Geri Dön

Williams sendromlu hastalarda klinik ve genetik bulguların değerlendirilmesi

Evaluation of clinical and genetic findings in patients with Williams syndrome

  1. Tez No: 967741
  2. Yazar: AYÇA GÖKÇE COŞKUN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ESRA KILIÇ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Williams Sendromu, 7q11.23 delesyonu, Williams Beuren Sendromu, Williams Syndrome, 7q11.23 deletion, Williams Beuren Syndrome
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 104

Özet

Giriş ve Amaç: Williams Sendromu, ilk kez 1961 yılında kardiyolog J.C.P. Williams ve meslektaşları tarafından, supravalvüler aort stenozu, zihinsel gerilik ve karakteristik yüz özellikleri ile tanımlanmıştır. Bir yıl sonra, A.J. Beuren benzer özelliklere sahip olan hastaları tanımlamıştır ve sendrom“Williams-Beuren sendromu”olarak anılmaya başlanmıştır. Williams Sendromu yaklaşık 20.000'de 1 oranında görülen nadir bir nörogelişimsel bozukluktur. Tanı, kromozom 7q11.23 bölgesinde elastin genini içeren delesyonun genomik testlerle saptanmasıyla konulmaktadır. Williams Sendromu tanısı, tipik yüz özellikleri, gelişimsel gerilik, boy kısalığı, bağ dokusu sorunları, karakteristik bilişsel ve davranışsal özelliklerin bütüncül değerlendirilmesine dayanır. Etkilenmiş bireylerde bu delesyon büyük çoğunlukla sporadik olarak ortaya çıkmaktadır. Gelişmiş genetik test teknikleri, erken tanı koyma oranlarını yükseltmiştir. Multidisipliner tedavi yaklaşımları ise hastaların yaşam kalitesini iyileştirmektedir.Bu çalışma ile Williams Sendromu tanılı hastaların demografik, fenotipik, sistemik, klinik, biyokimyasal, radyolojik, sitogenetik ve moleküler genetik bulgularını saptamak ve bunlara eşlik eden genetik anomalileri değerlendirmek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Çocuk Hastanesi Çocuk Genetik bölümüne 01 Mart 2018 ile 31 Aralık 2023 tarihleri arasında başvuran, Williams Sendromu tanısı alan ve takip edilen 45 hastanın öykü ve fizik muayene bulgularının, laboratuvar değerlerinin ve görüntüleme tetkik sonuçlarının geriye dönük olarak hastane tabanlı elektronik kayıt sisteminden elde edildiği retrospektif bir araştırmadır. Bulgular: Klinik ve moleküler bulguları ile Williams Sendromu tanısı konulan ve 18 yaş altında olan 45 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Hastalarımızın 24'ünün (%53,3) kız, 21'inin (%46,7) erkek cinsiyette olduğu, tanı yaşı ortalamasının ise 2,5 yaş olduğu tespit edilmiştir. Çalışmamızdaki hastaların %86,7'sinde kardiyovasküler sistem patolojileri, %37,8'inde ürogenital anomaliler, %42,2'sinde kas iskelet sistemi patolojileri, %37,5'inde renal anomaliler, %42,2'sinde endokrinolojik sorunlar, %40'ında gastrointestinal sistem sorunları, %32,5'inde oküler patolojiler ve %17,8'inde nörolojik anomaliler olduğu saptanmıştır. Hastaların %81'i floresan in situ hibridizasyon yöntemi ile %26,2'si mikrodizin yöntemiyle tanı almıştır. 1 hastamız takip sırasında yaşamını yitirmiştir. Sonuç: Williams Sendromu tanısı genellikle klinik kriterlere dayanmakla birlikte hastalık belirtilerinin yaşa bağlı değişkenlik göstermesi nedeniyle genetik testler tanıda önemli bir tamamlayıcıdır. Genetik tanı, Williams Sendromu tanısını kesinleştirerek hastalığın seyrini ve olası komplikasyonları izlemeyi kolaylaştırır ve özellikle atipik vakalarda tanıya yardımcı olmaktadır. Genotip-fenotip ilişkilerinin belirlenmesi ise hastalığın ilerleyişini daha iyi öngörmeyi sağlamaktadır. Tanı alan hastaların yaşamlarının farklı dönemlerinde çeşitli sorunlarla karşılaşabilecekleri göz önünde bulundurularak hasta ve ailesine yeterli bilgilendirme yapılmalıdır. Destekleyici tedaviler, hastaların yaşam kalitesini iyileştirmektedir.

