Geri Dön

Akışkan modernite tartışmaları ışığında dijital emek süreçlerinin kavramsal bir incelemesi

A conceptual analysis of the digital labor process from the perspective of discussions on liquid modernity

  1. Tez No: 633888
  2. Yazar: MEHMET ÖZKAN YILDIRIM
  3. Danışmanlar: PROF. DR. NİLGÜN TUTAL CHEVIRON
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Sosyoloji, İletişim Bilimleri, Sociology, Communication Sciences
  6. Anahtar Kelimeler: Akışkan modernite, Dijital emek, Emek-değer teorisi, İletişim, Sosyal medya, Liquid modernity, Digital labour, Labor theory of value, Communication, Social Media Cette étude aborde le concept de « liquidité »
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İletişim Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 126

Özet

Bu çalışma, Zygmunt Bauman'ın simgesi haline gelmiş ve günümüz toplumunu tanımlamakta kullanılan“akışkanlık”kavramını emek, üretim, tüketim süreçleri üzerinden okumayı ve bunların iletişim alanındaki izdüşümünü belirginleştirmeyi ele almaktadır. Günümüzde tüm bu süreçler esneklik, güvencesizlik, belirsizlik üzerinden şekillenmektedir. Süreçleri güdüleyen bir dizi etmen söz konusudur. Fakat enformasyon ve iletişim teknolojilerinin yaşamın tüm alanlarını domine ettiği günümüzde, iletişim ve iletişim araçları süreci okumak, süreçteki enformasyon etkisini araştırmak için önem kazanır. Akışkanlık kavramıyla gündelik hayatı, üretim ve tüketim süreçlerini, kentte yaşamayı, küreselleşmeyi, ulus-devlet yapısını, bireyselleşmeyi, çalışma hayatını, modayı, sağlık sistemini, sermayenin birikim modelini ele alan Bauman'ın fikirleri bütünlükçü bir okuma için elverişli bir zemin sunar. Dolayısıyla çalışmada, muğlak ve değişken yapıdaki akışkan modernitenin ve emek süreçlerinin ilişkisini açığa çıkarma, akışkan modernitenin getirdiği belirsizliği, güvencesizliği enformasyon ve iletişim teknolojisinde yaşanan gelişmelerle ele alarak emek süreçleriyle rabıtasını kurma saiki gözetilmiştir. Bu anlamda çalışmanın birinci bölümünde modernitenin dönüşümü ele alınmıştır. Bu, akışkan modernitenin belirginleşen ana hatlarının ne olduğundan hareketle gayri maddi emekle ilişkisinin nasıl kurulabileceği, akışkan modernliğin emek süreçlerini nasıl dönüştürdüğü ve bunun iletişim alanındaki izlerini nasıl aramamız gerektiği sorularını cevaplamakta önem arz etmiştir. Çalışmada kavramsal farklı yolların izinden giderek akışkan modernite ve dijital emek tartışmaları arasında bir ilişkinin nasıl kurulacağı, kurulup kurulmayacağı üzerinde durulmuştur. Bauman'ın akışkan modernite kavramıyla sunduğu en önemli husus, toplumsal yaşama dair topyekûn bir değişim ve dönüşüm sürecidir. Toplumsal yaşam ise üretim süreçlerinden gündelik pratiklere, ev içinden ev dışına değin her şeyi kapsayan bir nokta olması hasebiyle toplumların değişen ve dönüşen dinamiklerini anlamak açısından elzemdir. Bunun için öncelikle Bauman'ın akışkan modernite kavramıyla önümüze koyulan süreçlerin ana dinamiklerini sistematize etmek gerekirse esneklik, belirsizlik, güvencesizlik kavramları karşımıza çıkar. Akışkan yaşam bu tür bir modernlik ve dinamik altında yaşanan bir yaşama, uzun süre aynı kalamayan, rotasını koruyamayan bir sürece denk düşer. Böylesi bir yaşamda hoş gelen, varlık olarak görülen, arzulanmak istenen neyse anında nahoş bir şeye, yükümlülüğü, tatminsizliğe dönüşebilme potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla da sürekli bir risk altında yaşanan sürece rastlarız. Bireyler bu riski minimize etmek, düşürmek, etkisini görünmez kılmak adına sürekli bir hareket ve değişim rüzgârına ayak uydurmayla karşılık verir. Modern öncesi dönemlere baktığımızda esneklik, bir yere bağlı olmama girişimcilik ve erdemle anılırken, bugün daha çok rekabet süreçleriyle anılır. İşten çıkarmadan ücretlerin düşürülmesine, çalışma zamanının tüm zamana yayılmasından sigortasız çalışmaya kadar bir dizi sürece karşılık gelir. Sermaye için esneklik bir tür ilaç işlevi görürken birey için bir felakete dönüşür. Emek piyasasındaki esneklik, eşitsizliklerin artmasına, sınıf yapısının değişmesine denk gelir. Her faaliyetin kısa vadeli olması, bireyselleşme sürecine yapılan vurgu, teknolojinin gelişimiyle ortaya çıkan ağlar uzun vadeli düşünmeyi, uzun vadeli bir işte çalışmayı, uzun süre bir yere bağlı kalmayı ıskarta haline getirmiştir. Bu