Measuring emotion in product-related sounds: Affective rating analysis of onomatopoeic words
Ürünle ilgili seslerde duygu ölçümü: Ses yansımalı kelimelerde duygusal derece analizi
- Tez No: 704969
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ DENİZ LEBLEBİCİ BAŞAR
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Endüstri Ürünleri Tasarımı, Industrial Design
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2021
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Endüstriyel Tasarım Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Endüstriyel Tasarım Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 77
Özet
İnsanlar hayatın hemen her alanında sayısız ürün tarafından çevrelenmiş durumdadırlar ve ürünlerle olan bu etkileşimlerinin kaçınılmaz ve doğal bir sonucu olarak sayısız işitsel profil tarafından bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde uyarılmaktadırlar. İnsanlar bu işitsel profillere birçok farklı şekilde tepki verebilir. Örneğin, duydukları bazı sesler onları rahatsız edip telaşlandırabilirken, bazı sesler ise onları heyecanlandırıp hoşnut edebilir. Araştırma fikri ürün ses deneyimi üzerinde kurgulanan bu tez, kullanıcıların belirli ürün seslerine karşı verdikleri duygusal tepkilere odaklanmaktadır. Kullanıcı-ürün etkileşiminin hangi boyutlarda ve aşamalarda gerçekleştiğini ortaya koymak amacıyla geniş bir literatür taraması yapılmış ve öncelikli konu başlıkları belirlenmiştir. Bu konu başlıkları sırasıyla duygusal tasarım ve etkileşim seviyeleri, ürün deneyimi ve kabul edilebilirliği, ürün sesleri ve ses kalitesi olarak ele alınmıştır. Nesneler sahip oldukları fiziksel nitelikler ve teknik özelliklerin ötesinde, bu nesnelerle girmiṣ oldukları etkileṣim sonucunda insanların verdikleri tepkiler ve ortaya çıkan duygularla bir anlam ve değer kazanır. Duygusal tasarım ve etkileşim konusu, Norman'ın visseral (visceral), davranışsal (behavioral) ve yansıtıcı (reflective) seviyelerinden oluşan üç aşamalı modeliyle açıklanmıştır. Bu model nesnelerin hangi duyguları nasıl tetiklediği ve sonucunda nesnelerin nasıl bir algı ve izlenime yol açtığı, dolayısıyla da kullanıcılarda nasıl bir ürün deneyimi oluşturduğunu açıklamaktadır. Bu ürün deneyimi tüketicilerin tercihlerinden karar mekanizmalarına, ürünlerin piyasa değerlerinden satın alma dinamiklerine kadar birçok farklı alanı dolaylı ya da dolaysız olarak etkilemektedir. Ürün deneyimi konusu, Hekkert ve Schifferstein'ın kullanıcı ve ürün arasındaki etkileşimi üç kutuplu olarak tanımladığı model üzerinden ortaya konulmuştur. Bu modele göre kullanıcı tarafında insanların motor, duyusal ve bilişsel sistemleri içgüdüler ve dürtüler ile birlikte önemli rol oynarken, ürün tarafında ise nesnelerin yapısal özellikleri, teknik nitelikleri ve etiketleri rol oynamaktadır. Bu iki taraf, aralarındaki etkileşim sonrasında ise ürün deneyiminin kendisini şekillendirmektedir. Ürün kabul edilebilirliği kavramı, tezin bağlamı doğrultusunda duyusal özelliklerin altbaṣlığı olan iṣitsel profiller üzerinden açıklanmıṣtır. Ürün seslerinin ürün kabul edilebilirliğine olan etkisinin, bir sessizlik/gürültülülük endeksi olarak düṣünülmesinin aksine istenmeyen (karakteristik olmayan) seslerin elenmeye çalıṣıldığı ve istenen (karakteristik olan) seslerin ön plana çıkarılmaya çalıṣıldığı bir kompozisyon olduğuna değinilmiṣtir. Ürün sesleri ve ses kalitesi terimleri, temel olarak Bowen ve Lyon'ın araştırmaları üzerinden kavramlaştırılmıştır. Ürün sesleri, ürünün temel ve yardımcı bileṣenleri tarafından üretilen iṣitsel çıktıların bütününü temsil eder. Ses kalitesi ise ürünün ses özellikleri ile kullanıcıların bu ürün seslerine verdikleri duyusal tepkiler arasında ürün kabul edilebilirliği ölçeğinde bir bağıntı kurar. Ürün seslerinin çeşitli metrikler ve duyusal profiller aracılığıyla kullanıcı tepkileriyle olan ilişkisi bu kısımda incelenen ana konu başlığıdır. Tezin birincil motivasyonu, özel fonolojik formları nedeniyle ürünlerin ses niteliklerini daha doğrudan bir şekilde