Geri Dön

Tuberoinfundibular dopaminerjik yolağın kadın infertilitesindeki rolü: SLC6A3 (DAT1) gen varyantlarının infertilite ile ilişkisi

The role of tuberoinfundibular dopaminergic pathway in femaleinfertility: The relationship between SLC6A3 (DAT1) gene variants and infertility

  1. Tez No: 728893
  2. Yazar: NESİBE DERİNÖZ
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ORÇUN AVŞAR
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Genetik, Genetics
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2021
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hitit Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Moleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 64

Özet

İnfertilite, üreme çağındaki çiftlerde 12 aylık düzenli, korunmasız cinsel ilişkiden sonra klinik gebeliğin sağlanamaması olarak tanımlanmaktadır. İnfertilitenin, dünya çapında üreme çağındaki çiftlerin %8-12'sini etkilediği tahmin edilmektedir. Kadın hastalıklarından kaynaklanan infertilite hasta sayısı erkeklere oranla çok daha fazladır. İnfertilite enfeksiyon, oksidatif stres, obezite, diyet, kadın veya erkek hastalıkları gibi faktörlerden etkilenmektedir ve yapılan çalışmalar genetik faktörlerin infertilite üzerinde oldukça etkili olduğunu göstermektedir. Kadın fertilitesi ile yakından ilişkili ve ovaryum üzerinde doğrudan etkisi olan prolaktin (PRL), ön hipofiz bezinden salınan protein yapıda bir hormondur. Dopaminerjik yolaklardan olan tuberoinfundibular yolak PRL salınımını düzenlemektedir. Hücre dışı dopamin (DA) seviyesinin düzenlenmesi; intrasinaptik enzim parçalanması ve presinaptik dopamin transporter (DAT) tarafından presinaptik hücreye geri alımı ile gerçekleşmektedir. Tuberoinfundibular yolak ve dopamin nörotransmisyonu ile doğrudan ilişkili olan DAT proteini, DA fonksiyonunun ve nörotransmisyonunun anlaşılması açısından çok önemlidir. Bu tez çalışmasının amacı Türk popülasyonunda kadın infertilitesi ile SLC6A3 (DAT1) gen varyantları arasındaki ilişkinin belirlenmesidir. Bu çalışmaya 90 infertil ve 98 fertil kadın dahil edildi ve DAT1 VNTR varyantları Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR) yöntemi ile analiz edildi. İnfertil alt gruplarında Açıklanamayan İnfertilite hastalarının en büyük çoğunluğu oluşturduğu, AMH değerleri ve yaşları arasında anlamlı bir ilişki varken FSH ve E2 değerleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir. İnfertil ve fertil gruplarının karşılaştırılması sonucunda ise, SLC6A3 (DAT1) genindeki VNTR polimorfizmi ile kadın infertilitesi arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki olmadığı tespit edilmiştir (p=0,425). SLC6A3 (DAT1) genindeki VNTR polimorfizmi ile kadın infertilitesi arasındaki ilişkiyi araştıran farklı popülasyon çalışmalarına ve örneklem büyüklüğünün artırılmasına gerek duyulmaktadır. Çalışmamızın dopaminerjik sistemin infertilite üzerindeki etkilerini araştıran yeni çalışmalara katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Özet (Çeviri)

Infertility is defined as the inability to achieve clinical pregnancy after 12 months of regular, unprotected sexual intercourse in couples of reproductive age. It is estimated that infertility affects 8-12% of couples of reproductive age worldwide. The number of infertility patients caused by gynecological diseases is much higher than that of men. Infertility is affected by factors such as infection, oxidative stress, obesity, diet, female or male diseases, and studies show that genetic factors are highly effective on infertility. Prolactin (PRL), which is closely related to female fertility and has a direct effect on the ovary, is a protein-structured hormone released from the anterior pituitary gland. The tuberoinfundibular pathway, which is one of the dopaminergic pathways, regulates PRL release. Regulation of extracellular dopamine (DA) level; It occurs by intrasynaptic enzyme degradation and reuptake into the presynaptic cell by the presynaptic dopamine transporter (DAT). The DAT protein, which is directly related to the tuberoinfundibular pathway and dopamine neurotransmission, is very important for understanding DA function and neurotransmission. The aim of this thesis study is to determine the relationship between female infertility and SLC6A3 (DAT1) gene variants in the Turkish population. 90 infertile and 98 fertile women were included in this study and DAT1 VNTR variants were analyzed by Polymerase Chain Reaction (PCR). It was determined that in the infertile subgroups, patients with Unexplained Infertility constituted the greatest majority, while there was a significant relationship between AMH values and their age, there was no significant difference between FSH and E2 values. As a result of the comparison of the infertile and fertile groups, it was determined that there was no statistically significant relationship between the VNTR polymorphism in the SLC6A3 (DAT1) gene and female infertility (p=0.425). There is a need for different population studies investigating the relationship between the VNTR polymorphism in the SLC6A3 (DAT1) gene and female infertility and increasing the sample size. It is thought that our study will contribute to new studies investigating the effects of the dopaminergic system on infertility.

Benzer Tezler

  1. Sıçanlarda dietilstilbestrol ile deneysel hipofiz adenomu (prolaktinoma) oluşturulması ve tümör transplantasyonu

    Başlık çevirisi yok

    ÖMER SELÇUK PALAOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1993

    NörolojiHacettepe Üniversitesi

    Nörolojik Bilimler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞEVKET RUACAN