Geri Dön

Erişkin karaciğer transplantasyonu yapılan olgularda intraoperatif kan transfüzyonunun erken dönem sonuçları

Early results of intraoperative blood transfusion in adult liver transplantation cases

  1. Tez No: 706680
  2. Yazar: HATİCE OĞUZ POTA
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ZEKİ ERTUĞ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Anestezi ve Reanimasyon, Anesthesiology and Reanimation
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2021
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Anesteziyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 92

Özet

Son dönem karaciğer yetmezliğinde palyatif tedavi dışında tedavi edici yöntem, karaciğer transplantasyonudur. Karaciğer yetmezliği; beraberinde diğer organ sistemlerinde bozulmaları da getirdiği için transplantasyon anestezisi ve cerrahisi daha fazla dikkat ve özen gerektirmektedir. Çalışmamızda, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 2015 Ocak - 2020 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen canlı vericili 18 yaş üstü karaciğer nakillerinde intraoperatif dönemde uygulanan kan transfüzyonun postoperatif erken dönem etkileri retrospektif olarak incelenmiştir. Çalışmaya 114 hasta dahil edilmiş, hasta verileri ise hasta dosyaları, anestezi fişleri ve hastane veri tabanı kullanılarak kaydedilmiştir. Veriler; hastaların demografik özelliklerini, komorbiditelerini, MELD ve CHILD skorlarını, preoperatif ve postoperatif laboratuvar değerlerini, intraoperatif dönemde transfüze edilen kan ve kan ürünü miktarını, arter kan gazı değerlerini, postoperatif komplikasyonlarını ve hastane-yoğun bakım kalış sürelerini içermektedir. İstatistiksel değerlendirmede, Mann Whitney U testi ve Wilcoxon Signed ranks testi yapılmıştır. İkiden fazla yapılan ölçümlerin analizinde parametrik test varsayımlarının sağlandığı durumlarda tekrarlanan ölçümlerde varyans analizi ve ardından Bonferroni düzeltmesi, sağlanmadığı durumlarda Freidman testi ve post hoc pairwise comparisons testleri yapılmıştır. Çalışmada istatistiksel anlamlılık düzeyi 0,05 olarak kabul edilmiştir. Çalışmaya dahil edilen 114 hastanın 30'u (%26,3) kadın, 84'ü (%73,7) erkek olduğu gözlenmiştir. Karaciğer yetmezliği etiyolojisinde en sık gözlenen neden HBV (%30,7), en az ise wilson hastalığı (%1,8) olarak gözlenmiştir. Hastaların komorbid hastalıkları değerlendirildiğinde karaciğer yetmezliğine en sık DM eşlik ettiği gözlenmiştir. Karbonhidrat metabolizmasında olan bozulmalar ve kronik karaciğer hastalığı arasında bir bağ olduğu düşünüldüğünde, mevcut karaciğer yetmezliğinin bozulmuş kan şekeri regülasyonuna, insülin direncinin artışına ve DM'a neden olması kaçınılmazdır. Çalışmamızdaki temel amaç intraoperatif dönem kan transfüzyonlarının postoperatif sonuçlarını değerlendirmekti. İntraoperatif dönemdeki kan transfüzyonu oranını, preoperatif hasta kliniğinin de etkilediği yaptığımız çalışmada gözlenmiştir. Preoperatif MELD skoru yüksek olan hasta grubunda, intraoperatif dönemde kan ve kan ürünü transfüzyonunun daha fazla uygulandığı görülmüştür. Bu sonucun; MELD skoru yüksek olan hasta grubunun koagülasyon parametrelerinin bozuk olması ve yüksek MELD skoru olan grupta portal hipertansiyonun daha sık görülmesi ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. İntraoperatif dönemde uygulanan kan transfüzyonu oranı, hastaların postoperatif morbiditesini de etkilemiştir. Kan transfüzyonu oranının artışı ile hastalarda postoperatif dönemde AKI görülme oranı da artmıştır. Kan transfüzyonu sonrası inflamatuar durumun değişim gösterip doku oksijenizasyonunun bozulması, transfüzyon sonrası organ sistemlerinde bozulma ile karşımıza çıkabilir. Yapılan pek çok çalışmada bizim çalışmamızla benzer olarak, kan transfüzyonunun artan oranlarının transfüzyon sonrası renal hasar ile sonuçlandığı görülmüştür. Postoperatif mortaliteyi kan transfüzyonuna göre değerlendirecek olursak, bizim çalışmamızda, kan transfüzyonu yapılan grupta %11,5 oranında, kan transfüzyonu yapılmayan grupta ise %10,0 oranında 1 yıllık mortaliteye rastlanmıştır. İstatistiksel olarak bizim çalışmamızdaki sonuç anlamlı olmasa da kan ve kan ürünü transfüzyonunun 1 yıllık mortalite üzerinde olumsuz etkilerini savunan pek çok çalışma literatürde karşımıza çıkmaktadır. Sonuç olarak, karaciğer transplantasyonunda intraoperatif kan transfüzyonunun yönetimi preoperatif dönemden itibaren başlamaktadır. Preoperatif dönemde hasta kliniğinin iyi olması, özellikle MELD ve CHILD skorlarının daha düşük olması, intraoperatif daha az koagülopati ve daha düşük kanama riski yaratmaktadır. İntraoperatif dönemde koagülasyon profilinin çeşitli viskoelastik testler kullanılarak belirlenmesi de gereksiz transfüzyonların önüne geçmek adına önem taşımaktadır. Bu bilgiler ışığında transplantasyon cerrahisi ve anestezi yönetiminde, daha çok çalışmaya ve daha fazla sayıda hasta grubu içeren çalışmalara ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

