Yeni tanı almış meme kanserli hastalarda tirodi fonksiyon bozukluğu ve d vitamini eksikliği sıklığının araştırılması
Investigation of the prevalence of thyroid dysfunction, autoimmune thyroid disease and vitamin d deficiency in newly diagnosed breast cancer patients
- Tez No: 778379
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ERDİNÇ SERİN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Biyokimya, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Biochemistry, Endocrinology and Metabolic Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2016
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Tıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Tıbbi Biyokimya Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 75
Özet
AMAÇ: Meme ve tiroid endokrin bez hastalığı ve endokrin fonksiyon değişiklikleri ile yakından ilişkili hormon duyarlı organlardır. Yapılan çalışmalardaki sonuçlar tartışmalı olmasına rağmen tiroid hastalıkları ve meme kanseri arasında bir ilişki olduğu ileri sürülmektedir. Meme kanserli hastalarda otoimmün tiroid hastalığı sağlıklı popülasyona göre daha fazla sıklıkta olmaktadır. Tiroid otoantikor pozitifliği olan meme kanserli hastalarda metastaz oranının ve Kİ-67 proliferasyon indeksinin daha düşük olması sebebiyle, birçok çalışma bu durumun meme kanseri için pozitif prognostik faktör olduğunu ileri sürmektedir. Tiroid hormon bozuklukları bir çok hastalığın patogenezinde rol oynamaktadır. Meme kanserinde tiroid hormonları olması östrojen benzeri etki gösterip meme dokusundaki östrojen reseptörlerine bağlanmakta ve uyarmaktadır. Bu durumda tiroid hormonları lobüler büyümeye ve farklılaşmaya katkıda bulunmaktadır. Aşırı miktarda üretilen tiroid hormonları östrojen yokluğunda (özellikle postmenopozal dönemde) östrojen reseptörlerini uyararak aşırı lobüler büyümeye yola açabilir ve meme kanseri oluşumuna katkıda bulunabilir. Buradan yola çıkarak, bu çalışmanın amacı meme kanseri ve tiroid hormonları ve antikorları arasındaki ilişkiyi destekleyen kanıtları ortaya koymaktı. VitD yetersizliğine bağlı olarak kanser gelişiminin arttığı çalışmalarda ortaya konulmuştur. VitD sinyal yolağındaki proteinleri kodlayan genlerdeki polimorfizmin artmış kanser riski ile ilişkili olduğu yapılan çalışmalarda aydınlatılmıştır. Kanser oluşumu üzerine VitD'nin temel etki mekanizması büyüme ve apoptozun hızlanmasıdır. Ayrıca VitD aşırı östrojen salgılanmasını önler, MCF-7 hücre hattında apoptozu stimüle eder, COX-2 enzim sistemini inhibe ederek prostaglandin üretimini baskılar ve E-Caderin üretimini arttırarak metastaz ve büyümeyi engeller. MATERYAL METOD: Çalışmamıza yeni tanı alan meme kanserli hastaları (n=90) dahil ettik. Hastalar neoadjuvan tedavi almayan ve mastektomi ameliyatının ardından 3-4 hafta geçmiş olan hastalardır. Bu hastaların tiroid fonksiyon testlerini, tiroid antikor testlerini ve VitD düzeylerini ölçtük ve meme kanserinde VitD eksikliği, tiroid fonksiyon bozukluğu ve tiroid antikor pozitifliği prevalansını araştırmayı amaçladık. BULGULAR: Sonuçlarımıza göre, kontrol grubu (sağlıklı gönüllüler n=90) ile meme kanserli hasta grubu (n=90) birbiri ile karşılaştırıldığı zaman ATG (p p0,05) arasında herhangi bir istatistik olarak herhangi bir fark saptanmadı. Ayrıca, meme kanserli hasta grubunda ATPO ile ATG arasında pozitif kuvvetli korelasyon saptadık. Laboratuar test limitlerine göre (referans aralığı), FT3 ve FT4 (p>0,05) dışında istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar elde ettik, (Vit. D (p
Özet (Çeviri)
