Geri Dön

Dıjıtal uzamda kamusal mekanın üretımı: Twitter verilerine dayali bir model önerisi

Production of public space in digital space: A model proposal based on twitter data

  1. Tez No: 721207
  2. Yazar: GİZEM ÖZPOLAT
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. OZAN ÖNDER ÖZENER
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Bilim ve Teknoloji, Mimarlık, Science and Technology, Architecture
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Bilişim Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Mimari Tasarımda Bilişim Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 155

Özet

Dijitalleşme ile birlikte bilgi teknolojileri olarak adlandırılan araçlar her geçen gün toplumsal hayatın daha büyük bir parçası haline gelmekte, özellikle yeni medya araçları, iletişim alanında devrimsel nitelikte dönüşümlere neden olmaktadır. Her an erişilebilirlik, bilgiye ulaşma ve yayma, konuma bağımlı olmaksızın çevrimiçi ortamda“bir arada”bulunabilme gücü sayesinde bu araçlar, iletişimin ötesinde farklı işlevleri de beraberinde getirmektedir. Çevrimiçi sosyal ağların iletişim ve etkileşim olanakları, öz-örgütlenme, katılım ve etki için yeni yollar açabilmektedir. Yeni nesil kitle iletişim ağı üzerine inşa edilen bu ortam, yeni bir çeşit kamusal alan düzlemi haline gelmekte, mekândan öte, çeşitli kültürel kodların ve anlamların üretilebildiği, toplumsal yapının bir uzantısı olarak konumlanmaktadır. Tarihsel süreçte fiziksel mekân ile ilişkilendirilen kamusal alan, dijitalleşme ile birlikte bir tür paradigma kayması yaşamaktadır. Sanal ile gerçek, özel ile kamusal arasındaki sınırların bulanıklaştığı dijital çağda uzamlar arası bir melezleşme söz konusudur. Yakın geçmişte yaşanan küresel çapta toplumsal olaylarda somut örneklerinin görüldüğü üzere sosyal ağların -daha genel anlamda siber uzamın- olanaklılığı dijital kamusal alan tartışmalarını gündeme getirmektedir. Asıl kuruluş amacı olarak siyasi-politik bir rol atfedilmemesine rağmen iletişim ve etkileşimsel doğası sebebiyle çevrimiçi sosyal toplumsal“infilak”anlarında kamusal alan olarak işlevselleştirilebilmektedir. Bu anlamda sosyal ağlar nihai rolü açısından kamusal alandan ziyade kamusal alanın ortaya çıkma potansiyeli barındıran, kolektif olarak üretilen kamusal mekân olarak değerlendirilmelidir. Kentsel kamusal mekâna alternatif oluşturması açısından söz konusu mekansallaşmalar, mimarlık ve tasarım disiplinleri için kritik bir deney alanı sunmaktadır. Kamusallığın iletişimsel doğası, kültürel kodları üretme ve aktarmadaki rolü dikkate alındığında iletişim teknolojilerinin kamusallığı, dolayısıyla kamusal alanı ve kamusal mekânı dönüştürdüğü görülmektedir. Günümüzde sosyal ağlarda geçirilen süre hızlı biçimde artmakta, gündelik yaşamın pek çok pratiği siber uzamda gerçekleştirilmektedir. Toplumsal yapının temellerinden kamuoyun oluşturulmanın da birincil platformu artık internet ortamıdır. Hızla ve üstel biçimde gelişen süreçleri eski teori ve kavramlarla açıklamak zor ve/veya yetersizdir. Bu noktada kökleri Antikite'ye uzanan kamusal alan kavramının dijital çağın sosyal gerçeklerini betimleyebilmesi için yeniden ele alınmış