Implementation of data-driven decisions in urban governance and planning
Kent yönetişim ve planlamasında veri odaklı kararların uygulanması
- Tez No: 637308
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ÖZHAN ERTEKİN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Şehircilik ve Bölge Planlama, Urban and Regional Planning
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2020
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Şehir Planlama Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 105
Özet
Şehirler ve diğer insan yerleşimlerinde günlük olarak üretilen veri miktarı gerçek anlamda çok yüksek. Günümüzde dünya çapında yaklaşık 2.5 kentilyon byte günlük olarak üretilmekte ve bu sayının giderek daha da artacağı herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. 2020 yılına kadar dünyadaki her insan için saniyede 1.7 megabayt veri oluşturulacağı tahmin ediliyor. Dünya genelindeki tüm bölgelerde insanlar, cihazlar ve roboltar tarafından üretilen bütün bu ham veri çeşitleri teorik olarak büyük veri kavramının çatısı altında toplanmaktadır. Büyük veri kavramı, bilgisayar işleminin ilk günlerinden beri bilgisayar bilimine dahil edilmiştir.“Büyük Veri”aslında geleneksel veritabanı yöntemleri ve araçlarıyla (verimli) işlenemeyen veri hacmi anlamına geliyordu. Her yeni depolama ortamı icat edildiğinde, erişilebilir olan veri miktarı kolayca erişilebilinmesi sebebiyle iyice büyümüştür. Büyük verinin orijinal tanımı yapılandırılmış verilere odaklanmış olsa da, çoğu araştırmacı ve uygulayıcı, dünyadaki bu tip bilgilerin çoğunun büyük ölçüde metin, ses veya görüntü şeklinde büyük, yapılandırılmamış verilerde yer aldığını fark etmiştir. Büyük verinin bu hızla ve bu şekilde büyümeye devam etmesi nedeniyle ele alınması, işlenmesi ve kullanılması gereği ortaya çıkmıştır. Öte yandan, kentsel alanlarda farklı kullanıcı ve aktörler tarafından üretilen veriler de büyük verinin önemli bir parçası olarak sayılmaktadır. Kentsel veri (urban data) olarak bilinen bu kavram çağdaş şehirlerde her alanda farklı cihazlar tarafından üretilen, çoğunlukla yapılandırılmamış, aynı zamanda kentte herhangi bir mekanla bağlantılı olan verileri tanımlamaktadır. Bu kapsamda, örneğin, GPS sensörlü akıllı telefon sayısındaki önemli artış, kentsel veri toplama için büyük bir fırsat alanı olarak gösterilebilir. Akıllı telefonların GPS sensörlerinden elde edilen mekansal veriler, sakinlerin hareketlilik modellerinin oluşturulması, sosyal-mekansal hub'ların belirlenmesi, ekonomik kaynakların gerçek zamanlı dağılımı ve s. gibi uygulamalar için önemli bir girdi haline getirilebilir. Kentsel büyük verilerin sürekli genişlemesi ve Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojilerinin gelişimi, veri odaklı kentsel yönetişim girişimlerinin uygulanabilirliğinde önemli bir rol oynamıştır. Kentsel büyük veri, şehirlere çeşitli kaynaklardan toplanan büyük miktarda verilerden değerli bilgiler edinme potansiyeli sunar ve IoT, yüksek ağ hizmetlerinden yararlanarak gerçek dünya ortamına entegrasyonuna temel oluşturur. Akıllı şehir uygulamaları çerçevesinde IoT ve kentsel büyük veri kavramlarının kesişmesi gerçek akıllı şehirler hedefine ulaşma bağlamında farklı ve ilginç meseleleri ortaya çıkarıyor, fakat buna rağmen bu konu halen çok az araştırılmış bir konu olarak kalmaktadır. Bundan yola çıkarak, bu tez çağdaş kent yönetiminin büyük oranda kentin gerçek zamanlı ritmi (dinamikleri) ve kamusal desteğe bağlı olduğu hipotezini temel alarak, yetkili kurumların sürekli artan kentsel büyük veriden sürdürülebilir, doğru ve meşru kararlar almak için nasıl yararlanabileceği meselesine daha fazla ışık tutmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda, başlangıçta kentsel büyük veri, IoT ve akıllı şehirler gibi kavramsal çerçevenin temel taşları ve ayrıca bu bahsedilen temel kavramların kesişmeleri olarak kabul edilen veri bilimi ve kentsel bilişim gibi kavramları araştırmaktadır. Tezin