Geri Dön

Akut hemorajik şokta hipertonik sodyum klorürün yeri

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 71158
  2. Yazar: MEHMET AK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ADNAN KAYNAK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Genel Cerrahi, General Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1995
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Selçuk Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 52

Özet

45 ÖZET Hipovoleminin tek ve esas tedavisi sıvı infuzyonudur. Bu amaçla birbirinden özellikle Na+ konsantrasyonu ve onkotik basınç oluşturucu etkileriyle ayrılan çeşitli sıvılar kullanılabilir. Çalışmamızda köpeklerde oluşturulan hemorajik şok modelinde ringer laktat, hidroksietil nişasta ve %7,5'luk NaCl solüsyonlarının tedavi etkinlikleri ve oluşabilecek yan etkileri araştırıldı. Altışar köpekten meydana gelen 4 grupda denekler 10-15 dakika içinde 20 ml/kg kanatıldı. Kontrol grubuna(l. grup) srvı infüzyonu yapılmadı. Deney grublan 30 dakika şokta tutulduktan sonra 2. gruba hidroksietil nişasta ( Kanama miktarı kadar ), 3. gruba ringer laktat ( Kanamanın iki katı kadar ve 4. gruba %7,5'luk NaCl solüsyonu ( Kanama miktarının 1/4'ü kadar ) Infuzyon yapıldı. Tüm gruplarda kanama öncesi ( 0. dakika ), 30, 60, 120, 180. dakikalarda sistolik arter basınçları, pulmoner arter kama basınçları, hematokrit, sodyum, laktik asit düzeyleri ve idrar miktarları ölçüldü. 0. dakikada gruplar arasında ölçülen parametrelerde anlamlı fark yokken 30, 60, 120 ve 180. dakikalarda Na+ ve hematokrit düzeyleri hariç diğer bütün parametreler, kontrol grubuna göre anlamlı farklılık gösteriyordu. Ringer laktat, hidroksietil nişasta ve %7,5'luk NaCl solüsyonlarının hemodinamik vemetabolik sonuçları istatistiksel olarak karşılaştırıldığında en fazla idrar çıkışının ringer laktat grubunda olduğu gözlendi. Kanama miktarının 1/4'ü kadar hipertonik tuz solüsyonu ile resüsitasyon yapılan deneklerde idrar çıkışının yeterli düzeyde olduğu, sistolik arter basıncı ve pulmoner arter kama basıncının çok iyi kontrol edildiği, diğer grublara göre daha iyi hemodilüsyon sağladığı tesbit edildi. Laktik asit düzeyi de 30, 120 ve 180. dakikalarda daha düşük bulundu. Sonuç olarak hemorajik şokta kanama miktarının 1/4'ü kadar verilen hipertonik tuz46 solüsyonunun hemodinamik ve metabolik fonksiyonları düzeltiğini, aynı zamanda şokla erken dönemde mücadelede kolloid ve kristalloid sıvılardan daha etkili olduğu gözlendi Beklenen hipernatremi ve diğer yan etkilerinin olmadığı tesbit edildi. Ciddi hemorajik şoklu hastalarda erken dönemde kolayca uygulanabilecek hipertonik tuz solüsyonunun hayat kurtarıcı etkisi olabileceği kanaatine varıldı.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Köpeklerde hemorajik şoka bağlı karaciğer, böbrek ve kas dokularındaki striktürel değişiklikler

    Başlık çevirisi yok

    A.TUNCAY YILMAZLAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1990

    Genel CerrahiUludağ Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

  2. Akut alkol intoksikasyonlu hemorajik şokun resüsitasyonunda, farklı sıvı tedavilerinin hemodinamik parametrelere etkisi

    Başlık çevirisi yok

    CEMİL NARĞİS

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    İlk ve Acil YardımOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. ZAHİDE DOĞANAY

  3. Hemorajik şokta naloksonun kan basıncı ve kortizol düzeyine etkisinin prospektif analizi

    The prospective analysis of naloxone's effect on blood pressure and cortisol in hemorrhagic shock

    S. NİHAL TOPRAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    İlk ve Acil YardımÇukurova Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL GÖKEL

  4. Deneysel hemorajik modelinde laparatomi, splenektomi ve omentektominin akut akciğer hasarı üzerine etkilerinin araştırılması

    Başlık çevirisi yok

    BÜLENT KILIÇOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Genel CerrahiSüleyman Demirel Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. EROL EROĞLU