In end-stage liver failure, the therapeutic method other than palliative treatment is liver transplantation. Since liver failure brings with it the deterioration of other organ systems, transplantation anesthesia and surgery require more attention and care. In our study, the early postoperative effects of blood transfusion applied in the intraoperative period in liver transplants with living donors over the age of 18 performed at Akdeniz University Medical Faculty Hospital between January 2015 and December 2020 were retrospectively investigated. 114 patients were included in the study, and patient data were recorded using patient files, anesthesia slips and hospital database. The data includes patients' demographic characteristics, comorbidities, MELD and CHILD scores, preoperative and postoperative laboratory values, the amount of blood and blood products transfused during the intraoperative period, arterial blood gas values, postoperative complications and length of hospital-intensive care stay. Mann Whitney U test and Wilcoxon Signed ranks test were used for statistical evaluation. In the analysis of more than two measurements, variance analysis and then Bonferroni correction were performed in repeated measurements in cases where parametric test assumptions were met, and if not, Freidman test and post hoc pairwise comparisons tests were performed. The statistical significance level was accepted as 0.05 in the study. Of the 114 patients included in the study, 30 (26.3%) were female and 84 (73.7%) were male. The most common cause of liver failure etiology was HBV (30.7%), and the least was Wilson's disease (1.8%). When the comorbid diseases of the patients were evaluated, it was observed that liver failure was most frequently accompanied by DM. Considering that there is a link between the impairments in carbohydrate metabolism and chronic liver disease, it is inevitable that existing liver failure will lead to impaired blood sugar regulation, increased insulin resistance and DM. The main purpose of our study was to evaluate the postoperative results of intraoperative period blood transfusions. It was observed in our study that the preoperative patient clinic also affected the rate of blood transfusion in the intraoperative period. In the patient group with a high preoperative MELD score, it was observed that blood and blood product transfusion was applied more in the intraoperative period. This result is thought to be related to the coagulation parameters of the patient group with high MELD score being impaired and portal hypertension being more frequent in the group with high MELD score. The rate of blood transfusion applied in the intraoperative period also affected the postoperative morbidity of the patients. With the increase in blood transfusion rate, the incidence of AKI in the postoperative period has also increased. After blood transfusion, the inflammatory state may change and tissue oxygenation may be impaired, and we may encounter with deterioration in organ systems after transfusion. Similar to our study, many studies have shown that increased rates of blood transfusion resulted in post-transfusion renal damage. If we evaluate the postoperative mortality according to blood transfusion, in our study, 1-year mortality was found at the rate of 11.5% in the group that received blood transfusion and 10.0% in the group that did not receive blood transfusion. Although the result of our study is not statistically significant, many studies advocating the negative effects of blood and blood product transfusion on 1-year mortality appear in the literature. In conclusion, the management of intraoperative blood transfusion in liver transplantation starts from the preoperative period. Good patient clinic in the preoperative period, especially lower MELD and CHILD scores, creates less intraoperative coagulopathy and lower bleeding risk. Determining the coagulation profile in the intraoperative period using various viscoelastic tests is also important in order to prevent unnecessary transfusions. In the light of this information, there is a need for more studies and studies involving more patient groups in transplantation surgery and anesthesia management.

Benzer Tezler

  1. PET/BT pozitifliği hepatoselüler karsinom nedeniyle yapılan erişkin canlı vericili karaciğer transplantasyonunda düşük sağkalım göstergesi

    Pet/ct positivity: indicator of low survival rate in adult, living donor liver transplant caused by hepatocelluler carcinoma

    BEDİ YOĞURTÇUOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Gastroenterolojiİstanbul Bilim Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. LEVENT KAMİL ERDEM

    DOÇ. DR. MURAT AKYILDIZ

  2. 2015-2019 yılları arasında karaciğer transplantasyonu yapılan hastalarda gelişen bakteriyel üriner sistem enfeksiyonlarının irdelenmesi

    An evaluation of bacterial urinary tract infections in patients following liver transplantation

    ESRA SAĞLAM KANDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıklarıİnönü Üniversitesi

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ADEM KÖSE

  3. Canlı donörden karaciğer transplantasyonu yapılan hastaların safra yolu mikroorganizma profili ve antibiyotik duyarlılıkları

    Biliary tract microorganism profile and antibiotic susceptibility of patients with liver transplantation from A living donor

    ABDULLAH YILDIRIM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    GastroenterolojiHacettepe Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERKAN PARLAK

  4. Karaciğer transplantasyonu yapılan hastaların yaşadıkları biyopsikososyal sorunlar ve yaşam kalitesinin değerlendirilmesi

    Assessment of biopsychosocial problems and quality of life of patients with liver transplantation

    MERVE AKTEPE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    HemşirelikHacettepe Üniversitesi

    Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MELEK SERPİL TALAS

  5. Pediatrik yaş grubu kronik karaciğer hastalarında tiroid fonksiyonlarının araştırılması

    The investigation of thyroid functions in pediatric age groupwith chronic liver diseases

    ŞEYMA ŞEBNEM ÖN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDokuz Eylül Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ECE BÖBER