Geri Dön

Çocuklarda gelişimsel kalça displazisinde salter ve pemberton osteotomi cerrahilerinin klinik ve radyolojik sonuçlarının karşılaştırılması

Comparison of clinical and radiological results ofsalter and pemberton osteotomy surgery in developmental hip dysplasia in children

  1. Tez No: 722001
  2. Yazar: BAYRAM ERSİDAR
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ABBAS TOKYAY
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Ortopedi ve Travmatoloji, Orthopedics and Traumatology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 77

Özet

Giriş ve Amaç: Gelişimsel Kalça Displazisinin (GKD) tedavisinde ana amaç; yerinden çıkmayan, tam yada tama yakın eklem hareket aralığına sahip, ağrısız kalça eklemi elde etmektir. GKD erken dönemde daha az girişimsel müdahaleler ve daha düşük maliyet ile tedavi edilebilmektedir. On sekiz aydan önce yapılan kapalı veya açık redüksiyonlarda daha fonksiyonel ve anatomik kalça elde edilmektedir. Aynı zamanda erken müdahale oluşabilecek komplikasyon oranını azaltmaktadır. Bu çalışmadaki amacımız Salter ve Pemberton osteotomisi uygulanan GKD hastaların klinik (Modifiye MacKay klinik değerlendirme kriterleri) ve radyolojik (Severin radyolojik değerlendirme kriterleri) sonuçlarını karşılaştırmaktır. Çalışmamızda ayrıca iki tedavi yaklaşımında meydana gelen femur başı avasküler nekrozun sonuçlarını (Kalamchi ve MacEwen'in avasküler nekroz değerlendirme ölçütleri) karşılaştırmaktır. Materyal ve Metod: Kliniğimizde 01 Ocak 2017 ile 31 Aralık 2020 tarihleri arasında GKD nedeniyle ameliyat edilen 1.5-6 (18 ay-72 ay) yaş aralığındaki çocuklar retrospektif olarak değerlendirildi. Hastalara ait demografik veriler, klinik ve radyolojik veriler hastanemizin dijital arşivi (HBYS), epikriz notları, radyolojik görüntüler ve hekim gözlem raporlarının dosya kayıtlarından elde edildi. Salter ve Pemberton osteotomi yöntemleri ile opere edilen hastaların sonuçları klinik olarak“Modifiye MacKay klinik değerlendirme kriterleri sınıflaması”, radyolojik olarak;“Severin radyolojik değerlendirme kriterleri”ve ''Kalamchi ve MacEwen'in avasküler nekroz değerlendirme ölçütleri'' sınıflamaları kullanılarak değerlendirildi. Bulgular: Çalışmamıza 39'u (52 kalça) kız ve 11'i erkek olmak üzere (15 kalça) toplam 50 hastanın 67 kalçasının sonuçları değerlendirildi. Otuz üç (%66) hastaya unilateral ve 17 (%34) hastaya bilateral kalça cerrahisi uygulandı. Bilateral cerrahi uygulanan hastaların 13 (%33,3)'ü kız ve 4 (%36,4)'ü erkek olarak saptandı. Hastalardan 18 (%26,9)'ine femoral kısaltma yapıldı. Femoral kısaltma yapılanlardan 10'u Pemberton ve 8'i ise Salter cerrahisi yapılanlardı. Pemberton