Geri Dön

Birleşmiş Milletler barış operasyonlarında yumuşak güç unsuru: Lübnan, Kosova ve Kıbrıs örnekleri

The Soft Power Factor in United Nations Peace Operations: Cases of Lebanon, Kosovo, and Cyprus

  1. Tez No: 652362
  2. Yazar: MOHAMMED QASİM KAREM
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. HAKAN GÜNEŞ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 297

Özet

Modern uluslararası sistemin yapısı ve işleyişi, 1945'ten günümüze kadar gelen gelişmeler bağlamında şekillenmiştir/şekillenmektedir. Bu sistemin değişmesi ile dönüşmesine zemin hazırlayan en önemli gelişmelerin İkinci Dünya Savaşı'nın bitimi ve uluslararası liberal düzenin zaferi, yanı sıra SSCB'nin dağılması ile Soğuk Savaş'ın sonra ermesidir. Zira İkinci Dünya Savaşı sırası ve sonrasında bir yandan uluslararası barış ve güvenliğin korunması, diğer yandan liberal düşünceleri merkezine alan kurumların inşa edilmesi öne çıkmıştır. 1944 yılında kurulan Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu, 1945'te kurulan Birleşmiş Milletler (BM), 1949 yılında NATO ve yanı sıra 1995 yılında kurulan Dünya Ticaret Örgütü, ortaya çıkan kurumların en belirgin örnekleridir. Bahsi geçen kurumların desteklediği liberal demokratik değerleri benimseyen yönetim modelinin özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde yükselişe geçerek bu modele geçerli bir alternatifin olmadığı yönündeki iddiayı doğrulamaktaydı. Birleşmiş Milletler üyesi devletlerin uluslararası sistemin ana aktörleri olduğu kabul edilse de en az devletler kadar öneme sahip bahsi geçen uluslararası örgütlerin de uluslararası politikayı şekillendiren aktörler oldukları bilinmektedir. Zira üye devletlerin belirli ilkeler çerçevesinde ortak ajandalar benimseyerek işbirliğine teşvik etme görevi bu örgütler tarafından üstlenilmektedir. BM, 1948'den günümüze uluslararası barış ve güvenliği korumak amacıyla sistemin ana aktörleri arasında meydana gelen savaş ve devlet-içi çatışmalara son vermek üzere barış operasyonları dahil birtakım önleyici çalışmalar yürütmüştür. Barış, güvenlik ve uluslararası sistem gibi kavramların anlam ve kapsamının değişken olduğu, belirli gelişmelere göre sürekli olarak yeniden inşa edildiklerini göz önünde bulundurmakla birlikte barış operasyonlarının da bu kavramlar çerçevesinde yeniden inşa edildiği ve edilmesi gerektiği liberal kurumsalcı düşünürler tarafından savunulmaktadır. Zaten uluslararası örgütler ve özellikle BM, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde oyun kurucu, denge koruyucu ve liberal barış inşası gibi yöntemlere başvurarak sistemde istikrar durumu yaratmaya çalıştığı bilinmektedir. BM'nin barış ve güvenliği koruma konusundaki çabalarının başarı seviyesine bakmaksızın yürütülen çalışmaların uluslararası politikayı şekillendirdiği bilinmektedir. Bu bağlamda çatışmaların neden olduğu toplumsal, ekonomik ve yapısal yıkımı önlemek, insani krizlere son vermek, barış ve istikrarın sürdürülebilirlik statüsünü sağlayabilmek amacıyla BM, güvenlik sektörü reformu çerçevesinde barış operasyonlarının yetki ve görev kapsamını defalarca değiştirmiştir/değiştirmektedir. Çatışmaların durdurulması, önlenmesi ve yeniden başlamasına engel olmak amacıyla, yumuşak güç enstrümanları dahil olmak üzere, BM'nin aldığı önlemlerin kapsamı hem gelişmekte hem de genişlemekteydi. Bu durumun, tezde işlenen üç örnekte de görüleceği gibi BM'nin genel olarak devletler nezdindeki meşruiyetinin pekiştirilmesini de beraberinde getirdiği düşünülmektedir. Yumuşak gücün tanımını akılda bulundurarak BM'nin istediği şeyi belli devlet/devletlerin veya tarafların yapmasını sağlayabildiği zaman, bahsi geçen tarafları yapılması istenen şeyi yapmaya zorlanmasına gerek kalmayabilir düşüncesi öne sürülmektedir. Netice itibariyle BM Antlaşması'nın VII Bölümüne başvurma olasılığı azalır veya ortadan kalkar. Ayrıca, bir yandan BM'nin güttüğü amaçların yani uluslararası toplumun kabul ettiği gündem maddelerinin gerçekleşmesi, diğer yandan BM ve bazı bölgesel örgütlerin devletler nezdindeki güvenilirliği pekişmiş