Alt üriner sistem disfonksiyonu olan kadınlarda işeme sonrası artık idrar ölçümünün tedaviyibelirlemedeki yeri
Is post-void residual urine measurement necessary before treatment in female patients with urinary incontinence
- Tez No: 669764
- Danışmanlar: DOÇ. DR. METE KİLCİLER
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Üroloji, Urology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2011
- Dil: Türkçe
- Üniversite: GATA
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Üroloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 69
Özet
COĞUPLUGİL A.E, Alt Üriner Sistem Disfonksiyonu Olan Kadınlarda İşeme Sonrası Artık İdrar Ölçümünün Tedaviyi Belirlemedeki Yeri. GATA Askeri Tıp Fakültesi Üroloji Programı Uzmanlık Tezi, Ankara, 2011 Arka plan: Kadınlarda karşılaşılan en önemli alt üriner sistem disfonksiyonu (AÜSD) bir depolama semptomu olan idrar kaçırmadır. Alt üriner sistem semptomları (AÜSS) ile başvuran tüm hastaların başlangıç değerlendirilmesinde işeme sonrası artık idrar (post-void residual, PVR) ölçülmesi önerilmektedir. Ancak literatürde, normal kabul edilebilecek maksimum bir PVR miktarı ya da anormal kabul edilebilecek minimal bir PVR miktarı kanıta dayalı olarak gösterilememiştir. Yüksek PVR, üst üriner sistemi etkileyebilir ve nüks idrar yolu enfeksiyonu gibi problemlere neden olabilir ve aynı zamanda fonksiyonel mesane kapasitesini azaltarak sıkışma, sık idrara çıkma, sıkışma tip idrar kaçırma ve noktüri gelişmesine katkıda bulunabilir. İdrar kaçırmanın tıbbi ve cerrahi tedavisi üriner retansiyon için risk faktörüdür. Ayrıca literatürde, PVR'nin tedaviyi belirlemedeki rolünü irdeleyen bir çalışma bulunmamaktadır. Amaç: Amacımız, AÜSD olan kadın hasta alt gruplarında PVR değerlerini tanımlamak ve PVR ölçümünün tedaviyi belirlemedeki yerini saptamaktır. Gereç ve yöntem: 18 yaşından büyük ve AÜSD'si olan kadın hastalardan gönüllü olanlar çalışmaya kaydedildi. Nörolojik rahatsızlık, üretral stenoz, ileri derecede pelvik organ prolapsı (POP), pelvik cerrahi ve idrar kaçırma cerrahisi ve/veya pelvik radyoterapi uygulanması dışlama kriterleriydi. Hastalar rutin değerlendirmeden sonra PVR ölçülen ve ölçülmeyenler şeklinde randomize edildi. AÜSD tiplerine göre sınıflandırılan hastalara, Avrupa Üroloji Derneği (European Association of Urology, EAU) kılavuzlarına uygun bir şekilde tedavi yapıldı. 3 ay sonra kontrol vizitine çağırılan hastaların tedavi başarısı subjektif ve objektif (IIQ-7 ve UDI-6'nın ikisinde birden azalma olması) olarak değerlendirildi ve tüm hastaların tedavi sonrası PVR değerleri ölçüldü. EAU kılavuzuna göre düzenlenen tedavi gruplarında (grup I, aşırı aktif mesane [AAM] + sıkışma baskın karışık idrar kaçırma [KtİK] ve medikal ve/veya konservatif tedavi; grup II, stres baskın KtİK + stres tip idrar kaçırma [STİK] ve konservatif ve/veya cerrahi tedavi) ve genel hasta popülasyonunda tedavi öncesi PVR ölçülen ve ölçülmeyen hastalar; PVR değerleri, tedavi başarısı ve yaş açısından karşılaştırıldı. Bulgular: 119 kadın hastalık AÜSD popülasyonunda (44 AAM, 54 KtİK ve 21 STİK) ortalama yaş 52.24 (aralık: 19-82) idi. Tüm AÜSD tipleri dahil edildiğinde hastaların sadece % 10'unda, AAM ve sıkışma baskın KtİK'de hastaların sadece% 6'sında ve sadece pür STİK ve stres baskın KtİK'de hastaların % 17'sinde PVR >50 ml olarak saptandı. AÜSD'li kadın hastalardan, tedavi öncesi PVR
Özet (Çeviri)
COGUPLUGIL A.E, The Role of Post-Void Residual Urine Measurement in Determining the Treatment in Women With Lower Urinary Tract Dysfunction. GMMA Military Medical Faculty Thesis in Urology, Ankara, 2011 Background: Urinary incontinence, which is a storage symptom, is the most important lower urinary tract dysfuction (LUTD) seen in women. Post-void residual urine (PVR) measurement should be performed at baseline evaluation for all patients presenting with lower urinary tract symptoms. In the recent literature, there is no evidence-based specific maximum PVR that is considered normal, nor is there a minimal PVR that is considered abnormal. High PVR can lead to upper tract problems or