Astım bronşialeli hastalarda kısa süreli yüksek doz sistemik steroid tedavisinin hipotalomo-hipofizo-adrenal eksen üzerine etkisi
Short-term, high dose, systemic steroids in children with asthma. The Effect on the hypothalonic-pituitary-adrenal axis
- Tez No: 70447
- Danışmanlar: PROF. DR. HÜLYA GÜNÖZ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1998
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 127
Özet
107 ÖZET Çalışmamız, kısa süreli, yüksek doz sistemik steroid tedavisinin hipotalamo-hipofîzo-surrenal eksen fonksiyonları üzerine etkilerini incelemek amacıyla İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, astan gözlem odasına orta ve ağır dereceli astım nöbeti ile başvuran ; desimal yaş ortaması 8.3, hastalık başlangıç yaşlan 3.5 olan 31'i er kek, 19'u kız 50 çocuk hasta üzerinde yapıldı. Olguların 12'si ilk kez akut astım nöbeti geçirmekteydiler.(Grup 1) 26' sı birden fazla astım nöbeti geçiren olgulardı. (Grup 2) Son 12 olgu ise birden fazla astan nöbeti geçiren, kronik tedavide inhale steroid kullanan hastalardı(Grup 3) Her üç gruptaki hastalara maske ile oksijen verilmesini takiben salbutamol nebules, intravenöz metilprednizolon (0.9-1. 9mg/kg/doz) uygulan- dı;evde alacakları tedavileri düzenlenerek tamamına 5 gün salbutamol (inhale/oral), 7 gün süre ile oral metilprednizolon (0.9-1.9 mg/kg/gün) verildi. Tedavi bitiminden üç hafta sonra kısa ACTH testi yapılarak vakaların HHA ek sen fonksiyonlarının değerlendirilmesi amaçlandı. Tüm vakalardan bazal, 30. ve 60. dakikalardaki plazma ve tükrük örneklerinde kortizol düzeyi bakıldı. Çalışmamıza katılan çocuk hastaların ortalama tartı SDS'leri 0.8, boy SDSTeri 0.1 olarak bulundu. Sık atak geçiren, inhale steroid kullanan çocuklar dan oluşan üçüncü grubun boy SDS'si göreceli olarak daha düşük olmakla bir-108 likte sık atak geçiren ancak inhale steroid kullanmayan (grup 2) veya ilk atakla gelen (grup 1) olguların aralarındaki fark istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde değildi. Tartı SDS ortalaması ise boy SDS'nin tersine 3. grupta en fazla olmakla birlikte istatistiksel olarak anlamsızdı. Hastalar, yılda ortalama 3.1 atak geçirmekteydiler. Birinci grup, ilk kez atak geçiren hastalardan oluştuğundan, diğer iki gruptaki hastaların geçirdiği atak sayısı ilk gruptan beklenildiği gibi anlamlı derecede fazlaydı. Hastalarımız kullandıkları inhale steroid cinsine göre sınırlandırıldıkla rında flutikazon propionatta % 66(2 olgu), budesonidde % 66 (2 olgu), beklometazon propionatta ise %83 (5 olgu) oranında baskılanma olduğu görüldü. Baskılanma olan ve olmayan olguların aldıkları inhale steroid dozları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamaktaydı. Beklometazon propionat kullanan çocukların tartı SDS'leri diğer iki inhale steroidi kullanan çocukların tartı SDS'lerinden göreceli olarak fazla olmakla birlikte bu fark istatistiksel açı dan anlamlı değildi. Boy SDS'lerinin de yine anlamlı olmamakla birlikte daha düşük olduğu görüldü. Bazal plazma ve tükrük kortizol düzeylerinin gruplara göre dağılımları incelendiğinde her üç grup arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farkın olmadı ğı görüldü. Hastaların ortalama bazal plazma kortizol düzeyi 10.9 ugr/dl, tükrük kortizol düzeyi ise 2.8 ugr/dl'ydi. 30. dakika plazma kortizol düzeyi ortalaması 17.5 ugr/dl, tükrük kortizolü ise 4.7 ugr/dl olarak bulundu. Üçüncü gruptaki çocukların plazma ve tükrük kortizol düzeylerinin diğer iki gruptaki vakalardan anlamlı derecede daha düşük olduğu, sık atak geçiren ancak üçüncü gruptan farklı olarak inhale steroid kullanmayan hastaların oluşturduğu ikinci grubun sonuçlan da yine ilk kez astım nöbeti geçiren çocuklardan daha düşüktü.109 60. dakika plazma kortizol düzeyi ortalaması 28.7ugr/dl, tükrük kortizolü ortalaması 7.9 ugr/dl'ydi. Üçüncü gruptaki vakalann kortizol değerlerinin diğer iki gruptan anlamlı derecede daha düşükdü. Bazal, 30. ve 60. dakika plazma ve tükrük kortizolleri arasında her üç grupta da anlamlı, aynı yönde ve güçlü bir ilişki mevcuttu. Bazal kortizol düzeyi ile atak sayısı arasında anlamlı bir ilişki bulunmaz ken, 30.dakika kortizolü ile zayıf, 60.dakika kortizolü ile anlamlı, ters yönde, orta güçte bir korelasyon bulunmaktaydı. Çalışma grubumuzdaki 50 olgudan 13'ünde surrenal baskılanma tespit ettik. Baskılanma görülen olguların bazal plazma ve tükrük kortizolleri arasında anlamlı bir fark bulunmamaktaydı. Ortalama bazal plazma kortizolü 8.3 ugr/dl, tükrük kortizolü 2. 