Geri Dön

Williams sendromlu hastaların klinik ve laboratuvar bulgularının değerlendirilmesi

Evaluation of clinical and laboratory findings of patients with williamssyndrome

  1. Tez No: 649727
  2. Yazar: ORUÇ BARKIN TIĞ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. BANU NUR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 89

Özet

Giriş-Amaç: Genetik hastalıklara neden olan mutasyonlar genom mutasyonları, kromozom mutasyonları ve gen mutasyonları olarak 3 ana başlıkta değerlendirilmektedir. Mikrodelesyon sendromları kromozom analizi ile saptanamayacak kadar küçük boyutlu submikroskobik kromozomal parça kopmalarıdır. Kromozomun etkilenen bölgesine göre sınıflanabilen mikrodelesyon sendromları arasında Williams, velokardiyofasiyal, Prader-Willi, Angelman gibi sendromlar en iyi bilinenleridir. Williams sendromu (WS) kromozomun 7q11.23 lokalizasyonunda gerçekleşen mikrodelesyon sonucu ortaya çıkmaktadır. Willams sendromu; tipik yüz görünümü (elf yüzü), kardiyovasküler hastalık (supravalvuler aort stenozu (SVAS), periferik pulmoner stenoz (PPS), hipertansiyon (HT)), boy kısalığı, büyüme geriliği, zihinsel yetersizlik, endokrin bozukluklar (hiperkalsemi, hiperkalsiüri, hipotirodizm, erken puberte) bağ dokusu hastalıkları ve kokteyl tipi kişilik olarak adlandırılan kendine has bir kişilik ile karakterizedir. Hastalarda çoklu gen kayıpları sonucu oluşabilecek ve önemli mortalite ve morbiditeye neden olabilecek birçok sistem etkilenmektedir. Çalışmanın amacı; klinik bulgular ile tanı alan ve FISH analizi ile doğrulanan WS'lu olguların antropometrik ölçümlerinin, fenotipik özelliklerinin (boy kısalığı, mikrosefali, temporal darlık, hipertelorizm, burun kökü basıklığı, büyük kulak, epikantal katlantı, öne kalkık burun, malar hipoplazi, uzun filtrum, kaba ses, dolgun yanaklar, klinodaktili, tırnak hipoplazisi vb. gibi), dental anomaliler (malokluzyon, adonti, mikrodonti), göz anomalilerinin (strabismus, hipermetropi, iriste yıldız görünümü vb. gibi) tanımlanması ve eşlik eden ek hastalıkların (kardiyak anomaliler, hipotrioidi, çölyak hastalığı, renal anomali, erken puberte vb. gibi) saptanması ile hastalığın klinik seyrinin tartışılmasıdır. İlave olarak WS'lu hastalarda tanımlanan hiperkalsemi nedeniyle, hastalar normokalsemik oldukları dönemde bile kalsiyumdan fakir diyet ve D vitamini kısıtlamasına yönlendirilebilmektedir. Çalışmamızda hastalarımızın kemik mineral metabolizmasını değerlendirmeye yönelik olarak kalsiyum içerikli gıdalardan kaçınıp kaçınmadığı, D vitamini kullanım süresi, günlük güneş maruziyeti, egzersiz/yürüyüş sıklığı kaydedilmiş ve hastaların serum kalsiyum, fosfor, alkalen fosfataz, 25-hidroksi vitamin D [25(OH)D] düzeyleri ve kemik metabolizmasının değerlendirilmesi için yapılmış olan dual enerji x ışını absorbsiyometresi (DEXA) (femur-vertebra) sonuçlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 2010-2018 yılları arasında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı ve Çocuk Genetik Bilim Dalı tarafından takip edilmekte olan, WS tanısı almış 19 kız, 23 erkek olmak üzere toplam 42 hasta dahil edildi. Çalışma Akdeniz Üniversitesi Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu tarafından onaylanmıştır. Çalışmaya dahil edilme kriterleri; 1) WS klinik tanısı ile uyumlu olması, 2) Hastadaki klinik bulgulara yönelik başka etiyolojinin gösterilmemiş olması, 3) FISH analizi ile tanının doğrulanmış olması olarak belirlenmiştir. Çalışmadan dışlanma kriterleri; 1) WS tanısı doğrulanmamış hastalar 2) Düzenli takipten çıkmış olan hastalar olarak belirlenmiştir Hastaların fenotipik özellikleri, antropometrik ölçümleri, eşlik eden kardiyovasküler sistem, endokrin sistem, üriner sistem, gastroenterolojik sistem, kas iskelet sistem değerlendirmesi ve kemik metabolizmasına yönelik klinik ve laboratuvar değerleri dosya kayıt bilgilerinden kaydedilmiştir. İlave olarak bu hastaların içinden 12 erkek 8 kız hasta olmak üzere toplam 20 hastanın KMY verileri de değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışma grubundaki hastaların kardiyovasküler özellikleri incelendiğinde %33,3'ünde supravalvüler aort darlığı, %21,4'ünde periferik pulmoner stenoz, %19,0'unda VSD, %14,3'ünde mitral kapak hastalıkları, %11,9'unda hipertansiyon, %9,5'inde aort yetmezliği, %7,1'inde ASD ve 7,1'inde aort koarktasyonu görülmüştür. Hastalardaki üriner sistem değerlendirmesinde 4 hastada (%9,5) renal agenezi 3 hastada (%7,1) nefrokalsinozis, 2 hastada (%4,8) VUR tespit edilmiştir. Hastaların endokrin sistem değerlendirmesi incelendiğinde 9 hastada (%21,4) hipotiroidi, 7 hastada (%16,6) hiperkalsemi, 2 hastada (%4,7) büyüme hormonu (GH) eksikliği 2 hastada (%4,7) ise puberte prekoks saptanmıştır. Hastaların gastrointestinal sistem incelemesinde %40,7'sinde tekrarlayan karın ağrısı şikayeti bulunurken, %21,4'ünde kabızlık, %19,0'unda GÖR ve %4,9'unda çölyak hastalığı olduğu gözlenmiştir. Hastaların diş özelliklerine ait bulgulara bakıldığında, 25 hastada (n=25/42, %59,5) malokluzyon, 21 hastada (n=21/42, %50) enemal hipoplazi, 15 hastada (n=15/42, %35,7) mikrodonti ve 7 hastada (n=7/42, %16,7) adonti olduğu belirlenmiştir. Hastaların göz değerlendirmesinde 23 hastada (n=23/42, %54,8) iriste yıldız görünümü olduğu görülürken, 13 hastada (n=13/42, %31) strabismus, 5 hastada (n=5/42, %11,9) hipermetropi ve 4 hastada (n=4/42, %9,5) miyopi özellikler gözlenmiştir. Kas-iskelet özelliklerinden hipermobilitesi olan hasta sayısı 17 (n=17/42, %40,5), skolyozu olan hasta sayısı 11 (n=11/42, %26,2) kifozu olan hasta sayısı 4 (n=4/42, %9,5) ve kontraktürü olan hasta sayısı ise 3 (n=3/42, %7,1) olarak saptanmıştır Takip edilmekte olunan tüm hastaların kemik metabolizmasına yönelik değerlendirmede serum kalsiyum değerinin 9,10 mg/dl ile 10,90 mg/dl (ort. 10,06±0,51) arasında değişmekte olduğu, fosfor değerlerinin 1,90 ile 6,10 (ort. 4,76±0,96) arasında, D vitamini değerinin 6,50 ile 41,60 (ort. 20,02±6,72) arasında değişmekte olduğu saptanmıştır. Hastaların PTH düzeyinin 13,05 pg/ml ile 143 pg/ml (ort. 49,85±26,58) arasında ALP düzeylerinin ise 53 UI/L ile 459 UI/L (ort. 152,20±81,96) arasında değişmekte olduğu saptanmıştır. KMY ölçümü yapılan hastaların yaş dağılımının 4 ile 18 yaş (ortalama 11,45 ±4,93) arasında olduğu boy uzunluklarının 6 cm ile 174 cm (ort. 133,65 ± 26,24) arasında değiştiği, boya göre z skoru değerlendirmesinin -3,56 ile 0,72 (ort. -1,24±0,96) arasında olduğu saptanmıştır. Hastaların KMY değerlendirildiğinde lumbal vertebra için sonuçların -3,8 ile 2,0 (-0,5±1,3) arasında olduğu, bu sonuçların boya göre düzeltilmesi sonrasında -3,06 ile 2,64 (ort 0,16±1,34) arasında dağılım gösterdiği saptanmıştır. Femur boyun için KMY sonuçları incelendiğinde -3,86 ile 0,4 (ort -1,31±1,09) arasında sonuçlar elde edilirken, boya göre bu sonuçlar düzenlendiğinde -2,77 ile 1,03 (ort -0,84±1,05) arasında sonuçlar elde edilmiştir. Lumbal vertebra için kemik mineral yoğunluğu (KMY) 5 (%25) hastada düşük izlenirken, boya göre düzeltilmiş lumbal vertebra için KMY hesaplandığında ise 3 (%15) hastada düşük olduğu, hastaların femur boynu için KMY incelendiğinde 14 hastada (%70) düşük izlenirken. boya göre düzeltilmiş KMY hesaplandığında ise 9 (%45) hastada düşük KMY izlenmiştir. Sonuç: Çalışmamız ile multidisipliner bir yaklaşımla izlenen ve çoklu sistem değerlendirmesi yapılmış WS tanılı hastalarımızın fenotipik, klinik ve laboratuvar bulgularını inceleyerek, verilerimizi ulusal ve uluslararası çalışmalarla karşılaştırarak literatüre katkı sağlanacağı düşünülmektedir. Çocukluk dönemindeki WS'lu hastalarda şimdiye kadar tanımlanan klinik ve laboratuvar bulgularına ek olarak çalışmamızda Türk popülasyonundaki KMY ile ilgili veriler ilk olarak değerlendirilmiştir. Literatürde konuyla ilgili nadir çalışmalar da mevcuttur. Bulgularımız sonucu konunun aydınlatılabilmesi için olgu sayısı arttırılmış yeni ve ileri çalışmalara ihtiyaç olduğu açıktır. Sonuç olarak verilerimiz doğrultusunda WS'lu hastalara etkin bir genetik danışmanlık ve klinik izlem imkanı sunulabilmektedir. Bu sayede hastalığa eşlik edebilecek komplikasyonların erken tanısı, uygun şekilde yönetimi ile önlemlerin alınması yaşam kalitesini arttıracaktır.

