya taranması yapıldı. Hastalar; Kontrol grubu, VT/VF grubu ve NSVT grubu olarak üçe ayrıldı. Hasta bilgileri, sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (LVEF), tam kan sayımı [hemoglobin (HB), hematokrit (HTC), ortalama korpusküler hacim (MCV), beyaz küre sayısı (WBC) ve trombosit sayısı (PLT)], RDW, antitakikardi pacing (ATP) uygulama ve şok, koroner arter hastalığı, hipertansiyon, diyabet, kronik böbrek hastalığı, atriyal fibrilasyon bulguları karşılaştırıldı. Çalışmamızda gruplar ile katılımcıların yaşları, LVEF ve kan parametrelerinin karşılaştırılmasında RDW ve WBC sonuçlarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulundu. RDW (%) sonuçları kontrol grubunda 14,75±1,44, VT-FVF grubunda 18,35±19,62 ve NSVT grubunda ise 14,80±1,82 idi. VT-VF grubundaki RDW değeri, kontrol ve NSVT gruplarındaki RDW değerlerine göre anlamlı olarak daha yüksek idi (p değerleri sırasıyla 0,019 ve 0,021). Diğer karşılaştırmalarda ise anlamlı olarak bir fark bulunmadı. Sonuç olarak; VT ve VF'li hastaların serum RDW ve WBC değerleri yüksek olabilir. Bu sonuçlar; VT ve VF'nin öngörüsü, tedavi ve takibi için faydalı olabilir. Bununla birlikte kesin bir karar için, daha detaylı ve randomize prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

Implantable cardioverter defibrillators (ICD) were invented as a new method for treating arrhythmias and sudden cardiac death. The number of new implants is increasing rapidly due to the increase in both an aging population and indications for ICD implantation. Nowadays, the use of ICD implantation shifts from secondary protection to primary protection. Red blood cell distribution width (RDW) is an index of heterogeneity of circulating red blood cell size and is used to describe some hematological system diseases. Some studies have shown that an increase in RDW may be associated with cardiovascular disease (CVD) (e.g. acute coronary syndrome, peripheral artery disease, atrial fibrillation (AF), CHF, and acute ischemic stroke). High RDW level has a negative effects on CVD. The aim of this study was to investigate the relationship between RDW and the frequency of ventricular tachycardia (VT), ventricular fibrillation (VF) and non-sustained ventricular tachycardia (VSVT) in patients with ICD. In our study, files of 122 patients who were followed up by ICD in our clinic between January-2017 and December-2018 were retrospectively surveyed. Patients were divided into three groups: the control, the VT/VF and the NSVT groups Patient information, left ventricular ejection fraction (LVEF), complete blood count [hemoglobin (HB), hematocrit (HTC), mean corpuscular volume (MCV), white blood cell count (WBC), and platelet count (PLT)], RDW, anti-tachycardia pacing (ATP) and shock, coronary artery disease, hypertension, diabetes mellitus, chronic kidney disease, and AF findings were compared. In our study, a statistically significant difference was found only between RDW and WBC results when comparing age, LVEF and blood parameters and groups. RDW (%) results were 14.75±1.44 in the control group, 18.35±19.62 in the VT-VF group and 14.80±1.82 in the NSVT group. The RDW values in the VT-VF group were significantly higher than those in the control and NSVT groups (p values 0.019 and 0.021, respectively). In other comparisons, there was no significant difference. As a result, patients with VT and VF may have high serum RDW and WBC levels. These results can be useful for the prediction, treatment, and follow-up of the VT and VF diseases. However, more detailed and randomized-prospective studies are needed for a final decision.

Benzer Tezler

  1. İmplante edilebilir kardiyoverter defibrilatörü olan hastalarda ölüm kaygısı ve uyku kalitesi

    Death anxiety and sleep quality in patients with implantable cardioverter defibrillator

    MEDİHA SERT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    HemşirelikAkdeniz Üniversitesi

    Hemşirelik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZEYNEP ÖZER

  2. İmplante edilebilir kardiyoverter defibrilatörü olan hastalarda sağ ventrikül leadi ölçüm parametrelerinin cihaz şok tedavisi, hospitalizasyon ve kalp yetersizliği nedenli kötüleşmeyle olan ilişkisi

    Association of right ventricular lead measurement parameters with device shock therapy, hospitalization, and worsening from HEART failure in patients with implantable cardioverter defibrillator

    MÜZEYYEN SİMAY KARAKULLUKÇU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    KardiyolojiKocaeli Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YENGİ UMUT ÇELİKYURT

  3. İskemik ventriküler taşikardisi olan hastalarda radyofrekans kateter ablasyonu tedavisinin hastalık sonlanımlarına etkisinin değerlendirilmesi

    Evaluating the effect of radiofrequency catheter ablation treatment on the disease outcomes of the patients with ischemic ventricular tachycardia

    METİN OKŞUL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    KardiyolojiHacettepe Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HİKMET YORGUN

  4. İmplante edilebilir defibrilatörü olan tip-1,tip-2 ve non-diyabetik hastalarda İCD şoklama oranlarının karşılaştırılması

    Comparing ICD shock ratios between type 1, type 2 and non diabetic patients

    SELÇUK AYHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    KardiyolojiMersin Üniversitesi

    Dahili Tıp Bilimleri Bölümü

    PROF. DR. VELİ GÖKHAN CİN

  5. Primer koruma implante edilebilen kardiyoverter defibrilatör olan hastalarda beta-bloker dozunun ventriküler taşiaritmi nedenli şoklama üzerindeki etkisi

    Effect of Beta-Blocker Dose on Ventricular Tachyarrhythmia related Shock in Patients with Primary Prevention Implantable Cardioverter Defibrillator

    NUR BETON

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    KardiyolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CİHAN DÜNDAR