İntrauterin gelişme geriliği tanısı konulan fetüslerin sonuçlarının değerlendirilmesi
Evaluation of the results of fetuses diagnosed with intrauterine growth restriction
- Tez No: 628123
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ METE SUCU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2020
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Çukurova Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 81
Özet
Amaç: İntrauterin gelişme geriliği (İUGG) artmış erken doğum riskiyle yenidoğan morbidite ve mortalitede yaptığı artış sebebiyle prenatal bakımın ana zorluklarından biri olmaktadır. Amaç erken doğumdan fayda görecek fetüsleri zamanında tanımlamak ve uygun yönetimle doğum zamanını iyi planlanlamak ve anne karnında ölüm riskini ve yenidoğan morbiditesini en aza indirmektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız retrospektif bir çalışmadır. Çalışmada 01 Ocak 2015- 01 Ocak 2019 Tarihleri Arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Perinatoloji Bilim Dalı`nda İUGG tanısıyla takibe alınmış 452 hastanın demografik özellikleri ve perinatal sonuçları değerlendirildi. Çalışmaya İUGG tanısı konan tekil gebelikler alındı. Konjenital anomali olmayan 334 (%73,9) hastanın gelişme geriliği tipi, tanı aldığı gebelik haftası, tahmini fetal ağırlığı (TFA), doğum haftası, preeklampsi varlığı, doppler bulguları, doğum kilosu, doğum şekli, doğum haftası, 5.dk Apgar skoru, yenidoğan yoğun bakım ihtiyacı kayıt edildi ve tüm bu parametrelerin yenidoğanın olumsuz sonuçlarıyla ilişkisi ele alındı. Bulgular: Çalışmada 118 (%26,1) hastada konjenital anomali saptandı, 334 (%73,9) hastada konjenital anomali saptanmadı. Bebeğinde anomali saptanmayan annelerin yaş ortalaması 29,6±6,4 (min-maks:17-45) şeklindedir. İUGG tanı gebelik haftası ortalaması 30,9±4,5 (min-maks:18-39)'dır. Hastaların doğum haftası ortalaması 34,4±4,5 (min-maks:22-41)'dır. Hastaların 41`inde (%12,7) sigara kullanımı mevcut, 283`de (%87,3) sigara kullanımı yoktu. Hastalar tanı aldıkları gebelik haftasına göre 37 olarak dört grupta incelendi. Hastaların 113`ünde (%33,8) asimetrik İUGG, 221`inde (%66,2) simetrik İUGG görüldü. Anomali olmayan grupta hastaların 273`ünde (%81,7) preeklampsi oluşmadı, 61`inde (%18,3) preeklampsi oluştu. Doppler bulguları 141 (% 43,1) hastada normal, 193 (%56,9) hastada bozulmuş olarak saptandı. Plasental kanama ve kronik dekolman gibi anormal bulgular ve doppler bozukluğu ele alındığında preeklampsili hastalar ile preeklampsi olmayanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark (p35 gebelik haftasında preeklampsi olan ve olmayan grupta perinatal sonuçlar benzer ve her ikisinde sonuçlar olumlu idi. Bu verileri dikkate aldığımızda geç başlangıçlı preeklampsinin bebeklerin perinatal sonuçlarını olumsuz etkilemediğini, fakat erken başlangıçlı preeklampside erken doğum nedeniyle ortaya çıkan prematüritenin de yenidoğan morbidite ve mortalitesindeki artışa önemli katkı sağladığını söyleyebiliriz. Çalışmamız çok erken büyüme kısıtlı fetüsün belirsizlikler varlığında doğumun geciktirilmesinin bazı ölü doğumlarla sonuçlandığını, ancak beklenmeden yapılmış doğumun hemen hemen eşit sayıda yenidoğan ölümü oluşturduğunu ve her iki yaklaşımın da 2 yaş ve altındaki nörogelişimsel sonuçları iyileştirmediğini düşündürmektedir. Çalışmamızda 35 gebelik haftası üzerinde total mortalitenin sadece 5(%2.8) ve sadece 2 (% 1,0) bebekte sekel olduğunu dikkate alarak fetal iyilik hali izin verdiği halde ve erken doğum için başka endikasyonların bulunmadığı sürece 37.gebelik haftasına kadar doğumun ertelenmesinin faydalı olduğunu düşünmekteyiz. Veriler ışığında çalışmamız, üçüncü basamak bir hastanedeki kayıtların irdelendiği, güncel, literatüre yeni katkılar sunan, daha ileri araştırmalar için araştırmacılara yol gösterici bir çalışmadır.