Özet (Çeviri)

Introduction – Objective: The mutations that cause genetic diseases are evaluated under 3 main headings as genome mutation, chromosome mutation and gene mutation. Microdeletion syndromes are submicroscopic chromosomal part ruptures that are too small to be detected by chromosome analysis. Among the microdeletion syndromes that can be categorized by the effected area of the chromosome, Williams, velocardiofacial, Prader-Willi, Angelman syndromes are the best known ones. William syndrome (WS) occurs as a result of microdeletion at the localization 7q11.23 of the chromosome. Williams syndrome is characterized by; typical facial appearance (elf face), cardiovascular disease (supravalvular aortic stenosis (SVAS), peripheral pulmonary stenosis (PPS), hypertension (HT), short stature, growth retardation, mental retardation (MR), endocrine disorders (hypercalcemia, hypercalciuria, hypothyroidism, early puberty) connective tissue diseases and an unique personality also called cocktail type In patients, many systems that may cause significant mortality and morbidity are effected as a result of multiple gene losses. The aim of the study is the discussion of the clinical course of the disease by identifying anthropometric measurements, phenotypic features (short stature, microcephaly, temporal stenosis, hypertelorism, nasal root hoarseness, big ear, epicantal fold, prominent nose, malar hypoplasia, long filtrum, coarse voice, plump cheeks, clinodactyly, nail hypoplasia, etc.), dental anomalies(malocclusion, adonti, microdontics), eye anomalies(strabismus, hyperopia, star appearance in the iris, etc.), and accompanying additional diseases (cardiac anomalies, hypothyroid, celiac disease, renal anomaly, early puberty etc.) in patients with WS, diagnosed with clinical findings and confirmed by FISH analysis. In addition, due to the hypercalcemia defined in patients with WS, patients can be directed to calcium-poor diet and vitamin D restriction even in the period that they are normocalcemic. In our study, whether calcium-containing foods were avoided in order to evaluate bone mineral metabolism of our patients, duration of vitamin D use, daily sun exposure, exercise / walking frequency were recorded and serum calcium, phosphorus, alkaline phosphatase, dual energy x-ray (which were made to evaluate the 25- hydroxy vitamin D [25(OH)D] levels and bone metabolism) absorptiometry [(DEXA) femur-vertebra] results are aimed to be examined. Materials and Methods: A total of 42 patients, including 19 girls and 23 boys diagnosed as WS, who were followed up by Akdeniz University Faculty of Medicine, Department of Child Health and Diseases and Child Genetic Science between 2004-2019, were included in the study. The study was approved by Akdeniz University Non-Interventional Clinical Research Ethics Committee. Criteria for inclusion in the study was determined as; 1) To be compatible with WS clinical diagnosis, 2) No other etiology was shown for the clinical findings in the patient, 3) The diagnosis was confirmed by FISH analysis. Exclusion criteria from the study determined as; 1) Patients with unconfirmed diagnosis of WS, 2) Patients who were off the regular follow-up. Clinical and laboratory values of patients' phenotypic features, anthropometric measurements, concomitant cardiovascular system, endocrine system, urinary system, gastroenterological system, musculoskeletal system evaluation and bone metabolism were recorded from the registration file information. In addition, the BMD (Bone Mineral Density) data of 20 patients, 12 male and 8 female, were evaluated. Findings: When the cardiovascular characteristics of the patients in the study group were examined, supravalvular aortic stenosis in 33.3%, peripheral pulmonary stenosis in 21.4%, VSD in 19.0%, mitral valve diseases in 14.3%, hypertension in 11.9%, aortic failure in 9.5%, ASD in 