Geri Dön

Nazal kavite ve paranazal sinüs malignitelerinin retrospektif analizi

Retrospective analysis of nasal cavity and paranasal sinus malignancies

  1. Tez No: 666025
  2. Yazar: EZGİ CEVAHİR ERDAĞI
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MURAT ÖZTÜRK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kulak Burun ve Boğaz, Otorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat)
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2021
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Kocaeli Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 122

Özet

AMAÇ: 1996-2020 yılları arasında kliniğimizde değerlendirilen nazal kavite ve paranazal sinüs malignitelerinin histopatolojik tipleri, tanı anındaki semptomları, semptomdan tanıya kadar geçen süre, tanı anındaki evreleri, uygulanan tedavi yöntemleri ve genel sağkalım, hastalıksız sağkalım ve hastalığa özgü sağkalım oranları ve sağkalım oranlarına etki eden etmenlerin değerlendirilmesi hedeflenmiştir. GEREÇ VE YÖNTEMLER: 1996-2020 yılları arasında kliniğimizde değerlendirilen vakaların hasta dosyalarına hem arşiv hem de hastane bilgi sistemi üzerinden ulaşıldı. Hastane hasta dosyaları üzerinden vakalar retrospektif olarak taranarak; ameliyat ve epikriz notları, radyolojik görüntülemeleri ve histopatolojik incelemeleri değerlendirilerek verilere ulaşıldı. Nazal kavite ve paranazal sinüs malignitesi olan hastalar çalışmaya dahil edildi. BULGULAR: 1996-2020 yılları arasında 113 nazal kavite ve paranazal sinüs malignitesi tespit edildi. Bu hastaların %42'si skuamöz hücreli karsinomlar ve varyantları,%15'i sarkomlar, %13'ü minör tükürük bezi kanserleri, %11'i hematolenfoid tümörler, %9'u nöroektodermal tümörler, %8'i skuamöz hücreli dışı karsinomlar ve son olarak %2'si metastatik tümörler olarak tespit edildi. Maksiller sinüs %58 ile en sık primer lokalizasyon olarak tespit edildi. Standart bir evrelemesi olan epitelyal tümörlerin %43 ile en sık evre 4 iken tanı aldıkları tespit edildi. En sık semptomun nazal semptomlar (burun akıntısı ve burun tıkanıklığı) ve semptomdan tanıya kadar geçen sürenin 5,32 ay olduğu tespit edildi. Hastaların 5 yıllık sağkalım oranlarına bakıldığında genel sağkalım oranının (GSK) %49,4, hastalıksız sağkalım oranının (HSK) %50,6 ve hastalığa özgü sağkalım oranının (HÖSK) %67,9 olduğu, histopatolojik tipler arasından istatistiki açıdan anlamlı bir fark olmadığı, epitelyal tümörlerde evre 4'ün istatistiki açıdan anlamlı olarak daha kötü prognoza sahip olduğu görülmüştür. SONUÇ: Nazal kavite ve paranazal sinüs tümörleri oldukça nadir görülen, yüksek tümör çeşitliliğine sahip, çoğunlukla ileri evrelerde tanı alan ve sağkalım oranları düşük olan bir tümör grubudur. Sağkalıma etki eden en önemli etmen tanı anındaki evre olarak görülmektedir. Tanı anındaki evrenin önemi bizi erken tanının önemine, bu da eksiksiz bir baş boyun muayenesinin önemine götürmektedir.

Özet (Çeviri)

12. İNGİLİZCE ÖZET (ABSTRACT) Retrospective Analysis of Nasal Cavity and Paranasal Sinus Malignancies OBJECTIVE: It was aimed to evaluate the histopathological subtypes, symptoms at the time of diagnosis, the time from symptom to diagnosis, stages at the time of diagnosis, treatment methods applied, overall survival rates, disease-free survival rates, disease-specific survival rates, and the factors affecting survival for the nasal cavity and paranasal sinus malignancies that were diagnosed in our clinic between 1996-2020. MATERIAL AND METHODS: The charts of the patients who were evaluated in our clinic between 1996 and 2020, were accessed through both the archive records and the hospital management system. The patients` data were obtained by retrospectively evaluating the surgery and epicrisis notes, radiological imaging, and histopathological examination reports. Patients with the nasal cavity and paranasal sinus malignancies were included in the study. RESULTS: Between 1996 and 2020, 113 nasal cavity and paranasal sinus malignancies were detected. 42% of these patients had squamous cell carcinomas and variants, 15% had sarcomas, 13% had minor salivary gland cancers, 11% had hematolymphoid tumors, 9% had neuroectodermal tumors, 8% had non-squamous cell carcinomas, and finally 2% were detected as metastatic tumors. The maxillary sinus was the most common primary tumor location with 58%. It was found that 43% of the epithelial tumors, which have a standard staging, were diagnosed most frequently at stage IV. It was found that the most common symptoms were nasal symptoms (runny nose and nasal obstruction) and the time from symptom to diagnosis was 5.32 months. Considering the 5-year survival rates of the patients, the overall survival rate (OS) was 49.4%, the disease-free survival rate (DFS) was 50.6%, and the disease-specific survival rate (DSS) was 67.9%.There was no statistically significant difference in survival rates between the histopathological types, and stage IV disease was found to have statistically significantly the worse prognosis in epithelial tumors. CONCLUSION: Nasal cavity and paranasal sinus tumors are an extremely rare tumor group with a high tumor diversity, are mostly diagnosed at advanced stages, and have low survival rates. The most important factor affecting survival was the stage at the time of diagnosis. The importance of the stage at the time of diagnosis reminds us of the importance of early diagnosis, and the importance of a thorough head and neck examination.

Benzer Tezler

  1. Burun-paranazal sinüs malignitelerinin klinik değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    BURAK ERTAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Kulak Burun ve Boğazİstanbul Üniversitesi

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET EMİN TINAZ

  2. Nazal kavite ve paranazal sinüs tümörlerinde radyoterapinin sağkalıma etkisi

    The effect of radiotherapy on survival in nasal cavityand paranasal sinus tumors

    RAHŞAN HABİBOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Radyasyon OnkolojisiSağlık Bakanlığı

    Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı

    DR. FERDİ AKSARAY

  3. Tek taraflı nazal kavite ve paranazal sinüs patolojilerinin bilgisayarlı tomografi ile ayırıcı tanısında derin öğrenmenin kullanımı

    The use of deep learning in the differential diagnosis of unilateral nasal cavity and paranasal sinus pathologies using computed tomography

    ZEKERİYA BERK ÖZNAY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kulak Burun ve BoğazRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi

    Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZLEM ÇELEBİ ERDİVANLI

  4. Nazal polipli hastalarda AOPP ve sod doku düzeylerinin belirlenmesi

    Determination of AOPP and sod tissue levels in nasal polyposis

    MEHMET EKREM ZORLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Kulak Burun ve BoğazGazi Üniversitesi

    Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KADİR KEMAL UYGUR

  5. Orbitayı etkileyen nazal kavite ve paranazal sinüs hastalıkları

    The diseases of paranasal sinus and nasal cavity affecting orbit

    ŞERİF ŞAMİL KAHRAMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Kulak Burun ve BoğazMustafa Kemal Üniversitesi

    Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YAŞAR ÇOKKESER