olur. Uluslararası standartlara yani BM'nin pazarladığı iyi yönetim modelinin aktörler nezdinde yaygınlaşması durumunda çatışma oranının düşeceği, yani çatışmanın istisna bir durum ve bunun sonucunda sistemin genel durumunun istikrar olacağı düşünülmektedir. Meydana gelen gelişmeler göstermiştir ki bu düşünce BM'nin yürüttüğü liberal barış inşası, toplumsal mühendislik ve devlet inşası süreçlerinin odağına yerleşmiş durumdadır. İnsan doğasının iyi, başkalarıyla yardımlaşama ve işbirliğine yatkın olduğu, yani kötülüğün kaynağı olmadığı, yönetimlerin ayrı ayrı belli kriterler çerçevesinde reform edilerek uluslararası barış ve istikrarın korunacağı liberal kurumsalcı düşüncenin temelinde yattığı bilinmektedir. Soğuk Savaş sonrası dönemde uluslararası çatışmaların oranı azalırken devlet-içi çatışmaların sayısının yükselişe geçtiği kaydedilmiştir. Dolayısıyla barış, güvenlik, istikrar ve en önemlisi var olan güç dengesini tehdit eden gelişmelerin önüne geçebilmek için BM'nin yeni yöntemler benimsemesi gerekmekteydi. Bundan dolayı devlet inşası olarak değerlendirilen barış inşası çalışmaları arabuluculuk, devletin çeşitli sektörlerinde reform, insan haklarının pekiştirilip uluslararası standartlara yükseltilmesi, şeffaf ve iyi yönetim, kurumsal yapılanma ve kalkınma yoluyla sürdürülebilir barış kültürünün yerleştirilmesi, BM'nin çatışmalı bölgeler veya istikrasız devletlerde yürüttüğü çalışmaların odağı haline gelmiştir. Bu bağlamda belli devlet veya bölgede faaliyet gösteren BM'nin belli koşullar çerçevesinde hareket ettiğini ifade etmekte yarar vardır. Sahada var olan asker, polis ve sivil elemanların yetki alanı ve görev kapsamının, Güvenlik Konseyi kararı ile belirlendiği bilinmektedir. Aslında askeri gücün çoğu barış operasyonunun bel kemiğini oluşturmasına rağmen çeşitli alanlarda hizmet veren uzman kişiler bahsi geçen operasyonlarda yer almaktadır. Zira yöneticiler, ekonomistler, polis memurları, mayın temizleme ekipleri, seçimlerde teknik yardım veren personeller, insan hakları gözlemcileri, sivil işler ve iyi yönetim uzmanları, hukuk danışmanları, insani kriz durumlarına müdahale çalışanları, iletişim asistanları ve kamuoyu bilgilendirme uzmanları günümüzde hemen hemen her barış operasyonunda görev yapmaktadır. BM'nin Lübnan, Kosova ve Kıbrıs'ta meydana gelen çatışma durumuna müdahalesi, barış sürecine yatırımı, etki ve verimlilik konuları bahsi geçen örneklerde ayrı ayrı var olan güvenlik, siyasi, sosyal ve ekonomik duruma göre değişmektedir. Yani BM'nin genel olarak, çatışmanın durdurulması konusundaki başarısı her örnekte söz konusuyken çatışma çözümünün etkinliği, ilgili yerel ve uluslararası aktörlerin konuya müdahale derecesine bağlıdır. Böylelikle barış sürecinin sonucu, çatışmanın sürmesi veya çözümüyle doğrudan ve dolaylı olarak ilgilenen tarafların güç kapasitesi, uluslararası sistemdeki konumları, bölgesel güç dengesine etki oranı, soruna müdahale derecesi ve yerel aktörler üzerindeki etki seviyelerine göre değişmektedir. Bu çalışma, barış operasyonlarının evrimini tartışıyor ve Lübnan, Kosova ile Kıbrıs'taki krizlerin yerel, bölgesel ve uluslararası boyutlarını ele alıyor. Ayrıca, barışı koruma operasyonlarının çatışma çözümü, önleyici diplomasi ve barış inşası sürecini yürütebilmek için yerel bazda gerekli meşruiyeti sağladığı veya sağlayamadığını öğrenmeye çalışıyor. Aslında tezin argümanı bazı sorular ışığında daha iyi anlaşılabilir. Bu sorular,“Barış operasyonları dünyanın belirli bölgelerindeki çatışmaları çözmek için yumuşak güç enstrümanları dahil olmak üzere çeşitli yöntemlere başvuruyor mu? Barışı koruma, barışı zorlama ve barış inşası arasındaki bağlantılar nedir ve bunun ilgili örneklerdeki uygulanması hangi biçimde gerçekleşiyor?”şeklinde sıralanabilir. Ayrıca BM'nin Lübnan, Kosova ve Kıbrıs'ta barışı sürdürebilmek için güvenlik sektörü reformundan nasıl yararlandığını araştırmayı ihmal etmemiştir. Son olarak, tezin örneklerindeki barış operasyonlarının başarı düzeyinin üçlü karşılaştırma yoluyla değerlendirmesi yapılmaktadır.

