Perkütan transluminal koroner anjioplasti ve intrakoroner stent uygulanan diabetes mellituslu hastalarda restenozun araştırılması (Karşılaştırmalı bir çalışma)
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 70038
- Danışmanlar: Belirtilmemiş.
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kardiyoloji, Cardiology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1998
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 106
Özet
ÖZET Çalışmamızın amacı, koroner kalp hastalığı (KKH) tanısı konulmuş diyabetik hastalarda, perkütan transluminal koroner anjiyoplasti (PTKA) ve intrakoroner stent uygulamasının, restenoz üzerine olan etkilerini, koroner anjiyografi ile karşılaştırmalı olarak araştırmaktır. Çalışma kapsamına, PTKA veya intrakoroner stent uygulanan 64 hasta alınmıştır. Çalışma grubundaki hastaların 41 'i erkek (% 64.1), 23'ü kadın (% 35.9) olup, yaş ortalamaları 57 ± 9 (yaş aralığı 35-76 ) yıldır. Anjiografi öncesi iskemik kalp hastalığı dağılımı, 12 hastada (% 18.8) subakut Mİ, 31 hastada (% 48.4)“unstable”AP, ve 9 hastada (% 32.8) stabil AP şeklinde idi. Hastalarda diabetes mellitus dışında sigara kullanımı, hipertansiyon, hiperlipidemi, aile öyküsü gibi diğer majör risk faktörleri de incelenmiştir. Hastaların tümü, ilk girişim sırasında almakta oldukları diabetes meliitus tedavisine göre aşağıdaki şekilde üç gruba ayrılmışlardır. a) Diyet ile tedavi edilenler b) Oral antidiyabetik kullananlar c) însulin kullananlar Çalışma grubundaki 34 hastanın, 37 nativ koroner damar lezyonuna intrakoroner stent, 30 hastanın 40 nativ koroner damar lezyonuna ise PTKA uygulanmıştır. Anjiyoplastiden sonra dilate edilen segmentteki darlık % 50 den daha az ise ve ağır bir komplikasyon gelişmemişse işlem başarılı olarak kabul edilmiştir. İntrakoroner stent uygulanan gruptaki hastalar ise stent uygulanım endikasyonlarına göre a)“bail out”b) suboptimal sonuç c) primer stent uygulammı diye 3 ayrı gruba ayrılmıştır.Çalışma grubuna alınan hastaların ayda bir kez olmak üzere 6 ay süre ile klinik takipleri yapılmıştır. întrakoroner stent veya PTKA uygulanan hastalarda klinik ve laboratuvar parametreleri açısından restenoz düşünülen hastalarda hemen, klinik ve laboratuvar olarak stabil seyreden hastalarda ortalama altıncı ayın sonunda olmak üzere tüm hastalara kontrol anjiyografîleri yapılmıştır. PTKA ve intrakoroner stent uygulanan hastaların kontrol anjiyografilerinde girişimin uygulandığı lezyonda damar çapımn % 50'nin üzerinde daralması restenoz olarak kabul edilmiştir. İstatiksel analizlerde“student - 1”,“ chi- square”“Scheffe F”testleri kullanılmış, korrelasyon analizleri“Pearson”ve“ Spearman”korrelasyon katsayıları kullanılarak yapılmıştır. PTKA grubundaki hastaların 6 aylık takibinde, hastaların % 80'inin olaysız hayat, intrakoroner stent uygulanan hastaların ise % 74'ünün olaysız hayat sürdürdüğü görülmüştür. PTKA ve stent grubunda işlem öncesi bazal darlık derecesi, minimal darlık derecesi, işlem sonrası rezidüel darlık dereceleri arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Heriki grupta primer işlem başarısı eşit bulunmuştur. PTKA uygulanan grubun 6 ay sonraki kontrol anjiyografilerinde, 30 hastanın 16'sında (% 53.3) ve 40 lezyonun 19'unda (% 47.5) restenoz saptanmıştır. İntrakoroner stent uygulanan grubun kontrol anjiyografilerinde, 34 hastanın 13'ünde (% 38.2) ve 37 lezyonun 14'ünde (% 37.8) restenoz saptanmıştır. Her iki grup arasında restenoz gelişimi bakımından istatiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. întrakoroner stent uygulanan grupta sayısal olarak daha az restenoz gözlenmiştir. Diabetes mellitus tipi ve diğer majör risk faktörleri, girişim öncesi klinik tanı ve girişim yapılan damar ile restenoz gelişimi arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. întrakoroner stent uygulanan grupta bazal darlık derecesi ve minimal lümen çapı ile restenoz gelişimi arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur (sıra ile p=0.03, p=0.05). A tipi lezyona PTKA ve intrakoroner stent uygulaması arasında, restenoz gelişimi bakımından anlamlı bir fark bulunmaz iken, B tipi lezyona intrakoroner stent uygulanımı ile restenoz gelişimi, PTKA grubundan anlamlı olarak daha az bulunmuştur (p=0.01).PTKA grubunda, uygulanan basınç miktarı ile restenoz gelişimi arasında anlamlı bir ilişki bulunmuş ve uygulanan basıncın artışı ile restenoz gelişiminin arttığı saptanmıştır (p=0.03). întrakoroner stent uygulanan grupta ise stent çapı, stent uzunluğu ve uygulanan basınç ile restenoz gelişimi arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır (sıra ile p=0.02, p=0.001, p=0.01). Stent çapının ve uygulanan basıncın artışı ile restenoz gelişiminin azaldığı, buna karşılık stent uzunluğunun artması ile restenoz gelişiminin arttığı gözlenmiştir. PTKA grubunda referans damar çapı ile restenoz gelişimi arasında anlamlı bir ilişki saptanmaz iken,“rezidüel”darlık derecesi ile restenoz arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p=0.002). Stent grubunda rezidü darlık derecesi ve referans damar çapı ile restenoz gelişimi arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır (sıra ile p=0.02, p=0.02).“Bail out”stent uygulanımı ile suboptimal sonuçtan dolayı stent uygulanan lezyonlarda restenoz gelişimi bakımından anlamlı bir fark bulunmuştur( %70'e karşı %20 p=0.02). Sonuç olarak PTKA ile karşılaştırıldığında, intrakoroner stent uygulamasının diabetes mellituslu hastalarda restenoz gelişimini anlamlı olmasa da azalttığı, fakat bu bulgunun kesin olmadığı anlaşılmaktadır. Ateroskleroz ve restenozun patofizyoloj isini, bunların diabetes mellitus ile ilişkisini ve diabetes mellitusun bu prosesler üzerine olan olumsuz etkisinin mekanizmalarını anlamak için, yapılan çalışmalara devam edilmesinde fayda olduğu kanaatine varılmıştır. Yapılacak yeni çalışmalardan gelen sonuçlar, diyabetik hastalardaki artmış riskleri daha fazla azaltabilmek için yeni tedavi yöntemleri geliştirmemize yardımcı olabilir düşüncesindeyiz.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Koroner arter hastalığı ve girişimsel revaskularizasyon işleminin C reaktif protein, fibrinojen, AT 3 düzeyi değişikliklerine etkisi ve bu değişikliklerin restenozla ilişkisi
The Effect of coronary artery disease and interventional revascularisation procedure to C-reactive protein, fibrinogen and AT 3 level changes and relation of these changes with restenosis
ŞEREF ALPSOY
- Kronik total oklüzyonlarda intrakoroner stent ve perkütan translüminal koroner anjiyoplasti sonuçlarının karşılaştırılması
Başlık çevirisi yok
MEHMET ÖZAYDIN
- Perkütan translüminal koroner anjiyoplasti ve intra koroner stent uygulanan bireylere verilen eğitimin, tele-hemşirelik hizmeti ile yapılan danışmanlık ve izlemin işleme bağlı komplikasyon yönetimine etkisi
The effect of giving education, consultance with telenursing service and monitoring on procedure-related complication management in the individuals undergone percutaneous transluminal coronary angioplasty and intra coronary stents
TUĞBA YILDIZ ASDEMİR
Yüksek Lisans
Türkçe
2013
Sağlık EğitimiCumhuriyet ÜniversitesiHemşirelik Esasları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ŞERİFE KARAGÖZOĞLU
- Perkütan translüminal koroner anjioplasti sırasında oluşan miyokart iskemisinin intrakoroner EKG ile değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
SANİ NAMIK MURAT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1993
KardiyolojiAnkara ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. DERVİŞ ORAL