Doğu ve batı düşüncesinde insanın benzer yürüyüşü: Mevlânâ ve Heidegger örneği
The common walks of man in the east and west thinking: Mevlana and Heidegger
- Tez No: 654700
- Danışmanlar: PROF. DR. KAZIM SARIKAVAK
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2020
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 225
Özet
İnsan; duyan, düşünen, anlayan ve tasarlayan varoluşuyla, içinde bulunduğu dünyayı inşa edebilen yegâne varolandır. Bu yüzden insan kavramı üzerine çalışmak, üzerinde yaşadığımız dünyanın insanlığın başından bu yana, her müstakil zihinde tekrar tekrar inşa edilip yıkılmasının tarihine şahitlik etmek demektir. Muhakkak bu tarihin en görkemli dönemlerinden biri, bugün Doğu düşüncesi adı altında toplanan ve bütün kadim düşünme biçimlerini içine alan atmosferdir. Bu düşünce geleneğinin birçok zirvesinden biri olan Mevlânâ ise, bu tarihin en göz alıcı ismidir. Mevlana'nın en yüksek seviyede temsil ettiği bu düşünce tarzı; varlık, bilgi ve değer alanlarının henüz birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılmadığı bir bakış açısına ve ifade tarzına sahiptir. Modern zamanlar boyunca, mistik olmakla yargılanıp, ancak sanat dünyasında yaşamasına izin verilen bu anlayış; çağdaş dünyada, hiç beklenmedik bir şekilde, yeniden bazı filozoflar tarafından, insanlığın içinde bulunduğu krizden çıkış kapısı olarak işaret edilmeye başlamıştır. Bu konudaki en büyük işaretçilerden birisi ise, kuşkusuz Alman filozof Martin Heidegger'dir. Heidegger'e göre, insanlığın yaşadığı büyük kriz; iki bin yılda kök salan varlığı düşünme tarzının (Batı metafiziği), 'varlığı unutturması'ndan kaynaklanmaktadır. Ona göre bunun çözümü, modern dönemde zirveye ulaşan bu varlık anlayışı yerine, çoğumuz tarafından unutulmuş bir düşünceyi yardıma çağırmaktır. Bu çağrı, unutulmuş olan varlığa ve hakikate ilişkin, yani insanın unuttuğu kendiliğine ve hakikatine doğru daveti içeren, bütüncül bir kavrayışa çağrıdır. Heidegger'in bu daveti, bizim çalışmamızın temel konusu olan insan kavramını nasıl işleyeceğimizin yolunu göstermiştir. Bu doğrultuda başlayan düşünce serüvenimiz bizi doğrudan üzerinde yaşadığımız kültür coğrafyasının mimarlarından biri olan Mevlânâ'ya götürmüştür. Böylece bu çalışma, Heidegger'in kendi kültürünün köklerinde aradığı insanı, bizim de müstakil medeniyetimizin natıkasında aramamızla, teşekkül olmuştur. Bu insan, hakikati, hakikatin bütünlüğünü ve derinliğini ıskalamadan temaşa eden bir varoluştur. Çalışmamızın itkisini oluşturan bu sorumluluk; varlık'ı olduğu gibi; parçalamadan ve kurgulamadan anlayabilen bir düşünüşün olduğu varsayımının desteklenmesini amaçlamaktadır. Araştırmamız; Varlık ve Zaman'dan elde ettiğimiz felsefi yordam ve sınırlar ile Mesnevi içerisindeki, bu düşünüşe işaret eden örnekler üzerinden; medeniyetimizin insan tanımının izlerine ilişkin, felsefi bir arkeoloji olarak nitelendirilebilir.
Özet (Çeviri)
Human is the only being that hears, thinks, understands and designs; the only existent that can build the world he lives in with his existence. For this reason, working on the concept of human means witnessing the history of the world we live in, being built and destroyed over and over again in every individual mind since the beginning of humanity. Certainly, one of the most magnificent periods of this history is the atmosphere that today collects many thoughts under the name of Eastern thought and includes all ancient ways of thinking. Rumi, one of the peaks of this tradition of thought, is the most spectacular name of this history. This way of thinking that Rumi represents at the highest level has a point of view and a style of expression in which the areas of being, knowledge and value are not yet clearly separated from each other. Throughout modern times, this understanding, judged by being mystical, but allowed to live in the world of art, has unexpectedly started to be pointed out by some philosophers as a way out of the crisis of humanity in the modern world. One of the greatest pointers on this subject is undoubtedly the German philosopher Martin Heidegger. According to Heidegger, the great crisis of humanity stems from the way of thinking's (Western metaphysics) - which took root in two thousand years-“making the being forgotten”. For him, the solution is to call for help a thought that has been forgotten by most of us rather than this understanding of being that reached its peak in the modern period. This is a call to a holistic understanding of the forgotten being and truth, that is, the invitation to the forgotten self and truth of man. This invitation of Heidegger has shown the way how to handle the concept of human, which is the core subject of our study. Our adventure of thought that started in this direction took us directly to Rumi, one of the architects of the cultural geography in which we live. Thus, this study is formed with the responsibility of searching this human – the human that Heidegger seeks in the roots of his culture – in the nature of our independent civilization. This human is an existence that meets the truth with its integrity and depth. This responsibility that forms the impulse of our work aims to support the assumption that there is a thought that can understand the being as it is without breaking up and constructing it. Based on the philosophical procedure and boundaries we have obtained from Being and Time, and the examples that point to this thought in Mathnawi, our research can be described as a philosophical archeology regarding the traces of human definition by our civilization.
Benzer Tezler
- Melankoli olgusuna yaklaşımlar
Başlık çevirisi yok
PINAR KESEN
Yüksek Lisans
Türkçe
2000
Sanat Tarihiİstanbul Teknik ÜniversitesiSanat Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEMRA ÖGEL
- The third space, the desert and a new genesis: Bodies, hallucinatory spaces and hum/animals in Angela Carter's and Edward Abbey's fiction
Angela Carter ve Edward Abbey'nin eserlerinde üçünçü alan, çöl ve yeniden varoluş: Bedenler, halüsinasyon yaratan mekanlar ve hayvan/insanlar
DİLEK ÇALIŞKAN
Doktora
İngilizce
2017
İngiliz Dili ve Edebiyatıİstanbul Aydın Üniversitesiİngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. GILLIAN MARY ELIZABETH ALBAN
- Une etude sur le concept de negation dans le cadre de la critique Hegelinne de l'ironie romantique
Hegel'in romantik ironi eleştirisi çerçevesinde olumsuzlama kavramı üzerine bir inceleme
SEMA ÖZTEKİN
Yüksek Lisans
Fransızca
2024
FelsefeGalatasaray ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ UMUT ÖKSÜZAN
- Mevlana ve Schopenhauer'ın insan anlayışlarının karşılaştırılması
A critical compound of Mevlana's and Schopenhauer's conceptions of human
RABİA CAN PAMUK
- İbn Rüşd'ün Platon'un devlet düşüncesini yorumlayış tarzı
Ibn Rushd's interpretation of Plato's state thought
FUNDA TUĞBA KARADUMAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
FelsefeIğdır ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MİRPENÇ AKŞİT