Geri Dön

Hipofiz tümör cerrahisi uygulanan hastalarda anestezi yönetiminin retrospektif analizi

Retrospective analysis of anesthesia management in patients undergoing pituitary tumor surgery

  1. Tez No: 688888
  2. Yazar: FATİME ZEHRA ŞENSES
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ZEYNEP BAYSAL YILDIRIM
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Anestezi ve Reanimasyon, Anesthesiology and Reanimation
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2021
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dicle Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 66

Özet

Giriş ve Amaç: Nöroanestezide en önemli konu serebral dolaşım otoregülasyonunu bozmadan, yeterli serebral perfüzyon basıncı (SPB) ve uygun cerrahi koşulları sağlamaktır. Hipofiz bezi tümörleri olan hastalar, heterojen ancak yaygın olarak karşılaşılan bir beyin cerrahisi popülasyonunu temsil eder. Hipofiz tümörlerini barındıran hastaların başarılı cerrahi yönetimi multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve kritik olarak perioperatif bakımın kalitesine bağlıdır. Hipofiz bezi tümörlü tüm hastalar, titiz preoperatif değerlendirme ve tarama gerektirir. Potansiyel komplikasyonlara ilişkin bilgi, bunların yönetimi ve önleme stratejileri, başarılı perioperatif hasta bakımı için esastır. Bu çalışma, hastanemizde endoskopik endonazal transsfenoidal ve/veya kraniotomi ile hipofiz cerrahisi uygulanan hastaları anestezi yönünden retrospektif olarak inceleyerek bir veri kayanağı oluşturmayı amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntem: Ocak 2010 ve Aralık 2020 arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi bölümünde hipofiz adenomu nedeniyle nöroanestezi uygulanan hastaların anestezi kayıt formlarındaki verileri etik kurulu onayından sonra retrospektif tarandı.Hipofiz cerrahisi geçiren toplam 102 hastanın sadece 94 ünün kayıt formu sağlıklı bir şekilde elde edildi.Çift nüsha olarak tutulan anestezi kayıt formlarının bir nüshası hasta dosyasında bir nüshası da bölüm arşivinde depolanmaktadır.Hasta dosyaları 2011 yılından itibaren bilgisayar sistemine aktarılmaktadır. Bilgisayar kayıtları ve anestezi fişleri incelenerek hastaların demografik verileri (yaş, cinsiyet, boy, ağırlık), ASA (American Society of Anesthesiologist) sınıfı skoru ve eşlik eden hastalıkları, anestezi süresi, cerrahi süre, Mallampati skoru, entübasyon güçlüğü olup olmadığı, monitörizasyon yöntemleri, anestezi yöntemleri, anestezik ilaçlar, kanama durumları , peroperatif komplikasyonlar ve postoperatif yoğun bakım ihtiyacı olup olmadığı, tümöre ait özellikleri değerlendirilerek gerçekleştirildi. Bulgular: Çalışmaya dahil olan olguların yaş ortalaması 44,76±15,25 idi. Hastaların 40'ı (%42,6) kadın ve 54'ü (57,4) erkekti. Hastaların çoğu ASA II (% 60,6) ve ASA III (% 29,8) sınıfında idi. Hastaların 9 (%9,6)'u klinik apopleksi varlığıyla acil operasyona alınmıştı. Hastaların cerrahiye kabul şekli ile postoperatif yoğun bakım yatış süresi kıyaslandığında acil cerrahiye alınanlarda anlamlı olarak yoğun bakım yatışları daha yüksek bulundu. Ameliyatların %7,4'ü açık kraniotomi ile %92,6'sı transsfenoidal yöntemle yapılmıştı. Tüm kraniotomi ile alınan vakalar 2016 yılından önce ;sadece 1 vaka transsfenoidal başlanmış ancak intraoperatif kanamadan dolayı sonlandırılarak bir sonraki senasta kraniotomi yapılarak alınmıştı. Anestezi yöntemi olarak %18,1 TIVA %81,9 inhalasyon anestezisi uygulanmış. Anestezi türü ile intraop gelişen hipotansiyon kıyasalndığında inhalasyon anestezisi uygulananlarda oran daha yüksek bulundu. Hastaların postoperetif laktat düzeylerine bakıldığında;inhalasyon anestezisi uygulananlarda TIVA uygulananlara kıyasla daha yüksek görüldü. Hastalarda preoperetif bakılan IGF-1 değeri le postoperatif gelişen diyabetes insipitus arasında anlamlı bir ilişki bulunamadı ancak IGF ile mallampatı skoru arasında pozitif korelasyon gösteren analmlı bir ilişki bulundu. Sonuç: Hipofiz tümörü olan hastaların başarılı tedavi yönetimi anestezi,nöroşürürji,radyoloji ve endokrinoloji birimlerinin bir arada olduğu multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Uygulanan nöroanestezinin preoperatif dönemden başlayıp postoperatif dönemi de kapsayan özellikli bir anestezi türü olduğu; hastalarda endokrinolojik problemlerin yaşanabileceği, zor entübasyonla karşılaşma oranının yüksek olduğu, hemodinami takibinde gerekirse invazif yöntemlerin kullanılabileceği, özellikle obez ve OSAS'ı olanlarda postoperatif solum sıkıntısı gelişebileceği akılda tutulmalıdır.

