Geri Dön

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Ve Uygulama Hastanesinde 6 ay – 14 yaşlar arası çocuklarda karşılaşılan tedavi edilmemiş kalça çıkığı sıklığı

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 351152
  2. Yazar: AHMET AKAY
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MURAT ÜZEL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Ortopedi ve Travmatoloji, Orthopedics and Traumatology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2014
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 56

Özet

GKD ortopedinin ilgi çeken konularından biri olmaya devam ederken ülkemiz için hala önemli bir morbidite kaynağı olmaya devam etmektedir. Bizim bu çalışmamızda Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi dijital radyolojik görüntüleme arşivinde bulunan ortopedi dışı nedenlerle çekilmiş pelvis grafilerinde retrospektif radyolojik incelemeler yapılarak normal çocukta tipik kalça sublüksasyonu ve çıkıklarının sıklığını saptanmaya çalışıldı. Femur başı epifizinin radyolojik olarak görünür olduğu ve asetabulum üçlü kıkırdağın açık olduğu grafiler çalışmaya alındı. Başka deformitelerin ve anomalilerin eşlik ettiği çıkıklar; teratolojik çıkıklar çalışma dışı bırakıldı. Hastanemizin dijital röntgen arşivinde kalçanın dahil olduğu toplamda 3247 AP grafi bulundu. Ölçüm tekniklerine uygun olan 1407 grafi çalışmaya alındı. Bu 1407 standart ve ideal grafiler üzerinde dijital ortamda paint programı kullanılarak Hilgenreiner ve Perkins çizgileri çizildi. Perkins-Ombreddanne kadranları oluşturuldu. Bütün grafilerde femur başı merkezinin Perkins-Ombreddanne kadranlarından alt iç kadranda yer aldığı görüldü. Bu 1407 grafinin hiç birinde çıkık ve sublükse kalçaya rastlanmadı. Gelişimsel kalça displazisinin (GKD) gerek tanı gerekse tedavi sonrası izleminde değişik görüntüleme yöntemleri kullanılmaktadır. Standart ön-arka kalça grafisi femur başı ortaya çıktıktan sonra değerli bir yöntem olarak görülmektedir ve tedavi sonrası izlemlerde de halen altın standart olarak yerini korumaktadır. Litaretüre baktığımızda az sayıda yapılmış olan kalça displazilerinin sıklık çalışmalarında birbirine yakın değerler bildirilmiştir. Ulkemizin yalnızca bir bölümünü yansıtan kesitsel tarama çalışmaları ile belirlenen sıklık değerleri 1970'de ‰15.710, 1992'de ‰13.411, olarak bildirilmiştir. Ancak her iki değer sadece bir ili yansıtan çalışmalar olduğundan, toplum adına genelleme yapmak olası değildir. 2011 yılında yapılan çalışmada ülke genelinden elde edilen verilerden elde edilen %05,9' luk oran kesitsel açıdan GKD insidansında anlamlı bir azalma olarak görülse de 0-14 yaşlar arası nüfusun 18 milyon 873 bin olduğu ülkemizde 111 bin çocuğun sakatlığı anlamına gelmektedir. Ayrıca bu rakam displazik kalçaları göstermemekte sadece çıkık ve sublükse kalçaları göstermektedir. Çalışmamızda hiç çıkık ve sublükse kalçaya rastlamamış olmamız Kahramanmaraş'ta GKD olmadığı anlamına gelmemektedir. Halen kliniğimizde her yaş gurubundan GKD olgusu gerek konservatif gerekse cerrahi tedavileri yapılmaktadır. Ülkemizde okur yazar oranının artması, insanların eğitim seviyelerinin artması, internette insanların rahatça ulaşabileceği pek çok bilginin olması, çekirdek aile yapısının ve şehirlere yerleşmenin artması, Sağlık Bakanlığı'nın bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yapması, aile hekimliğinin uygulamaya girmesi ve her yenidoğanın ve çocuğun kalça muayenesi yapılması ve şüpheli bulunan çocukların direk olarak ortopedi kliniklerine yönlendirilmesi, kundak yapma oranının azalması, gebelik takiplerinin daha sıkı yapılması gibi GKD insidansını azaltan olumlu gelişmeler mevcuttur. Yinede önleme ve erken tanı yaklaşımın rutin haline getirilmesi temel toplumsal hedef olmalıdır. Ülkemizde kalça dislazisi sıklığının en düşük düzeylere indirilmesi ve hatta sıfırlanması sağlık sistemimizin hedeflerinden biri olduğu açıktır.