Özet (Çeviri)

Introduction: Williams Syndrome was first described in 1961 by cardiologist J.C.P. Williams and his colleagues, who identified it in a patient with supravalvular aortic stenosis, intellectual disability, and characteristic facial features. One year later, A.J. Beuren described patients with similar features, and the syndrome became known as“Williams-Beuren syndrome”. Williams Syndrome is a rare neurodevelopmental disorder with an estimated prevalence of 1 in 20,000 individuals. The diagnosis is confirmed through genomic testing that detects a deletion at the 7q11.23 chromosomal region, which includes the elastin gene.The diagnosis of Williams Syndrome is based on a comprehensive evaluation of typical facial features, developmental delay, short stature, connective tissue abnormalities, and characteristic cognitive and behavioral features. In most affected individuals, this deletion occurs sporadically. Advances in genetic testing techniques have increased early diagnosis rates, and multidisciplinary treatment approaches have improved the quality of life for patients. This study aims to determine the demographic, phenotypic, systemic, clinical, biochemical, radiological, cytogenetic and molecular genetic findings of patients diagnosed with Williams Syndrome and to evaluate accompanying genetic anomalies. Materials and Methods: This study is a retrospective study conducted at Ankara Bilkent City Hospital, Pediatric Genetics Department of the Children's Hospital. It includes data from 45 patients diagnosed with Williams syndrome who were admitted and followed between March 1, 2018, and December 31, 2023. The patients history, physical examination findings, laboratory values, and imaging results were obtained retrospectively from the hospital based electronic record system. Results: A total of 45 patients under the age of 18 who were diagnosed with Williams Syndrome based on clinical and molecular findings were included in this study. Of these patients, 24 (53.3%) were female and 21 (46.7%) were male, with a mean age at diagnosis of 2.5 years. Cardiovascular system pathologies were detected in 86.7% of the patients, urogenital anomalies in 37.8%, musculoskeletal system pathologies in 42.2%, renal anomalies in 37.5%, endocrine disorders in 42.2%, gastrointestinal system issues in 40%, ocular pathologies in 32.5%, and neurological anomalies in 17.8%. Diagnosis was established in 81% of the patients using fluorescence in situ hybridization analysis and in 26.2% using microarray analysis. One of our patients died during follow-up. Conclusion: Although the diagnosis of Williams Syndrome is primarily based on clinical criteria, genetic testing serves as an essential complement due to the age-dependent variability of disease symptoms. Genetic diagnosis confirms the diagnosis of Williams Syndrome, facilitates monitoring the disease course and potential complications, and is particularly helpful in diagnosing atypical cases. Determining genotype-phenotype correlations allows for better prediction of disease progression. Patients diagnosed with Williams Syndrome may encounter various problems at different stages of life; therefore, adequate information should be provided to them and their families. Supportive therapies play a key role in improving patients' quality of life.

Benzer Tezler

  1. Williams sendromlu hastaların klinik ve laboratuvar bulgularının değerlendirilmesi

    Evaluation of clinical and laboratory findings of patients with williamssyndrome

    ORUÇ BARKIN TIĞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAkdeniz Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BANU NUR

  2. Williams sendromu tanılı çocuk hastalarda doğumsal kalp hastalıklarının seyri ve ani ölüm riskinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the sudden death risk and clinical course of congenital heart disease diagnosed with Williams syndrome in children

    YAKUP ERGÜL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYGÜN DİNDAR

  3. Erciyes Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalında değerlendirilen mikrodelesyon sendromları hastalarına ait sitogenetik sonuçların retrospektif olarak değerlendirilmesi

    Retrospective evaluation of cytogenetic results of patients with microdeletement syndromes evaluated at Erciyes University Medical Genetic Department

    SEDA ÖNCÜ KEKLİK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    GenetikErciyes Üniversitesi

    Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YUSUF ÖZKUL

  4. Çocuk kardiyoloji polikliniğine başvuran çocuk ve adölesanlarda biküspid aort kapağı sıklığı ve eşlik eden kardiyovasküler anomaliler ile konjenital sendromların değerlendirilmesi

    Evaluation of bicuspid aortic valve frequency and concomitant cardiovascular anomalies and congenital syndromes in children and adolescents admitted to pediatric cardiology outpatient clinic

    HÜSEYİN SÜSLÜ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSelçuk Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET SERT

  5. Bilişsel yetersizlik etyolojisinde genetik tanı yöntemlerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of genetic diagnosis methods in intellectual disability etiology

    MURAT HAKKI YARAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    GenetikKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ALPER HAN ÇEBİ