Questioning the spatial boundaries in suburban residential sites in Ankara: The case of koru neighborhood
Ankara banliyölerindeki konut alanlarının mekânsal sınırlarının incelenmesi: Koru mahallesi örneği
- Tez No: 630203
- Danışmanlar: PROF. DR. ZÜBEYDE MÜGE AKKAR ERCAN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Şehircilik ve Bölge Planlama, Urban and Regional Planning
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2020
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Orta Doğu Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Fen Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 190
Özet
Diğer birçok profesyonel disiplinde olduğu gibi, 'mekânsal sınırlar', kentsel tasarım alanında da kritik öneme sahip güncel araştırma konularından biridir. Nüfusun hızla artmasıyla birlikte, hızla yayılan kentsel alanlar, dikkatimizi şehirlerdeki mekânsal sınırların önemine daha fazla çekmiştir. Özellikle yerleşim alanı sınırları son zamanlarda temel bir araştırma konusu haline gelmiştir, çünkü kentsel alanlarda giderek daha baskın kentsel tasarım öğeleri haline gelmeye başlamışlardır. 'Mekânsal sınırlar' çeşitli önemli işlevleri yerine getirir. Bununla birlikte, kentsel alanlarda, mekânsal sınırların (örneğin, yerleşim alanlarının sınırları gibi) bu işlevleri ne kadar başarılı ve etkili bir şekilde yerine getirdiği giderek daha belirsiz hale gelmiştir. Kamusal ve özel alanların kesişme noktasında yer alan ve görsel ve fiziksel geçirgenliği belirleme işlevi gören sınırlar, kentsel alanların kalitesini etkiler. Tezin temel varsayımları, yerleşim sınırının işlevlerini yerine getirememesi ve görsel ve fiziksel olarak geçirimsiz olan sınırların kentteki mekânları olumsuz etkilemesidir. Bu araştırmanın varsayımları, Türkiye'nin başkenti Ankara'da önde gelen bir orta sınıf banliyösü olan Koru Mahallesi'ndeki 52 yerleşim alanının mekânsal sınırlarının doğrudan gözlemlenmesi, belgelenmesi ve haritalanması yoluyla test edilmiştir. Bu araştırma, yerleşim alanı sınırlarının yüksekliğini, viii malzemesini, görsel ve fiziksel geçirgenliklerini incelemekte ve kentsel alanlar üzerindeki etkilerini anlamak için renk kodlarıyla haritalamaktadır. Araştırma bulguları, konut sitelerinin sınırların güvenlik sağlama işlevlerini kısmen yerine getirdiğini, kimlik kazandırmak konusunda zayıf kaldığını, gizlilik sağladığını, dualizm sağladığını, psiko-sosyal davranışı belirlediğini, mülkiyet gösterdiğini, hiyerarşi belirlediğini, bölme işlevini ve düzeni sağladığını, bağlantı kurma ve etkileşim yeri olma özelliklerini ise yerine getiremediğini ortaya koymaktadır. Araştırma, yerleşim alanı sınırlarının görsel ve fiziksel geçirgenlik düzeylerini kentsel tasarım ilkeleri altında inceler ve araştırma bulguları, geçirimsiz sınırların karakter, süreklilik, hareket kolaylığı ve yeşil alanlara erişimi aktif ve pasif olarak olumsuz etkilediğini ortaya koymaktadır. Bu olumsuz etkileri olumlu etkilere dönüştürmek geçirgen sınırların, nadiren ve kullanılan avantajlarından yararlanmak için, bu tez, onlarsız bir hayatın mümkün olmadığı sınırların, özellikle yüksek katlı apartman sitelerinde düşük yükseklikte, görsel olarak geçirgen ya da yarı geçirgen olarak tasarlanıp uygulanmalarını önerir. Ayrıca, uzamsal sınırların yayalar için fiziksel olarak geçirgen veya yarı geçirgen olmasını ve herdem yeşil bitki materyalden yapılmasını önermektedir. Eğer bu sınırlar, kullanıcılar tarafından çeşitli sebeplerden dolayı istenmezse, bu araştırma, en azından insanların pasif olarak yeşile erişmesine izin vererek halk sağlığını desteklemek için herdem yeşil bitki materyallerinin mekânsal sınırlar olarak kullanılması gerektiğini önermektedir.
