Yenidoğan asfiksi tanısıyla terapötik hipotermi tedavisini alan bebeklerin demografik özellikleri, MRG bulguları ve AEEG bulgularının retrospektif olarak araştırılması
Retrospective investigation of demographic characteristics, MRİ findings and AEEG findings of infants treated with therapeutic hypothermia for neonatal asphyxia
- Tez No: 627681
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ HÜSEYİN GÜMÜŞ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2020
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Harran Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 83
Özet
Giriş: Asfiksi, düşük plasental gaz değişimi veya doğum sonrası olaylar nedeniyle bozulmuş pulmoner ventilasyondan kaynaklanan, arteriyel hipoksemi, hiperkarbi ve metabolik asidoz nedeniyle oluşur. Etkilenmiş olan orta ve ağır asfiktik bebeklerin yaklaşık 1/3' ü yenidoğan döneminde yaşamlarını yitirmekte ve geriye kalanların büyük bölümünde de kalıcı nörolojik sekel gelişmektedir. Amaç: Bu çalışmada orta-ağır neonatal ensefalopati (NE) tanısı ile yatırılan ve terapötik hipotermi (TH) tedavisi uygulanan hastaların demografik özellikleri, pH, baz açığı (BA) manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve amplitüd entegre elektroensefalografi (aEEG) bulgularının incelenmesi amaçlandı. Materyal ve Metod: Retrospektif olarak yapılan bu çalışmaya yenidoğan yoğun bakım kliniğinde perinatal asfiksi tanısı ile takip ve tedavi edilen 80 olgu dâhil edildi. Kan gazı analizi, umblikal arterden heparinle yıkanmış enjektöre iki ml fetal kan örneği alınarak yapıldı. Hastaların beyinsel aktivitesi 80 saat süreyle Olympic CFM Brainz Monitor model amplitüd entegre EEG (aEEG) cihazı ile kaydedildi. Hastaların kranial MRG ilk 7 gün içerisinde ve sonrasında olmak üzere iki gruba ayrılarak kaydedildi. Olguların MRG bulguları hafif, orta ve ağır diye üç gruba ayrılarak incelendi. Veriler SPSS programında analiz edildi. Bulgular: Çalışmaya alınan olguların %18,8'inde akraba evliliği mevcuttu. Çalışmamızda olguların gebelik sayıları 1 ile 13 arasındaydı. Olguların %42,5'inin gebeliği takipli idi. Olguların %71,3'ü vajinal yolla doğarken %28,7'si sezaryen ile doğmuştur. Bebeklerin %36,3'ü kız, %63,7'si X erkek cinsiyetteydi. Olguların gestasyon haftaları 35 ile 42 hafta arasında olup, ortalama 38,01±1,27 idi. Bebeklerin doğum ağırlıkları 2110 ile 4500 gram arasında olup, ortalama 3193,56±467 gram olarak saptandı. Bebeklerin 10. dk apgar skorları 0 ile 8 arasında değişmekte olup, ortalama 3,99±1,55 idi. Olguların pH değerleri 6,30 ile 7,21 arasında değişmekte olup, ortalama 6,90±0,14 idi. Çalışmaya katılan olguların BA ölçümleri -40 ile -11,6 arasında olup, ortalama -19,88±4,98 idi. Olguların %76,3'ünün Sarnat evrelemesine göre evre 2 olduğu, %23,8'inin ise evre 3 olduğu görüldü. Olguların TH' ye başlangıç zamanları 1 ile 6 saat arasında değişmekte olup, ortalama 3,25±1,21 saat idi. Tanı sırasındaki BA ile 6, 24, 48 ve 72. saatlerdeki aEEG bulguları ilişkili idi. Amplitüd entegre EEG bulguları burst supresyon (BS) ve sürekli aşırı düşük voltaj (LV) olan olguların, aEEG bulguları sürekli normal voltaj (CNV) veya sürekli olmayan normal voltaj (DNV) olan olgulara göre BA anlamlı düzeyde yüksekti. Olguların pH ölçümleri ile aEEG bulguları arasında anlamlı farklılık yoktu. Olguların %67,6'sinin kranial MR görüntülemesi postnatal ilk 7 gün içerisinde yapılırken %32,4'ünün 7.günden sonra yapıldı. Çalışmaya aldığımız olguların %27'sinin MRG bulguları hafif derecede, %50'si orta ve %23'ü ağır derecedeydi. Çalışmaya aldığımız olguların MRG şiddeti ile ph ölçümleri ve BA değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu. Olguların tedaviye başlama zamanları ile MRG ve aEEG bulguları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu. Sonuç: Çalışmamızda aEEG bulguları BS ve LV olan olguların, aEEG bulguları CNV veya DNV olan olgulara göre BA anlamlı düzeyde yüksekti. Olguların MRG bulguları ile pH ölçümleri ve BA değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu. Ancak olguların 7. Günden sonra MRG bulgularının değerlendirilmesinde MRG' de orta ve ağır bulguları olan olguların MRG' de hafif bulguları olan olgulara göre BA daha yüksek olmasına rağmen bu yükseklik istatiksel olarak anlamlı değildi. Olguların tedaviye başlama zamanları ile MRG ve aEEG bulguları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu. Olguların pH ölçümleri ile aEEG ve MRG bulguları arasında anlamlı ilişki yoktu.