tanımlamak için kullanılabilecek olan ses yansımalı (onomatope) kelimeler özelinde ses tanımlayıcı kelimeler ve ses kalitesi arasında bir örüntü bulunup bulunmadığı sorusuna yanıt aramaktır. Ses yansıma dilbilimsel bir konu basligi olarak ilişkilendirildiği eylemin kendisini vokal taklit yoluyla tanımlayabilmek için ortaya çıkmış ses yansımalı kelimelerin formasyonunu ifade eder. Araştırmada ürünlerin temel bileşenlerinin ideal şekilde ürünle ilgili ses yansımalı tanımlayıcı kelimelerle betimlendiği takdirde duygusal derecelendirmelerin kullanıcı tepkilerini ve tercihlerini işitsel formda tahmin etmede yararlı bir kaynak olabileceği hipotezi öne sürülmüştür. Birçok farklı dilde yürütülen kapsamlı bir kaynak incelemesinden sonra araştırmanın evrenselliği adına bu çalışmanın İngilizce dilinde yapılmasının daha uygun olacağına karar verilmiş ve İngilizce literatürde bulunan, dilbilimsel yöntemlere dayandırılmış ses yansımalı tanımlayıcı kelimeler birer tablo halinde paylaṣılmıṣtır. Deneysel prosedür için İngilizce dilinde duygusal dereceleri (ANEW) bulunan ses yansımalı tanımlayıcı kelimeler, öznelsizlik kriteri bağlamında sözcük türü sıfat olacak ve bu kelimeler taklit edilebilirlik dilbilimsel köklere dayanacak şekilde eldeki kelime veritabanından filtrelenmiştir. Filtrelenmiş kelimeler hedef ürün grubu olan otomatik kahve makineleriyle olan bağlantı derecelerinin tespit edilmesi için bir anket yoluyla ilk grup katılımcı tarafından puanlandırılmıştır. Bağlantılılık derecesi oylama sistemine dayanan bu anket sonucu bağlantılı bulunan kelimeler uzman bir akustikçi tarafından seçilen hedef ürünün operasyonel seslerinin ikinci grup katılımcı tarafından daha kolay anlaşılabilmesi için yazılı formda betimlenmiştir. Hipotezi test etmek için ise internet üzerinden resimli değerlendirme tekniğine (Self-Assessment Manikin) dayanan baṣka bir anket tasarlanmış ve sonrasında bu anket, araştırmanın hedefleri doğrultusunda belirlenen ikinci grup katılımcıya uygulanmıştır. Çevrimiçi anket, ilk olarak Mehrabien ve Russell tarafından ortaya konan Valans (Valence), Uyarılma (Arousal) ve Baskınlık (Dominance) kavramlarının Bradley ve Lang tarafından geliṣtirilen üç boyutlu resimli değerlendirme tekniği (Self-Assessment Manikin) esas alınarak tasarlanmıṣtır. Lakin kullanıcıların ürün seslerine verecekleri duygusal tepkilerin mutluluk/mutsuzluk ve hoṣnutluluk/hoṣnutsuzluk ölçeklerinde daha kolay ölçülebilir olması nedeniyle resimli değerlendirme tekniği sadece Valans (Valence) düzleminde kurgulanmıṣtır. Araştırmanın tutarlılığı ve geçerliliği adına tasarlanan iki anket de aynı ana kümeden fakat birbirinden tamamen farklı alt kümelerden katılımcı seçilmesi esasına dayalı olarak uygulanmıştır. Araştırma İngilizce dilinde yer alan ses yansımalı kelimelere odaklandığından katılımcılar İngilizce konuşulan ülkelerden gelen ve bu ülkelerin vatandaşları olan kişiler arasından belirlenmiştir. Karşılaştırmalı veri analizleri sonucunda elde edilen bulgular, çevrimiçi anketle elde edilen birincil veriler ve literatürde bulunan duygusal derecelendirmelerden (ANEW) toplanan ikincil veriler arasında kısmi bir bağıntı bulunduğuna işaret etmektedir. Otomatik kahve makinesi özelinde gürleme (rumbling - kahve çekirdekleri öğütülürken duyulan ses) ve gıcırdama (squeaking - su kaynatılırken duyulan ses) kelimelerinde bir anlamlılık varken; fışkırma (gushing - fincana süt dökülürken duyulan ses), tıkırdama (ticking - süt köpürtücünün çalışırken çıkardığı ses) ve gümbürdeme (booming - demlenen kahve fincana dökülürken duyulan ses) kelimelerinde anlamlı bir ilişki kurulamamıştır. Hipotezin bulgular tarafından tüm parametrelerde neden desteklenmediğini daha iyi anlayabilmek adına bu durumun olası nedenleri detaylı bir ṣekilde tartışılmıştır. Sonuç olarak, ürünlerin işitsel özellikleri aracılığıyla ses yansımalı kelimeler ve duyusal kullanıcı-ürün etkileşimi konuları arasında bağlantı kurulduğu açıklamasıyla bu çalışmanın literatürdeki yerine dair içeriksel bir çerçeve çizilmiştir.