tanım ve kavramlar çerçevesinde düşünülmesi gerekmektedir. Modern kamusal alan geleneksel birleşik/tek kamusal alandan çok uzaktır. Küresel bilgi akışlarıyla donatılan kamusal alan daha çok“farklı boyutlarda, örtüşen ve birbirine bağlı kamusal alanların gelişen ve karmaşık bir mozaiğidir”(Keane, 1995:1 akt. Salikov, 2018). Ağlaşmış kamular ya da ağ bağlantılı kamular olarak ifade edilen yapılar idealize kamusal alan karakterini -hatta kimi zaman fazlasını- yansıtan, çoklu kamuların oluşumuna izin veren, bir görünürlük alanı ve diyalog ortamı olarak siber uzamın imkanlarıyla üretilebilmektedir. Bununla birlikte siber uzamın kendisi, belirli/somut bir yeri olmayan ancak diğer taraftan, ürettiği ilişkiler ağı nedeniyle bir mekân/bir mevki algısı yaratan bir fenomen olarak karşımıza çıkar. Aynı anda hem“sanal”hem“gerçek”dünyada bulunma halinin getirdiği çoklu bir mekân, zaman, kimlik algısı taşıması bakımından siber uzam, gerçeklik ile ilişki içerisinde bulunan ve fakat bu gerçekliğin dışında kendine özgü formlarla yeni bir mekân, zaman ve gerçeklik üreten“başka yer”şeklinde tanımlanabilir. Dijital ortamdaki etkileşime dayalı ilişkiler ağı, siber uzamın yarattığı mekân algısı ile birlikte yeni kamusal oluşumlara olanak sağlamaktadır. Çalışma sosyal ağların kamusal karakterine vurgu yaparak çevrimiçi ilişkilerin dijital çağda kamusal mekânı ürettiğini savunmaktadır. Lefebvre'nin“Bizzat mekânın kendisi toplumsal ilişkilerin ürünü ve bu (toplumsal) ilişkilerin üreticisidir”şeklinde tanımladığı kamusal mekâna benzer şekilde siber uzamda üretilen ilişkiler ağı yine bireyler arası iletişim ve etkileşimin bir ürünüdür. Bununla birlikte kamusallığın politik doğası göz önünde bulundurulduğunda kamusal mekân tarihin her döneminde karşı-kamular arasındaki mücadeleye sahne olmaktadır.“Kent hakkı”bağlamında kamusal mekânın egemen ve karşı kamular arasındaki sahiplik mücadelesinde üretildiği söylenebilir. Bu ele alış Lefebvre'nin heterotopya ve izotopya kavramları ödünç alınarak dijital uzamda çoklu kamuların görünür hale geldiği, kamusal mekânın üretim sürecini okumak üzere işlevselleştirilebilir. Bu düşünceler doğrultusunda dijital çağda yeni kamusallık ve kamusal mekân kavrayışını yeniden düşünülmüş tanımlar kapsamında değerlendirilmek gerektiği açıktır. Söz konusu dönüşüm, yalnızca güncel dinamikler ile açıklanamayacak kadar uzun bir tarihe ve pek çok değişkene sahiptir. Toplumsal bir ürün olarak teknolojik süreçlerin kamusallık ve mekâna ilişkin etkileri geniş bir sosyo-politik perspektifle çözümlemek gerekir. Aksi halde teknolojik determinist ve indirgemeci bir yaklaşımla sınırlanmış olacaktır. Çalışmanın amacı kolektif bir ürün olarak kamusal mekânın dijital çağda çevrimiçi ilişkiler tarafından üretildiğini ve bu ilişkiler ağının siber uzamda bir mekansallaşma yarattığını ortaya koymaktır. Sosyal ağlar yapı ve imkanları vasıtasıyla sağladıkları verinin büyüklüğü bakımından toplumsal hayata dair pek çok bilgi içerebilmektedir. Teknolojik gelişmelerle yaygınlaşan iletişim ve etkileşime dayalı ağlar, dijital kamusal mekânın üretimini tartışmak için de zengin bir kaynak sunar. Bu çerçevede çalışma öncelikle kamusallık