Geri Dön

Ortaköy (Kumluca, Antalya) bölgesinde gözlenen hidrotermal alterasyonlar ile cevherleşmelerin, jeolojik, jeokimyasal, kökensel ve altın potansiyeli açısından incelenmesi

Investigation of the geological, geochemical origin and gold potential of mineralizations and hydrothermal alterations in the ortakoy (Kumluca, Antalya) region

  1. Tez No: 703347
  2. Yazar: NYAMSARI DANIEL GANYI
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MUSTAFA GÜRHAN YALÇIN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Jeoloji Mühendisliği, Geological Engineering
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2021
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 280

Özet

Bu çalışma, Antalya Kompleksi'nin GB Gödene Zonu içerisinde yer alan Ortaköy sınırları içindeki birimlerin jeokimyasal incelenmesini ve kıymetli metal potansiyelleri açısından incelenmesini konu alan bir çalışmadır. Gödene Bölgesi, Antalya ili, Kumluca ilçesinin yaklaşık 15-20 km kuzeyinde yer almaktadır. Bu araştırmada bölgede yer alan altı jeolojik formasyonun dört tanesi (Kırkdirek, Karadere, Çandır ve Alakırçay) ile bazı akarsu çökelleri ayrıntılı olarak incelenmiştir.. İncelenen dört formasyonun içerdiği kayaç türleri: serpantinit, mikrit, çört, kumtaşı, silttaşı, çamurtaşı, kiltaşı, mikrokonglomera, bazalt, spilit ve spilit bazaltır. Toplamda araziden otuz bir (31) kayaç ve tortu örneği derlenmiştir. Volkanik kayaçtaki baskın mineraller analsim, ojit, amfibol ve plajiyoklaz olarak saptanmıştır. Minerallerin dokusal ilişkileri kaya örneklerinin oluşum derinliklerine göre farklılıklar göstermektedir. Bölgede iki modlu bir volkanizmanın meydana geldiği düşünülmektedir. Serpantinitlerin mineralojisi, düşük dereceli metamorfizmanın yanı sıra düşük tenörlü kromit ve manyezit cevherlerini ortaya çıkarmıştır. Platin Grup Mineral (PGM) ve nabit Au içeren mineraller tespit edilememiştir. Ancak, değerli metaller (Au, Pt, Ag ve Hg) cevher tenörlü konsantrasyonlarına göre çok düşük konsantrasyonlarda tespit edilmiştir. Platin, Ni-Co mineralizasyonu tarafından barındırılmıştır. Au oluşumları ultramafik ve mafik kayaçlarda Cu ve Ni ile, akarsu çökellerindeki sülfürle ve kiltaşında SiO2 ile ilişkilendirilmiştir. En yüksek Pt konsantrasyonu serpantinitlerde (10.0 ppb), en yüksek Au konsantrasyonu ise silttaşlarında (50.6 ppb) saptanmıştır. Ortalama olarak, Pt konsantrasyonları serpantinitlerde (7.25 ppb), kiltaşlarına (1.15 ppb), toprak (1.14 ppb), silttaşlarına (1.13 ppb) ve bazaltlara (0.93 ppb) kıyasla daha yüksektir; Au konsantrasyonu silttaşlarında (14.03 ppb) daha yüksektir, toprak (2.89 ppb), akarsu çökelleri (2.18 ppb), kiltaşları (2.07 ppb), serpantinitler (0.61 ppb) ve bazaltlar (0.36 ppb); Ag konsantrasyonu kiltaşlarında (33.5 ppb) serpantinitlere (18.88 ppb), toprağa (12.14 ppb), silttaşlarına (10.5 ppb), dere tortullarına (7.5 ppb) ve bazaltlara (6.86 ppb) kıyasla daha yüksektir; Hg konsantrasyonları toprakta (18,82 ppb) daha yüksektir, bunu takip edenler kiltaşları (18,5 ppb), dere tortulları (10,63 ppb), silttaşları (6,31 ppb), serpantinitler (4,31 ppb) ve bazaltlar (6,86 ppb) şeklindedir. Mineralleşmeyi, mineralize olmayan formasyonlardan ayırmak için kullanılan Sr/Y'nin diskriminant grafiği incelendiğinde bölgede olası bir mineralizasyon göstermemiştir. Ancak, birincil ve ikincil haleler, diğer analiz sonuçlarından elde edilen verilerle