Kendine zarar verme davranışı bulunan ergenlerde akran zorbalığı ve ruhsal tanıların değerlendirilmesi
Evaluation of peer bullying and psychological diagnoses in adolescents with self-harm behaviors
- Tez No: 692013
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ HAMZA AYAYDIN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Harran Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 107
Özet
Giriş ve Amaç: Kendine zarar verme davranışı (KVZD), son dönemlerde prevalansı gittikçe artmakta olan ve daha sık orta ergenlik döneminde görülmeye başlayan bir halk sağlığı problemidir. Çalışmamızda çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları polikliniğine başvuran 13-18 yaş aralığında kendine zarar verme davranışında bulunan olgu grubu ile diğer polikliniklere başvuran KZVD'de bulunmayan kontrol grubunun sosyodemografik özellikler, akran zorbalığı ve ruhsal tanılar açısından karşılaştırılması ayrıca kendine zarar verme davranışında bulunan ergenlerde bu davranışı yordayan etkenleri saptanması ve klinik uygulamalarda kendine zarar verme davranışını önleyecek önerilerin geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Çalışmanın sonunda klinisyenler için yeterince anlaşılamamış olan kendine zarar verme davranışı ile akran zorbalığı arasındaki ilişkiyi saptamak, koruyucu, önleyici ve tedavi edici yaklaşımlar geliştirmeye yönelik bilgilere ulaşmak hedeflenmektedir. Yöntem: Araştırmaya Harran Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları polikliniğine başvuran 13-18 yaş arası kendine zarar verme davranışı olan (n=50) ergenler ve diğer polikliniklere başvuran herhangi kendine zarar verme davranışı olmayan ergenlerden (n=60) oluşmak üzere toplam 110 ergen dahil edilmiştir. Okula devam etmeyen kendine zarar verme davranışı olan olgu grubundan 6 ergen ve kontrol grubundan 3 ergen çalışmaya dahil edilmemiştir. Hastalar değerlendirilirken ÇDŞG–ŞY yarı yapılandırılmış görüşme çizelgesi, kendine zarar verme davranışı değerlendirme envanteri ve akran zorbalığı belirleme ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Kendine zarar verme davranışının genellikle orta ergenlikte (13-14 yaş) başladığı, daha çok kızlarda görüldüğü, kontrol grubuna göre parçalanmış aileden gelme oranlarının daha fazla olduğu, baba eğitim düzeyinin daha düşük olduğu ve sigara ile alkol kullanımının daha sık görüldüğü belirlenmiştir. Olgu grubunun %40'nın intihar girişiminde bulunduğu belirlenmiştir. En sık görülen kendine zarar verme davranışı kendini sert bir yere çarpma/kendine vurma olmuştur. Affekt regülasyonu en sık kullanılan kendine zarar verme işlevi olmuştur. Olgu grubundaki kızlarda eşlik eden ilk üç ruhsal tanı sırasıyla; depresyon, anksiyete bozukluğu ve KOKGB'dir. Erkeklerde ise sırasıyla KOKGB, DEHB ve depresyon bozukluğudur. KZVD bulunan ergenlerde akran zorbalığı yapma oranları kontrol grubuna göre farklılık göstermemiştir. Olgu grubunda cinsiyetler arasında da farklılık bulunmamaktadır. Zorbalığa maruz kalma arttıkça KZVD'de kullanılan yöntem sayısının da arttığı belirlenmiştir. KZVD bulunan ergenlerde akran zorbalığına uğrama alt tipler incelendiğinde fiziksel, sözel, izolasyon ve eşyalarına zarar verilmesi gibi tiplerde oranların ve puanların daha yüksek olduğu gözlenirken olgu grubu içerisinde cinsiyete göre farklılık gözlenmemiştir. Sonuç: Çalışmamızın verileri kendine zarar verme davranışı olan ergenlerin psikiyatrik belirtiler ve komplikasyonlar açısından oldukça yüksek riskli bir grubu oluşturduğunu vurgularken, bu ergenlerde akran zorbalığına maruz kalmanın daha yüksek oranda görüldüğünü ve akran zorbalığına uğrama sıklığı arttıkça da KZVD sıklığının arttığını göstermektedir. Buna ilaveten akran zorbalığına uğrayanların daha sonrasında zorbaya dönme riskinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Bunlara yönelik KZVD'de bulunan ergenlerde psikiyatrik değerlendirme ve sağaltımlarının sağlanması, akran zorbalığına yönelik okul ve aile ile birlikte iş birliği kurulması, önleyici ruh sağlığı politikalarının ve etkili müdahale programlarının geliştirilmesi gerekmektedir.