1 ugr/dl'ydi Surrenal baskılanma tespit edilen olguların otuzuncu dakika plazma ve tükrük kortizol düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki yoktu. Ortalama plazma kortizolü 1 1.9 ugr/dl, tükrük kortizolünün 3 ugr/dl olarak bulundu. Surrenal baskılanma saptanan olguların 60.dak. plazma ve tükrük kortizolleri arasında anlamlı bir fark bulunamadı;ortalama plazma kortizol düzeyi 15.1 ugr/dl, tükrük kortizolü 4.3 ugr/dl 'ydi. Baskılanma olan hastalarda da baskılanma olmayan vakalara benzer şe kilde bazal, 30 ve öO.dakika plazma ve tükrük kortizolleri arasında anlamlı, güçlü ve aynı yönde ilişki olduğu görüldü. Surrenal baskılanma olan ve olmayan çocuklar arasında aldıkları inhale steroid dozu ve inhale steroid kullanım süresi arasında anlamlı bir fark bulunmamaktaydı. Baskılanma saptanan çocukların ortalama aldıkları inhale steroid dozu 327.2ugr/gün, saptanmayan çocukların 300 ugr/gün, kullanım süreleri 1.2 ve 1.1 yıldı. Baskılanma görülen olgular yılda ortalama 5.2 atak geçirmişlerdi. Her i- ki grup arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktaydı. Ancak gruplar kendi içle rinde değerlendirildiğinde üçüncü gruba ait olgular arasında baskılanma olmayan110 olgular 2.8 nöbet geçirirken, baskılanma olan olgular 4.7 nöbet geçirmekteydiler. İkinci gruptaki çocuklar arasında da benzer farkın olduğu görüldü ki her iki grupta da aradaki fark istatistiksel açıdan anlamlıydı. Surrenal bez fonksiyonlarında baskılanma saptanan olguların bazal plazma ve tükrük kortizol düzeyleri ile yılda geçirilen atak sayısı arasında an lamlı bir ilişki bulunmamaktaydı. Otuzuncu dakika plazma ve tükrük kortizolü ile zayıf, altmışıncı dakika kortizolleri arasında orta güçte, anlamlı ve ters yönde bir korelasyon bulunmaktaydı. Kat artışları ile yılda geçirilen atak sayılan arasında anlamlı, ters yönde ve orta güçte bir korelasyonun olduğu görüldü. Baskılanma görülen ve görülmeyen olguların ACTH testi sonrası plazma ve tükrük kortizol düzeyi her iki grupta da doruk kortizol düzeyine 60. dakikada ulaştı. ACTH testine yanıt alman hastalarda plazma kortizolünde 2.8 kat, tükrük kortizolünde 2.9 kat artış olurken, teste yanıt alınamayanlarda plazmada 1.8 kat, tükrükde ise 2.1 kat artış oldu.(13 baskılanma olgusunun 2'sinde tükrük örnekle rinde baskılanma olmadığı görülmüştü.) Sonuç olarak yılda dört ve daha fazla sayıda astım nöbeti geçiren ve/veya beraberinde inhale steroid kullanan hastalarda kısa süreli, yüksek doz sistemik steroid tedavisi ile hipotalamo-hipofizo-surrenal eksen fonksiyonlarında baskılanma olabilmektedir. Tek basma inhale steroid kullanımı astımın kronik tedavi sinde güvenilir gibi görülmekle birlikte, daha önce uzun süreli ya da birkaç kez kısa süreli oral steroid kullanan hastalarda HHA eksen fonksiyonlarında baskılanma olabileceğinin de akılda bulundurulması gerekmektedir. Sık sık astım nöbeti ile acil servislere başvuran, iyi kontrol altına alınamayan çocuklar stress sırasında surrenal yetersizlik riski ile karşı karşıya kalabileceklerinden ek, sistemik steroid tedavisine ihtiyaç duyabilecekleri unutulmamalıdır.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Adana pediatrik alerji (ADAPAR) doğum kohort çalışmasının 12.yıl verileri değerlendirilmesi
Evaluation of 12th year data of adana pediatric allergy (ADAPAR) birth cohort study
HÜSEYİN ARSLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıÇukurova ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. DİLEK ÖZCAN
- Ağır astım bronşialeli çocuklarda bronkoskopik bronş biopsilerinin elektron mikroskopla incelenmesi
Evaluation of bronchoscopic bronchial biopsies of severe asthmatic children with electron microscopy
HALUK ÇOKUĞRAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1998
Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NECLA AKKAYA
- Astım bronşiale ile kistik fibroz hastalarında eozinofilik özofajit ve serum interlökin-5 düzeylerinin araştırılması
Determination of serum Il-5 levels and incidance of eosonophilic esophagitis in cystic fibrosis and asthmatic children
İLCHAN CHATİP MEMET
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF.DR. FÜGEN ÇULLU ÇOKUĞRAŞ
PROF.DR. HALUK ÇOKUĞRAŞ
- Allerjik astım bronşiyaleli hastalarda immunoterapi ile alınan sonuçlar (35088 Vaka)
Başlık çevirisi yok
MURAT DAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1990
Allerji ve İmmünolojiİstanbul Üniversitesiİç Hastalıklar (İmmünoloji) Ana Bilim Dalı
- Allerjik astım bronşiyalesi olan Türk hastalarda yüksek affiniteli immunglobulin E reseptörünün (FcεRI - β) izolösin 181 lösin / valin183 lösin veya isolösin 181 lösin polimorfizm görülme sıklığı ve bu polimorfizmin klinik parametrelerle ilişki
Başlık çevirisi yok
FATİH YILDIRIM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
Göğüs HastalıklarıMarmara Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BERRİN CEYHAN