Özet (Çeviri)
People are being surrounded by various products and are being stimulated by countless auditory profiles as an inevitable and natural consequence of their interaction with the products consciously and unconsciously. Everyone may react to these auditory profiles in many different ways. For example, the sound which is heard may be exciting, disturbing, pleasing or alarming for people. As the research idea is derived from the experience of product sounds, this thesis focuses on the affective responses of users to certain product sounds. The motivation of this study is finding an answer to the question whether there is a pattern to be found between the sound quality and the sound descriptor words specific to onomatopoeic words, which may be used to describe the sound attributes of products in a more direct way due to their special phonological form. Onomatopoeia reflects the linguistic formation for this kind of words that are originated to describe the action itself by vocal imitation, whose sounds the onomatopoeic words are associated to. It is hypothesized that the affective ratings might be a useful source for predicting the user reactions and preferences in the auditory form, if the operational sounds of products' principal components are ideally described with the onomatopoeic sound descriptor words. A table of sound descriptor onomatopoeic words in English language was listed accordingly by examining numerous lexical sources following an extensive literature review. The sound descriptor onomatopoeic words with affective ratings were filtered from the lexical database with a feature selection of grammatical class of adjectives as non-subjectivity criterion and of imitativeness level for the experimental procedure. These filtered words were then scored by the first participant group through a questionnaire in order for determining their relevance degree with the target product group of automatic coffee machines. The sound descriptor onomatopoeic words, which were rated as relevant to automatic coffee machines by the first group of participants, were then described by an expert acoustician in written form. In order to test the hypothesis, an online survey was designed and conducted in line with the research purpose to a second group of participants. The analysis of the findings suggested a partial correlation found between the primary data obtained by the survey and the secondary data collected from the affective ratings in the literature. No meaningful correlation could be established for the words of gushing (the sound heard while milk is being poured into the cup), ticking (the sound that the milk frother causes during operation) and booming (the sound while heard brewed coffee is being poured into cup), while a significant correlation could be found for the words of rumbling (the sound heard while coffee beans are being grinded) and squeaking (the sound heard while water is being boiled) specific to automatic coffee machines. Possible reasons were discussed in order to understand better why the hypothesis was not supported by the findings in all parameters. It was also explained in methodological terms under which specified conditions the validity of the hypothesis was inspected. In conclusion, the contextual framework of this study was drawn up with its position in the literature as it is explained that this study links the onomatopoeic words with sensory user-product interaction through the auditory attributes of products.
Benzer Tezler
- Çocukluk çağı travmaları ile yeme tutumları arasındaki ilişkide duygu regülasyonunun aracı rolü
The mediating role of emotion regulation in the relationship between childhood traumas and eating attitudes
MELTEM CAN ATAY AYTAÇ
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Beslenme ve Diyetetikİstanbul Okan ÜniversitesiPsikoloji Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ PINAR ARSLANTÜRK
- Design and management of brand identity with an action research in Turkish fashion industry
Marka kimliği tasarımı ve yönetimi ve Türk moda endüstrisinde uygulamalı örnek çalışma
GÖZE SENCER
Yüksek Lisans
İngilizce
2004
Endüstri ve Endüstri Mühendisliğiİzmir Yüksek Teknoloji EnstitüsüEndüstriyel Tasarım Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ŞÖLEN KİPÖZ
- Havayolu marka kişiliği algısının yüzyüze görüşme ve nöropazarlama yöntemlerinden EEG ile karşılaştırılması: Bir uygulama
Comparison of airline brand personality perception by face to face interview method and EEG method of neuromarketing: An application
ŞAHAP AKAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Sivil HavacılıkAnadolu ÜniversitesiSivil Havacılık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZLEM ATALIK
YRD. DOÇ. DR. NURCAN YÜCEL
- Büro otomasyonu
Başlık çevirisi yok
ECE KARADAYI
Yüksek Lisans
Türkçe
1989
İşletmeİstanbul Teknik Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. SITKI GÖZLÜ
- Tüketici ürünlerinde dijitalleşme ve internetin kullanıcı deneyimine etkileri: Bir çamaşır makinesi üzerinden inceleme
The effects of digitization of consumer products and internet on user experience: A case-study on a washing machine
GÖŞENAY AKKAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Endüstri Ürünleri TasarımıMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiEndüstri Ürünleri Tasarımı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HIZIR TENGÜZ ÜNSAL