Geri Dön

Uterus ve overe yönelik cerrahi yaklaşımların over rezervine etkisi

The Effects of uterine and ovarian surgery on ovarian reserve

  1. Tez No: 69430
  2. Yazar: MEHMET ALİ ULUSOY
  3. Danışmanlar: PROF. DR. KUTAY BİBEROĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1998
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 61

Özet

48 ÖZET Bu çalışmada değişik nedenlerle farklı operasyon uygulanan toplam 116 hastanın bazal FSH, LH, E2, prolaktin ve serbest testosteron düzeyleri preoperatif ve postoperatif karşılaştırıldı. Uygulanan operasyonlara göre hastalar 5 grupta incelendi: Grup I; TAH ± USO (n=50), Grup H; TAH (n=39), Grup IH; myomektomi (n=36), Grup IV; USO (n=14), Grup V; ovaryen kistektomi (n=16) uygulanan hastalan içermekteydi. Tüm gruplar kendi içlerinde ve son olarak çalışmaya alman tüm olgular birlikte değerlendirildiğinde, postoperatif dönemde bazal FSH ve LH' nın anlamlı olarak yükseldiği bulundu. Bu bulgulardan anlaşılacağı üzere, uygulanan operasyonların hepsi ovaryen rezervde daralmaya neden olmaktadır. Bazal E2 olguların tümü ele alındığında ve histerektomi uygulanan hastalarda postoperatif anlamlı düşme göstermiştir. USO, ovaryen kistektomi ve myomektomi uygulanan gruplarda, postoperatif dönemde E2 düzeylerinde azalma saptansa da istatistiksel olarak anlamlı değildir. Oysa myomektomi uygulanan hastalarda 31 yaş ve üzeri olgularda E2' deki azalma belirgindir. Histerektomi uygulanan hastalarda da 41 yaş ve üzeri olgularda aynı etki bulunmuştur. Bildiğimiz gibi artan yaşla birlikte, ovaryen rezerv azalmaktadır. Uygulanan operasyon buna ek olarak ovaryen rezervi daha da daraltmaktadır. Çalışmamızda da artan yaşla birlikte, postoperatif bazal E2 düzeylerindeki azalmanın belirgin olması, bunu desteklemektedir. Ovaryen rezervdeki bu daralma operasyona bağlı ovaryen49 beslenmedeki bozulmaya bağlanabilir. Ayrıca myomektomi uygulanan hastalarda da ovaryen rezervde aynı etkinin gözlenmesi, utero-ovaryen hormonal ya da nöronal bir ilişkinin olabileceğini akla getirmektedir. Tüm gruplarda görülen postoperatif bazal prolaktindeki yükselme, operasyon stresine bağlandı. Tüm gruplarda postoperatif bazal testosteronda artış olmasına rağmen, yalnızca ovaryen kistektomi uygulanan grupta bu artış anlamlıdır. Bunun ise, folikül kaybı ile stromal doku artışı, stres ile adrenal bezlerin uyarılması ya da azalmış E2 sonucu SHBG' nin azalmasına bağlı olduğu düşünülebilir. Yine olguların tümü ele alındığında testosterondaki artış belirgindi. Tüm bu bulguların ışığı altında, uygulanan cerrahinin çeşidine bakılmaksızın, postoperatif dönemde bazal serum FSH ve LH değerleri artmaktadır. Bugün için over rezervi tayininde elimizdeki en hassas kabul edilen parametre bazal FSH ölçümü olduğuna göre, geçirilen operasyonların over rezervini olumsuz yönde etkilediği rahatlıkla söylenebilir. Özellikle genç ve gebelik arzulayan kadınlarda pelvik cerrahinin çok iyi endikasyonlarla yapılması, yaş grubuna bakılmaksızın histerektomi, ooferektomi gibi ameliyat endikasyonları için aynı hassasiyetin gösterilmesi, cerrahi kaçınılmaz olduğunda çok titiz ve saygılı cerrahi tekniklerin kullanılması uygun olur düşüncesindeyiz.

