Sakral bölge defektlerinin rekonstrüksiyonunda süperior gluteal arter perforatör flepleri ile gluteal rotasyon fleplerinin karşılaştırılması
Comparison of superior gluteal artery perforator flaps and gluteal rotation flaps in reconstruction of sacral region defects
- Tez No: 699573
- Danışmanlar: DOÇ. DR. GÖKTEKİN TENEKECİ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, Plastic and Reconstructive Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Mersin Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 98
Özet
Sakral bölgedeki açık yaraların rekonstrüksiyonu plastik cerrahlar için halen zorlu bir süreçtir. Bu bölgedeki yaralar çoğunlukla immobil, düşkün, yatağa bağımlı bir bireye ait patoloijilere bağlıdır. Bu bölgedeki yaralar immobil olsun olmasın hangi hastalarda gelişirse gelişsin, etiyolojileri sebebi ile kronik, kolay iyileşmeyen, nüksetmeye yatkın, bakımı zorlu yaralardır. Bu bölgenin rekonstrüksiyonu ile ilgili bir çok prosedür tanımlanmış olup, özellikle nüks riskleri ve diğer komplikasyon oranları sebebi ile en uygun yöntem için araştırmalar devam etmektedir. Bu amaçla, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AD'da, Haziran 2006 ile temmuz 2020 arasında, tüm yaş gruplarında, farklı etiyolojik nedenler ile meydana gelmiş sakral bölgede yerleşmiş defektlerin rekonstrüksiyonları için kliniğimizde kullandığımız gluteal rotasyon flepleri ile rekonstrükte ettiğimiz hastalar ile aynı bölgede yerleşik defektleri süperior gluteal arter perforatör flepler ile rekonstrükte ettiğimiz hastaların komplikasyonları ve klinik sonuçları ile risk faktörleri arasındaki bağlantıyı karşılaştırmayı amaçladık. Hastalar ile ilgili bilgiler hasta dosyaları ve hastane veri tabanı üzerinde retrospektif olarak tarandı. Sakral bölge defektleri gluteal rotasyon flepleri (Grup 1) ile rekonstrükte edilen n=25 hastanın ve sakral bölge defektleri süperior gluteal arter perforatör flepleri (SGAP) ile rekonstrükte edilen (Grup 2) n=28 hastanın yaş, cinsiyet, hospitalizasyon süreleri, takip süreleri ile total veya kısmi flep nekrozu, yara dehisensi, enfeksiyon, seroma, hematom, fistül, donör saha morbiditesi, reoperasyon, mortalite ve nüks verileri incelendi Bu hastalar için diabetes mellitus, hipertansiyon, koroner arter hastalığı, kronik böbrek yetmezliği ve periferik arter hastalığı risk faktörü olarak belirlendi. Grup 1 ve grup 2 hastaların komplikasyonları ve klinik sonuçları karşılaştırıldı. Grup 1 ve Grup 2' deki hastaların komplikasyon oranlarının tüm risk faktörleri ile ilişkisi her risk faktörü için ayrı ayrı ve risk faktörü sayılarına göre ayrı ayrı karşılaştırıldı. Karşılaştırılan bu oranlar ayrıca gruplar arasında da karşılaştırıldı. Dehisens, kısmi flep nekrozu, enfeksiyon, hematom ve reoperasyon oranları açısından karşılaştırma yapıldığında her iki grup arasında istatistiki olarak anlamlı farklılık görülmedi (p>0,05). Total flep nekrozu, seroma, fistül, donör saha morbiditesi komplikasyonları ile mortaliteye her iki grupta rastlanmadı. Grup 1'de diabetes mellitus tanısı olan hastalarda, diabetes mellitus olmayan hastalara göre daha yüksek oranda kısmi flep nekrozuna rastlandı(p=0,007). Grup 1'de diabetes mellitus olan hastalarda, diabetes mellitus olmayanlara göre reoperasyon oranları istatistiki anlamlı yüksek tespit edildi(p=0,016). Grup 1'de multiple risk faktörü olan hastalarda hiç risk faktörü olmayan hastalara göre kısmi flep nekrozu oranlarının istatistiki olarak daha yüksek olduğu tespit edildi(p=0,032). Sonuç olarak; diabetes mellitus tanılı hastalarda ve çoklu risk faktörü olan hastalarda, sakral bölge rekonstrüksiyonunda uygun cerrahi teknik ile yapılan SGAP flepler daha güvenli seçenekler olup, bu tekniğin riskli hasta gruplarında öncelikli tercih edilebileceğini düşünmekteyiz. Hipertansiyon, koroner arter hastalığı, periferik arter hastalığı ve kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda her ne kadar kısmi flep nekrozu ve reoperasyon oranları arasında ilişki tespit edilmemiş olsa da, daha geniş örneklem grubu ve daha yüksek risk faktörleri sayısına sahip çalışmalarla desteklenirse, bu risk faktörleriyle kısmi flep nekrozu ve reoperasyon oranlarının ilişkilendirilebilmesine bilgi sağlayacaktır.