recurrent urinary tract infections and also contributes to urgency/frequency, urge incontinence and nocturia by decreasing the functional bladder capacity. Treatment (medical or surgical) of urinary incontinence is a risk factor for urinary retention. In addition, there is no study addressing the role of PVR in determining the treatment. Objective: Our aim was to determine the PVR values and the role of PVR measurement in determining the treatment in women with LUTD subgroups. Material and method: Voluntary female patients with LUTD and >18 age were enrolled into the study. Exclusion criteria included neurological disease, urethral stenosis, advanced pelvic organ prolapse (POP), prior history of pelvic surgery and anti-incontinence surgery and/or pelvic radiotherapy. Patients were classified into LUTD groups and treated appropriately according to EAU (European Association of Urology) guidelines. After 3 months, treatment success for all patients were assessed subjectively and objectively (decrease in both IIQ-7 and UDI-6) and posttreatment PVR measurements were performed. Patients with or without pretreatment PVR measurements were compared with regard to PVR values, treatment success and age in the treatment groups (group I, overactive bladder [OAB] + urge dominant mixed urinary incontinence [MUI] and medical and/or conservative treatment; group II, stres dominant MUI + stres urinary incontinence [SUI] and conservative and/or surgical treatment) and overall population, which were designed according to EAU guidelines. Results: Mean age was 52.24 (range: 19-82) in the LUTD population consist of 119 women (44 OAB, 54 MUI, and 21 SUI). PVR was >50 ml in %10 of patients with LUTD, %6 of patients with OAB+urge dominant MUI, and %17 of patients with stres dominant MUI+SUI. No statistically significant difference was found in treatment success rate (p=0.764) between patients with LUTD, of whom pretreatment PVR
Benzer Tezler
- Multipl skleroz'lu hastalarda ürodinamik bulguların değerlendirilmesi
Evaluation of urodynamic findings in multipl sclerosis patients
ENDER ERDEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Fizyoterapi ve RehabilitasyonSağlık Bilimleri ÜniversitesiFizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MURAT ERSÖZ
- İnmeli hastalarda üriner semptom şiddeti ve fonksiyonel durum arasındaki ilişki
Relationship between urinary symptom violence and functional status in patients with stroke
FATMA ÖZCAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Fiziksel Tıp ve RehabilitasyonSağlık Bilimleri ÜniversitesiFiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı
DR. ZUHAL ÖZİŞLER
- Multipl skleroz tanılı kadınlarda telerehabilitasyon takipli pelvik taban kuvvetlendirme ve gevşeme egzersizlerinin alt üriner sistem semptomları, depresyon ve yaşam kalitesi üzerine etkisinin karşılaştırılması
The comparison of the effects of pelvic floor strengthening and relaxation exercises followed by telerehabilitation on lower urinary system symptoms, depression and quality of life in women diagnosed with multiple sclerosis
HALİME CEREN TEZEREN
Doktora
Türkçe
2024
Fizyoterapi ve RehabilitasyonGazi ÜniversitesiFizyoterapi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İLKE KESER
- Multipl skleroz tanılı kadınlarda alt üriner sistem semptomlarının denge, düşme riski ve yaşam kalitesine etkisi
The effect of lower urinary system symptoms on balance, falling risk and quality of life in women with multiple sclerosis
GÖZDE URSAVAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Fizyoterapi ve RehabilitasyonBolu Abant İzzet Baysal ÜniversitesiFizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NURİYE ÖZENGİN
- Transplantasyon sonrası tekrarlayan üriner sistem infeksiyonları ve allograft disfonksiyonu olan hastalarda post-transplant vezikoüreteral reflünün rolü
Başlık çevirisi yok
HÜSEYİN SAFFET BEKÖZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2000
Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıklarıİstanbul Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET ŞÜKRÜ SEVER