Özet (Çeviri)

50 SUMMARY In this study, we compare preoperative and postoperative basal FSH, LH, prolactin and free testosteron levels, in patients who underwent different operations for different indications (n=l 16). Patients are divided into 5 groups according to operations. Group I: This group includes patients who underwent hysterectomy only and hysterectomy + unilateral salpingo-oophorectomy (n=50). Group II; TAH (n=39), Group HI; myomectomy (n=36), Group IV; USO (n=14), Group V; ovarian cystectomy (n=16). When we evaluate all patients in each group, and overall, we found that postoperative basal FSH and LH levels were increased significantly. This means that, all operations which we have studied, effect ovarian reserve negatively. Postoperative basal E2 decreased significantly because of limited ovarian reserve, except the myomectomy, USO and ovarian cystectomy groups. In myomectomy group, postoperative basal E2 levels were significantly increased in patients whose ages were 31 or older. We know that ovarian reserve decreases with age. In addition to this any operation also limits ovarian reserve. That' s why according to our results, basal E2 levels decreased more, while age increased. We thought that limitation in ovarian reserve after operations could be due to effected ovarian circulation. In addition to this we observed same effect in ovarian reserve in the myomectomy group also. There may be an utero-ovarian hormonal interference, and alterations in nervous pathways. In all51 groups, postoperative basal prolactin levels were increased. This increase could be due to the stress of the operation. In all groups postoperative basal free testosteron levels were increased, but it was significant only in ovarian cystectomy group. This might be due to stromal increase because of follicular loss, stress caused adrenal hyperfunction, or decreased SHBG because of decreased E2 levels. When we compared patients overall, we found that, the postoperative free testosteron level also significantly higher. All these findings show us that, postoperative basal FSH and LH were increased whatever the operation was. Because basal FSH is the most sensitive parameter of ovarian reserve, we can easily say that, all operations decrease ovarian reserve and operation type is not important. Especially, in a woman who desire pregnancy, any pelvic surgery must be held cautiously. For all operations such as hysterectomy, oophorectomy, also indications must be evaluated very carefully, ignoring the age of patient. If the operation is necessary than, the most appropriate and the least harmful operation technique to tissues should be chosen.

Benzer Tezler

  1. Kliniğimizde takip edilen premenapozal hastalarda anormal uterin kanamalarda levonorgestrel kullanımının etkinliğinin retrospektif değerlendirilmesi

    Retrospective evaluation of the effectiveness of levonorgestrel use on abnormal uterine bleeding in premenapusal patients followed in our clinic

    HAZAL EKŞİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NİYAZİ TUĞ

  2. Kromozomal delesyon-duplikasyonların ve K-ras,Her2 neu mutasyonlarının endometrium kanserinde prognostik faktör olarak önemi

    To investigate the significance of chromosomal disorders, K-ras and Her-2/neu mutations in prognosis and etiology of endometrial cancer

    ERMAN SEVER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Kadın Hastalıkları ve DoğumKocaeli Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İZZET YÜCESOY

  3. Mülleryan agenezi olgularında folikül stimule edici hormon reseptör (FSHR)genotiplerinin klinik verilerle ilişkisinin değerlendirilmesi

    Evaluating the association between clinical spectrum and follicule stimulating hormone receptor (FSHR) genotypes in mullerian agenesis cases

    ASLI BİLEKDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Kadın Hastalıkları ve DoğumAkdeniz Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MÜNİRE ERMAN AKAR

  4. Lapatinib'in sıçan over ve uterus dokuları üzerine olan etkilerinin ışık ve elektron mikroskobik düzeyde araştırılması

    The electron and light microscopic evaluation of effects of the Lapatinib on rat ovary and uterus

    HANDE TOKGÖNÜL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Histoloji ve EmbriyolojiÇukurova Üniversitesi

    Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. UFUK ÖZGÜ METE

  5. Çocuk endokrin polikliniğinden takipli prematür telarş ve santral puberte prekoks olgularının antropometrik, laboratuvar ve klinik bulgularının geriye yönelik incelenmesi

    Review of anthropometric, laboratory and clinical findings of premature thelarche and central puberte precocious case followed from the pediatric endocrine polyclinic

    FATMANUR AYERDEM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MELTEM EROL