Özet (Çeviri)
Introduction: Asphyxia is caused by arterial hypoxemia, hypercarbia and metabolic acidosis, resulting from impaired pulmonary ventilation due to low placental gas exchange or postnatal events. Approximately 1/3 of the affected moderate and severe asphyxic babies die in the newborn period and most of the remaining patients develop permanent neurological sequelae. Objective: The aim of this study was to investigate the demographic characteristics, pH, base deficit (BD) magnetic resonance imaging (MRI) and amplitude integrated electroencephalography (aEEG) findings of patients hospitalized with moderate-severe neonatal encephalopathy (NE) and treated with therapeutic hypothermia (TH). Material and Method: This retrospective study included 80 patients who were followed and treated with perinatal asphyxia in the neonatal intensive care unit. Blood gas analysis was performed by taking two ml fetal blood sample from the umbilical artery to the heparin-injected injector. The cerebral activity of the patients was recorded with Olympic CFM Brainz Monitor model amplitude integrated EEG (aEEG) device for 80 hours. Cranial MRI of the patients was recorded into two groups as first 7 days and after. Magnetic resonance imaging findings of the cases were divided into three groups as mild, moderate and severe. Data were analyzed by SPSS program. Results: 18,8% of the cases included in the study had consanguineous marriage. In our study, the number of pregnancies was between 1 and 13. Pregnancy was followed in 42.5% of the cases. While 71,3 % of the cases were born by vaginal route, 28,7% were born by cesarean section. 36.3% of the babies were female and 63,7% were male. The gestational age of the cases was between 35 and 42 weeks and the mean was 38.01 ± 1.27. The birth weight of the babies was between 2110 and 4500 grams and the mean was 3193,56 ± 467 grams. The 10th minute apgar scores of the infants ranged from 0 to 8, with a mean of 3.99 ± 1.55. The pH values of the cases XII ranged between 6.30 and 7.21, with an average of 6.90 ± 0.14. The base deficit (BD) measurements of the subjects included in the study ranged from -40 to -11.6, with an average of -19.88 ± 4.98. It was seen that 76.3% of the cases were stage 2 according to Sarnat staging and 23.8% were stage 3. The mean time to onset of TH ranged from 1 to 6 hours, with a mean of 3.25 ± 1.21 hours. Base deficit at diagnosis was associated with aEEG findings at 6, 24, 48 and 72 hours. Base deficit was significantly higher in patients with amplitude-integrated EEG findings burst suppression (BS) and continuous low-voltage (LV) compared to subjects with aEEG findings of continuous normal voltage (CNV) or discontinuous normal voltage (DNV). There was no significant difference between pH measurements and aEEG findings. Cranial MR imaging of 67,6% of the cases was performed within the first 7 days of the postnatal period and 32,4% of them were performed after the 7th day. Magnetic resonance imaging findings of 27% of the patients were mild, 50% moderate and 23% severe. There was no statistically significant difference between MRI severity, ph measurements and BD values. There was no statistically significant difference between the time of initiation of treatment and MRI and aEEG findings. Conclusion: In our study, BD was significantly higher in patients with aEEG findings BS and LV than those with aEEG findings CNV or DNV. There was no statistically significant difference between MRI findings and pH measurements and BD values. However, in the evaluation of MRI findings after the 7th day of the cases, although the patients with moderate and severe findings on MRI had higher BD than those with mild findings on MRI, this elevation was not statistically significant. There was no statistically significant difference between the time of initiation of treatment and MRI and aEEG findings. There was no significant correlation between pH measurements and aEEG and MRI findings.
Benzer Tezler
- Terapötik hipotermi uygulanmış asfiktik yenidoğanların aEEG ve MRG bulgularının erken çocukluk dönemi EEG, MRG ve Bayley-III Ölçeği ile değerlendirilmesi
Evaluation of aEEG and MRİ findings in asphyxic newborns treated with therapeutic hypothermia with early childhood EEG, MRI and Bayley-III Scale
ÖMER FARUK YALÇIN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıPamukkale ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖZMERT MUHAMMET ALİ ÖZDEMİR
- Hipotermi tedavisi uygulanan perinatal asfiksi hastalarında rejyonel oksimetre (o3) ile serebral oksijenasyonun ölçülmesi
Measurement of cerebral oxygenation with regional oximeter (o3) in perinatal asphyxia patients treated for hypothermia
ABDULSAMET AKAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıHarran ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ HALİL KAZANASMAZ
- Preeklamptik ve normal gebelerde perinatal asfiksi belirleyiciler olarak kan gazları, laktat ve eritropoetin değerlerinin karşılaştırılması
Başlık çevirisi yok
RAMAZAN SÜRÜCÜ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2003
Kadın Hastalıkları ve DoğumYüzüncü Yıl ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. H. GÜLER ŞAHİN
- Asfiktik yenidoğanlarda uygulanan fenobarbitalin konvülziyonlara etkisinin değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
SERPİL YILDIZ
- Perinatal asfiksi ve hipoksik iskemik ensefalopati tanısıyla izlenen olguların retrospektif incelenmesi
Evaluation of patients with asphixia and hipoxic ischemic encephalophaty retrospectively
MUSTAFA GÜNDOĞDU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıYüzüncü Yıl ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. ERCAN KIRIMİ