Özet (Çeviri)

The nature of modern international order has changed dramatically as a result of the developments that occurred with the end of World War II. Several decades later, the world witnessed the commencement of a new era in international relations especially after the Union of Soviet Socialist Republics (USSR) was dissolved at the end of the Cold War and the distribution of power shifted towards a unipolar system. Thus, the scope of terms like power, peace, and security have been redefined constantly over time according to the developments that continue to occur in the international order. Despite the general understanding that the United Nations (UN) Member States are the main actors of international order, it is obvious that international organizations are as important as the states themselves in shaping international politics. Hence, the emergence of peaceful and stable international order can be achieved by international organizations pushing towards more cooperative relations among Member States, encouraging them to adopt common agendas and to create consensus on joint action plans to consolidate the rule-based international order. Generally speaking, international organizations, especially the UN, maintain international peace and security, strive to safeguard the current balance of power, pursue particular guidelines, and implement specialized programs in various fields including the deployment of peacekeeping operations and establishing special political missions. Over the past eight decades, the UN has carried out many preventive and interventionist activities in order to maintain international peace and security, as well as preserve the stability of the order, end wars among member states, and cease intrastate conflicts. That being said, UN Peacekeeping was born at a time when Cold War rivalries frequently paralyzed the UN Security Council. Peacekeeping was primarily limited to maintaining ceasefires and stabilizing situations on the ground, providing crucial support for political efforts seeking to resolve conflict by peaceful means. Over time, the UN Peacekeeping process has evolved along with the rapidly changing strategic environment. The scope of responsibilities of UN Peacekeeping have widened according to the changing types of conflict, shifts in relations among great powers, and the evolving structure of regional security arrangements. With the end of the Cold War, the number of international conflicts decreased yet, not surprisingly, the number of intrastate conflicts has been on the rise. In response, the strategic context for UN Peacekeeping has changed accordingly. The mandates of UN Peacekeeping have expanded beyond the classical pattern to include activities such peacebuilding and sustaining peace, which are often understood to be statebuilding and social engineering. Consequently, those mandates require full understanding of the nature of each conflict separately. In response, the UN shifted and expanded its field operations from traditional missions, involving observational tasks usually performed by military personnel, into complex multidimensional enterprises. These multidimensional missions are designed to ensure the implementation of comprehensive peace agreements and assist in ensuring the sustainability of peace processes. The building of liberal peace with modest or passive policies is no longer possible because the enterprise requires too much statebuilding and social engineering in too many places around the world. To address this concern, the UN developed new interventionist and preventive methods as an exercise of peace enforcement with the aim of maintaining security, stability and, most importantly, protecting the existing balance of power without violating the functioning principles of international law. Of particular priority is the protection of the principles of sovereignty and the unwavering right of independence for all Member States. Consequently, to balance an expanding mandate and the protection of international law principles, peacebuilding efforts have become the focus of UN's work in areas of conflict. The transformation of peacekeeping operations resulted in the expansion of mandates to cover fields such as disarmament/demobilization/reintegration (DDR), mediation, security sector reform, promotion of human rights, enforcing rule of law, encouraging social cohesion, facilitating dialogue among conflicted groups/parties, and having full authorization to use other instruments to build sustainable institutions for good governance. While military forces have remained the backbone of most peacekeeping operations, to accommodate the expanding mandate, there are now many faces of peacekeeping including: humanitarian crises workers, de-miners, administrators, economists, police officers, legal experts, electoral observers, human rights monitors, civil affairs and good governance specialists, as well as communications and public information experts. Notwithstanding its expanding mandates, UN Peacekeeping has faced various challenges, including obstacles to delivering on its most expensive and increasingly complex missions. In addition to the difficulties of designing and executing viable transition strategies for missions where a degree of stability has been attained, the challenges of preparing for an uncertain future and set of requirements have hampered the impact of UN Peacekeeping efforts. However, regardless of the perceived success of the UN's applied policies to maintain peace and security, it's clear that those efforts have significantly shaped the international political order. As observed in the three case studies presented in this dissertation, the UN peace operations' mandate to prevent social, economic, and structural destruction caused by conflicts, end humanitarian crises, and sustain peace and stability has consolidated the UN's legitimacy internationally, including in Lebanon, Kosovo, and Cyprus. The scope of the UN's actions in these states, including the use of soft power instruments, helped to maintain cease fire and eliminate potential threats that could lead to another outbreak of war or cause a recurrence of those conflicts. While pursuing the same overarching goal of achieving peace and security, it's important to acknowledge that the UN's efficiency and effectiveness in the crises of Lebanon, Kosovo, and Cyprus, along with its methods for tackling the peace process, has varied according to the security, political, social, and economic situations present within each country. Furthermore, the level of involvement of relevant local and international actors in peace talks is proportional to the actors' position or their soft power in the international order. In this regard, soft power is a new form of power that emerged simultaneously with the changes in peace operations after the end of the Cold War. American political scientist Dr. Joseph Nye explains soft power as the ability to get what you want through attraction rather than coercion or payments. It arises from the attractiveness of a culture, political ideals, and policies. Hereby soft power, unlike hard power, uses the power of attraction to establish sustainable peace by demonstrating norms, values, principles, and cultures. Soft power is commonly associated with the foreign policy of states, however, in this dissertation, we seek to extend the association of soft power beyond the state to an international organization (UN). This dissertation uses a comparative case study of three countries, Lebanon, Kosovo, and Cyprus to explore the interconnectivity of soft power and peacekeeping concepts, and the impact of UN's soft power assets on its peacekeeping operations. Through this lens, this dissertation explores the progress and transformation of UN Peacekeeping operations and presents the relevant programs that examplify soft power instruments implemented to resolve conflicts and restore peace in Lebanon, Kosovo, and Cyprus. This work seeks to examine whether the UN Peacekeeping operations have obtained the necessary legitimacy to successfully handle the conflict resolution, preventive diplomacy endeavors, and peacebuilding processes fundamental to UN mandates. Furthermore, this work investigates how the UN utilized safety and security architecture reform to sustain peace in Lebanon, Kosovo and Cyprus. Finally, the dissertation assesses the level of success achieved for each peace operation through the trilateral comparison of dissimilar cases. The argument of the dissertation can be better understood through the following questions: (1) Do the UN Peacekeeping operations resort to soft power instruments to resolve conflicts in specific areas around the world?; (2) What are the existing linkages between peacekeeping, peace enforcement, and peacebuilding?; and (3) How were UN Peacekeeping operations implemented in the presented three case studies?