anlamda, değişim ve dönüşüm üretim süreçlerini, buna bağlı olarak emek gücünü ve emek biçimlerini de dönüştürmüştür. Üretim gücündeki değişim, üretici güçlerin dönüştürmekte büyük bir rol oynadığından, kapitalist sistemin gelişme, dönüşme, farklı kılıklara bürünmesi durumları Marx'ın emek-değer teorisini, mübadele değerinin geçirdiği evrimi ve buna bağlı olarak tüketim süreçlerinin gelişimi çalışma boyunca ele alınmıştır. Yapıyı net ortaya koymak adına, çalışmanın ilk kısmında modernitenin geçirdiği dönüşüm süreci üzerinde durulmuştur. Modernitenin dönüşüm süreci ele alınırken kapitalizmin evrimi üzerinde durularak, üretim ve tüketim süreçlerinde görünür olan kavramlar tartışılmıştır. Böylece emek süreçlerine dair bir çerçeve çizilerek, literatürel bağlamda ne olduğu sorusuna cevap aranmıştır. Çalışmanın son bölümünde ise modernitenin ve emek süreçlerinin iletişim alanındaki yansımaları, birbirlerini tamlayan noktaları ortaya konulmuştur. Sosyal ağlarda oluşturulan içerikler günümüz internet ekonomisinin temel kaynağını oluşturduğundan, dijital emeğe dair pek çok tartışma mevcuttur. Fakat emeği değiştiren yapı üretim süreçlerine bağlı olarak tüketim süreçlerini de dönüştürmüş ve bu dönüşüm Christian Fuchs tarafından ele alınmıştır. Tüketicilerin akışkan modernitede değişen pozisyonları sözgelimi, Fuchs'un da değindiği üzere, kültür ürünlerinin bile metalaştırılarak tüketicilerin kendilerini bir anda prosumer (üretketici) konumunda bulabilir hale gelmesi bu dönüşümün sonuçlarından birisini oluşturur. İki yönlü değişen ve muğlaklaşan bir yapıyla karşı karşıyayız. Literatürde iletişim araçlarının özgürleştirici yanları üzerinde durulan çalışmalar önemli bir alana yayılmıştır. İletişim araçlarını, özel olarak da interneti merkeze alan çalışmalarda, izleyici/kullanıcı/alımlayıcı, konumu gereği hep üzerinde durulan bir özne topluluğu olmuştur. Medya araçlarının varlığını borçlu olduğu izler kitle internet platformları için en önemli kaynak işlevi görmüştür. Enformasyon ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak, izleyicinin bu gelişmeler karşısındaki konumu da gelişim ve değişim sürecine tabii olmuştur. Geleneksel medyada edilgen olan ve tek yönlü bir iletişimi olan izleyici yeni medya ile kullanıcıya dönüşerek aynı zamanda içerik üreticisi konumuna gelmiştir. İzleyici ve kullanıcı arasındaki fark ise izleyicinin sürece herhangi bir katkısı olmazken, kullanıcının içerik üretip onu metaya dönüştürebilmesiyle açıklanır. Diğer bir fark zaman-mekân kısıtlamasıdır. Geleneksel medyada zaman kısıtlaması söz konusuyken yeni medya araçlarıyla kullanıcılar her an sosyal ağlara, çeşitli platformlara ulaşım sağlayabilmekte ve bir şey üretmek için fiziksel mekâna bağımlı olmamaktadır. Mekâna bağımlı olan geleneksel medya izleyicisi, yeni medyada mekâna bağımlılıktan kurtulmuştur. Dolayısıyla merkezsizleşen bir üretim biçimi ile karşı karşıya bulunmaktayız. Sermaye ve iş gücünün yan yana olmak zorunda olmadığı, aynı mekânı paylaşmaları gerekmediği bir düzen söz konusu. Bu anlamda, enformasyon ve iletişim teknolojisinde yaşanan gelişmelere dair bir okuma gerçekleştirdiğimizde iki tür hikâyeye denk geliriz. Gündelik dilde karşılaştığımız temel söylem ve algılardan biri yeni iletişim teknolojilerinin hayatı askıya aldığı, anı yakalama ve paylaşma çabasının anı kaçırdığı, şimdiyi rafa kaldırdığı yönünde. Gerçek ilişkilerin sanal ilişkilere dönüşmüş olması ve saire. Hikâyenin diğer tarafı ise bu gelişimin hayatı kolaylaştırdığı, uzakları yakın ettiği noktasında birleşir. Ancak tüm bunlardan önce buradaki sermaye birikim sürecine, emek süreçlerine bakmak daha geniş bir perspektif sunması açısından önemlidir. Emek sürecini, emeğin üretim araçlarının etrafında örgütlenme biçimi olarak ele aldığımızda, emek sürecindeki değişimden söz ettiğimizde topyekûn bir değişim, dönüşüm sürecinden de bahsederiz. Emek gücünün üretim araçlarıyla kurduğu, üreticilerin üretim araçlarıyla kurduğu ilişki bugün kapitalist sistemin ilk evresinden oldukça farklıdır. Dolayısıyla bu noktaya odaklanmak, çalışma boyunca önem arz etmiştir. Marx'ın emek teorisiyle emek, doğal ve zaruri bir ihtiyaca karşılık gelerek, insanın doğayla alışverişini mümkün kılan, insanın yaşamını sürdürmesine olanak sağlayan ve bu nedenle de bir varoluş koşulu olarak karşımıza çıkan bir