BACKGROUND: The breast and the thyroid are hormone responsive organs that are closely related with changes of endocrine function and glandular disease. An association between thyroid disorders and breast cancer (BC) risk has been suggested, although the results are inconclusive. Autoimmune thyroid diseases in breast cancer patients are more frequent than healtly population and several studies suggest that this association is a positive prognostic factor for breast cancer. Several studies suggest that thyroid autoimmunity is a positive prognostic factor for breast cancer patients due to being the lower metastasis rate and Ki-67 proliferation index. Throid hormones disordes are involved in the pathogenesis of many diseases. Thyroid hormones in breast cancer pathogenesis bind to estrogen receptors in the breast tissue and exhibit estrogen-like effects. In this way, they contribute lobuler growth and differantion. Excessive amounts of thyroid homones may lead to abnormal lobular growth by stimulating estrogen reseptors in absence of estrogen (especillay postmenopausal period) and contribute to formation of breast cancer. From this point of view, the purpose of the present study was to prove evidence supporting a relationship between BC and the level of thyroid hormones and antibodies. Studies have been show that development of cancer is increased due to lack of vitamin D. It has been identified that polmorphism in genes encoding the protein in signaling patways of vitamin D associated with increased cancer risk. The basic effect mechanisms of vitamin D on cancer formation are growth and accerelation of apoptosis. Vitamin D prevents secretion of excessive estrogen, stimulates apoptosis in MCF-7 cell line, prevents to production of prostaglandin by inhibiting COX-2 enzyme system and prevents growth and metastasis by increasing production of E-Caderin. MATERIAL METHOD: We have included breast cancer patients (n=90) who newly diagnosed in our study. Patients who have not received neoadjuvant therapy or have had 3-4 weeks after mastectomy. We examined levels of thyroid function tests, thyroid antibodies andvitamin D in these patients and aimed to investigate prevalance of thyroid function disorder and deficiency of vitamin D in breast cancer patients. RESULTS: According to our results, when we compared with breast cancer patients and control group (healthy volunteers) each other, we determined statistically significant difference values of ATG (p0,05). We have determined a positively correlation between ATG and ATPO in breast cancer patients. According to laboratuary test limits (reference range), we have detected statistically significant differences except for FT3 and FT4 levels (p>0.05), (Vit. D (p p
Benzer Tezler
- HIV ile enfekte kişilerde görülen kanserlerin incelenmesi
Cancers in people living with HIV
YILDIZ VERDİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiEnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İLYAS DÖKMETAŞ
- Meme kanserinin operasyon öncesi değerlendirilmesinde 3 tesla magnetik rezonans görüntülemenin katkısı
The contribution of 3 tesla MRİ to the preoperative assessment of breast cancer
SENA ÜNAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Radyoloji ve Nükleer TıpAnkara ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. UMMAN NUREDDİN SANLIDİLEK
- Meme kanserli hastalarda cerrahi tedavi öncesi ve sonrası anksiyete ve depresyon düzeyi
Anxiety and depression levels in patients with breast cancer before and after surgical treatment
MÜNEVVER TÜNEL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
OnkolojiÇukurova ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YUNUS EMRE EVLİCE
- Meme kanserli hastalarda diyetle alınan ileriglikasyon son ürünlerinin inflamasyon veoksidatif stres belirteçleriyle ilişkisinindeğerlendirilmesi
Evaluation ot the relationship between dietary advanced glycation end products with inflammation and oxidative stress in breast cancer patients
ŞENAY BURÇİN ALKAN
Doktora
Türkçe
2023
Beslenme ve DiyetetikHacettepe ÜniversitesiDiyetetik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NESLİŞAH RAKICIOĞLU
PROF. DR. MEHMET ARTAÇ
- Postmenopozal meme kanserli hastalarda kemik mineral yoğunluğu ve meme kanseri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi
The evaluation of the relationship between bone minerally density and breast cancer in the postmenopausal breast cancer patients
MÜGE KARAOĞLANOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
OnkolojiOndokuz Mayıs Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İDRİS YÜCEL