Geri Dön

Gastrointestinal subepitelyal lezyonlarda endoskopik ultrasonografinin tanısal etkinliğinin retrospektif olarak incelenmesi

Retrospective investigation of the diagnostic effectiveness of endoscopic ultrasound in gastrointestinal subepithelial lesions

  1. Tez No: 692274
  2. Yazar: YAKUP AYDOĞAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. NEVZAT GÖZEL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Gastroenteroloji, Gastroenterology
  6. Anahtar Kelimeler: Endosonografi, gastrointestinal subepitelyal lezyonlar, submukozal lezyonlar, Endosonography, gastrointestinal subepithelial lesions, submucosal lesions
  7. Yıl: 2021
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Fırat Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 49

Özet

Gastrointestinal subepitelyal lezyonlar genelde asemptomatik seyretmekte olup endoskopi veya diğer görüntüleme yöntemleri ile tesadüfen saptanırlar. Endosonografi subepitelyal lezyonların köken aldığı tabaka, karakterizasyon, malignite potasniyelini değerlendirmeye katkıda bulunmasının yanı sıra tanı için biyopsi imkanı sağlar. Çalışmamızda geniş volümlü Endoskopik ultrasonografi (EUS) yapılan bir merkez olarak gastrointestinal subepitelyal lezyonlarda EUS işleminin tanısal etkinliğinin retrospektif olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmamızda Kasım 2013 - Ekim 2020 tarihleri arasında Fırat Üniversitesi Hastanesi Endoskopi Ünitesi'ne başvurmuş Gastrointestinal supepitelyal lezyon nedeniyle EUS yapılan 18 yaş üstündeki tüm hastaların verileri retrospektif olarak taranmıştır. Hastalarla ilgili verilere hastane bilişim sistemi ve hastane arşivinde tutulan hasta dosyalarından ulaşılmıştır. EUS sonucu değerlendirildiğinde 201 hastanın 77'si (% 38,3) leiomiyom, 63'ü (% 31,3) lipom, 43'ü (% 21,4) gastrointestinal stromal tümör (GİST), 8'i (% 4) ektopik pankreas, 7'si (% 3,5) özefagus duplikasyon kisti ve 3'ü (% 1,5) ise diğer (müsinöz kistik lezyon, müsinöz kistik adenom ve özefagus ca.) olarak bulunmuştur. Gastrointestinal subepitelyal lezyon ön tanısı ile EUS yapılan 201 hastanın 122'sinin biyopsi veya ameliyat sonrası patoloji sonucu mevcut olup 20 (% 16,4) hastanın patoloji sonucu yetersiz sitoloji olarak raporlanmış olup tanıya ulaşılamamıştır. Hastaların 102'sinde (% 83,6) patoloji sonucunda tanıya ulaşılmıştır. EUS sonucu ile kıyaslandığında patoloji sonucunda tanıya ulaşılan 90 (% 88,2) hastanın tanısı EUS sonucu ile uyumlu olup, 12 (% 11,8) hastanın sonucunun EUS ile uyumlu olmadığı görülmüştür. Sonuç olarak, EUS gastrointestinal submukozal lezyonların değerlendirilmesi, köken aldığı katmanın belirlenmesi, lezyon özelliklerinin saptanması ve tanı hakkında fikir vermesi bakımından son yıllarda kullanımı giderek yaygınlaşan bir yöntemdir. Ayrıca EUS eşliğinde ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) alınabilmesi, minimal invaziv yöntem olması ve tanı hakkında güçlü ipuçları vermesinden dolayı gereksiz ameliyat sayısını azaltmakla beraber erken tanıda da yardımcı olmaktadır.