osteotomisinde istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde daha sık uygulandığı saptandı (%50'ye karşın %17,1; p=0.014). Çalışmamızdaki hastaların ortalama cerrahi yaşı 27,1±10,3 ay ve 29,1±12,1 ay takip süresi oldukları saptandı. Cerrahi sırasında uygulanan Salter ve Pemberton osteotomi yöntemleri arasında hastaların operasyon dönemindeki yaşları ve ortalama takip süreleri benzer saptandı (sırasıyla; p=0.141 ve p=0.099). Hastalara uygulanan osteotomi yöntemleri açısından ortalama preoperatif (44,3±9,2), postoperatif Aİ (asetabular indeks) (19,7±5,4) ve Aİ değişim değerleri (24,5±10,7) arasında olup anlamlı farklılık saptanmadı (sırasıyla; p=0.338, p=0.106 ve p=0.350). Hastaların son kontrollerindeki radyolojik değerlendirmelerinde kullanılan Severin sınıflandırmasına göre 25 (%37,3)'inin evre 1, 29 (%43,2)'unun evre 2, 11 (%16,4)'inin evre 3 ve 2 (%2,9)'sinin evre 4 olduğu saptandı. Her iki operasyon tekniği arasında Severin tiplendirmesine göre yapılan dağılımları istatistiksel olarak benzer saptandı (p=0.263). Hastaların son kontrollerinde yapılan McCay sınıflandırmasına göre 22 (%32,8)'sinin tip 1, 28 (%41,8)'inin tip 2, 16 (%23,9)'sının tip 3 ve 1 (%1,5)'inin tip 4 olduğu saptandı. McCay sınıflandırmasına göre yapılan dağılımları açısından her iki osteotomi grubu benzer saptandı (p=0.606). Hastaların son kontrollerinde AVN (avasküler nekroz)'nin radyolojik sınıflandırması için yapılan“Kalamchi ve MacEwen”değerlendirme sınıflandırmasına göre 29 (%43,3) hastanın tip 1, 10 (%14,9) hastanın tip 2, 15 (%22,4) hastanın tip 3 ve 13 (%19,4) hastanın ise tip 4 grubunda yer aldığı saptandı. Osteotomi yöntemleri açısından her iki grupta benzer sonuçlar saptandı (p=0.368). Postoperatif dönemde hastalardan 3 (%4,4)'ünde enfeksiyon saptanır iken 6 (%9) hastada kırık hattı geliştiği saptandı. Klinik bulgu veren komplikasyonlar istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde Salter osteotomisinde daha fazla görüldü(P=0.048). Sonuç: GKD tedavisinde temel yaklaşım hastaların erken tanı konulması ve zamanında müdahale edilmesidir. Tedavinin tüm aşamalarında ebeveynleri bilgilendirme ve komplikasyonların yönetiminin bilinmesi başarılıda etkili olduğu görüldü .Gelecekte yapılacak daha geniş serili çalışmalar ve uzun dönemli çalışmalar'ın literatüre katkı sağlayacağı ve bu konuda deneyimlerin paylaşılması ile daha da olumlu sonuçlar alınacağı kanısındayız. Sonuç olarak 18 aydan sonraki GKD hastaların tedavisinde salter innominat osteotomisi ve pemberton osteotomisi, etkili ve güvenli bir yöntemlerdir. Uygun hasta seçimi ve olası komplikasyonlara dikkat edilmesi tedavinin başarısını artıracaktır.