ve kamusal mekân kavramlarının sosyo-politik doğası ve öne çıkan tanımlarına başvurur. Bu sayede dijital uzamda çevrimiçi etkileşimle üretilen mekânsal kurgunun toplumsal ve politik bir kuramsal çerçeve içine taşınması ve irdelenmesi için gerekli altyapı oluşturulup elde edilen çıkarımlar güncel durumu okumak üzere bir şablon olarak kullanılır. Dijitalleşme etkisinde kamusal mekân bölümünde kamusal mekânın teknolojik gelişmelerle birlikte dönüşüm güncel yaklaşımlar altında yeniden değerlendirilerek sosyal ağların sunduğu mekânsal yapı ve anlamın kamusal alan yaratma potansiyeli sorgulanmıştır. Sunduğu altyapı ve araçsallıklar ile toplumsalı şekillendiren ve toplumsal tarafından şekillendirilen -yeniden ve yeniden üretilen- siber uzamın kendine has mekânsal örüntüsü sentaktik veya semantikten ziyade ilişkisel olarak tanımlanmıştır. Dönüşen kamusallık ve ağ toplumu kavramından hareketle sosyal ağlarda oluşan sanal cemaatler ve ağlaşmış kamuların siber uzamın mekânsal pratikleri içinde konumu tartışılmıştır. İlişkisel anlamda sosyo-mekânsal pratikler kendilerini yeniden üretecek yeni platformlar tanımlamaktadır: dijital uzamda kamusal mekân. Bu ilişkileri ve ürettiği mekânsallığı temsil etmek adına popüler bir sosyal medya aracı olan Twitter kullanılmıştır. Önerilen veri temelli modelde kullanıcıların belli konular hakkında #Hashtag kullanarak yaptığı paylaşımlar bi tür kamuoyu oluşturma, görünür olma halidir. Konum, zaman, takipçi sayısı gibi parametrelerle alınan veriler, kamusal mekânı simüle eden bir temsil modeline dönüştürülmüştür. Böylelikle kamusal mekân olarak dijital uzamın toplumu ilgilendiren bir konu hakkında herhangi bir zaman aralığında kamusal alan oluşturma potansiyeli ortaya konulmaktadır. Sonuç bölümünde dijital uzamda ağlar oluşturan kamusal yapıları ilişkisel olarak okumak üzere bütüncül bir yaklaşım sunularak sosyal ağların kamusal mekânı üretme potansiyelinin çeşitli alanlarda kullanımına ilişkin önerilere yer verilmektedir. Mimari disiplinler açısından bir diğer önemli nokta ise siber uzamın kendine özgü mimarisi ve gerçekliği ile birlikte mekansallık ve kamusallık nitelikleri kadar fiziki dünya ile nasıl bir ilişki içerisinde bulunduğudur. Son on yılda yaşanmış toplumsal olaylar iki uzam arasındaki hibritleşmeyi somutlaştırması yönüyle ilham vericidir. Bu çalışma sanal-gerçek, dijital-fiziksel(maddi) arasındaki muğlak ilişkiyi mekânsal açıdan bütünleştirici bir ilişkisellikte ele almayı önermekte, veri temelli bir model ile bu bütüncül yaklaşıma katkı sunmaktadır. Sınırın her geçen gün bulanıklaştığı iki uzamı birlikte düşünmek sosyal yaşam kadar tasarım pratikleri için de işlevlendirilebilir bir araç olmadır. Bu çok boyutlu bağlam mevcut durumda çeşitli disiplinlerin hem siber uzamda mekânın içsel dinamikleri hem de fiziki dünyanın mekanla ilişkisi hakkında bütüncül bir teorik çerçeveyi gerekli kılıyor. Çalışma bu doğrultuda tümüyle teknolojik olarak belirlenimci bir söylem yerine, sosyo-eleştirel bir bakış açısı sunuyor. Geleceğin kamusal mekânı hakkında varsayımlarda bulunuyor ve mimari disiplinlerin sosyal medya verilerini araçsallaştırma potansiyelini ortaya koyuyor.