noktadır. Doğaya şekil veren bir güç olarak emek, kapitalist sistem koşullarında insanların bir ihtiyacına karşılık gelen kullanım değerinden ziyade üretim araçlarına sahip kişi ve kurumların sermaye birikimine yol açan mübadele değerine indirgenir. Dolayısıyla kullanım değeri dışında kalan çalışma zamanında emek gücü sermaye için artı değer üretmeye zorlanarak, emek sürecine yabancılaşır. Kapitalist üretim mantığında üretim araçlarına sahip olan sermaye, emek gücünü kendi çıkarı doğrultusunda ücretli emeğe dönüştürür. Marx'ın formülasyonunda bu durum işçinin bakışında emek gücünün bir meta halini almasına yol açar. Artı değerin yaratılma koşulu olarak işçinin çalışma zamanının artması ve emeğin piyasada satılıp, sermaye ve kara dönüşmesi yabancılaşmaya kapı aralar. Sermaye, üretim araçlarını tekeline aldığı için de işçiyi sömürme gücünü elinde tutar. Kapitalistin servet üretmek için işçinin servetini böylece imha eder. Karın kaynağı olarak görülen artı değer bugün üretim araçlarının gelişimi ve metaların küresel dolaşım ağına ulaşması sayesinde yaşamın tüm alanına yayılım göstermiştir. Değişen emek süreçlerinde metalar enformasyonel ve kültürel özellikler kazanmış ve bu tür emek“maddi olmayan emek”,“dijital emek”terimleriyle kavramsallaştırılmıştır. Maddi olmayan emek kavramı emeğin iki yönüne işaret etmesi açısından önemlidir. Birincisi, metanın enformasyonel içeriği açısından maddi olmayan emek, ikincisi metanın kültürel içeriğini üreten etkinlik olarak maddi olmayan emek. Birincisi emek gücü ile ilgili becerilerin gittikçe sibernetik ve bilgisayar kullanımı gerektiğine dayanır. İkincisi ise iş olarak kabul edilmeyen bir dizi etkinliği imler: Modadan tüketime, kamuoyu belirlemekten kurmaya yönelik pek çok etkinliği. Bugün üretkenliğin kaynaklarından bir tanesini bilimsel emeğin birincil ve ikincil sektörlerle bütünleşmesidir. Maddi olmayan emek Lazzarato ile Hardt ve Negri için emeğin niteliği ve doğasında enformasyonun yarattığı değişimle beraber emeğin maddi olmayan bir biçim edinmiş halidir. Enformatikleşme sürecinde üretim ortaya maddi ve kalıcı bir ürün çıkarmadığı için emek maddi olmayan bir görünüme kavuşmuştur. Dolayısıyla üretimin enformatikleşmesi maddi olmayan emeğin iletişim boyutuyla ele alınmıştır. Çalışmada emeğin ve gayri maddi emeğin iç içe geçtiği, iletişim noktasında birbirini tamamladığı söylenebilir. Tezin son bölümünde ise üretim süreçlerinin giderek bir dijitalleşmeye doğru kaydığı noktasından hareketle üretim süreçlerinde iletişimin önemi ve iletişim zemininden gerçekleşen üretim ve tüketim süreçleri, akışkan modernite ve emek tartışmaları üzerinden ele alınmıştır. Neo-liberal ekonomi politikaları ile iletişim altyapıları ticari şirketler lehine serbestleşmiş ve enformasyonel içeriklerin metalaşma süreçlerinin önü açılmıştır. Üretim çıktılarının tüketiminde ağın önemi artmış ve sermaye üretim için gerekli olan tüketim süreçlerini arttırmanın yollarını aramıştır. Ancak tüketimi de dönüştüren bu süreç tüketirken üreten bireyleri yaratmıştır. İnternetin yaygınlaşması ile kullanıcıların davranış ve etkileşimleri reklam endüstrisinin yardımıyla sermaye birikiminin bir parçası haline getirilmiştir. Toffler'ın üretketici kavramı, üretici ve tüketiciyi ayıran çizginin bulanıklaşmasından el aldığı için çalışma boyunca üzerinde durulan bir kavram olmuştur. Kullanım kolaylığı, sosyallik ve kullanıcıya içeriklerini istedikleri gibi yükleme serbestisi tanıyan Web 2.0 sermaye birikiminde önemli bir rol oynadığı gibi bu bulanıklığın merkezini oluşturmuştur. Bütün bu süreçlerde sermayenin hantal yapısının geride kaldığı sürekli bir hareket ve dolaşım alanında varlığını sürdürdüğü gözlemlenmiştir. Bauman'ın esneklik, belirsizlik, güvencesizlik durumlarını bütün bu süreçler ışığında ele alındığında, karın kaynağının maddi nesnelerden fikirlere dönmüş olması sermayeyi bir yere bağımlılıktan kurtarmıştır. Hal böyleyken, gelecek kurgusu yerini şimdiye bırakmış her şey kısa vadeli dinamikler altında yaşanır olmuştur. Bauman'ın bu anlamda belirtilen üç öğesinin emek süreçleriyle ve bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişimiyle ele alınması, çalışmanın özgün yanını oluşturmuştur. Çünkü literatüre baktığımızda emek tartışmaları ve akışkan modernitenin kesişim ve ayrışım noktaları üzerinde durulan çalışmalar sayıca çok azdır.