Özet (Çeviri)

Aim and Objective: The main goal in the treatment of Developmental Dysplasia of the Hip (DDH) is to obtain a painless hip joint that does not displace, has full or near full range of motion. DDH can be treated in the early period with less interventional interventions and lower costs. A more functional and anatomical hip is obtained in closed or open reductions performed before 18 months. At the same time, early intervention reduces the rate of complications. Our study also aimed to compare the results of femoral head avascular necrosis (Kalamchi and MacEwen's evaluation criteria for avascular necrosis) occurring in two treatment approaches. Methods: Children between the ages of 1.5-6 (18 months-72 months) who were operated for DDH between January 01, 2017 and December 31, 2020 in our clinic were evaluated retrospectively. Demographic data, clinical and radiological data of the patients were obtained from the digital archive of our hospital, epicrisis notes and radiological images file records. It was evaluated using the classifications of“Severin's radiological evaluation criteria”and“Kalamchi and MacEwen's avascular necrosis evaluation criteria”. Results: In our study, the results of 67 hips of 50 patients, 39 (52 hips) female and 11 male (15 hips), were evaluated. While 33 (66%) patients underwent unilateral hip surgery, 17 (34%) patients underwent bilateral hip surgery. It was determined that 13 (33.3%) of the girls and 4 (36.4%) of the boys had bilateral hip operations. Femoral shortening was performed in 18 (26.9%) patients, and this was more frequently applied in pemberton osteotomy (17.1% versus 50%; p=0.014).It was determined that the patients in our study had a mean surgical age of 27.1±10.3 months and a follow-up period of 9.1±12.1 months. Between the salter and pemberton osteotomy methods applied during surgery, the patients' age at the time of the operation and the mean follow-up period were found to be similar (p=0.141 and p=0.099, respectively). There was no significant difference between the mean preoperative (44.3±9.2), postoperative AI (acetabular index) (19.7±5.4) and AI change values (-24.5±10.7) in terms of osteotomy methods applied to the patients. (p=0.338, p=0.106 and p=0.350; respectively). According to the Severin classification, 25 (37.3%) of the patients were Stage 1, 29 (43.2%) Stage 2, 11 (16.4%) Stage 3 and 2 (2.9%) patients were Stage 4.The distribution according to Severin typing was similar between both operating techniques (p=0.263). According to the McCay classification made at the last follow-up of the patients, 22 (32.8%) were type 1, 28 (41.8%) type 2, 16 (23.9%) type 3 and 1 (1.5%)' was found to be type 4. Both osteotomy groups were found to be similar in terms of their distribution according to the McCay classification (p=0.606). According to the“Kalamchi and MacEwen”evaluation classification for the radiological classification of AVN (avascular necrosis) at the last follow-up of the patients, 29 (43.3%) patients were type 1, 10 (14.9%) patients were type 2, 15 (22.4%) It was determined that the patient was in the type 3 group and 13 (19.4%) patients were in the type 4 group. In terms of osteotomy methods, similar results were found in both groups (p=0.368). In the postoperative period, infection was detected in 3 (4.4%) of the patients, while a fracture line was found in 6 (9%) patients. While all clinically important complications were observed in patients who underwent Salter osteotomy, thus was statistically significant (p=0.048). Conclusion: The main key in the treatment of DDH is the early diagnosis of patients and timely intervention. Informing parents and knowing the management of complications are very important at all stages of successful treatment. We believe that future studies with larger series and long-term studies will certainly contribute to the literature and that more positive results will be obtained by sharing experiences on this subject. In conclusion, salter innominate osteotomy and Pemberton osteotomy are effective and safe methods in the treatment of hip dislocations after 18 months of DDH. Appropriate patient selection and attention to possible complications will increase the success of the treatment.

Benzer Tezler

  1. Gelişimsel kalça displazisi sebebiyle açık redüksiyon ve salter innominate osteotomisi yapılan hastalarda femur başı avasküler nekrozu gelişimi açısından predispozan faktörlerin belirlenmesi

    Determination of predisposing factors for the development of femoral head avascular necrosis in patients who had open reduction and salter innominate osteotomy due to developmental hip dysplasia

    SELİM DEĞNEK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Ortopedi ve TravmatolojiGaziantep Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ORHAN BÜYÜKBEBECİ

  2. Rezidüel asetabuler displazi tedavi yönetimi

    Treatment management of residual acetabular dysplasia

    ALPER AZİZ TEKİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Ortopedi ve TravmatolojiNecmettin Erbakan Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ İSMAİL HAKKI KORUCU

  3. Onsekiz aydan büyük çocuklarda gelişimsel kalça displazisinin cerrahi tedavisi sonrası femur başında avasküler nekroz gelişmesinde önemli olan faktörlerin araştırılması

    Investigation of factors which are important in the development of avascular necrosis after surgical treatment of developmental hip dysplasia in children older than eighteen months

    MELİKŞAH UZAKGİDER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALİ TURGUT

  4. 0-6 Ay arasındaki çocuklarda Graf yöntemi ile yapılan kalça ultrasonografisi taramasının Gelişimsel Kalça Displazisinin tanı ve takibindeki değeri

    The value of hip ultrasound screening with Graf?s technique for diagnosis and follow up of Developmental Dysplasia of Hip in children between 0-6 months

    MEHMET YILDIRIM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Ortopedi ve TravmatolojiPamukkale Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MURAT OTO