7.1% and aortic coarctation in 7.1% was observed. In the urinary system evaluation of the patients, renal agenesis was detected in 4 patients (9.5%), nephrocalcinosis in 3 patients (7.1%), and VUR in 2 patients (4.8%). When the endocrine system evaluation of the patients were examined, hypothyroidism in 9 patients (21.4%), hypercalcemia in 7 patients (16.6%), growth hormone (GH) deficiency in 2 patients (4.7%), and puberty precox in 2 patients (4.7%) had been determined. In the gastrointestinal system examination, 40.7% of patients had recurrent abdominal pain, while 21.4% had constipation, 19.0% had GER and 4.9% had celiac disease. Considering the dental features of patients, malocclusion in 25 patients (n = 25/42, 59.5%), enemal hypoplasia in 21 patients (n= 21/42, 50%), microdontia in 15 patients (n= 15/42, 35%, 7) and adontias in 7 patients (n= 7/42, 16.7%) were found. In the eye evaluation of the patients, star iris in 23 patients (n= 23/42, 54.8%), strabismus in 13 patients (n= 13/42, 31%), hyperopia in 5 patients (n= 5/42, 11.9%) and myopia features were observed in 4 patients (n= 4/42, 9.5%). Of the musculoskeletal features, the number of patients with hypermobility 17 (n= 17/42, 40.5%), the number of patients with scoliosis 11 (n= 11/42, 26.2%), the number of patients with kyphosis 4 (n= 4/42 (9.5%) and the number of patients with contractures was 3 (n= 3/42, 7.1%). In the evaluation of bone metabolism of all patients being followed-up, serum calcium values ranged from 9.10 mg/dl to 10.90 mg/dl (avg.10,06 ± 0,51), phosphorus values ranged between 1.90 and 6.10 (avg. 4,76 ± 0,96), and vitamin D value ranged between 6.50 and 41.60 (avg. 20,02 ± 6,72). While the PTH level of the patients was changing between 13.05 pg/ml and 143 pg/ml (avg. 49.85 ± 26.58), the ALP levels were between 53 UI/L and 459 UI/L (avg.152.20 ± 81.96). While the age distribution of patients with BMD measurements ranged from 4 to 18 years (avg. 11.45 ± 4.93), their height varies between 6 cm and 174 cm (avg. 133.65 ± 26.24) and Z-score according to height was between -3.56 and 0.72 (avg. -1.24 ± 0.96). When BMD was evaluated, for lumbar vertebrae, the results were between -3.8 and 2.0 (-0.5 ± 1.3), after correction of these results by height, it was found to be varied between -3.06 to 2.64 (avg.0.16 ± 1, 34). When the BMD results for the femoral neck are examined, results between -3.86 and 0.4 (avg. -1.31 ± 1.09) were obtained, and when these results are adjusted according to the height, results between -2.77 and 1.03 (avg. -0.84 ± 1.05) were obtained. While the bone mineral density (BMD) for lumbal vertebra was low in 5 (%25) patients, it was low in 3 (15%) patients when BMD were calculated for lumbal vertebra adjusted to height, it was low on 14 (70%) patients when BMD was examined for femoral neck of patients and lastly it was low on 9 (45%) patients when BMD adjusted to height was calculated. Results: With our study, it is thought that we will contribute to the literature by comparing our data, which were gathered by examining the phenotypic, clinical and laboratory findings of our patients with WS, who were followed-up with a multidisciplinary approach, and who had multiple system evaluations, with national and international studies. In addition to the clinical and laboratory findings described so far in patients with WS in childhood, the data on BMD in the Turkish population were evaluated first. There are also rare studies on the subject in the literature. As a result of our findings, it is clear that new and further studies are needed to increase the number of cases. In conclusion, we can offer effective genetic counseling and clinical monitoring to patients with WS based on our data. In this way, early diagnosis of complications that can accompany the disease, taking appropriate measures with proper management will increase the quality of life.