Özet (Çeviri)

Introduction and Objective: The most important issue in neuroanesthesia is to provide adequate cerebral perfusion pressure (CPP) and appropriate surgical conditions without disturbing cerebral circulation autoregulation. Patients with pituitary tumors represent a heterogeneous but widely encountered neurosurgical population. Successful surgical management of patients with pituitary tumors requires a multidisciplinary approach and is critically dependent on the quality of perioperative care. All patients with pituitary gland tumors require rigorous preoperative evaluation and screening. Knowledge of potential complications, their management and prevention strategies are essential for successful perioperative patient care. This study aims to create a data source by retrospectively examining patients who underwent endoscopic endonasal transsphenoidal and/or craniotomy and pituitary surgery in our hospital in terms of anesthesia. Materials and Methods: The anesthesia registration forms of the patients who underwent neuroanesthesia due to pituitary adenoma in the Department of Neurosurgery at Dicle University Faculty of Medicine between January 2010 and December 2020 were reviewed retrospectively after the approval of the ethics committee. The registration forms of only 94 of the 102 patients who underwent pituitary surgery were obtained in a healthy way. One copy of the anesthesia registration forms, which are kept as copies, is stored in the patient file and one copy is stored in the department archive. Patient files have been transferred to the computer system since 2011. Computer records and anesthesia slips were examined by examining patients' demographic data (age, gender, height, weight), ASA (American Society of Anesthesiologist) class score and accompanying diseases, duration of anesthesia, duration of surgery, Mallampati score, intubation difficulty, monitoring methods, anesthesia methods, anesthetic drugs, bleeding conditions, perioperative complications and whether there was a need for postoperative intensive care, tumor characteristics were evaluated. Results: The mean age of the subjects included in the study was 44.76±15.25 years. Forty (42.6%) of the patients were female and 54 (57.4) were male. Most of the patients were in ASA II (60.6%) and ASA III (29.8%) classes. 9 (9.6%) of the patients were taken to emergency operation with the presence of clinical apoplexy. When the admission to surgery of the patients and the postoperative intensive care length of stay were compared, the intensive care unit admissions were found to be significantly higher in those who were admitted to emergency surgery. 7.4% of the surgeries were performed with open craniotomy and 92.6% with the transsphenoidal method. All cases taken by craniotomy before 2016; only 1 case was started transsphenoidally, but was terminated due to intraoperative bleeding and removed by craniotomy in the next session. As the anesthesia method, 18.1% TIVA and 81.9% inhalation anesthesia were applied. When the type of anesthesia and hypotension developed intraoperatively were compared, the rate was found to be higher in those who received inhalation anesthesia. When the postoperative lactate levels of the patients were examined, it was seen that it was higher in those who were administered inhalation anesthesia compared to those who received TIVA. There was no significant relationship between the preoperative IGF-1 value and the postoperative diabetes insipidus in the patients, but a positive correlation was found between IGF and the mallampati score. Conclusion: Successful treatment management of patients with pituitary tumors requires a multidisciplinary approach that combines anesthesia, neurosurgery, radiology and endocrinology units. It is stated that the applied neuroanesthesia is a specific type of anesthesia that starts from the preoperative period and covers the postoperative period; It should be kept in mind that endocrinological problems may be experienced in patients, the rate of encountering difficult intubation is high, invasive methods can be used if necessary in the follow-up of hemodynamics, and postoperative respiratory distress may develop especially in obese and OSAS patients.

Benzer Tezler

  1. Hipofiz cerrahisi geçiren hastalarda preoperatif ölçülen tiroid hormon düzeylerinin perioperatif komplikasyonlara etkisi

    The effect of preoperative measurement of thyroid hormone levels on perioperative complications in patients under pituitary surgery

    GİZEM KIRBAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Anestezi ve Reanimasyonİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MURAT YAŞAR ÖZKALKANLI

  2. Sellar bölge tümörlerinin ve endoskopik transsfenoidal cerrahinin cinsel fonksiyon üzerine etkisi

    The impact of sellar region tumours and endoscopic transsphenoidalsurgery on sexual function

    AYDIN TALAT BAYDAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    NöroşirürjiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    UZMAN DENİZHAN DİVANLIOĞLU

  3. İntrakraniyal patolojilerin intraoperatif manyetik rezonans görüntüleme ile değerlendirilmesi ve takiplerindeki deneyimlerimiz

    Our experiences in the evaluation and follow-up of intracranial pathologies with intraoperative magnetic resonance imaging

    LEYLA MIRZAYEVA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Radyoloji ve Nükleer TıpGazi Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MURAT UÇAR

  4. Cabergolin kullanan hiperprolaktinemik hastalarımızın tedaviye cevaplarının retrospektif olarak incelenmesi

    Retrospective analyse of treatment outcomes in hyperprolactinemic patients using cabergoline

    UĞUR ALP GÖKSU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıOndokuz Mayıs Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAKKI KAHRAMAN

  5. Hipofiz tümörlerinde transsphenoidal yolla endoskopik cerrahinin karşılaştırılması

    Başlık çevirisi yok

    RECEP ŞAVİK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    NöroşirürjiZonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MURAT KALAYCI