İdiopatik santral erken ergenlik, prematur telarş ve prematur adrenarş tanılı kızlarda nöropeptid Y ve ghrelin düzeyleri ile gonad hormonları ilişkisi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 718714
- Danışmanlar: PROF. BETÜL ERSOY
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Manisa Celal Bayar Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 103
Özet
GİRİŞ VE AMAÇ: Erken ergenlik kız ve erkeklerde normal popülasyona göre 2 SD veya daha erken dönemde pubertal semptomların görülmesi durumudur. Kızlar için sınır yaş 8; erkekler için sınır yaş 9 olarak belirlenmiştir. Tanı alan olgular düzenli aralıkla izlendiğinde kimi olguların tüm semptomları göstermediği ve erken ergenlik kriterleri tam karşılamadığının görülmesi üzerine izole klinikler tanımlanmıştır. İzole meme gelişimi Prematur Telarş olarak; izole pubik ve/veya aksiller kıllanma Prematur Adrenarş olarak tanımlanmıştır. Belirgin ya da izole erken ergenlik vakaları santral ya da periferik kaynaklı etiyolojiye sahip olabilmekte ve bu kliniğe sahip olguların genetik sendromlar, gonadal tümörler gibi ciddi tanıların ekarte edilmesi ve dikkatli izlemi gerekmektedir. Bu çalışmamızda oreksijenik faktörler olan Nöropeptid-Y ve Ghrelin hormonunun erken pubertal süreçte serum düzeylerinde değişiklik olup olmayacağı ve klinik izlemde kullanılabilirlik açısından değerlendirilmesi; bunun yanı sıra pubertal bozukluğu olan olgular arasında farka sahip olması durumunda klinik takip ve tedavi kararında yol gösterici olarak kullanılabilirliğinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. GEREÇ/YÖNTEM: Ocak 2021 ve Ocak 2022 tarihleri arasında hastanemize başvuran 2-8 yaş arası erken ergenlik semptomları gösteren kız olgular ile aynı yaş dilimine sahip, bilinen kronik hastalık, malnutrisyon tanısı olmayan aynı sayıda kontrol grubu çalışmaya dahil edilmiştir. Erken meme gelişimi ile kliniğe başvuran olgularda LHRH testi ile prematur telarş ve erken ergenlik tanılarının ayrımı yapılmıştır. Prematur adrenarş tanısı düşünülen olgularda da ilk başvurularında Konjenital Adrenal Hiperplazi'nin ekarte edilmesi için 17-OH progesteron düzeylerine bakılmıştır. Erken pubertal semptomlar gösteren olgular ile kontrol grubu Nöropeptid-Y, Ghrelin düzeyleri açısından birlikte ve ikili gruplar halinde karşılaştırılmıştır. Ayrıca pubertal bozukluğu olan olgular kendi aralarında antropometrik ölçümler, serum Ghrelin seviyeleri, serum NPY seviyeleri düzeyleri ve kemik yaşı açısından karşılaştırılmıştır. Tüm istatistiksel analizler SPSS 15.0 paket programı kullanılarak yapıldı. BULGULAR: Kriterleri karşılayan 120 olgu ele alınmıştır. İzlem sürecinde 3 hastanın şehir dışına taşınması ve izlemde prematur telarş olarak izlenen 3 hastanın ek semptomlar ile erken ergenlik olarak tanılarının değişmesi nedeniyle tüm hasta grubu tanı dağılımı; 30 erken ergenlik, 25 prematur telarş ve 29 prematur adrenarş olarak sonuçlanmıştır. Kontrol grubu yaş açısından anlamlı istatistiksel fark oluşturmaması için 44 ay ve altı olan olguların çıkarılması ile 24 kişi olarak belirlenmiştir. Çalışmamızda 2-8 yaş arası kız olgularda ortalama Ghrelin, NPY serum düzeyleri açısından tanılar arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark saptanmamıştır. Antropometrik ölçümler açısından hasta grubu kendi arasında kıyaslandığında vücut ağırlığı persentili,vücut ağırlığı SDS ve BMI SDS değişkenlerinde anlamlı olarak en yüksek ölçümler Prematur Adrenarş tanısında gösterilmiştir. Antropometrik ölçümler ile NPY ve Ghrelin serum düzeyleri arasında korelasyon saptanmamıştır. Aksi durum yalnızca Prematur Telarş olgularında vücut ağırlığı SDS ile Ghrelin arasında pozitif korelasyon gösterilmesi ile mevcuttur. Pubertal bozukluğa sahip olguların her tanı grubu kontrol grubu ile ayrı ayrı ele alındığında NPY,Ghrelin açısından anlamlı fark saptanmamıştır. LH ve FSH açısından değerlendirildiğinde en yüksek değerler Erken Ergenlik'te gösterilmiş olup; NPY veya Ghrelin serum düzeyleri ile aralarında pozitif ya da negatif korelasyon saptanmamıştır. SONUÇ: Çalışmamızda kontrol grubu ve çalışma grubu arasında Ghrelin ve NPY düzeyleri açısından anlamlı fark olmadığı; pubertal bozukluk tanısı olanlar içinde ise yalnızca prematur telarş olgularında santral erken ergenlik olguları ile kıyaslandığında anlamlı olarak yüksek ghrelin seviyelerine sahip oldukları gösterilmiştir. Ghrelin ile vücut ağırlığı persentili arasında sadece prematur telarş tanısında pozitif korelasyon gösterilmiştir. NPY ile antropometrik ölçümler arasında anlamlı korelasyon her üç tanı için de saptanmamıştır. Ghrelin ilişkili sonuçlar değerlendirildiğinde pubertal süreçteki etkinlik ve pubertal basamakları ve serum düzeyi arasındaki ilişkinin değerlendirilebilmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmakla birlikte prematur telarş ve idiopatik erken ergenlik tanıları ayırımı için yol gösterici olabileceği düşünülmektedir.