Özet (Çeviri)
Objective: Intrauterine growth retardation(IUGR) is one of the main challenges of prenatal care due to the increase in neonatal morbidity and mortality with preterm labor it brought. The aim is to timely identify the fetuses with the highest risk of in utero death and neonatal morbidity that can benefit from preterm labor and to plan the delivery time well with appropriate management. Material and Method: Our study is a retrospective study. This study evaluated demographic characteristics and perinatal outcomes of 452 patients who were followed-up with the diagnosis of IUGR in the Perinatology Division of the Department of Gynecology and Obstetrics of Çukurova University's Faculty of Medicine between 01 January 2015 and 01 January 2019. All singleton pregnancies with suspected IUGR were included in the study. 334(73.9%) patients without congenital anomaly, type of growth retardation, gestational week, estimated fetal weight (EFW), delivery week, presence of preeclampsia, doppler findings relationship with birth weight, delivery week, 5th minute Apgar score, neonatal intensive care need and newborn negative results were reviewed. Results: Congenital anomaly was detected in 118(26.1%) patients, and no congenital anomaly was detected in 334(73.9%) patients. The average age of patients without anomaly was 29.6 ± 6.4 (min-max: 17-45). The mean IUGR diagnosis gestational week was 30.9 ± 4.5 (min-max: 18-39). The mean week of delivery of the patients was 34.4 ± 4.5 (min-max: 22-41). Smoking was present in 41(12.7%) of the patients, while 283(87.3%) did not smoke. Patients were examined in groups as 37 according to the week of gestation they were diagnosed with. Asymmetric IUGR was observed in 113(33.8%) patients and symmetrical IUGR was observed in 221(66.2%). In the group without anomaly, preeclampsia did not occur in 273(81.7%) of the patients, while 61(18.3%) of the patients had preeclampsia. Doppler findings were normal in 141 (43.1%) patients and impaired in 193(56.9%) patients. When comparing preeclampsia patients with those without preeclampsia for doppler disorder, although abnormal findings such as placental bleeding and chronic decollement detects statistically significant difference (p
Benzer Tezler
- İntrauterin gelişim kısıtlılığı olan hastalarda serebroplasental oranın fetal iyilik halinin belirlenmesindeki etkisinin gösterilmesi
The prediction of perinatal outcome by cerebroplasental ratio in pregnancy with fetal growth restriction
HATİCE LAÇİN TUĞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Kadın Hastalıkları ve DoğumSakarya ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SELÇUK ÖZDEN
DR. KORAY GÖK
- İntrauterin gelişme geriliği olan fetüslerde fetal arteryel ve venöz doppler ultrasonografinin doğum zamanlamasındaki yeri ve neonatal sonuçlarla ilişkisi
Fetal arterial and venous doppler ultrasonography at delivery timing and its relationship with neonatal outcome in growth restricted fetuses
CEREN SAĞLAM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AYŞE ENDER YUMRU
- Kliniğimizde intrauterin gelişme geriliği tanısı konulan olguların etyolojik sebepler, antepartum, intrapartum ve neonatal özellikler açısından değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
EMEL YÜCESOY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1992
Kadın Hastalıkları ve Doğumİstanbul ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- İntrauterin gelişme geriliği olan gebelerde kordon kanı iskemi modifiye albumin (İMA) değerleri ile fetal doppler parametrelerinin ilişkisinin araştırılması
Investigation of the relationship between cord blood ischemia modified albumin (İMA) values and fetal doppler parameters in patients with intrauterine growth restriction
ESRA ANDIÇ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Kadın Hastalıkları ve DoğumYüzüncü Yıl ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ERBİL KARAMAN
- İntrauterin gelişme geriliğinde elabela hormon düzeyinin araştırılması
Determination of serum elabela levels in patients with intrauterine growth retardation (İUGR)
GÜLEN YENER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Kadın Hastalıkları ve DoğumFırat ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SALİH BURÇİN KAVAK