karşılaştırılmıştır. Pt'nin bu mevcudiyeti ve değerli diğer metaller (Ir, Ru, Rh, Os ve Pd) içeren bu alanın daha fazla araştırılması önerilmiştir. Kimyasal analiz sonuçlarına göre çalışma alanının kuzeydoğu ve güney kesimi, mekansal dağılım haritaları kullanılarak incelendiği zaman, sırasıyla nispeten yüksek Pt ve Au konsantrasyonları göstermiştirği anlaşılmıştır. Clr-biplot diyagramı, jeokimyasal olarak açıklanan elementlerin çok düşük değişkenlik göstermiştirğini kanıtlanmıştır. Bu durum, bu elementlerin oluşumundaki ortam türlerindeki farklılıklar ile açıklanabilir. Tüm örnekler, kapsamlı olarak değerlendirme yapıldığı zaman üç ana kategoriye ayrılmıştır. Birincisi serpantinitler şeklinde olup Mg, Ni, Cr, Co, Hf, Pt ve Nb ile zenginleştirilmiştir. İkincisi bazalt ve toprak şeklinde olup Ti, Na, Al, Zr, Li, Ca, Zn ve V ile zenginleştirilmiştir. Üçüncüsü diğer tortul ortamlar şeklinde olup Au, Pb, Cu, Ag, Ba, Mn, La ve Ce ve Y ile zenginleştirilmiştir. Özellikle bazaltların topraklar için ana kaynak malzeme olduğu düşünülmüştür. Genel anlamda felsik magmatik kayaçlar, tortulların ana kaynağı olarak düşünülmektedir. Bazaltların ana magması, silikaya göre zayıf evrim göstermiştir, bu ayrıca olası bir iki modlu magmatik kaynağı veya magmanın zayıf fraksiyonasyonunu doğrulamaktadır. Serpantinitler, sıkışma tektonik rejimiyle kıtaya güvendikleri için hiçbir magmatik evrim göstermediler.. Volkanik seri birlikteliği ayrıca magmatik kayaçların toleyitik ve kalk-alkali karakterde olduğunu göstermiştir. Bu durum, volkanik bir yay kökenini veya kıta ve okyanus kabuğu malzemelerinin bir karışımını göstermektedir. Bazaltlar kimyasal içerik bakımından farklılık göstermiş ve Hf/Zr ilişkisi dikkate alındığında, bir miktar düşük dereceli değişim gösterdikleri anlaşılmıştır. Bazaltlar sedimentlerde herhangi bir değişiklik veya herhangi bir geri dönüşüm göstermemiştir. Bununla birlikte, Hf/Zr ilişkisi, çökellerin ayrışma yaşadığını göstermiştir. Bazaltlarda gözlenen Nb tükenmesi, düşük konsantrasyonlarının veya magmada bulunmamalarının bir sonucu olabilir. Niyobyum ve nispeten yüksek Zr ve Ti konsantrasyonlarının kabuk kontaminasyonundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Bazalt ve serpantinitlerdeki element konsantrasyonları için çok elemanlı normalizasyon, ilkel manto, ortalama kabuk ve kondrit konsantrasyon değerlerine göre yapılmıştır. Elementlerin ilksel manto ve kondrit konsantrasyonlarına göre zenginleşmeleri gözlenirken, ortalama kabuğa kıyasla tükenme vardı. Rb, U, Pb, Sr ve P'nin zenginleşme, kıta-okyanus yayı magmatizması ile ilgili kabuk kirliliği ile açıklanabilir. Felsik, mafik ve kimyasal ayrışma parametreleri kullanılarak çizilen diyagram, serpantinitler, iki bazalt numunesi ve silttaşı, kiltaşı, toprak ve akarsu tortusu numunelerinin çoğunun bir dereceye kadar kimyasal ayrışmaya maruz kaldığını göstermiştir. Saha gözlemlerine dayanarak, en az iki tektonik rejimin, bölgenin jeolojik yapısını etkilediği düşünülmektedir. Birinci jeolojik rejimin volkanik kayaları biriktirdiği düşünülmüştür. İkinci jeolojik rejimin bazaltları faylandırdığı, daykların yerleşmesini kolaylaştırdığı, bazı kayaları tektonik breşik yapı kazandırdığı ve bölgedeki kayaçların bir kısmını metamorfizmaya uğrattığı düşünülmektedir. Mineraloji ve melanj temelinde bölgesel, hidrotermal ve dinamik metamorfik faaliyetlerin bölgeyi etkilediği saptanmıştır.