Özet (Çeviri)
Reconstruction of open wounds in the sacral area is still a challenging process for plastic surgeons. Wounds in this area are mostly due to the pathologies of an immobile, debilitated, bedridden individual. Whether immobile or not, regardless of which patients develop, because of their etiology, wounds in this area are chronic, not healing easily, high risk of relapse, and difficult to care. Many procedures have been defined for the reconstruction of this area, and especially due to the risks of recurrence and other complication rates researchs are ongoing for the most appropriate method. For this purpose, we aimed to compare the relationship between risk factors and complications and clinical outcomes of all age group patients that applied the gluteal rotation flaps or superior gluteal artery perforator flaps for the reconstruction of defects located in the sacral region due to different etiological reasons in Mersin University Medical Faculty Hospital Plastic Reconstructive and Aesthetic Surgery Department, between June 2006 and July 2020. Information about patients was retrospectively scanned on patient files from hospital database. Data of Group 1 patients (n:25) whose sacral region defects were reconstructed with gluteal rotation flaps and Group 2 patients (n:28) whose sacral region defects were reconstructed with superior gluteal artery perforator (SGAP) flaps were analyzed in terms of age, gender, hospital stay, follow-up periods and total or partial flap necrosis, wound dehiscence, infection, seroma, hematoma, fistula, donor site morbidity, reoperation, mortality and recurrence. For these patients, diabetes mellitus, hypertension, coronary artery disease, chronic renal failure, and peripheral artery disease were identified as risc factor. Complications and clinical results of group 1 and group 2 patients were compared. The complication rates of the patients in Group 1 and Group 2 were compared with all risk factors separately and separately according to the number of risk factors. These compared ratios were also compared between groups. When the comparison was made in terms of wound dehiscence, partial flap necrosis, infection, hematoma and reoperation rates, there was no statistically significant difference between the two groups (p>0,05). Complications of total flap necrosis, seroma, fistula, donor site morbidity and mortality were not encountered in both groups. Patients with diabetes mellitus in group 1 had a higher rate of partial flap necrosis than patients without diabetes mellitus (p=0,007). In group 1 patients with diabetes mellitus, the reoperation rates were statistically significantly higher than those without diabetes mellitus (p=0,016). Partial flap necrosis rates were found to be statistically higher in patients with multiple risk factors in group 1 compared to patients with no risk factors (p=0,032). Consequently; in patients diagnosed with diabetes mellitus and patients with multiple risk factors, SGAP flaps that performed with appropriate surgical technique are safer options in sacral region reconstruction, and we think that this technique can be preferred in risky patient groups. Although there is no relationship between partial flap necrosis and reoperation rates in patients with hypertension, coronary artery disease, peripheral artery disease and chronic renal failure, İt will provide information is there a correlation between partial flap necrosis and reoperation rates with these risk factors if supported by studies with a larger sample group and high number of patients with risk factors.
Benzer Tezler
- Lumbo-sakral bölgede epidural steroid enjeksiyonu uygulanacak algoloji hastlarında işlem öncesi anksiyetenin işlem sonrası görülen komplikasyonlara etkisi
The effect of pre-procedure anxiety on post-procedure complications in algology patients undergoing epidural steroid injection in lumbo-sacral region
GAZİ AKKURT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bilimleri ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
DR. ŞEREF ÇELİK
- Psoriyazisli hastalarda oksidan ve antioksidan seviyelerinin araştırılması
Investigation of oxidant and antioxidant levels in patients with psoriasis
OKAN KIZILYEL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
BiyokimyaAtatürk ÜniversitesiDeri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NECMETTİN AKDENİZ
- Psoriasis şiddetinin sistemik inflamasyon göstergesi olan nötrofil lenfosit oranı ve CRP ile bağlantısının retrospektif değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
SÜLEYMAN BAĞLAM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Dermatolojiİstanbul ÜniversitesiDeri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BURHAN ENGİN
- Pilonidal Sinus'un radikal tedavisinde 'eksizyon ve Z-plasti ile primer kapama' yönteminin yeri
Başlık çevirisi yok
A. ŞEVKİ KARAKAYALI
- Basınç yaralarının önlenmesinde pozisyon değiştirme sıklığının doku oksijenlenmesi üzerine etkisi
The effect of repositioning frequency on tissue oxygenation in preventing of pressure ulcers
BURCU CEYLAN