Çocuk cerrahisi kliniğinde yapılan elektif laparotomi operasyonlarında ERAS protokolü uygulamasının sonuçları
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 681162
- Danışmanlar: PROF. DR. ABDULLAH YILDIZ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Cerrahisi, Pediatric Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 50
Özet
Amaç: Gelişmiş Cerrahi Sonrası İyileşme (ERAS) kavramı ilk olarak 1995 yılında Kehlet tarafından perioperatif bakımı optimize etmek için bir araç olarak tanımlanmıştır. Geliştirilen ERAS protokolünün temel felsefesi; perioperatif danışmanlık, sınırlı preoperatif açlık, erken postoperatif enteral alım, erken mobilizasyon, opioid koruyucu analjezi, intravenöz sıvılar ve drenlerin kullanımını sınırlandırarak cerrahi travmaya bağlı metabolik stresi azaltmak ve sonuç olarak fonksiyonların kısa zamanda normalleşmesi, hastanın mümkün olan en kısa sürede olağan fiziksel aktivitesine dönmesini sağlamaktır. Literatür araştırması yapıldığında ERAS protokolü ile ilgili çalışmaların sıklıkla erişkinlerle ilgili yapıldığı, pediatrik populasyonda yeterli çalışmanın olmadığı gözlenmiştir. Bizim de bu çalışmadaki amacımız, elektif laparotomi uygulanan pediatrik hastalarda ERAS protokolü kullanımıyla postoperatif iyileşme sürecinde olan değişimi gözlemektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız Sağlık Bilimleri Üniversitesi Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği'nde elektif laparatomi operasyonu uygulanacak hastalara ERAS protokolü uygulamasının sonuçlarını değerlendirmeyi amaçlayan prospektif bir çalışma olarak tasarlandı. Çalışma grubu hastaların preoperatif verileri (ASA sınıflandırılması, preoperatif barsak temizliği, uzun etkili sedatif ilaç kullanımı, açlık süresi) intraoperatif verileri (ameliyathanede uzun etkili sedatif ilaç kullanımı, epidural kullanımı ve seviyesi, antimikrobiyal profilaksi, kısa etkili anestezik ajan kullanımı, intraoperatif normoterminin sağlanması, ameliyat süresi/anestezi süresi/verilen iv sıvı miktarı, cerrahi dren yerleşimi, cerrahi insizyon uzunluğu) ve postoperatif verileri (nazogastrik sonda kullanımı, idrar sondası kullanımı, epidural kataterin kullanım süresi, postoperatif ağrı yönetimi, bulantı ve kusma yönetimi, ilk gaz çıkarma zamanı, ilk gaita çıkarma zamanı, ilk oral beslenme zamanı, taburculuk süresi ) kayıt altına alınmıştır. Kontrol grubu olarak 2015-2018 tarihleri arasında elektif laparotomi uygulanmış hastaların postoperatif verileri (ilk oral başlama zamanı, ilk gaz çıkış zamanı, ilk gaita çıkış zamanı, taburculuk süresi, nazogastrik sonda kullanım oranı ve süresi, dren kullanım oranı ve süresi, foley sonda kullanım oranı ve süresi) incelenmiştir. Uygun yöntemler kullanılarak verilerin istatistiksel analizi yapılmıştır. Bulgular: Çalışma grubuna %55 (n=11) kadın, %45 (n=9) erkek olmak üzere toplam 20 hasta dahil edildi. Kontrol grubuna %27 (n=12) kadın, %72,1 (n=31) erkek olmak üzere toplam 43 hasta dahil edildi. Çalışma grubu ve kontrol grubu kendi içerisinde barsak bütünlüğü bozulanlar ve bozulmayanlar olarak 2 gruba ayrıldı. Bu gruplar arasında grup içi kişi sayısı bakımından istatiksel olarak olarak anlamlı farklılık görülmedi (p= 0,951). Çalışma grubu ile kontrol grubu postoperatif verileri karşılaştırıldığında; ilk oral başlama zamanı ve taburculuk süresi arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulunmazken (p>0,05) , ilk gaz çıkış ve gaita çıkış zamanı arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur.(p0,05); her iki grup arasında nazogastrik sonda kullanım süresi bakımından karşılaştırıldığında istatiksel olarak anlamlıdır (p
Özet (Çeviri)
