Bilimde rasyonalite ve sınır çizme problemi Kuhn, Lakatos ve Feyerabend
Rationality and demarcation problem in science Kuhn, Lakatos and Feyerabend
- Tez No: 738581
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ KUBİLAY HOŞGÖR
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Bilimsellik, Bilimsel Ölçüt, Paradigma, Bilimsel Araştırma Programları, Bilgi Kuramsal Anarşizm
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 116
Özet
Bilim felsefesinin temel tartışma konuları arasında yer alan bilimde rasyonalite ve sınır çizme problemleri, bilimin ne olduğundan hareketle, bilime bir alan belirleme, bilim olan ile olmayan arasına bir sınır çizme, söz konusu sınırı ve bilimi belirli bir rasyonalite düşüncesiyle temellendirme talepleri doğrultusunda şekillenen, birbiriyle bağlantılı iki problemdir. Bilimde rasyonalite ve sınır çizme problemleri, özellikle 20. yüzyıldan itibaren, mantıkçı pozitivizmle birlikte, temel bir konu olarak gündeme gelmektedir. Mantıkçı pozitivistler, bilimin sınırlarını belirlemek, bu doğrultuda bilim olmayanı bilimden elemek üzerinde durmaktadır. Metafiziğin bilimden elenmesi, bilimsel metot, bilimsel açıklama söz konusu anlayışın temel tartışma konularını oluşturmaktadır. Mantıkçı pozitivistler bilimsel ölçüt olarak doğrulanabilirlik ilkesini ve bu ilkeye eşlik eden mantıksal çözümleme yöntemini öne sürmektedir. Dolayısıyla doğrulanabilirlik ilkesi önermelerin bilimsel kabul edilmesi için, anlamlılık ve test edilebilirlik olmak üzere iki kriter belirlemektedir. Mantıkçı pozitivizmle aynı sorunları paylaşan Popper, doğrulanabilirlik ilkesini mümkün bulmamaktadır. Ona göre doğrulanan tikel önermelerden hareketle yapılan endüktif çıkarım, tümel önermelerin doğruluğunu zorunlu kılmamaktadır. Böylece doğrulanabilirlik ilkesi, bilim için amaçlanan sınırlandırmayı sağlamamaktadır. Popper'a göre bilimsellik ölçütü, sınama ve eleştirel rasyonalizm zemininde yer alan yanlışlanabilirlik ilkesidir. Bu ilkeye göre, bir kuram kendinin hangi koşullar altında yanlışlanabileceğini belirttiği ve bu koşullara belirli sınırlar getirdiği ölçüde bilimseldir. Bilimde rasyonalite ve sınır çizme problemlerinin tartışmasında bir kırılma noktası olarak Kuhn, bu çalışmanın odaklandığı düşünürler arasında yer almaktadır. Kuhn'un bilim anlayışı, kendine kadar olan anlayışların çizdiği çerçeveyi genişleterek, bilimsel süreçte toplumsal ve kültürel unsurların önemini vurgulamaktadır. Onun bilim anlayışı, paradigma terimiyle karakterize edilmekte ve paradigma bilimsel etkinliği kuşatmaktadır. Çalışmanın odaklandığı bir diğer düşünür olan Lakatos, hem Kuhn'un hem de Popper'ın bilim anlayışlarının izlerini taşımaktadır. Lakatos'un bilim anlayışı, Popper'ın yanlışlanabilirlik ilkesinden hareket etmekte ancak bu ilkeyi özellikle Kuhn'un eleştirileri doğrultusunda geliştirmektedir. Lakatos'a göre, bilimin en küçük parçası bilimsel araştırma programlarıdır. Böylece bilimsellik sınaması, katı çekirdeğin, koruyucu kuşağın ve heuristiğin oluşturduğu bilimsel araştırma programına yönelmektedir. Çalışmanın odaklandığı son düşünür olan Feyerabend, buraya kadar ele alınan bilim anlayışlarından tamamen farklı bir perspektife sahiptir. Onun bilim anlayışı, bilimde rasyonalite ve sınırlandırma problemlerinin kendisini konu edinmektedir. Feyerabend'a göre bilimsellik için önerilen her türden standart ve ölçüt bilgi edinme sürecini sınırlandırmaktadır. Bu doğrultuda Feyerabend, bilimin her türden düşünceye açık olması gerektiğini savunan bir bilim anlayışı ortaya koymaktadır. Bu çalışma, bilimde rasyonalite ve sınır çizme problemlerini bahsedilen bilim anlayışları çerçevesinde araştırmaktadır.