Benzer Tezler

  1. Williams sendromu tanılı çocuk hastalarda doğumsal kalp hastalıklarının seyri ve ani ölüm riskinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the sudden death risk and clinical course of congenital heart disease diagnosed with Williams syndrome in children

    YAKUP ERGÜL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYGÜN DİNDAR

  2. Bilişsel yetersizlik etyolojisinde genetik tanı yöntemlerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of genetic diagnosis methods in intellectual disability etiology

    MURAT HAKKI YARAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    GenetikKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ALPER HAN ÇEBİ

  3. Çocuk kardiyoloji polikliniğine başvuran çocuk ve adölesanlarda biküspid aort kapağı sıklığı ve eşlik eden kardiyovasküler anomaliler ile konjenital sendromların değerlendirilmesi

    Evaluation of bicuspid aortic valve frequency and concomitant cardiovascular anomalies and congenital syndromes in children and adolescents admitted to pediatric cardiology outpatient clinic

    HÜSEYİN SÜSLÜ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSelçuk Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET SERT

  4. Erciyes üniversitesi tıbbi genetik ana bilim dalında değerlendirilen mikrodelesyon sendromları hastalarına ait sitogenetik sonuçların retrospektif olarak değerlendirilmesi

    Retrospective evaluation of cytogenetic results of patients with microdeletement syndromes evaluated at erciyes university medical genetic department

    SEDA ÖNCÜ KEKLİK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    GenetikErciyes Üniversitesi

    Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YUSUF ÖZKUL

  5. Obstrüktif uyku apne sendromlu hastaların orta kulak basıncının ve östaki tüp fonksiyonlarının değerlendirilmesi

    Evaluation of middle ear pressure and eustachian tube functions in patients with obstructive sleep apnea syndrome

    ERDOĞAN ÖZGÜR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Kulak Burun ve BoğazCelal Bayar Üniversitesi

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ASIM ASLAN