Aim: Enhanced Recovery After Surgery (ERAS) is a term defined by Kehlet et al. as a tool to optimize the perioperative care. The philosophy behind ERAS consists of; perioperative counselling, limited preoperative fasting, early postoperative enteral feeding, early mobilization, protective opioid anesthesia, achieving normal metabolic functional status by reducing the metabolic stress due to surgical trauma by limitation of excess intravenous fluid replacement and excess use of drainage tubes and reachieving normal daily physical activity routines of patients as soon as possible. In the literature, studies about ERAS protocols are mostly carried out in the adult population, with quite less studies in the pediatric population. Thus, our aim in this study is to detect the changes in the postoperative recovery period of pediatric patients who underwent elective laparotomy. Materials and Methods : This study is designed as a prospective study to evaluate the effects of ERAS protocols in the patients undergoing elective laparotomy in University of Health Sciences Şişli Hamidiye Etfal Training and Research Hospital Pediatric Surgery Department. Patients' preoperative (ASA classification, preoperative bowel preparation, usage of long-lasting sedatives, duration of fasting), intraoperative (usage and the level of epidural anesthesia, antimicrobial prophylaxis, usage of short-lasting anesthetic agents, achieving of intraoperative normothermia, durations of surgery and anesthesia, total amount of iv fluids, positions of surgical drainage tubes, length of surgical incision) and postoperative (usage of nasogastric and urinary catheters, duration of epidural infusion, postoperative pain management, management of nausea and vomiting, time of first passage of gas , time of defecation, time of first oral feeding and day of discharge) data were recorded. Postoperative data (time of first oral feeding, first passage of gas, first defecation, day of discharge, duration and ratio of nasogastric and urinary catheters and surgical drains) of patients who underwent elective laparotomy in our clinic between 2015-2018 is used as control group data. Statistical analysis was performed using SPSS. Results: Study group had a total of 20 patients, %55 (n=11) were female and %45 (n=9) were male. Control group had a total of 43 patients, %27.9 (n=12) were female and %72.1 (n=31) were male. Both groups were divided into two groups by means of disruption of intestinal integrity.There were no statistically significant difference between the number of patients in all subgroups (p=0.951). There were no statistically significant difference between between study and control groups by means of time of first oral feeding and day of discharge (p>0.05), while there was a statistically significant difference in first times of passage of gas and defecation (p0.05), while there was a statistically significant difference in duration of nasogastric catheter between two groups (p
Benzer Tezler
- Çocuklarda elektif splenektomide laparoskopik splenektomi altın standart olmalıdır
Laparoscopic splenectomy should be the goldstandard for pediatric elective splenectomy
MEHMET ÖZGÜR KUZDAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
Çocuk CerrahisiSağlık BakanlığıÇocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ALİ İHSAN DOKUCU
- Çocuklarda hidrosel
Hydrocele in children
AHMET ATICI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
Çocuk CerrahisiSağlık BakanlığıÇocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. DERYA ERDOĞAN
- Elektif cerrahi için çocuk cerrahisi kliniğine yatırılmış hastalarda operasyonun ertelenmesinin maliyeti
Başlık çevirisi yok
TAMER SEKMENLİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
Çocuk CerrahisiAtatürk ÜniversitesiÇocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF.DR. BEDİİ SALMAN
- Endoskopik üçüncü ventrikülostominin başarısını etkileyen faktörler
Factors which affecting the success of endoscopic third ventriculostomy
KADRİ EMRE ÇALIŞKAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
NöroşirürjiEge ÜniversitesiBeyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TUNCER TURHAN