Özet (Çeviri)

DDH is an important topic of interest of orthopedics and an important cause of morbidity to our country. In this study, we scanned the digital radiographic imaging archive of Kahramanmaraş Sütçü İmam University, Faculy of Medicine, sorted the pelvis A-P images out that had been taken for non-orthopedic cases. Making radiological analysis on these images, we aimed to determine the frequency of typical hip subluxation and dislocation in children. All included images had radiologically visible femoral epiphysis and open triradiate cartilage. The images that had dislocated hips related to teratologic disorders, congenital anomalies and other deformities are excluded. In the digital radiographic imaging archive, 3247 pelvis A-P images were found, but only 1407 images that meeting the criteria included the study. Hilgenreiner and Perkins lines were drawn using Paint program. Perkins-Ombredanne quadrants were assigned. The femoral head center was in the lower inner quadrant in all of the images. No subluxated or dislocated hips were found. In DDH, various imaging methods are used during diagnose and follow-up. Standard anteriorposterior hip reuntgenogram is considered as a valuable imaging method and currently is considered as the gold standart imaging during follow-up after femoral head becomes visible. In a few study in our country about the frequency of DDH were reported similar results in literature. In a cross-sectional scanning study that demonstrates only a part of our country reported the DDH frequency as 15.710‰ in 1970 and 13.411‰ in 1992. But this two values are about only one province and can not reflect all about the country. However in a cross-sectional study made in 2011, about the whole country the ratio was found as 05,9% that indicates a significant decrease, that means to 111 thousands of children are at risk of disability in our country. Besides, this values demonstrates only subluxated and dislocated hips, not the dysplastic ones. In our study, the conclusion is not there is no DDH cases in Kahramanmaraş. There are currently many DDH cases in our clinic who are being treated conservatively or surgically. But in our country there is positive developments decreasing DDH incidence, such as increasing of literate ratio, increasing of the education level, developing access of the internet, increasing of city population, educational programs of Health Ministry, widespreading of Familiy Doctor system, examination every new born and referral to orthopedist, decreasing of swaddling and regular pregnancy follow-up. Nevertheless, a routine preventing and early diagnosis program must be a basic social aim. Minimizing , even annihilating of DDH is one of our Health System's aims.

Benzer Tezler

  1. Açık kalp cerrahisinde kullanılan 2 farklı kardiyopleji yönteminin (del nido solüsyonu ve sıcak kan kardiyoplejisi ) hastalarda post operatif dönemde atriyal fibrilasyon gelişmesi açısından karşılaştırılması

    Comparison of 2 different cardioplegia methods ( del nido solution and hot blood cardioplegia ) used in open heart surgery for the development of atrial fibrillation in the post operative period in patients

    FATİH KURUCAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. MEHMET KİRİSÇİ

  2. Methotreksat kullanan hastalarda karaciğerde fibrozis gelişiminin elastik doku ultrasonografisi ile değerlendirilmesi

    Evaluation of fibrosis development in the liver using methotrexate with elastic tissue ultrasonography

    FERHAT KESLER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    GastroenterolojiKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MURAT İSPİROĞLU

  3. Hastanelerde el hijyeni ve antisepsisinde kullanılan maddelerin bakteriyolojik yönden incelenmesi

    The bacterial evaluation of the agents used in the hospitals for hand hygiene and hand antisepsis

    NESRİN KURT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    MikrobiyolojiKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA GÜL

  4. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde 2010-2011 yılları arası hastane kaynaklı idrar yolu enfeksiyonları ve olası risk faktörleri

    Nosocomial urinary tract infections and likely risk factors between 2010-2011 years in the Kahramanmaras Sutcu İmam University Hospital

    NURETDİN KUZHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon HastalıklarıKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖMER FARUK KÖKOĞLU

  5. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde 2008-2011 yılları arası hastane kaynaklı enfeksiyon etkenleri ve antimikrobiyal direnç değişimleri

    Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde 2008-2011 yılları arası hastane kaynaklı enfeksiyon etkenleri ve antimikrobiyal direnç değişimleri

    REMZİ TOPRAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon HastalıklarıKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HASAN UÇMAK