bir sonraki kısmı kentsel verinin planlama ve kent yönetimi kararlarına zemin oluşturma trendini inceliyor. Bu kısım kentsel analiz çalışmalarının başlangıç aşamaları olan veri toplama ve elde etme konuları ve bu süreçlerde karşılaşılan sorunları detaylı bir şekilde ele almaktadır. Öte yandan, Yapay Zeka bazlı mekansal planlama, şehirlerin yordamsal modellenmesi (procedural modelling) gibi yenilikçi yöntemler de veri odaklı karar verme sistemlerindeki gelişmeler hakkında daha derin bilgi vermek amacıyla incelenmiştir. Bunu takiben, farklı ekonomik ve sosyal yapıya sahip ülkelerden gerçek uygalama örneklerinin incelemeleri yapılmıştır. İncelenen örnekler Çin Halk Cumhuriyeti'nin kentsel zeka (city intelligence) uygulaması, Avusturalya'daki Figmentum projesi, Japonya'daki Akıllı Kent Ortak Platformları ve İrlanda'nın kurduğu İmar Planlarını Paylaşma Platformu olarak sıralanabilir. Çin örneğinde çok büyük bir nüfusa ve farklı bürokratik yapıya sahip eyalet ve kentlere sahip bir ülkenin geçmişi gözardı ederek tamamen yeni bir sistem getirmek yerine, kentlerdeki mevcut verinin kentsel zeka sistemiyle paylaşılabilir hale getirilmesi ve kentlerarası işbirliğinin yasal bir zorunluluk haline getirilmesi olumlu ve olumsuz yönleriyle incelenmiştir. Avusturalya örneğindeyse kent sakinlerinin uygulanmakta olan yeni projeler ve planlama süreçlerine olan tepkilerinin farklı, basitleştirilmiş kavramsal görselleştirmerle ifade eden ve bu şekilde kent yöneticilerinin sosyal algıyı daha iyi anlayabilmesine ve buna göre hareket edebilmesine zemin yaratan Figmentum uygulaması incelenmiştir. Japonya'nın uygulamakta olduğu Akıllı Kentler Ortak Platformu politikası incelendiğinde ise politikanın şehirleri, modern kent merkezlerinde, mahallelerin yeniden canlandırılması ve güvenliğin artırılması gibi bazı sorunlara çözüm getirmelerini sağlayacak ve çeşitli alanlarda (afet yönetimi, turizm, ulaşım, enerji, çevre vb. gibi) kapsamlı veri elde etmek için IoT teknolojisini kullanmalarına yardımcı olacak akıllı şehir platformları oluşturmaya teşvik ettiği görülmüştür. Bu politika aslında kentlerin arasındaki iletişimi artıran ve kentsel veriden turizm ve dayanıklılık konularında yararlanılmasını sağlayan bir çok farklı alt-politikalara da temel oluşturmuştur. İncelenen son örnek olan İrlanda'nın İmar Planlarını Paylaşma Platformları ise 30'dan fazla plan yapma yetkisi olan kurumun ürettiği 400 üzerindeki imar planlarının ortak bir işbirliği politikası sayesinde standar ve paylaşılabilir bir formata getirilmesi ve ülkede her kesin erişimine açık olan tek bir platformda toplanması sürecine ışık tutmuştur. Örnekler bölümündeki mevcut eğilimlerin ve örneklerin kavramsal çerçeveyle bağlantılı bir şekilde incelenmesi, gizlilik ve siber güvenlik endişeleri, mekansal mülkiyet sorunları, kentin bazı kısımları için yapay zeka tabanlı olumsuz önyargıların oluşması potansiyeli gibi sistemin olası olumsuz tarafları, ayrıca kalifiye personel ve gerekli standardizasyon altyapısının eksikliği gibi sorunları ortaya çıkarmıştır. Akıllı şehirlerdeki verilere dayalı kentsel yönetişimin, aslında veri bilimi, yapay zeka ve / veya makine öğrenimi yoluyla işlenen veriler tarafından yönlendirildiği meselesi dikkate alınırsa bu veri işleme araçlarının kontrol edilebilmesi için tanımlanması ve sınırlandırılması zor olabilir. Kuşkusuz ki, büyük miktarda veri, öğrenme alışkanlıkları (study patterns), ve önceki deneyimlerle öğrenen ve geliştiren bilgi işlem teknolojileri üzerinden şekillenen bu yenilikçi yöntemler, önemli avantajlara paralel olarak olumsuz yönlere de sahip olabilir. Gerçekten de, gerektiği kadar konuşulmayan olumsuz yönler, mümkün olduğunca kaçınılması için açıkça tanımlanması gerekliliğine vurgu yapılmaktadır. Tezin son bölümü teorik çerçeve ve mevcut durumun incelenmesi sonrası yapılan çıkarımları temel alan ve başarılı bir veri odaklı kent yönetimi için model oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda, akıllı