Geri Dön

Okul öncesi dönemi çocuklarda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) sıklığı ve DEHB belirtileri ile yürütücü işlevler arasındaki ilişkinin incelenmesi

Investigation of the prevalence of attention deficit hyperactivity disorder (ADHD) and the relationship between ADHD symptoms and executive functions in preschool children

  1. Tez No: 726311
  2. Yazar: MÜGE ŞAHİN ERENER
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ESRA ÇÖP
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Çalışma belleği, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, inhibisyon, okul öncesi, prevalans, yürütücü işlevler, Attention deficit hyperactivity disorder, executive function, inhibition, working memory, preschool, prevalence
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Çocuk Psikiyatrisi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 149

Özet

Amaç: Bu çalışmada, Ankara ili örnekleminde okul öncesi dönemi çocuklarda, 4-6 yaş aralığındaki DEHB sıklığının belirlenmesi ve DEHB belirtileri ile yürütücü işlevler arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmanın toplum örneklemini; Ankara ilinde Altındağ, Mamak, Yenimahalle ve Çankaya ilçelerinde yer alan 41 okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 4-6 yaş aralığındaki 437 çocuk oluşturmuştur. Çalışmaya katılmayı kabul eden çocuk, aile ve öğretmenler için Sosyodemografik Veri Formu, Conners Ebeveyn ve Öğretmen Dereceleme Ölçekleri-Yenilenmiş Kısa (CABDÖ-YK ve CÖDÖ-YK), Güçler ve Güçlükler Anketi Ebeveyn ve Öğretmen formları (GGA) kullanılmıştır. Çalışmanın klinik örneklemini ise, toplum örnekleminden DEHB açısından riskli olarak belirlenen 50 ve riskli görülmeyen 50 çocuk oluşturmuştur. Klinik örnekleme araştırmacı tarafından Okul Çağı Çocukları için Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi-Şimdi ve Yaşam Boyu Şekli (ÇDŞG-ŞY-DSM-5-T) ve Yürütücü İşlevler Davranış Değerlendirme Envanteri-Okul Öncesi Versiyonu (YİDDE-OÖ) uygulanmıştır. Bulgular: Ankara ili örnekleminde okul öncesi DEHB yaygınlığı %11 olarak saptanmıştır. En sık klinik görünüm %81,8 ile kombine tip DEHB olarak ortaya çıkmış, bunu %18,2 oranla hiperaktif/impulsif görünüm takip etmiş, dikkat eksikliği baskın görünüm ise izlenmemiştir. DEHB tanısı konulan erkeklerin kız çocuklarına oranı 4,5 (9:2) olarak tespit edilmiştir. Ailesel gelir düzeyi düşük olanlarda yüksek olanlara göre, baba eğitim durumu ortaokul ve altı olanlarda ise, yüksek okul/üniversite olanlara göre daha yüksek oranda DEHB tanısı konulmuştur. Ayrıca neonatal sarılık öyküsü olanlarda ve DEHB dışı tanısı olanlarda, olmayanlara göre daha fazla DEHB tanısı ortaya çıkmıştır. DEHB dışı tanılar arasında konuşma bozukluğu varlığı ile DEHB görülmesi arasında anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Ebeveyn ve öğretmenler tarafından doldurulan GGA'nın alt ölçeklerinden; davranış sorunları, dikkat eksikliği/hiperaktivite, dışa yönelim puanları ve toplam güçlük puanında; CABDÖ-YK ve CÖDÖ-YK ölçeklerinin ise karşı gelme, dikkatsizlik, hiperaktivite ve DEHB endeks dikkatsizlik alt ölçek puanlarında DEHB'li grupta anlamlı yükseklik gözlenmiştir. Ayrıca GGA Ebeveyn toplam puanı ile CABDÖ-YK DEHB Endeksi arasında ve GGA Öğretmen toplam puanı ile CÖDÖ-YK DEHB Endeksi arasında pozitif yönlü ve yüksek dereceli bir ilişki saptanmıştır. Yürütücü işlevlerin değerlendirilmesinde ise, YİDDE-OÖ ebeveyn ölçeğinde inhibisyon, çalışma belleği (ÇB) ve planlama alt ölçek puanları; YİDDE-OÖ öğretmen ölçeğinde de yürütücü işlevlerle ilgili tüm alt test puanları DEHB grubunda daha yüksek olarak tespit edilmiştir. Sonuç: Bulgularımız; okul öncesi kurumlarda GGA, CABDÖ-YK, CÖDÖ-YK ve YİDDE-OÖ formlarının DEHB tanısı açısından tarama amaçlı kullanılabileceğini, OÖ-DEHB'lilerde başta inhibisyon, ÇB ve planlama olmak üzere yürütücü işlevlerin daha fazla bozulduğunu, ölçek taramalarında riskli görülen çocukların çocuk psikiyatri kliniğinde değerlendirilerek erken tanı ve müdahalenin avantajlarından yararlanılabileceğini göstermektedir. DEHB tanılı çocukların erken dönemde tanınması ve ileriki süreçler için önlemler alınabilmesi için ülkemizde daha geniş örneklemli ve daha fazla coğrafi bölge içeren kapsamlı çalışmaların yapılması gerekmektedir.

