Retinal ven tıkanıklıklarında etyolojik ve prognoztik faktörler
Etiologic and prognostic factors in retinal vein occlusions
- Tez No: 650012
- Danışmanlar: DOÇ. DR. AYŞE GÜL KOÇAK ALTINTAŞ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Göz Hastalıkları, Eye Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2012
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bakanlığı
- Enstitü: Ankara Ulucanlar Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 90
Özet
Amaç: Bu çalışmada retinal ven tıkanıklılarında etyolojik ve prognoztik risk faktörlerinin belirlenmesi ve tedavi yöntemlerinin etkinliğinin incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve yöntemler: Bu retrospktif çalışmamız Çalışmaya Sağlık bakanlığı Ulucanlar Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Retina biriminde takip edilen Santral retinal ven tıkanıklığı tanısı (SRVT) almış 22 hasta, Retina ven dal tıkanıklığı (RVDT) tanısı almış 78 hasta dahil edildi. Tüm hastaların başlangıçta ve 1., 3., 6. Ve 12. Aylardaki takip dönemlerinde Snellen eşeli ile ölçülen En iyi düzeltilmiş görme keskinliği (EDGK), göz içi basıcı (GİB), biyomikroskobik ve dilate fundus muayeneleri, santral maküla kalınlıkları (SMK) ve fundus anjiografilerini içeren ayrıntılı oftalmolojik muayenesi yapıldı. Tedavi sonrası EDGK, GİB, SMK değerleri başlagıç dönemleri ile karşılaştırıldı. İstatistiksel analiz için SPSS programı 15.0 versiyonu kullanıldı. Bulgular: SRVT gelişen hastaların 14'ü (%63) kadın, 8'i erkek ve RVDT gelişen hastaların ise 37'si (%47) kadın, 41'i (%52) erkek idi. SRVT ve RVDT gelişen hastalarda cinsiyet açısından bir fark gözlenmedi (sırasıyla p = 0.21, p = 0.62). SRVT gelişen hastaların ortalama (ort.) yaşı 63.27±13 yıl, RVDT gelişen hastalarda ise 61.9±10 yıl idi. SRVT ve RVDT gelişen hastaların ort. yaşları arasında istatistiksel bir fark saptanmadı (p = 0.53). Ortalama takip süresi 12 aydı. Her iki gruptaki hastalarda başlangıç görme seviyeleri SRVT'de ort. 0.12±0.2 sıra, RVDT'de 0.3±0.2 sıra ve tedaviden sonraki 12. Aydaki ort. görme keskinlikleri SRVT'de 0.3±0.3 sıra, RVDT'de 0.6 ± 0.2 sıra idi. Her iki grupta da başlangıç ve 12. Ay sonundaki görme keskinlikleri arasında istatistiksel fark mevcuttu (p < 0.001, p < 0.001). Tedaviden önceki ilk ort. SMK SRVT'li hastalarda 626±179 µm, RVDT'li hastalarda ise 415±108 µm idi ve başlangış ort. SMK'lar arasında anlamlı fark mevcuttu (p < 0.001). Her iki hasta grubunda da başlangıç görme keskinlikleri ile SMK'ları arasında negatif bir korelasyon mevcuttu ve bu korelasyonun istatistiksel olarak anlamlı olduğu gözlendi. Her iki hasta grubununda da başlangıç ve tedaviden sonra 12. Aydaki ort. SMK'ları arasındaki fark istatisksel olarak anlamlı idi (p < 0.001, p < 0.001). SRVT gelişen hastaların 9'nda (%40.9) iskemik tipte, 13'de iskemik olmayan tipte klinik özellikler mevcuttu. İskemik tip SRVT'li hastaların 7'sinde (%66) neovasküler iris (NVI) yada neovasküler glokom (NVG), 8'inde (%77) neovasküler elsewhere (NVE) yada neovasküler disk (NVD) gelişimi gözlendi. RVDT gelişen hastaların 7'sine (%8.9) iskemik tipte klinik özellikler mevcuttu. Bu hastalardan 2'sinde (%28) NVI/NVG ve 2'sinde ise (%28) NVE/NVD gelişimi gözlendi. Sonuç:. Tüm RVT klinik tiplerinde SRVT, RVDT'ye göre daha fazla görülmektedir. RVT'de başlangıç EDGK ile SMK arasında negatif yönde anlamılı bir korelasyon mevcuttur. Başlangıç EDGK ve SMK'nın retina ven tıkanıklıkları için birer prognoztik faktör olduğu saptandı. RVT'de uygulanan standart tedavide başlangıçtaki az görme görsel açıdan kötü olmasına rağmen, kombine tedavi yöntemleri ile daha yüksek seviyede görme artışı gözlemledik. Neovasküler olaylar SRVT'de RVDT'ye oranla daha sık gözlenmektedir.