kentsel yönetişim için yalnızca teknik bir iş olarak görülmeyen, aynı zamanda politik ve ekonomik açıdan çekici bir imajın oluşturulması gerekliliği ve ancak bu şekilde siyasi liderlerin de bu tür sistematik reform için arabulucu olmak isteyeceği görülmektedir. Daha sonra, veri odaklı akıllı kentsel yönetişim bağlamında ortaya çıkan veri edinmeyi kolaylaştırma, mekansal mülkiyet sorunlarını yeniden değerlendirme, eğitimli personel ile bir veri kültürünün oluşturulması, siber güvenlik yapılarının yeniden güçlendirilmesi ve etkileşimli / dinamik kentsel yönetişime geçme gibi konuların avantajları ele alınmıştır. Veri toplamayı kolaylaştırma adına ortaya çıkan sorunların en temelinde kurumlararası iletişimsizlik olduğu ortaya çıkarıldığından yöneticiler tarafından atılacak en önemli adım olarak çeşitli paydaşlar arasındaki mutlak işbirliğinin sağlanması olduğu saptanmıştır. Mekansal mülkiyet sorunlarını ele almak için ise yapılması gerekenler kentlerdeki mülkiyet dengesinin ekonomik rant odaklı olmaktan çıkarıp kamusal yararlı bir sisteme dönüştürecek sistematik bir reform gerçekleştirmek, kamusallaştırmayla ilgili ulusal yönetmelikleri yerele indiryenerek gerçekçi yerel koşullara adapte etmek, kentteki arazilerin özelleştirilmesinin zorlaştırılmasına paralel olarak arsa kiralanması modelini gündeme getirmek ve özel mülk sahiplerinin katılım anketlerine olan geridönüşlerinin yapay zeka algoritmalarına entegre etmek olarak sıralanabilir. Öte yandan kalifiye personel sorununu çözebilmek için kapsamlı eğitime ek olarak kentte yasalaştırılan Kent Veri Politikası kapsamında karar sorumlusu ve uygulama sorumlusu olarak ayrılan tüm kentsel veriyi yönetecek ekiplerin kurulması gerekmektedir. Veri ve siber güvenlik endişeleriyle ilgili olarak ise IoT kullanımları ve entegre edilmiş dijital altyapıları nedeniyle siber saldırılara özellikle açık olan akıllı kentlerde 2 kritik nokta olan insanların dijital farkındalığı ve dijital altyapının sürekli güncellenmesinin dayanıklılığı artırabileceği tespit edilmiştir. Ayrıca güvenli tasarım yaklaşımı benimsenerek açık veri paylaşım platformları en baştan güvenlik kaygılarını dikkate alarak geliştirilmeli, verinin güvenliği ve insanların onu paylaşmadaki sarsılmış güvenini onarmak için ise şeffaf veri politikalarının benimsenmesi ve sorumluluk alan yetkililerin sayısının artmalı olduğu anlaşılmıştır. Uzun erimli planların ve kentle ilgili diğer kararların kentlerin gelişme hızına göre yavaş kalmasına çare olarak ise interaktif ve dinamik kent yönetşim yaklaşımının benimsenmesinin önemli olduğu saptanmıştır. Bu kapsamda, kentsel veri portallarındaki gerçek zamanlı veriyi kullanarak karar vericiler mevcut koşullara daha uygun, kısa ve orta erimli kararlar verebilirler. Bu model özellikle kentsel dayanıklılığı düşük olan yerlerde interaktif yönetişim hayati önem taşımaktadır. Öte yandan, toplumsal katılım ile yapılan dinamik planlamanın kentin refahı ve sosyal dinamikleri açısından daha sürdürülebilir ve kamusal desteği garantileyecek bir yaklaşım olabileceği konusu irdelenmiştir. Sonuç olarak, özellikle bilginin internet sayesinde erişilebilir olması toplumların kendi yönetimlerini sorumlu tutma kapasitesini artırdığı için veriye ve bilgiye dayalı olmayan tüm kararlar tepkiye maruz kalacağı, bu ise her geçen gün farklı kent yönetimlerini veri odaklı karar vermeğe iteceği, kentlerin gerçek zamanlı ritmini yansıtan kentsel veriyi baz alan tüm bu kararların dünya örneklerinde de görüldüğü gibi, tüm engellere rağmen yönetişimi başarılı kılan kararlar olacağı değerlendirilmiştir. Ayrıca, veriye dayalı akıllı kentsel yönetişimin şehirlerimizde köklü değişiklikler vaat ettiği ve bu çalışmanın daha sonra bu süreçte özel bilgilerin nasıl korunabileceği ve şehir planlamacılarının rolünün modern şehirlerin dijitalleşmesi sırasında nasıl değişeceği gibi konularda da kapsamlı araştırmaların yapılması gerektiği vurgulanmıştır.