Özet (Çeviri)

This study addresses reading the concept of“liquidity”that has become the symbol of Zygmunt Bauman and used to describe today's society, through labor, production, consumption processes and clarifying their projection within the scope of communication. Today, all these processes are shaped by flexibility, insecurity and uncertainty. There are a number of factors that drive processes. But nowadays, where information and communication technologies dominate all areas of life, communication and communication tools gain importance to read the process and to investigate the information effect in the process. The ideas of Bauman, which deals with daily life, production and consumption processes, living in the city, globalization, nation-state structure, individualization, working life, fashion, health system, and the accumulation model of capital, provide a ground for a holistic reading. Therefore, in the study, the motive of uncovering the relation between liquid modernity and labor processes, and the uncertainty brought about by liquidity modernity and precariousness with the developments in information and communication technology has been observed. In this sense, the transformation of modernity is discussed in the first part of the study. This has been important in answering the questions of how liquid modernity becomes evident, how to relate to immaterial labor, how liquid modernity transforms labor processes, and how we should look for traces in communication. In the study, following the conceptual different ways, it is focused on how to establish a relationship between liquid modernity and digital labor discussions. The most important issue that Bauman offers with the concept of liquid modernity is an entire process of change and transformation in social life. Social life, on the other hand, is essential in understanding the changing and transforming dynamics of societies, since it is an all-encompassing point, from production processes to everyday practices, from home to home. First of all, if we need to systematize the main dynamics of the processes put forward by Bauman's liquid modernity concept, we come up with the concepts of flexibility, uncertainty and insecurity. Liquid life corresponds to a life under this kind of modernity and dynamic, a process that cannot stay the same for a long time and cannot maintain its course. Whatever is pleasing in such a life, regarded as being, desired to be desired, has the potential to turn into an unpleasant thing, obligation, dissatisfaction. Therefore, we come across the process at a constant risk. Individuals respond with a constant wind of movement and change in order to minimize, minimize, and make the effect invisible. When we look at the pre-modern era, flexibility is referred to by entrepreneurship and virtue, not being tied to one place, but today it is mostly known by competitive processes. It corresponds to a range of processes, from dismissal, to low wages, to the spread of working time to uninsured work. Flexibility for capital functions as a kind of medicine, but turns into a disaster for the individual. Flexibility in the labor market coincides with increasing inequalities and changing class structure. The short-term of each activity, the emphasis on the process of individualization, and the networks that emerged with the development of technology have made long-term thinking, working in a long-term job, and sticking to a place for a long time. In this sense, change and transformation have transformed the production processes, accordingly the labor power and the forms of labor. Since the change in the power of production plays a major role in transforming the productive forces, the situations of the development, transformation, and the disguise of the capitalist system, Marx's theory of labor-value, the evolution of the exchange value and the development of the consumption processes accordingly. In order to reveal the structure clearly, the transformation process of modernity was emphasized in the first part of the study. While discussing the transformation process of modernity, the evolution of capitalism is emphasized and the concepts visible in the production and consumption processes are discussed. Thus, a framework was drawn for the labor processes and an answer to the question of what happened in the literary context was sought. In the last part of the study, the reflections of modernity and labor processes in the field of communication and their complementary points are presented. There is a lot of discussion about digital labor, as the content created on social networks is the primary source of today's internet economy. However, the structure that changed labor has also transformed the consumption processes depending on the production processes and this transformation has been handled by Christian Fuchs. The changing positions of the consumers in liquid modernity, for example, as Fuchs also mentioned, the fact that even the cultural products were commodified and that consumers could find themselves in the position of prosumer at one time constitute one of the results of this transformation. We are faced with a two-way changing and ambiguous structure. Studies focusing on the liberating aspects of communication tools in the literature have spread to an important area. In studies focusing on communication tools and especially the internet, the audience / user / receiver has always been a subject group that is emphasized due to its location. The tracks that media tools owe the existence of served as the most important source for mass internet platforms. In parallel with the developments in information and communication technologies, the position of the viewer towards these developments was also subject to the process of development and change. The audience, which is passive in traditional media and has a one-way communication, has become a content producer by turning into a user with new media. The difference between the viewer and the user is explained by the fact that the user does not contribute to the process, while the user can produce content and turn it into a commodity. Another difference is time-space constraint. While traditional media has time restrictions, users can access social networks and various platforms at any time with new media tools and do not depend on physical space to produce