Özet (Çeviri)
Purpose: This study aimed to determine aetiologic and prognostic risk factors and to investigate efficacy of treatment modalities in Retinal vein occlusions. Material and methods: Twenty-two patients with CRVO and seventy-eight patients with BRVO who are observing in Ministry of Health Ankara Ulucanlar Eye Research and Education Hospital retina department, were included to our retrospective study. All patiets had undergone a detailed examination including measurements of best-corrected visual acuity with Snellen chart (BCVA), intraocular pressure (IOP), biomicroscopic and dilated fundus examination, central macular thickness (CMT), fluorescein angiograms at preliminary and at follow-up examination 1st, 3rd, 6th and 12th months. After the treatment BCVA,CMT, IOP levels were compared with initial period. SPSS programme 15.0 version was used for statistical analysis. Results: There were 14 (%63) females and 8 (%37) males in the CRVO and 37 (%47) females and 41 (%52) males in the BRVO group. No gender predilection between CRVO and BRVO was observered (respectively p = 0.21, p = 0.62). The mean age was 63.27±13 years in the CRVO and 61.9±10 years in the BRVO patients. The mean age of CRVO and BRVO patients was not significantly different (p = 0. 53). The mean follow-up period was 12 months. The difference between initial mean visual acuity and at 12th months after the treatment were statistically significant in both groups (p < 0.001, p < 0.001). The initial mean CMT was 626±179 µm and mean BCVA was 0.1±0.2 line in CRVO patients and 415±108 µm and 0.3±0.2 line in BRVO patients and the difference between initial CMT was significant (p < 0.001 There was a negative correlation between initial visual acuity and CMT and this correlation was statistically significant in both groups (respectively (r) = - 0.7 and p < 0.001, (r) = - 0.5 ve p < 0.001). The difference between initial mean CMT and at 12th months after the treatment were statistically significant in both groups (p < 0.001, p < 0.001). Nine patients (%40.9) had ischemic type, 13 patients had nonischemic type of clinical features in CRVO patients. Seven patients had ischemic CRVO (%66) were developed neovascular iridis (NVI) or neovascular glaucoma (NVG) and eight patients had ischemic CRVO (%77) were developed neovasocularisation of elsewhere (NVE) or neovascularisation of disc (NVD). Seven patients (%8.9) had ischemic type of clinical features in BRVO patients. Two patients (%28) of them were developed NVI//NVG and two patients (%28) were developed NVE/NVD. Conclusion: BRVO is much more common than CRVO in all clinical types of RVO. There was a significant negative correlation between initial BCVA and CFT. Baseline BCVA and CMT were found to be of prognostic relevance for retinal vein occlusions. Although according to general knowledge the lower initial visual acuity the worst visual prognosis with standart treatment in RVO, we obsereved higher increasement of visual acuity with the help of combine treatment modalities. The development of neovascular events are much more in CRVO compared than BRVO.
Benzer Tezler
- Retina ven tıkanıklıkları etyolojisi ve tedavi sonuçlarımız
To evaluate the etiology and treatment results of retinal vein occlusion
ABDULLAH YAVUZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Göz HastalıklarıDicle ÜniversitesiGöz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İHSAN ÇAÇA
- Retinal ven tıkanıklıklarında takip ve tedavi sonuçlarımız
Follow up and treatment results of retinal vein occlusions
GÖZDE KOÇAK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Göz HastalıklarıAkdeniz ÜniversitesiGöz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KADRİ CEMİL APAYDIN
- Retinal ven tıkanıklıklarında santral kornea kalınlığı, ön kamara derinliği, ön kamara hacmi, ön kamara açısı ve aksiyel uzunluğun incelenmesi
To evaluate central corneal thickness, anterior chamber depth, anterior chamber volume, angle of the anterior chamber and axiel legth of the eye at retinal vein occlusion
GÖKHAN YILDIRIM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Göz HastalıklarıAtatürk ÜniversitesiGöz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ORHAN ATEŞ
- Retinal ven tıkanıklıklarında intravitreal deksametazon implant ile ranibizumab injeksiyonunun karşılaştırılması
Comparison of intravitreal dexamethasone implant and ranibizumab injection in retinal vein occlusions
HALİL İBRAHİM BİKE
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Göz HastalıklarıNamık Kemal ÜniversitesiGöz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZKAN SEVER