Özet (Çeviri)

This is probably the first work on geochemical investigation in the Ortaköy village, located within the Gödene Zone, SW of the Antalya Complex. The Gödene Zone is about 15 – 20 Km north of Kumluca town in the Antalya Province. Four geological formations (Kirkdirek, Karadere, Çandır and Alakırçay) out of the six in the zone as well as some stream sediments were investigated in this research. Rock types of the four formations included serpentinites, micrite, cherts, sandstones, siltstones, mudstones, claystones, microconglomerates, basalt, spilites and spilitic basalts. Thirty-one samples of rocks and sediments were analyzed. The dominant minerals (analcime, augite, amphibole and plagioclase) in the volcanic rock and their textural relationship revealed variation in the depth of formation of the rock samples. They showed both intrusive and extrusive characteristics. A bimodal volcanism is thought to have occurred in the area. The mineralogy of the serpentinites reveal low grade metamorphism, as well as low grade chromite and magnesite ores were revealed. Platinum Group Minerals (PGM) and Au bearing minerals were undetected. However, precious metals (Au, Pt, Ag and Hg) were identified in very low concentrations compared to their ore grade concentration. The platinum were probably hosted by Ni-Co mineralization. The Au occurrences were probably associated to Cu and Ni in the ultramafic and mafic rocks, to sulphide in stream sediments, and to SiO2 in the claystone. The highest concentration of Pt (10.0 ppb) was occurred in the serpentinites while highest concentration of Au (50.6 ppb) were in siltstones. Averagely, concentrations of Pt were higher in serpentinites (7.25 ppb) compared to claystones (1.15 ppb), soil (1.14 ppb), siltstones (1.13 ppb) and basalts (0.93 ppb); concentration of Au were higher in siltstones (14.03 ppb), followed by soil (2.89 ppb), stream sediments (2.18 ppb), claystones (2.07 ppb), serpentinites (0.61 ppb) and basalts (0.36 ppb); concentration of Ag were higher in claystones (33.5 ppb) compared to serpentinites (18.88 ppb), soil (12.14 ppb), siltstones (10.5 ppb), stream sediments (7.5 ppb) and basalts (6.86 ppb); and concentrations of Hg were higher in soil (18.82 ppb), followed by claystones (18.5 ppb), stream sediments (10.63 ppb), siltstones (6.31 ppb), serpentinites (4.31 ppb) and basalts (6.86 ppb). Discriminant plot of Sr/Y to delineate mineralized from non-mineralized formations showed no possible mineralization. However, the primary and secondary halos were compared to data from other exploration results. This presence of Pt suggest a further investigation of the area be carried out, which should includes additional precious metals (Ru, Rh, Os and Pd). The north-eastern and southern portion of the study area showed relatively high concentrations of Pt and Au respectively, as identified using spatial distribution maps. The clr-biplot showed very low variability of the elements were explained. This may be attributed to the differences in the sampled media types analyzed together. Comprehensively, all the samples were separated into three main category. This signified three main parent source. Serpentinites were enriched with Mg, Ni, Cr, Co, Hf, Pt and Nb, the basalt and soil were enriched in Ti, Na, Al, Zr, Li, Ca, Zn and V, and other sedimentary media were enriched with Au, Pb, Cu, Ag, Ba, Mn, La and Ce and Y. The basalts were thought to be the main source material for the soil. An intermediate to felsic magmatic rock is thought to be the main source of the sediments. The parent magma of the basalts showed poor evolution with respect to silica, this further confirms a possible bimodal magmatic source or poor fractionation of magma. The serpentinites showed no evolution because they were trusted unto the continent by the compressional tectonic regime. Volcanic series association further showed the igneous rocks tholeiitic and calc-alkaline in character. This suggest a volcanic arc origin or a mixture of continental and ocean crust materials. The basalts varied in chemical content and showed some level of low-grade alteration considering Hf/Zr relationship. The sediments showed no variations nor any recycling. However, the Hf/Zr relationship indicated the sediments had experienced weathering. The depletion of Nb observed in the basalts may have been as a result of their low concentration or absence in the magma. Niobium, and the relatively high concentrations of Zr and Ti are thought to have resulted from crustal contamination. Multi-element normalization for concentrations of elements in the basalts and serpentinites were done with respect to the primitive mantle, average crust and chondrite concentration values. Enrichments of the elements to the primitive mantle and chondrites concentrations were obswerved, while there were depletion compared to the average crust. The enrichment of Rb, U, Pb, Sr and P may be attributed to crustal contamination, relating to continental-oceanic arc magmatism. Discriminant plot using the felsic, mafic and weathering parameters showed that the serpentinites, two basalt samples and most of the siltstone, claystones, soils and stream sediments samples experienced some degree of chemical weathering. Based on field observation, at least of two tectonic regimes are thought to have influenced the terrane of the area. The tectonic regime is thought to have deposited the volcanic rocks. The second regime is thought to have faulted the basalts, facilitated emplacement of the dykes, shattered some of the rocks, and metamorphosed some of the rocks in the area. Regional, hydrothermal and dynamic metamorphic activities were evident to have affected the area based on mineralogy and mélange.