something. The traditional media audience, who is dependent on space, got rid of the dependence on space in the new media. Therefore, we are faced with a decentralized form of production. There is an order in which capital and labor do not have to be side by side and do not have to share the same space. In this sense, when we take a reading on the developments in information and communication technology, we come across two kinds of stories. One of the basic discourses and perceptions that we encounter in everyday language is that new communication technologies suspend life, the effort to capture and share the moment is missing the moment and shelving the present. Real relationships have turned into virtual relationships and so on. The other side of the story unites at the point where this development makes life easier and closer to the distant. However, first of all, looking at the capital accumulation process and labor processes is important in terms of providing a broader perspective. When we consider the labor process as the form of organization of labor around the means of production, when we talk about the change in the labor process, we also talk about a total change and transformation process. The relationship that the labor force establishes with the means of production and the producers establish with the means of production is quite different from the first phase of the capitalist system today. Therefore, focusing on this point has been important throughout the study. With Marx's theory of labor, labor corresponds to a natural and essential need, making it possible for people to exchange with nature, enabling people to survive, and therefore as a condition of existence. Labor, as a power that shapes nature, is reduced to the exchange value that leads to the accumulation of capital of individuals and institutions with means of production rather than the value of use corresponding to a need of people under the conditions of the capitalist system. Therefore, labor force is forced to produce surplus value for capital at the time of working out of use value, and alienated from the labor process. Having the means of production in the capitalist logic of production, capital turns labor power into wage labor in its own interest. In the formulation of Marx, this leads to a commodity of labor power in the view of the worker. As the condition of creating surplus value, the increase in the working time of the worker and the sale of labor in the market and turning into capital and profit open the door to alienation. Capital holds the power to exploit the worker because it monopolizes the means of production. Thus, the capitalist destroys the workers' wealth to produce wealth. The surplus value seen as a source of profit has spread to the whole area of life thanks to the development of the means of production and the access of commodities to the global circulation network. In changing labor processes, commodities acquired informational and cultural features, and this type of labor was conceptualized in the terms“intangible labor”and“digital labor”. The concept of immaterial labor is important in that it points to two aspects of labor. The first is intangible labor in terms of the informational content of the commodity, and the second is intangible labor as the activity that produces the cultural content of the commodity. The first is based on the increasing need for cybernetics and computing skills related to labor power. The second one implies a series of activities that are not considered as business: Many activities for fashion, consumption, determination from public opinion. Today, one of the sources of productivity is the integration of scientific labor with primary and secondary sectors. Intangible labor is the form of labor intangible for Lazzarato, Hardt and Negri, with the change in the nature of information and the nature of labor. In the process of informatization, labor has gained an intangible appearance as production did not produce any material and permanent product. Therefore, the informatization of production is dealt with the communication dimension of immaterial labor. In the study, it can be said that labor and intangible labor are intertwined and complement each other at the point of contact. In the last part of the thesis, the importance of communication in production processes and the production and consumption processes that take place from the communication ground are discussed through liquid modernity and labor discussions. Neo-liberal economic policies and communication infrastructures have been liberated in favor of commercial companies and the commodification processes of informational content have been paved. The importance of the network has increased in the consumption of production outputs and capital has sought to increase the consumption processes required for production. However, this process, which also transforms consumption, created individuals producing while consuming. With the spread of the Internet, the behavior and interactions of users have been made a part of capital accumulation with the help of the advertising industry. The concept of the producer of Toffler was a concept that was emphasized throughout the study as it took over from the blurring of the line separating the producer and the consumer. Ease of use, sociability and giving the user the freedom to load their content as they wish, Web 2.0 played an important role in capital accumulation and was the center of this blur. In all these processes, it was observed that the cumbersome structure of capital remained in a continuous movement and circulation area. When Bauman's flexibility, uncertainty and insecurity were taken into consideration in the light of all these processes, the fact that the source of profit turned from material objects to ideas saved the capital from dependence somewhere. While this is the case, everything that has left its future setup to date has been experienced under short-term dynamics. The handling of the three elements of Bauman in this regard with the labor processes and the development of information and communication technologies constituted the original side of the study. Because when we look at the literature, the number of studies that focus on the intersection and decomposition points of liquid modernity and labor discussion are very few.