Özet (Çeviri)

Objective: In this study, it is aimed to determine the prevalence of ADHD in preschool children aged 4-6 years and to examine the relationship between the symptomps of ADHD and executive functions in a sample of Ankara province. Material and Method: The community sample of the study; consisted of 437 children aged 4-6 years who attend 41 preschool education institutions located in Altındağ, Mamak, Yenimahalle and Çankaya districts in Ankara. Sociodemographic Data Form, Conner's Parent and Teacher Rating Scales-Revised Short (CTRS-RS, CPRS-RS), Strengths and Difficulties Questionnaire Parent and Teacher forms (SDQ) were used for children, families and teachers who agreed to participate in the study. The clinical sample of the study consisted of 50 children who were determined to be at risk for ADHD and 50 children who were not found to be at risk from the community sample. The Schedule for Affective Disorders and Schizophrenia for School-Age Children-Present and Lifetime version ( KSADS-PL--DSM-5-T) and Behavior Rating Inventory of Executive Function-Preschool Version (BRIEF-P) were applied to the clinical sample by the researcher. Results: Preschool ADHD prevalence was found to be 11% in the Ankara province sample. The most common clinical manifestation was the combined type of ADHD with 81.8%, followed by a hyperactive/impulsive appearance with a rate of 18.2%, and attention deficit-dominant appearance was not observed. The ratio of boys to girls diagnosed with ADHD was 4.5 (9:2). ADHD was diagnosed at a higher rate in those with a low family income than those with a high level of family income, and those with a father's education level at or below secondary school compared to those with a high school/university. In addition, those with a history of neonatal jaundice and those with a diagnosis of non-ADHD were more likely to be diagnosed with ADHD than those without. A significant relationship was found between the presence of speech disorder and the presence of ADHD among diagnoses other than ADHD. At the behavioral problems, attention deficit/hyperactivity, externalizing scores and total difficulty score from the subscales of the SDQ filled by parents and teachers; in the defiance, inattention, hyperactivity, and ADHD index-inattention subscale scores of the CPRS-RS and CTRS-RS scales was observed a significant increase in the ADHD group. In addition, a positive high correlation was found between the total score of the SDQ Parent and the CPRS-RS ADHD Index, and between the total score of the SDQ Teacher and the CTRS-RS ADHD Index. In the evaluation of executive functions, inhibition, working memory (WM) and planning subscale scores in the BRIEF-P parent scale and, all subscale scores related to executive functions in the BRIEF-P teacher scale were found to be higher in the ADHD group. Conclusion: Our findings show that; SDQ, CPRS-RS, CTRS-RS and BRIEF-P forms can be used for screening purposes in terms of ADHD diagnosis in preschool institutions, that executive functions, especially inhibition, working memory and planning, are more impaired in those with ADHD, and that children who are considered at risk for scale scans can be evaluated in a child psychiatry clinic and take advantage of early diagnosis and intervention. In order to recognize children with ADHD in the early period and to take precautions for future processes, comprehensive studies with larger samples and more geographical regions should be carried out in our country.

Benzer Tezler

  1. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısında akran zorbalığı rolleri: Ergenler ve anneleri

    Bullying roles in attention deficit hyperactivity disorder: adolescents and mothers

    CEMRE YAŞÖZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZALP EKİNCİ

  2. Okul öncesi çocuklarda psikolojik sağlamlık ve mizacın otizm spektrum bozukluğu ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanılarındaki hastalık şiddeti ve yaşam kalitesine etkisinin incelenmesi

    An investigation of the impact of psycological resiliance and temperament on the severity and quality of life in preschool children with attention deficit hyperactivity disorder and autism spectrum disorder

    SEDA ERBAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PsikiyatriEge Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NAZLI BURCU ÖZBARAN

  3. Okul öncesi (3-6 yaş) çocuklarda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve bağlanma ilişkisi

    Başlık çevirisi yok

    TUĞBA DİDEM KUŞCU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    PsikiyatriMarmara Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. OSMAN TALAT SABUNCUOĞLU

  4. Okul öncesi dönemdeki çocuklarda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu belirtileri ile uyku alışkanlıkları ve ebeveyn çocuk yetiştirme tutumları arasındaki ilişkinin araştırılması

    The investigation of the relationship between the attention deficit hyperactivity disorder symptoms of the preschool period children and sleep habits and parental child rearing attitudes

    ZELAL ŞAHİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    PsikiyatriEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SANİYE TÜLİN FİDAN

  5. Okul öncesi çocuklarda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu belirtilerinin, davranışsal, sosyal problemler, aile işlevselliği ve ebeveyn tutumları ile ilişkilerinin incelenmesi

    Preschool children with symptoms of attention deficit hyperactivity disorder: parental attitudes, impairments in behavioral, social, school and family functioning

    BERİL BÖREKÇİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    PsikolojiIşık Üniversitesi

    Klinik Psikoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. NAZLI BALKIR