Özet (Çeviri)

With digitalization, tools called information technologies are becoming a larger part of social life day by day, especially new media tools cause revolutionary transformations in the field of communication. These tools bring different functions beyond communication, thanks to their power of being accessible at any time, reaching and disseminating information, and being able to“coexist”online, regardless of location. The communication and interaction possibilities of online social networks can open new channels for self-organization, participation and influence. This environment, built on the new generation mass communication network, becomes a new kind of public sphere, positioned as an extension of the social structure beyond space, where various cultural codes and meanings can be produced. The public space, which has been associated with physical space in the historical process, is experiencing a kind of paradigm shift with digitalization. In the digital age, where the boundaries between virtual and real, private and public are blurred, there is a hybridization between spaces. As can be seen in concrete examples of global social events in the recent past, the possibility of social networks - more generally cyberspace - brings up the digital public sphere discussions to the agenda. Although a political-political role is not attributed as the main purpose of its establishment, it can be functionalized as a public space in online social“explosion”moments due to its communication and interactional nature. In this sense, social networks should be considered as a collectively produced public space, which has the potential to emerge, rather than the public sphere, in terms of its ultimate role. In terms of creating an alternative to urban public space, these spatializations offer a critical field of experimentation for architecture and design disciplines. Considering the communicative nature of publicity and its role in producing and transmitting cultural codes, it is seen that communication technologies transform publicity, and therefore public sphere and public space. Today, the time spent in social networks is increasing rapidly, many practices of daily life are carried out in cyberspace. The primary platform for forming public opinion, one of the foundations of the social structure, is now the cyber environment. It is difficult and/or insufficient to explain rapidly and exponentially developing processes with old theories and concepts. At this point, the concept of public sphere, whose roots go back to Antiquity, needs to be considered within the framework of reconsidered definitions and concepts in order to describe the social realities of the digital age. The modern public sphere is far from the traditional unified/single public sphere. The public sphere, equipped with global flows of information, is rather“an evolving and complex mosaic of different-sized, overlapping and interconnected public spaces”(Keane, 1995:1 cited in Salikov, 2018). Structures expressed as networked publics or networkly connected publics can be produced with the possibilities of cyberspace as an area of visibility and dialogue environment, which reflects the idealized public sphere character – sometimes even more – and allows the formation of multiple publics. However, cyberspace itself appears as a phenomenon that does not have a specific/concrete place, but on the other hand, creates a perception of space/place due to the network of relations it produces. In terms of carrying a perception of multiple space, time and identity brought about by being in both the“virtual”and“real”worlds at the same time; cyberspace can be described as an“other place”which is in relation with reality but produces a new space, time and reality with its own unique forms outside of this reality. The network of relationships based on interaction in the digital environment, together with the perception of space created by cyberspace, enables new public formations. The study emphasizes the public character of social networks and argues that online relationships produce public space in the digital age. Similar to public space, which Lefebvre defines as“the space itself is the product of social relations and the producer of these (social) relations”, the network of relations produced in cyberspace is again a product of inter-individual communication and interaction. However, considering the political nature of publicity, public space has been the scene of the struggle between counter-publics in every period of history. In the context of the“right to the city”, it can be said that the public space is produced in the struggle for ownership between the sovereign and the opposing publics. By borrowing Lefebvre's concepts of heterotopia and isotope, this approach can be functionalized to read the production process of public space, where multiple publics become visible in digital space. In line with these considerations, it is clear that the new concept of publicity and public space in the digital age should be evaluated within the scope of reconsidered definitions. The transformation in question has a long history and many variables that cannot be explained only by current dynamics. As a social product, the effects of technological processes on publicity and space should be analyzed with a broad socio-political perspective. Otherwise, it will be limited to a technological determinist and reductionist approach. The aim of the study is to reveal that public space as a collective product is produced by online relations in the digital age and this network of relations creates a spatialization in cyberspace. Social networks can contain a lot of information about social life in terms of the size of the data they provide through their structure and facilities. Networks based on communication and interaction, which have become widespread with technological developments, also offer a rich source for discussing the production of digital public space. In this framework, the study primarily refers to the socio-political nature and prominent definitions of the concepts of publicity and public space. In this way, the necessary infrastructure is created to transfer and analyze the spatial fiction produced by online interaction in digital space into a social and political theoretical framework, and the inferences obtained are used as a template to read the current situation. In the section of public space under the influence of digitalization, the transformation of public space with technological developments has been re-evaluated under current approaches and the potential of the spatial structure and meaning offered by social networks to create public space has been questioned. The unique spatial pattern of cyberspace, which shapes and is shaped by the society with its infrastructure and instrumentalities, is defined as relational rather than syntactic or semantic. Moving from the concept of transforming publicity and network society, the position of virtual communities and networked publics in social networks in the spatial practices of cyberspace has been discussed. Relationally, socio-spatial practices define new platforms to reproduce themselves: public space in digital space. Twitter, a popular social media tool, was used to represent these relationships and the spatiality it produces. In the proposed data-based model, the sharing of users about certain topics using #Hashtag is a form of public opinion and visibility. The data obtained with parameters such as location, time, number of followers were transformed into a representation model that simulates public space. Thus, the potential of digital space as a public space to create a public space on a subject that concerns the society at any time is revealed. In the conclusion part, a holistic approach is presented to read the public structures that form networks in digital space relationally, and suggestions are made regarding the use of the potential of social networks to produce public space in various fields. Another important point in terms of architectural disciplines is how cyberspace interacts with the physical world, as well as its unique architecture and reality, as well as its spatiality and publicity qualities. The social movements experienced in the last ten years are inspiring in that they embody the hybridization between two spaces. This study proposes to deal with the ambiguous relationship between virtual-real, digital-physical (material) in a spatially integrative relationality and contributes to this holistic approach with a data-based model. Thinking of two spaces together, where the boundaries are blurred day by day, is to be a functional tool for design practices as well as social life. This multidimensional context currently necessitates a holistic theoretical framework of various disciplines regarding both the internal dynamics of space in cyberspace and the relationship of the physical world with space. In this direction, the study offers a socio-critical perspective rather than a completely technologically deterministic discourse. It makes assumptions about the public space of the future and reveals the potential of architectural disciplines to instrumentalize social media data.