Özet (Çeviri)

Gastrointestinal subepithelial lesions are generally asymptomatic and are detected incidentally by endoscopy or other imaging methods. Endosonography provides the possibility of biopsy for diagnosis, as well as contributing to the layer of origin of subepithelial lesions, characterization, evaluation of malignancy potential. In our study, we aimed to retrospectively evaluate the diagnostic efficiency of EUS procedure in gastrointestinal subepithelial lesions as a center where large-volume endoscopic ultrasonography (EUS) is performed. In our study, the data of all patients over the age of 18 who applied to the Fırat University Hospital Endoscopy Unit between November 2013 and October 2020 and underwent EUS for gastrointestinal supepithelial lesion were retrospectively scanned. The data about the patients were obtained from the hospital information system and the patient files kept in the hospital archive. When EUS results were evaluated, 77 (38.3%) of 201 patients were leiomyoma, 63 (31.3%) lipoma, 43 (21.4%) gastrointestinal stromal tumor (GIST), 8 (4%) ectopic pancreas, 7 ( 3.5% were esophageal duplication cysts and 3 (1.5%) were found to be other (mucinous cystic lesion, mucinous cystic adenoma and esophageal ca.). 122 of 201 patients who underwent EUS with the preliminary diagnosis of gastrointestinal subepithelial lesion had biopsy or postoperative pathology results, and the pathology results of 20 (16.4%) patients were reported as insufficient cytology and the diagnosis could not be reached. The diagnosis was reached as a result of pathology in 102 (83.6%) of the patients. When compared with the EUS result, the diagnosis of 90 (88.2%) patients, whose diagnosis was reached as a result of pathology, was compatible with the EUS result, and the results of 12 (11.8%) patients were not compatible with EUS. In conclusion, EUS is a method that has become increasingly popular in recent years in terms of evaluating gastrointestinal submucosal lesions, determining the layer of origin, determining the lesion characteristics and giving an idea about the diagnosis. vi In addition, EUS-guided fine-needle aspiration biopsy (FNAB) can be taken, it is a minimally invasive method and provides strong clues about the diagnosis, thus reducing the number of unnecessary surgeries and helping in early diagnosis.

Benzer Tezler

  1. Endoskopik ultrasonografi (EUS) eşliğinde takip edilen gastrointestinal subepitelyal lezyonların değerlendirilmesi; tek merkez deneyimi

    Evaluation of gastrointestinal subepithelial lesions followed by endoscopic ultrasonography (EUS); single center experience

    GİZEM KORKUT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    GastroenterolojiDokuz Eylül Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. GÖKSEL BENGİ

    PROF. DR. MÜJDE SOYTÜRK

  2. Deneysel peritonit oluşturulan ratlarda hıgh mobılıty group box-1 (hmgb-1) ve tümör nekrozis faktör- α (tnf-α) inhibisyonunun gastrointestinal motilite üzerine etkisi

    Effect of inhibition of tumor necrosis factor-α (tnf-α) and high mobility group box-1 (hmgb-1) on intestinal motility in rats with peritonitis

    BURÇİN TUŞTAŞ AY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    Çocuk CerrahisiMersin Üniversitesi

    Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DİNÇER AVLAN

  3. Gastrointestinal sistemin postoperatif benign anastomoz darlıklarında endoskopik kesi yönteminin etkinliğinin değerlendirilmesi

    Assessing the effectiveness of endoscopic incision methods on the postoperative benign anastomotic strictures at the gastrointestinal tract.

    UFUK AVCIOĞLU

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    GastroenterolojiSağlık Bakanlığı

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ERSAN ÖZASLAN

  4. Manisa kent merkezinde 12-17 yaş grubu çocuk ve ergenlerde gastrointestinal yakınma sıklığı ve çölyak hastalığı ile ilişkisi

    Gastrointestinal complaint prevalance and association with celiac disease in children between 12-17 ages in Manisa

    TÜRKER BORUCU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıCelal Bayar Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HASAN ERHUN KASIRGA

  5. Gastrointestinal stromal tümörlerde nötrofil/lenfosit ve platelet/lenfosit oranının prognostik önemi

    The prognostic utility of neutrophil/lymphocyte and platelet/lymphocyte ratios in gist

    PINAR ÜZGEÇ GÜLLER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Onkolojiİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AHMET ALACACIOĞLU