Özet (Çeviri)
The problem of rationality and demarcation in science, which are among the main discussion topics of the philosophy of science, are two interconnected problems that are shaped in line with the demands of determining science based on what science is and demarcating between science and non-science. Since the 20th century the problem of rationality and demarcation became the main topic of philosophical discussion, especially in connection with logical positivism. Logical positivism focuses on determining the limits of science and by demarcating science from non-science. The elimination of metaphysics from science, scientific method, scientific explanation constitutes the main discussion topic. Logical positivism asserts the principle of verifiability and the way of logical analysis as a principle of criteria which characterize science itself. Consequently, the principle of verifiability sets two criteria for the acceptance of scientific propositions, namely significance and testability. Popper who concerned with the same problems like logical positivists, think that principle of verifiability is not sufficient. According to him, inductive inference made from propositions that are confirmed does not necessitate the accuracy of universal propositions. So, the principle of verifiability does not support the intended limitation for science. According to Popper, the logical criterion to demarcate science from the other activities is falsification which is based on the ground of testing and critical rationalism. According to this criterion, a theory is scientific to the extent that it specifies the conditions under which a hypothesis can be tested and further falsified. Kuhn's views are also crucial in the discussion of rationality and demarcation problems in science. As this study focuses, Kuhn's understanding of science emphasizes the importance of social and cultural elements in the scientific process .His understanding of science is characterized by the term paradigm which encompasses the whole scientific activity. Lakatos, another philosopher of science, bears the traces of both Kuhn and Popper's understanding of science. Lakatos' understanding of science is based on Popper's falsifiability principle but he also develops his views especially in line with Kuhn's critics. According to Lakatos, the smallest unit of scientific research program formed by the hard core, the protective belt and heuristic. Feyerabend, the last thinker which this study focuses on, has a completely different perspective of science from the philosophers of science discussed so far. His understanding of science deals with problem of rationality and demarcation in science. According to Feyerabend, all kinds of standards and criteria limit the process of acquiring knowledge. In this direction, Feyerabend presents an understanding of science that argues that science should be open to all kinds of thoughts. This study investigates the problems of rationality and demarcation in science within framework of the aforementioned scientific understandings. Keyword: Science, Scientific Criterion, Paradigm, Scientific Research Programs, Epistemological Anarchism
Benzer Tezler
- John Locke ve Immanuel Kant'ta bilginin sınırı problemi
The problems of limits of knowledge in John Locke and Immanuel Kant
NACİYE ERTÜRK ATIŞ
- Fransız İhtilâli bağlamında yeni rasyonalist mimarlık: Ledoux, Boullée, Lequeu
New rational architecture in the context of the French Revolution: Ledoux, Boullée, Lequeu
HİLAL ÇALIŞKAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
MimarlıkMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYLA FATMA ANTEL
- Humanitarian assistance policies of the European Union towards syrian refugees in Turkey
Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki Suriyeli mültecilere yönelik insani yardım politikaları
CANSU ÇELİKER
Yüksek Lisans
İngilizce
2018
Siyasal BilimlerOrta Doğu Teknik ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BAŞAK KALE LACK
- Tüketici davranışı nörolojisi: Nöroekonomi-EEG yöntemi ile nöromarketing uygulaması
The neurology of consumer behavior: Neuroeconomics- a neuromarketing application with EEG method
FATMA NUR YORGANCILAR