Özet (Çeviri)
The amount of data produced every day in cities and other human settlements is truly comprehensive. In today's globe, 2.5 quintillion bytes of data are created every single day, and it's quite obvious that it is only going to grow from there. By 2020, it is estimated that 1.7 megabytes of data will be created every second for every person on earth. As there is no way around the fact that big data just keeps getting bigger and therefore it needs to be handled, processed and utilized. On the other hand, the constant expansion of urban big data and the evolution of Internet of Things (IoT) technologies have played an important role in the feasibility of data-driven urban governance initiatives. Urban big data offers the potential for cities to obtain valuable insights from a large amount of data gathered through various sources, and the IoT provides a basis for their integration in real world environment taking advantage of highly networked services. The combination of IoT and urban big data in scope of smart city applications is still a very under researched area that has brought new and interesting challenges for achieving the goal of true smart cities in future. In this regard, this thesis aims to shed more light on how city authorities can utilize the constantly growing amount of urban big data to make sustainable, accurate and legitimate decisions based on the main hypothesis that modern urban governance is greatly dependant on real-time rythm (dynamics) of a city and on the feedback of its residents. Hence, the study initially explores the main pillars of the conceptual framework such as urban big data, IoT and smart cities and also the concepts such as data science and urban informatics which are considered as the connection of the abovementioned pillars. The following part of the study investigates the current trends about how data becomes a basis for planning and urban governance decisions. In this part, the initial steps of urban analytics, namely data collection and acquisition, as well as its challenges are studied. The modern methods such as AI based spatial planning, procedural modelling of cities and etc. are also presented in order to give an understanding on the methodological advancements in data-driven decision systems. Subsequently, real-world case studies from countries with different economical and social backgrounds are explored. The study of current trends and case studies in this part reveals the main challenges of data-driven urban governance such as privacy and cyber security concerns, spatial property issues, AI based negative biases for some parts of the city, as well as the big shortage on qualified personnel and lack of necessary standardisation in almost all of the cities. The last part of the thesis focuses on formulating a model based on the theoretical framework and the deductions made from the study of examples. In this scope, the necessity of creating an image for smart urban governance which isn't solely seen as something technical, but also politically and economically interesting notion proves critical as only thus political leaders will also want to be the mediators for this type of systematic reform. Finally, the potentials of facilitating data acquisition, addresing the spatial property issues, establishing a data culture with trained personnel, re-inforcing cyber security measures and the advantages of moving towards interactive/dynamic urban governance becomes apparent towards the goal of data-driven smart urban governance. In conclusion, it is assessed that smart urban governance based on data promises fundamental changes in our cities and the study of this topic should lead to comprehensive subsequent studies on how private information can be protected in this process and in what ways the role of city planners will change during the digitalization of modern cities.
Benzer Tezler
- Ulusal ve yerel düzeyde yoksulluk azaltma stratejileri: İstanbul'da sosyal yardım uygulamaları
Poverty reduction strategies on national and local level: Social assistance implementation on Istanbul
FATMA GÜL ERYILDIZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜLDEN ERKUT
- Bilgi işlem teknolojileri altyapısının ekonomik büyüme üzerine etkisi: Sahra-Altı Afrika ülkelerinden kanıtlar
The impact of ict infrastructure on economic growth: Evidence from Sub-Saharan-African countries
SAİD MOHAMUD NUR
Yüksek Lisans
İngilizce
2022
Ekonomiİstanbul Teknik ÜniversitesiEkonomi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ METE HAN YAĞMUR
- Placemaking experiences via mobile applications: Case of Levent Mquare, İstanbul
Mobil aplikasyonlar aracılığıyla yer oluşturma deneyimleri: Levent Meydanı örneği, İstanbul
DENİZ YALÇIN
Yüksek Lisans
İngilizce
2024
Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik ÜniversitesiKentsel Tasarım Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İSMAİL EREN KÜRKÇÜOĞLU
- Ekosistem servisleri değerinin mekânsal planlama ile ilişkilendirilmesi
Integration of ecosystem services value into spatial planning
NÜKET İPEK ÇETİN
Doktora
Türkçe
2023
Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AZİME TEZER
- Yapısal kültür varlıklarının fayda değeri analizine bağlı bir yöntemle değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
AYŞE TÜTENGİL