Neoadjuvan tedavi gören meme kanserli hastalarda D vitamini düzeyinin patolojik yanıt üzerine etkisi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 713285
- Danışmanlar: PROF. DR. CENGİZ AYDIN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Genel Cerrahi, General Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İzmir Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 66
Özet
GİRİŞ-AMAÇ: Meme kanserli hastalarda neoadjuvan kemoterapiye (NAK) patolojik tam yanıt, sağ kalımı öngörmek için önemli bir prognostik belirteçtir. Bu çalışmada tedaviye NAK ile başlanan meme kanserli hastalarda serum D vitamini düzeyi ile patolojik tam yanıt (PCR) ve moleküler alt tipler arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. GEREÇ-YÖNTEM: Ocak 2017- Nisan 2021 tarihleri arasında meme kanseri nedeniyle NAK tedavisi alan ve sonrasında opere edilmiş olan hastalar retrospektif olarak analiz edildi. Hastaların yaş, cinsiyet, NAK öncesi alınmış biyopsisinin histopatolojik özelliği, NAK'tan hemen önce bakılan serum D vitamini düzeyleri, NAK sonrası uygulanan cerrahi yöntem, postoperatif histopatolojik özellik ve PCR değerlerine bakıldı. BULGULAR: Dahil edilme kriterlerini karşılayan 75 hasta incelendi. Hastaların tümü kadın olup, yaş ortalaması 50.9±11.5 olarak bulundu. Hastaların %28'inde (n=21) hastada PCR görüldü. Hastaların replasmana rağmen normal düzeyde D vitamini değerleri çok az olması nedeniyle D vitamini preop değerleri için ROC analizi yapıldı. Yapılan ROC analizinde D vitamini cut-off değeri 12.8 [sensitivite, 66.7%; spesifite, 68.5%, AUC (95% CI):0.710 (0.577-0.843)] olarak tespit edildi. Patolojik tam yanıt için univariate ve multivariate analizlerle yaş, östrojen reseptör pozitifliği, c-erbB-2 pozitifliği, düşük grade, vitamin D replasmanı yapılması ve vitamin D düzeyleri incelendi. SONUÇ: Meme kanserini nedeniyle NAK alan hastalarda serum D vitamini düzeyi ve preoperatif biyopsi patolojisinin düşük grade olması patolojik tam yanıt için bağımsız risk faktörleri olarak bulunmuştur.
Özet (Çeviri)
AIM: Pathological complete responseto neoadjuvant chemotherapy (NAC) in patients with breast cancer is an important prognostic marker topredict survival. Inthisstudy, it was a imed to evaluate the relationship between serum vitamin D level and pathological complete response (PCR) and molecular sub-types in breast cancer patients who setreatment was initiated with NAC. METHOD: The patients who received NAC treatment and operated after wards for breast cancer between January2017 - April 2021 were analyzed retrospectively. Demographic characteristics of the patients, serum vitamin D level simmediately before NAC, surgical method applied after NAC, postoperative histopathological features and PCR values were evaluated. RESULTS: A total of 75 patients who met the inclusion criteria were analyzed. All the patients were female and them eanagewas 50.9±11.5 years. %28(n=21) of the patients showed PCR. Since the patients had very low levels of vitamin D despite the replacement, ROC analysis was performed for vitamin D preopvalues. In the ROC analysis, the vitamin D cut-off value was determined as 12.8 [sensitivity, 66.7%; specificity, 68.5%, AUC (95% CI):0.710 (0.577-0.843)]. For pathological complete response, age, estrogen receptor positivity, c-erb B-2 positivity, low grade, vitamin D replacement and vitamin D levels were examined with uni-variate and multivariate analyzes. CONCLUSION: In patients who received NAC for breast cancer, serum vitamin D level and low grade pathological conclusions for preoperative biopsy were found to be independent risk factors for pathological complete response.
Benzer Tezler
- Yeni tanı almış meme kanserli hastalarda tirodi fonksiyon bozukluğu ve d vitamini eksikliği sıklığının araştırılması
Investigation of the prevalence of thyroid dysfunction, autoimmune thyroid disease and vitamin d deficiency in newly diagnosed breast cancer patients
DURMUŞ AYAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
BiyokimyaSağlık Bilimleri ÜniversitesiTıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ERDİNÇ SERİN
- Meme kanserinde oksidatif stresin prognostik değeri ve önemi
Oxidative stress prognostic value and importance in breast cancer
İSMAİL ZENGİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Genel CerrahiSakarya ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAVVA BELMA KOÇER
- Neoadjuvan kemoterapi sonrası meme koruyucu cerrahi yapılan hastalarda tümörün klipslenmesi ile cilt izdüşümünün işaretlenmesi yöntemlerinin karşılaştırılması
Comparison of tumor clipping and skin projection marking methods in patients undergoing breast conserving surgery after neoadjuvant chemotherapy
ABDULLAH KUT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Genel Cerrahiİstanbul ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUSTAFA TÜKENMEZ
- Neoadjuvan tedavi almış meme kanseri hastalarında aksiller lenf nodu örneklemesinde süperparamanyetik demir oksit iyonlarının (SPIO) yeri
Superparamagnetic iron oxide (SPIO) in axillary lymph node mapping after neoadjuvant chemotheraphy
MERVE BÜŞRA CENGİZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Genel CerrahiBezm-i Alem Vakıf ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YELİZ EMİNE ERSOY
- Lokal ileri evre meme kanserli hastalarda, neoadjuvan kemoterapinin VEGF ve KI-67 değişimine etkisi
Affect of neoadjuvant chemotherapy on VEGF and KI 67 in locally advansed breast cancer
AHMET GÖKHAN SARITAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Genel CerrahiÇukurova ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA YALÇIN KEKEÇ