Özet (Çeviri)
OBJECTIVE: Precocious puberty is the occurrence of pubertal symptoms in boys and girls at 2 SD or earlier than the normal population. The age limit for girls is 8; The limit for men is set at age 9. When diagnosed cases were followed up at regular intervals, isolated clinics were defined because some cases did not show all symptoms and did not fully meet the criteria for early puberty. Isolated breast development as Premature Thelarche; Isolated pubic and/or axillary hair is defined as Premature Adrenarche. Significant or isolated cases of precocious puberty may have a central or peripheral etiology, and cases with this clinic should be followed carefully and excluded from serious diagnoses such as genetic syndromes and gonadal tumors. In this study, the evaluation of orexigenic factors Neuropeptide-Y and Ghrelin hormone in terms of whether there will be changes in serum levels in the early pubertal period and usability in clinical follow-up; In addition, it is aimed to evaluate its usability as a guide in clinical follow-up and treatment decision in case of differences between cases with pubertal disorder. MATERIAL/METHODS: Between January 2021 and January 2022, the same number of control groups, who had the same age range and did not have a known chronic disease or malnutrition diagnosis, were included in the study. In cases who applied to the clinic with early breast development, the LHRH test was used to differentiate between premature thelarche and precocious puberty diagnoses. 17-OH progesterone levels were also checked to rule out Congenital Adrenal Hyperplasia in the cases who were thought to be diagnosed with premature adrenarche. The cases with early pubertal symptoms and the control group were compared in terms of Neuropeptide-Y, Ghrelin levels together and in pairs. In addition, cases with pubertal disorders were compared among themselves in terms of anthropometric measurements, serum Ghrelin levels, serum NPY levels and bone age. All statistical analyzes were performed using the SPSS 15.0 package program. RESULTS: 120 cases meeting the criteria were included. Diagnosis distribution of the whole patient group, due to the fact that 3 patients moved out of the city during the follow-up period and the diagnosis of 3 patients who were followed up as premature thelarche changed as early adolescence with additional symptoms; It resulted in 30 precocious puberty, 25 premature thelarche and 29 premature adrenarche. The control group was determined as 24 individuals by subtracting the cases aged 44 months and below in order not to create a statistically significant difference in terms of age. In our study, no statistically significant difference was found between diagnoses in terms of mean Ghrelin and NPY serum levels in female cases aged 2-8 years. When the patient group was compared among themselves in terms of anthropometric measurements, the highest values in the body weight percentile, body weight SDS and BMI SDS variables were shown in the diagnosis of Premature Adrenarche. No correlation was found between anthropometric measurements and serum levels of NPY and Ghrelin. The opposite situation is only available in Premature Thelarche cases, with a positive correlation between body weight SDS and Ghrelin. When each diagnosis group of the cases with pubertal disorder was handled separately with the control group, no significant difference was found in terms of NPY, Ghrelin. When evaluated in terms of LH and FSH, the highest values were shown in Early Adolescence; No positive or negative correlation was found between NPY or Ghrelin serum levels. CONCLUSION: In our study, there was no significant difference between the control group and the study group in terms of Ghrelin and NPY levels; Among those diagnosed with pubertal disorder, only premature thelarche cases have been shown to have significantly higher ghrelin levels compared to central precocious puberty cases. A positive correlation was shown between ghrelin and body weight percentile only in the diagnosis of premature thelarche. No significant correlation was found between NPY and anthropometric measurements for all three diagnoses. When ghrelin-related results are evaluated, it is thought that it can be a guide for the differentiation of premature thelarche and idiopathic precocious puberty diagnoses, although more studies are needed to evaluate the relationship between the activity in the pubertal process and pubertal steps and serum level.
Benzer Tezler
- Erken ergenlik tanısı alan hastalarımızın özellikleri ve tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi
Evaluation of the characteristics and treatment results of patients with precocious puberty
GÜLİZAR TOY USTA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıKaradeniz Teknik ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜLAY KARAGÜZEL
- Erken puberteye yaklaşım değişikliklerinin ve sonuçlarının değerlendirilmesi
Evaluation of changes in clinical aproach to precocious puberty and its results
EBRU MISIRLI ÖZDEMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıGazi ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYSUN BİDECİ
- Puberte prekoksda leuprolide asetat tedavisinin final boya etkisi
The effectof leuprolide acetate treatment of precocious puberty on final height
EDA BALANLI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıMarmara ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ABDULLAH BEREKET
- İdiopatik santral erken puberte tanılı olgularda GnRH analog tedavisinin beden kitle indeksine etkisinin araştırılması
Investigation of the effect of GnRH analogue therapy on body mass index in cases with idiopathic central precocious puberty
AYŞE UĞUZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıTrakya ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FİLİZ TÜTÜNCÜLER
- Erken puberte tanılı kızlarda endokrin bozucuların (bisfenol A ve fitalat) etkisinin araştırılması
The evaluation of possible role of endocrine disrupters in precocious puberty
AYŞE DERYA BULUŞ
Tıpta Yan Dal Uzmanlık
Türkçe
2013
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSağlık BakanlığıÇocuk Endokrinolojisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NESİBE ANDIRAN