Doğum sırasında epizyotomi yapılan hastalarda epizyotomi onarımının doğumun hemen ardından yapılması ile plasenta ayrılmasından sonra yapılmasının postpartum kanama miktarına etkisinin saptanması
Determining the effect of application repair immediately after delivery and after delivery of the placenta on the amount of postpartum bleeding in patients who were performed at the time of delivery
- Tez No: 734313
- Danışmanlar: DR. ÖZGÜR ÖZDEMİR
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
- Anahtar Kelimeler: doğumun 3.evresinin yönetimi, postpartum kanama, epizyotomi, aktif yönetim, management of the third stage of labor, postpartum hemorrhage, episiotomy, active management
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 51
Özet
Amaç: Prospektif olarak yapılan bu çalışmanın amacı doğum sırasında epizyotomi yapılan hastalarda epizyotomi onarımının doğumun hemen ardından yapılması ile plasenta ayrılmasından sonra yapılmasının postpartum kanama miktarına etkisinin saptanmasıdır. Gereç ve yöntem: Çalışmaya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Doğum Salonunda Aralık 2021 ve Mart 2022 tarihleri arasında, 18-35 yaş aralığında primipar ve miadında epizyotomi açılarak doğumu yaptırılan toplam 102 hasta dahil edilmiştir. Postpartum kanamayı arttırıcı risk faktörü bulunan hastalar çalışmaya alınmamıştır. Her iki grup oluşturulurken içerisinde 1 (plasenta ayrılmadan önce onarım yapılan grup) ve 2 (plasenta ayrıldıktan sonra onarım yapılan grup) rakamları yazılı kapalı zarflar çalışmaya dahil edilme kriterlerine uygun her hasta için doğumhane sekreteri tarafından çalışmayı yürüten araştırma görevlisine verilerek randomizasyon sağlanmıştır. Randomizasyon sonucu Grup 1'e 52, Grup 2'ye 50 hasta dahil edilmiştir. Elde edilen iki grup arasında postpartum kanama miktarları karşılaştırılmıştır. Bulgular: Hastaların başvuru anındaki ve postpartum dönemdeki hemoglobin, hematokrit değişimleriyle doğum sırasındaki kanama miktarları incelendiğinde gruplar arası anlamlı fark bulunamadı (sırasıyla p=0,075, p=0,084, p=0,112). Hastaların postpartum dönemdeki hemoglobin ve hematokrit değerleri karşılaştırıldığında ise Grup 1 lehine anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (p=0,015, p=0,008). Hastaların doğum sonrası doğum masasında kaldıkları toplam süre değerlendirildiğinde Grup 1 hastalarda bu sürenin Grup 2'ye göre daha az olduğu tespit edilmiştir (p=0,000). Gruplar arası postpartum rest materyal görülme oranı karşılaştırıldığında anlamlı fark bulunamadı (p=0,618). Hastaların yaşları, VKİ değerleri, aktif eylem süreleri, augmentasyon ya da indüksiyon amaçlı oksitosin kullanımları ile kanama miktarı arasında anlamlı ilişki tespit edilememiştir (p>0,05). Sonuç: Gruplar arasında hemoglobin, hemotokrit değişimi ve kanama miktarı açısından anlamlı fark bulunamamış olsa da Grup 1 hastalarda postpartum hemoglobin ve hemotokrit değerleri daha yüksek olarak bulunmuştur. Bu bağlamda Grup 1 hastalarda postpartum dönemde anemi ve anemiye bağlı semptomların daha az olacağı ekstra medikasyon ihtiyacının azalacağı ve hayat kalitesinin daha yüksek olacağı öngörülebilir. Hastaların doğum sonrası doğum masasında kaldıkları toplam süre Grup 1 hastalarda daha az olarak bulunmuştur. Bu da yoğun hastanelerde doğum masasının daha verimli kullanılmasına olanak sağlayacaktır.
Özet (Çeviri)
Aim: The purpose of this prospective study is to determine the effect of performing episiotomy repair immediately after birth or after placental separation on the amount of postpartum bleeding in patients who underwent episiotomy during delivery. Materials and Methods: A total of 102 patients, aged between 18-35 years, nulliparous and delivered with term episiotomy between December 2021 and March 2022 at the Antalya Training and Research Hospital Gynecology and Obstetrics Clinic were included in the study. Patients with risk factors that increase postpartum bleeding were not included in the study. While creating both groups, closed envelopes with numbers 1 (repaired before placental separation) and 2 (repaired after placental sepatation) were given to the research assistant conducting the study by the delivery room secretary for each patient who met the inclusion criteria, and randomization was ensured. As a result of randomization, 52 patients were included in Group 1 and 50 patients in Group 2. The amount of postpartum bleeding between the obtained two groups was compared. Results: When the hemoglobin and hematocrit changes of the patients at admission and in the postpartum period, and the amount of bleeding during delivery were examined, no significant difference was found between the groups (respectively p=0,075, p=0,084, p=0,112). When the hemoglobin and hematocrit values of the patients in the postpartum period were compared, they were found to be significantly higher in favor of Group 1 (respectively p=0,015, p=0,008 When the total time the patients stayed on the delivery table after delivery was evaluated, it was determined that this period was less in Group 1 patients compared to Group 2 (p=0,000). When the incidence of postpartum rest material was compared between the groups, no significant difference was found (p=0,618). There was no significant relationship between the patients' age, BMI values, active action times, use of oxytosin for augmentation or induction and the amount of bleeding (p>0,05). Conclusion: There was no significant difference between the groups in terms of hemoglobin, hematocrit change and amount of bleeding, but postpartum hemoglobin and hematocrit values were found to be higher in Group 1 patients. In this context, it can be predicted that anemia and symptoms related to anemia will be less in Group 1 patients in the postpartum period, extra medication will be reduced, and the quality of life will be higher. The total time the patients stayed on the delivery table after delivery was found to be less in Group 1 patients. This will enable more efficient use of the delivery table in busy hospitals.
Benzer Tezler
- Gebelikte cinsel fonksiyonlar ve bunları etkileyen faktörler
Sexual dysfunction and factors affecting sexual functions in pregnancy
SERDAR GEYLAN
- Term gebelerde doğumun aktif fazının transperineal ultrason ile değerlendirilmesi ve travay takibinde sonopartograf'ın yeri
Evaluation of the active phase of delivery by transperineal ultrasound and the place of sonopartograph in travay follow-up in term pregnancy
ZÜLEYHA ZENGİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. NEFİSE NAZLI YENİGÜL
DOÇ. DR. BURCU DİNÇGEZ
- Kütahya ili devlet hastanelerinde doğum sırasında epizyotomi açılan kadınlarda yara iyileşmesini etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi
The factors affecting the healing of wounds in women with episiotomy in state hospitals in the city of kutahya
AYŞEGÜL DURMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2008
Kadın Hastalıkları ve DoğumMersin ÜniversitesiEbelik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. RESUL BUĞDAYCI
- Epizyotomi onarımında farklı tekniklerin ve farklı sütür tiplerinin karşılaştırılması
Comparison of different techniques and different suture types in episiotomy repair
DEMET KOKANALI
- Doğum salonlarında çalışan ebe/hemşirelerin doğum eylemi ve sonrasında uygulanması gereken aseptik tekniklere ilişkin bilgileri
Nurses and midwifes knowledge concerming aseptic techniques which they must apply during pie and post natal period
KAFİYE EROĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
1989
HemşirelikHacettepe ÜniversitesiHemşirelik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SAADET ÜLKER