Benzer Tezler

  1. Sert güç unsuru silahlı kuvvetlerin yumuşak güç kapsamında kullanılması: Türk Silahlı Kuvvetleri ve Balkanlar özelinde modelleme

    The assignment of hard power element armed forces in soft power tasks: Modelling of the Turkish Armed Forces in the context of Balkans.

    HACI MURAT SÖNMEZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Uluslararası İlişkilerHarp Akademileri Komutanlığı

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ESRA HATİPOĞLU

  2. An analysis of Turkey's participation to United Nations Peacekeeping Operations between 1990 and 2017

    1990 ve 2017 yılları arasında Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Barış Gücü operasyonlarına katılımının incelenmesi

    NESLİHAN TEZCAN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Uluslararası İlişkilerİstanbul Şehir Üniversitesi

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ŞİRİN DUYGULU ELCİM

  3. Birleşmiş Milletler barış gücü operasyonlarında bölgesel örgütlerin hak ihlalleri: Afrika Birliği operasyonları

    Rights violations of regional organizations in United Nations peacekeeping operations: African Union operations

    EBRAR YAĞMUR KARAKAYA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Uluslararası İlişkilerBaşkent Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HALUK KARADAĞ

  4. Birleşmiş milletler barış gücü operasyonlarında hukuka aykırı eylemler nedeniyle sorumluluk

    Responsibility for wrongful acts in united nations peace operations

    MONDJOMBO SAIDI SINDANI

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    HukukGazi Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İLYAS DOĞAN

  5. Birleşmiş Milletler 'Ordusu'

    The United Nations 'Army'

    MAHİNUR GEMİCİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Siyasal Bilimlerİstanbul Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MUHARREM HİLMİ ÖZEV