Özet (Çeviri)
As in many other professional disciplines, 'spatial boundaries' has been one of the current critically important research topics in the field of urban design. With the fast increase in population, urban areas which have rapidly sprawled, have brought increasingly our attention towards the importance of spatial boundaries in cities. Especially residential site borders have recently become a basic research topic since they have started to become more and more dominant urban design elements in urban areas. 'Spatial boundaries' perform various important functions. However, in urban areas, it has become more and more ambiguous how far spatial borders (for example, as the borders of residential sites) successfully and effectively fulfill these functions. Being located at the intersection of public and private spheres, and functioning to restrict visual and physical permeability, they affect the quality of urban areas. The major assumptions of this thesis lie on the residential border's inability to fulfill their functions and their negative impact on being visually and physically impermeable. The assumptions of this research are tested in a prominent middle-class suburb in Ankara, the capital city of Turkey, through the direct observation, documenting and mapping of spatial boundaries of the 52 residential sites in Koru Neighborhood. This research examines the height, material, and visual and physical vi permeabilities of residential site boundaries, and maps them through color codes in order to understand their effects on urban areas. The research findings reveal that the spatial boundaries partly fulfill the functions of safety and security, giving identity, providing privacy, dualism, determining psychosocial behavior, dividing and providing order functions, and features in this neighborhood. It studies the visual and physical permeability level of residential site borders under the urban design principles, and the research findings reveal that impermeable borders negatively affect character, continuity, ease of movement, and access to green areas actively and passively. To convert these negative effects to positive ones, and to benefit from advantages of permeable borders that are rarely utilized, this thesis suggests that the boundaries, which are impossible to vanish, should be low, visually permeable or semi-permeable, especially in high-rise apartment building's sites. It also proposes that the spatial borders should be physically permeable or semi-permeable for pedestrians, and be made of evergreen plant material. If this is not desired by users, this research suggests that, at least, evergreen plant material should be used as spatial boundaries to support public health by letting people access green passively.
Benzer Tezler
- Kağıt mekanları: Mimari temsilin sınırları ve olanakları
Paper spaces: The boundaries and possibilities of architectural representation
BETÜL TAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TAN KAMİL GÜRER
- Turkish TV series in the thirdspace: Spatial narratives on Istanbul and its contemporary domestic culture
Üçüncü mekân içinde Türk TV dizileri: İstanbul ve güncel ev kültürü üzerine mekânsal anlatılar
SEVCAN BAĞCI
Yüksek Lisans
İngilizce
2022
MimarlıkBahçeşehir ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ GÖKSUN AKYÜREK ALTÜRK
- Metropolün çağdaş dans yoluyla temsili
The representation of metropolis in contemporary dance
ZEYNEP SARIMUSTAFA
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiKentsel Tasarım Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FUNDA UZ
- İstanbul konut alanlarındaki değişimin yapılı çevre bileşenleri yönünden çözümlenmesi
Analysis of the change in housing areas in Istanbul in terms of the built environment
EBRU ÇAKMAK YETİŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiKentsel Tasarım Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATİH TERZİ
- Spatiality of diaspora: Representation of home on urban street in the case of Beyoğlu, İstanbul
Diasporanın mekansallığı: Beyoğlu, İstanbul örneğinde kentsel sokakta evin temsili
BURCU UYSAL
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
Şehircilik ve Bölge PlanlamaOrta Doğu Teknik ÜniversitesiŞehir Planlama Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ YÜCEL CAN SEVERCAN