Özet (Çeviri)
Introduction and objective: Self-harming behavior (DVD) is a public health problem that has been increasing in prevalence in recent years and is more common in middle adolescence. In our study, the 13-18 age group who applied to the child and adolescent mental health and diseases polyclinic, who had self-harming behavior, and the healthy control group who applied to other polyclinics were compared in terms of sociodemographic characteristics, peer bullying and psychiatric diagnoses. It is aimed to determine the factors that predict this behavior in adolescents who engage in self-harming behavior and to develop recommendations to prevent self-harming behavior in clinical practice. At the end of the study, it is aimed to determine the relationship between self-harming behavior and peer bullying, which is not understood enough for clinicians, and to reach information on developing protective, preventive and therapeutic approaches. Method: A total of 110 adolescents, including adolescents aged 13-18 with self-harming behavior who applied to the Harran University Child and Adolescent Psychiatry outpatient clinic, and healthy adolescents who applied to other polyclinics without any self-harming behavior, participated in the study. 6 adolescents from the case group and 3 adolescents from the control group with self-harming behavior who did not attend school were not included in the study. While evaluating the patients, the CBDS-PL semi-structured scale, the self-harming behavior assessment inventory and the peer bullying scale were used. Results: It was determined that the self-harming behavior generally started in middle adolescence (13-14 years old), it was seen more in girls, the rate of coming from a broken family was higher than the control group, the father's education level was lower, and the use of cigarettes and alcohol was more common. It was determined that 40% of the case group attempted suicide. The most common self-harming behavior was hitting/hitting oneself on a hard surface. Affect regulation was the most frequently used self-harming function. The first three accompanying psychiatric diagnoses in the girls in the case group are respectively; depression, anxiety disorder and ODD. In males, they are ODD, ADHD, and depression, respectively. The rate of peer bullying in adolescents with SIB did not differ compared to the control group. There was no difference between the genders in the case group. It was determined that as the exposure to bullying increased, the number of methods used in SIB also increased. When peer bullying subtypes were examined in adolescents with SIB, it was observed that rates and scores were higher in types such as physical, verbal, isolation, and damage to their belongings, while no gender difference was observed in the case group. Conclusion: While the data of our study emphasize that adolescents with self-harming behavior constitute a very high risk group in terms of psychiatric symptoms and complications, it shows that exposure to peer bullying is higher in these adolescents and the frequency of SIB increases as the frequency of being bullied increases. In addition, it has been determined that those who are bullied have a high risk of returning to the bully later on. For these, it is necessary to provide psychiatric evaluation and treatment for adolescents in SIDS, to establish cooperation with school and family against peer bullying, to develop preventive mental health policies and effective intervention programs.
Benzer Tezler
- Ergenlerde kendine zarar verme davranışı ve intihar riskinin belirsizliğe tahammülsüzlük düzeyleri, duygu düzenleme stratejileri, sosyal duygusal davranışsal sorunlar ve ebeveyn tutumları ile ilişkisi
The relationship between self-harm behavior and suicide risk in adolescents with intolerance of uncertainty, emotion regulation strategies, social-emotional behavioral problems, and parental attitudes
TUBA SÜRÜCÜ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Psikiyatriİstanbul Medeniyet ÜniversitesiÇocuk ve Ergen Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ALPEREN BIKMAZER
PROF. DR. VAHDETTİN GÖRMEZ
- Ergenlerde intihar girişiminin olumsuz yaşam olayları ve ebeveynin duygusal erişilebilirliği ile ilişkisinde duygu düzenleme güçlüğünün aracı rolünün incelenmesi
Examining the mediating role of emotion regulation difficulties in the relationship between suicide attempt in adolescents, negative life events and parental emotional availability
HİLAL HACIOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
PsikiyatriKocaeli ÜniversitesiÇocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ İREM DAMLA ÇİMEN
- Kendine fiziksel zarar verme eyleminde bulunan erkek ergenlerde özdeşim problematiğinin sembolizasyon kapasitesine etkisinin projektif testlerle incelenmesi
Evaluation of the effects of the paternal function and identification to symbolization capacity in selfmutilating male adolescents through projective tests
AYŞENUR ŞAFAK
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Psikolojiİstanbul ÜniversitesiUygulamalı Psikoloji Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ BENGİ PİRİM DÜŞGÖR
- Kendine zarar verme davranışı olan ergenlerde bağlanma stilleri
Attachment styles of the adolescents with self mutilation
ORÇUN AYKOL
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
PsikiyatriAnkara ÜniversitesiDisiplinlerarası Sosyal Psikiyatri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BEDRİYE ÖNCÜ
- Kendine zarar verme davranışı olan ergenlerde öfke düzeyi ve bilinçli farkındalık arasındaki ilişkinin incelenmesi
Investigation of the relationship between anger level and mindfulness in adolescents with self-harm behaviors
TUFAN ÇALIMBEY
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Psikolojiİstanbul Gelişim ÜniversitesiPsikoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYTEN ERDOĞAN