Roma Dönemi stoasında asketizm ve hedonizm gerilimi
Ascetism and hedonism tension in the Roman Period stoas
- Tez No: 683140
- Danışmanlar: PROF. DR. MEHMET ÖNAL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İnönü Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 63
Özet
Roma Stoa felsefesinde daha çok Ahlak felsefesi ile ön plana çıkan dört filozof mevcuttur. Bunlar, sırasıyla, Seneca, Epiktetos, Aurelius, Cicero'dur. Bu filozofların ortak fikri ahlakın ancak insan doğasını temsil eden akla dayanarak temellendirilebileceği yönündedir, çünkü insan doğasına uygun yaşamak akla uygun yaşamaktır. Akla uygun yaşamak ise ahlaklı olmayla eşdeğer bir anlam dünyasını ifade eder. Bu sistem içerisinde ahlaki açıdan doğru olan doğaya uygun yaşamak olduğu için insanın doğanın bilgisine de sahip olması gerekir. Burada doğa, insan fıtratı, dış dünyaya hakim olan kanunlar ve aynı zamanda Tanrı'nın kendisi olarak da sunulmuştur. Yani bu doğa bilgisi hem tüm evrenin doğasını hem de özel olarak insan doğasını içermektedir. Roma Stoacılarının yaşadığı Helenistik dönemde, ahlakı tamamen haz ile ilişkilendiren bir Hedonist Ahlak felsefesi mevcuttu. Bunlar insan mutluluğunu hazzı yaşamak ve acıdan kaçınmak fiillerine bağlamışlardır. Burada kastedilen haz, hoşa giden bir şeyin oluşturduğu ya da bizde uyandırdığı tatlı ve keyif verici bir duygu yoğunluğudur. Doğal olarak haz, acının karşısında yer alır ve psikolojik bir olgu olarak insana çekici ve sevimli gelir. Bu durumda ahlakın insan doğasına (aklına) ya da hazza dayanması gerektiğini savunan iki zıt ahlak felsefesi ile karşı karşıya kalıyoruz. İşte Roma Stoası filozoflarının itirazı da bu hazcı ahlak anlayışına yönelikti. Onlara göre bu hazza sahip olma veya mahrum kalma insanda bir gerilime yol açmaktadır ki bu da huzursuzluk ve mutsuzluğa sebep olmaktadır. Bu sebeple Roma Stoası hazlardan uzak durulmasını, hazzın sebep olacağı bu gerilimi insan aklı ile bertaraf etmeyi önermektedir. Burada aklın, haz yerine erdemlere dayanarak eylemesi için mümkün olduğu kadar bedensel arzu ve isteklerin sınırlandırılması, makam, mevki ve mal hırsının ortadan kaldırılması gerekmektedir. Nitekim onlara göre ancak mutluluk hazlardan bu şekilde kaçınmak ya da ihtiyaçları olabildiğince azaltarak yaşamaktır ki bu felsefede asketizm olarak adlandırılır. Her ne kadar Stoacıların hazdan kaçınma amacına yönelik asketik davranışları da bir gerilim oluştursa da bu gerilim kısa sürelidir. İnsan aklı sayesinde erdemli davranışları alışkanlık haline dönüştürürse bu gerilim ortadan kalkacaktır. Hâlbuki hazcıların hayat tarzında haz alma süreleri çok sınırlı olduğundan ve acıdan kaçınma davranışları süreklilik arz ettiğinden dolayı haz anları hariç sürekli bir gerilim yaşanmaktadır. Bu sebeple bu tezimizin birinci bölümünde genel olarak Stoa felsefesinin tarihini ve oluştuğu zihniyet ortamını sunduk. İkinci bölümde ise ana konumuz olan Roma Stoasının özellikle hazcılık karşıtı tezlerini asketizm ve hedonizm gerilimi bağlamında detaylandırdık. Hazlardan uzak durmak, aynı zamanda bu gerilimden kurtulmak anlamına geldiği için onlara göre insan hem ahlaklı hem de mutlu olmak için asketik bir hayat yaşamalıdır.
Özet (Çeviri)
Among the Roman Stoics, there are four philosophers who have a significant place in the moral philosophy. These are respectively Seneca, Epictetus, Aurelius and Cicero. The common idea shared by these philosophers is that morality can be justified by reason, which represents the human nature. Because a life that accords with the human nature is the same as the life that accords with human reason. In other words, the rational life is the moral life. Due to that living a moral life should accord with the nature, one must have the knowledge of the nature. In this context, the nature is the one presented in different forms, such as the human nature, the laws of nature or the as the God himself, i.e., the knowledge of the nature covers the nature of the world and the human nature. In the Hellenistic era when the Roman Stoics lived, there was a hedonist moral philosophy that identifies morality with pleasures. This philosophy defines happiness as a principle of enjoying the pleasures and avoiding the pain. Here, pleasure means the feeling created by the pleasant things. Thus, psychologically pleasure is confronted with pain, and it is found attractive. At this point, the important problem turns out to be the problem of whether to ground morality on human nature (or reason), or on the pleasures. It is the latter option objected by the Roman philosophers. According to them, the opposition between pain and pleasure causes a tension that makes the man unhappy. Due to this, the Roman Stoics suggest keeping away from the pleasures and avoiding the tension created by them through a rational life. To compensate for pleasures by reason and virtues, one needs to restrict the bodily instincts and cancel the passion for wealth and prestige. They define happiness as the restriction of the pleasures, which is called ascetism. Although ascetism itself creates a tension, this one is temporary, and it can be avoided if one gets used to living by the virtues and reason. Unlike the temporary tension in ascetism, in hedonism the tension is not temporary due to the continuous avoidance from pain and short-term nature of the pleasures. The first part of the study presents the historical and argumentative background of Roman Stoics. The second part presents a detailed account of the Roman Stoic theses against hedonism within the context of ascetism-hedonism tension. As the avoidance of pleasures means the avoidance of the tension, one needs to live an ascetic life to be happy and virtuous.
Benzer Tezler
- Güneybatı Paphlagonia Bölgesi'nde Roma ve Bizans Dönemleri'nde mezarlıklar ve mezarlar
Cemeteries and graves in Roman and Byzantine South-Western Paphlagonia (North-western central Turkey)
MUHAMMET HABİB KOYUNCU
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
ArkeolojiDokuz Eylül ÜniversitesiArkeoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERGÜN LAFLI
- Elite benefaction in Roman Asia minor: The case of Plancia Magna in Perge
Roma Küçük Asya'sında banilik: Perge'de Plancia Magna örneği
AYGÜN KALINBAYRAK
Yüksek Lisans
İngilizce
2011
MimarlıkOrta Doğu Teknik ÜniversitesiMimarlık Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SUNA GÜVEN
- Lycia and Rome: An architectural encounter
Likya ve Roma: Mimari bir karşılaşma
AYGÜN KALINBAYRAK ERCAN
Doktora
İngilizce
2018
MimarlıkOrta Doğu Teknik ÜniversitesiMimarlık Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SUNA NAZİYET GÜVEN
- Kuzey Kıbrıs'taki Geç Roma-Erken Bizans yer mozaikleri
Late Roman and Early Byzantine pavement mosaics in North Cyprus
SİBEL SABIR
Yüksek Lisans
Türkçe
2004
ArkeolojiEge ÜniversitesiBizans Sanatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZEYNEP MERCANGÖZ