Benzer Tezler

  1. Ortaköy – Şapinuva Tepelerarası bölgesi metal atölyesinde ele geçen hayvan kemikleri üzerinde bir zooarkeolojik çalışma

    A zooarchaeological study on the animal bones unearthed in the metal workshop of Ortaköy - Sapinuwa Tepelerarası region

    PINAR PERÇİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    ArkeolojiAnkara Üniversitesi

    Arkeoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. METİN KARTAL

    DOÇ. DR. EVANGELIA PİŞKİN

  2. Ortaköy ilçe merkezi'nin coğrafyası (Aksaray)

    Geography of Ortaköy district center (Aksaray)

    TUĞBA KOCA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    CoğrafyaAtatürk Üniversitesi

    Coğrafya Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KENAN ARINÇ

  3. Ortaköy-Çiftevi (Aksaray) yöresi metamorfik birimlerin ve intrüziflerin jeolojisi ve jeokimyasal incelenmesi

    Geological and geochemical examination of Ortakoy/Ciftevi (Aksaray) regional metamorphic units and intrusives

    MURAT KALKAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Jeoloji MühendisliğiAksaray Üniversitesi

    Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MUSTAFA YILDIZ

  4. Ortaköy Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi'nin zaman tanım alanında doğrusal analizi

    Linear time history analysis of Ortaköy Surp Krikor Lusavoriç Church

    ARDA YILDIRIM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Deprem Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ABDULLAH GEDİKLİ

    DOÇ. DR. MEDİNE İSPİR ARSLAN