Geri Dön

Striving for superiority between U.S. and China: The rivalry leading to the trade war (1978-2020)

Amerika ve Çin arasındaki üstünlük arayışı: Ticaret savaşına götüren rekabet (1978-2020)

  1. Tez No: 697845
  2. Yazar: OSMAN SELMAN KAYHAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. İBRAHİM MENSUR AKGÜN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2021
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Kültür Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 93

Özet

Amerika ve Çin arasındaki ilişkiler Uluslararası Ekonomi Politikaları açısından zorlu bir süreçten geçmektedir. Bu sıkıntılı süreç, dünya düzenini barışçıl ve istikrarlı bir şekilde sağlama konusunda kaygılandırıcı bir etkiye sahiptir. Çin'in 1978 ekonomik reformları ve modernizasyon sürecini takip eden hızlı büyümesi, gelecekteki politikalarına yön verecek önemli bir durumdur. Çin'in bu ani büyümesi bazı engellerle karşılaşsa da ülkenin dünya politikasına etkisi hala üst düzeydedir. Bundan dolayı Amerika ile Çin arasında 1978 ekonomik reformları sonrasında başlayan dostluk yerini şüpheci yaklaşımlara bırakmıştır. Amerikan yetkililere göre yükselen Çin'in izlediği politikaların ardındaki gerçek niyet gizemini korumaktadır. Bu yüzden ikili ilişkilerdeki geçişler oldukça önemlidir. Soğuk Savaş sonrasındaki değişen güç dinamikleri iki ülkenin de politikaları üzerinde önemli bir etkiye sahip olmuştur. Çin'in beklenmedik derecede başarılı bir ekonomik ilerleme kaydetmesi ülkenin mevcut olan dünya düzeninde mi yoksa kendi ulusal çıkarlarına yönelik mi politika izleyeceği sorularını akıllara getirmiştir. Amerika'da mevcut olan Çin algısı özellikle Tiananmen Meydanındaki olayların güç kullanılarak bastırılmasıyla negatif yöne evirilmiştir. Bu süreçten sonra ortaya çıkan Çin tehdidi algısı ülke genelinde önemli bir popülarite kazanmış ve birçok makaleye konu olmuştur. Her ne kadar bu tehdit algıları söylev durumunda olsa da önemli akademisyenlerin ve halkın büyük çoğunluğunun desteğini arkasına alması Amerika devletinin karar alıcı mekanizmalarına bir baskı oluşturmuştur. Ancak Amerika hükümeti Çin'i direkt olarak karşısına almanın iki ülkenin de zararına olacağını düşündüğünden stratejik ortaklığı daha uygun görüp bu yönde politikalara yönelmiştir. Ancak Çin'in devam etmekte olan hızlı büyümesi stratejik ortaklık politikalarına olan eleştirileri arttırmıştır. Çin tehdidi algısının çeşitli teorilerle desteklenmesi ve Çin'in artan ekonomik ve askeri bütçeleri söylevlerin gerçeğe dönüşme ihtimalini kuvvetlendirmiştir. Bu süreç Çin'in hızlı büyümesinin dünya düzeninde bir tehdit oluşturup oluşturmayacağı sorularını akıllara getirmektedir. Amerika'nın yükselen Çin'e karşı ortaya çıkan tehdit algılarına nasıl reaksiyon vereceği, politikalarını bu doğrultuda şekillendirip şekillendiremeyeceği önemli bir hal almıştır.

Özet (Çeviri)

The relations between the United States and China is going through a difficult period in terms of International Political Economy. The adversity leads the world into apprehension regarding the peace and stability in the world order. The rapid growth of China following the 1978 economic reform and modernization process was a critical determinant for their future policies. Despite the obstacles which decelerate the sudden growth of China, the impact of the country to the world politics was still outrageous. Therefore, the favorable amity between the United States and China in the aftermath of the economic reforms turned into agnosticism. As the real political intention of the rising China was mysterious to the United States officials, the process of transition in the relations was critical. The changing power dynamics after the end of the Cold War had a significant impact on the policies of the countries. The unexpectedly successful rise of China brought about many questions in relation to their intention whether they will follow policies in line with the status quo or their own national interests. The China perception in the United States evolved into a negative perspective following the tragic event in the Tiananmen Square where the demonstrations were surpassed in a violent way. The China threat perception gained a significant popularity across the country and was mentioned in scholarly articles. Even though the China threat perceptions appeared to be only as discourses, the fact that it was supported by the public and scholars was critical in order to have impact and pressure on the policymaking mechanism of the United States. However, the United States was not in favor of taking a negative stance against China considering their increased impact in the world politics. In this line, the government of the United States followed a strategic partnership policy. However, the ongoing rise of China increased the criticism against the engagement policies of the United States. The fact that China threat discourses were supported by the theoretical frameworks and increased military expenditures proved that the discourses may turn into reality. This process brought about questions regarding rise of China and the possible threat to an existing world order. The reaction of the United States, in this case, is critical whether they shape the policies towards China in line with the threat perceptions or continue to follow moderate policies.

Benzer Tezler

  1. Eski Yunan'da tragedyanın siyasal rolü

    The Political role of Greek tragedy in ancient Greece

    BANU KILAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    Siyasal BilimlerAnkara Üniversitesi

    Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET ALİ AĞAOĞULLARI

  2. Anayasa yargısında yargısal sınırlılık doktrini

    The doctrine of judicial self-restraint in Constitutional adjudication

    ENDER TÜRK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞULE ÖZSOY BOYUNSUZ

  3. Automatic semantic segmentation of organs-at-risk and target tumor volume in radiotherapy planning CT images of nasopharyngeal cancer

    Nazofarengeal kanser radyoterapi planlama BT görüntülerinde risk altındaki organların ve hedef tümör hacminin otomatik semantik segmentasyonu

    MURAT YÜCE

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    BiyomühendislikAcıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi

    Biyomedikal Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    ÖĞR. GÖR. SEDA NİLGÜN DUMLU

    DOÇ. DR. SİNEM BURCU ERDOĞAN

  4. Din psikolojisi açısından 'Alfred Adler Psikolojisi'nin değerlendirilmesi

    An evaluation of 'Adlerian psychology' in terms of the psychology of religion

    ALİ ENGİN UYGUR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Dinİstanbul Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET ATALAY

  5. An analysis of means and consequences of the 2011 military intervention in Libya

    Libya'ya 2011 askeri müdahalesinin gerekçe ve sonuçları üzerine bir analiz

    ABDULADEM LAZRG

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    Siyasal Bilimlerİstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EMRAH KONURALP