Benzer Tezler

  1. Muhafazakar demokrasi muhafazakar turizm (mi?): Kimlik siyaseti ve Türkiye'de turizmin dönüşen önceliklerinin incelenmesi

    Conservative democracy and conservative tourism (?): Identity politics and investigation of transforming priorities of tourism in Turkey

    ESİN PINAR USLUER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    SosyolojiAydın Adnan Menderes Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KAYHAN DELİBAŞ

  2. Zygmunt Bauman'ın refah devleti hakkındaki düşünceleri

    Réflexions de Zygmunt Bauman sur l'état-providence

    HAZAL GÜL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BİRDEN GÜNGÖREN BULGAN

  3. Makedonya'yı tahayyül etmek: Makedonya sorunu'nun ulusal kimlik inşası üzerinden analizi

    Imagining macedonia: analysis of Macedonian question in the context of national identity building

    ABDULLAH MUHSİN YILDIZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Siyasal BilimlerYalova Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KAYA BAYRAKTAR

  4. 'Rüyada Terakki ve Medeniyet-i İslamiyeyi Rü'yet' üzerinden Osmanlı ütopizminin sınırları

    The boundaries of ottoman utopianism in 'Rüyada Terakki ve Medeniyet-i İslamiyeyi Rü'yet'

    ARZU İL VAROL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    MimarlıkYıldız Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ABDULLAH UĞUR TANYELİ

    PROF. DR. BÜLENT TANJU

  5. Media portrayal of the self in In Treatment and Kırmızı Oda within the context of therapeutic culture

    Terapi kültürü bağlamında In Treatment ve Kırmızı Oda dizilerinde kendilik temsili

    ASİYE BİHTER SEVİNÇ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    SosyolojiYıldız Teknik Üniversitesi

    İnsan ve Toplum Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. KEREM KARAOSMANOĞLU