Benzer Tezler

  1. Investigating sense of community through blended space

    Topluluk hissinin harmanlanmış uzam üzerinden incelenmesi

    BESTE SOYBİLGE

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Oyun ve Etkileşim Teknolojileri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEMA ALAÇAM

  2. Stratejiden yasaya: Avrupa Birliği siber güvenlik politikası

    Strategy to law: European Union cybersecurity policy

    MUHAMMET OĞUZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    HukukMarmara Üniversitesi

    Avrupa Birliği Hukuku Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ DENİZ TEKİN APAYDIN

  3. Dijital uzamda yaşamak: Twitter'da gündelik hayat

    Living in digital space: Everyday life in Twitter

    ZÜLEYHA ÖZBAŞ ANBARLI

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    SosyolojiAnadolu Üniversitesi

    İletişim Tasarımı ve Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FATMA SEZEN ÜNLÜ

  4. Dijital oyun kültüründe sosyal medya etkisi: Pubg (Player Unknow's Battlegrounds) örneği

    Social media effect on digital game culture: Example of Pubg (Player Unknown's Battlegrounds)

    PETEK SANCAKLI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Radyo-Televizyonİstanbul Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÜMİT SARI

  5. Marka iletişiminde gastro-emperyalizm söylemi ve metafiziksel imgeler

    Gastro-imperialism discourse in brand communication and metaphysical images

    OYA AYAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    İletişim Bilimleriİstanbul Ticaret Üniversitesi

    Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. METE ÇAMDERELİ