Mekansal müdahaleler için bellek çalışması: Örnek konu gecekondu 'Dönüşüm'ü
Memory study for spatial interventions: Case subject gecekondu 'Transformation'
- Tez No: 746740
- Danışmanlar: PROF. DR. MURAT CEMAL YALÇINTAN, DOÇ. DR. AYFER SUNA BARTU CANDAN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Sosyoloji, Şehircilik ve Bölge Planlama, Sociology, Urban and Regional Planning
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Şehircilik Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 262
Özet
Toplumların belleğine mekanlar, mekanların belleğine de toplumlar kazılıdır. 'Hangisinin varlığı hangisini çağırıyor?'dan çok, neden, neyi hatırlamak gerektiği ve belki de en zoru 'nasıl' hatırlamak gerektiği üzerine düşünülmelidir. Geçmişi bağlamı ile anlamak, geleceği de biriktirdiklerimizden öğrendiklerimizle inşa etmek gerekir. Belleğin çalışma şekli olan hatırlama ise bugünün süzgecinden geçerek geçmişe bağlanma ile olur. Geçmiş, bugün yeniden kurulur ve bu özelliği de mekansal müdahaleler için önemli bulunmaktadır. Geçmiş de bugünden, gelecek de bugünden şeklini almaktadır. Gecekonducuların birlikte ürettikleri yaşam mekanlarını anlamaya çalışmak, on yıllardır verilen mücadelelerden öğrenebileceklerimiz ve bu deneyimlerin çıktılarını geleceğe aktarma şansı yakalamak açısından değerlidir. Bu sebeple bellek çalışmasının mekanın içindeki deneyimi dışarı çıkarmak için önemli bir araç, bir analiz girdisi olabileceği düşünülmektedir. Dolayısıyla çalışma, iki ana aks üzerinden disiplinlerarası bir yaklaşımla kurgulanmaktadır. Birincisi, bellek ve kolektif çalışmalarının ne olduğu, mekansal müdahalelerde neden yer alması gerektiği ve ikincisi, gecekondu dönüşümlerine müdahale edilmesi gerektiğinde, yaklaşıma bellek çalışmasının 'nasıl' dahil edilebileceğidir… Gecekondu mefhumu, kendi doğası gereği devamlı değişip dönüşerek bugünlere gelmiştir. Değişim, eklenme, 'dönüşüm', gecekondu ve gecekonduluların belleğinde de vardır. Bellek çalışmalarının en önemli özelliklerinden biri resmi tarih bilgisinin karşısına yaşanmışlık boyutunu katmaktır. Gecekondu, sadece sonunda 'ne' olduğu ile değil; süreç içerisinde var olmasının 'nasıl' olduğu ile tartışılması gereken bir konudur. Günümüz kentsel dönüşüm argümanlarınca 'haksız kazanç sahibi' ya da 'işgalci' olarak tanımlanıp fiziksel yapı durumları da afetle ilişkilendirilip borçlandırılmaları ya da zorla yerinden edilmeleri söz konusudur. Dolayısıyla, bu konuda neler yaşandığına ve kentsel dönüşüm yapılacaksa bile 'başka türlü' yapılması gerektiğine dair alternatif bakış açılarının çoğaltılması önemli görülmektedir. Bu çalışmada başka türlünün arayışında 'bellek çalışması' önemli bir araç olarak ortaya konmaktadır. İstanbul'un nitelikleri, konumları, coğrafi özellikleri ve kuruluş gerekçeleri bakımından farklı mahalleleri ile çalışılması (özellikle) tercih edilmiştir. Böylelikle, bir yandan da tüm sürecin ortak bellek çıktıları olup olmadığı araştırılmıştır. 'Mahalleler Birliği' derneği aracıyla seçilen üç mahalle; Sarıyer- Çayırbaşı Mahallesi, Üsküdar, Kuzguncuk-İcadiye arasında bir mahalle ve Sultangazi-Habibler (2017-2018) çalışmanın 'esas görüşme' alanları olarak belirlenmiştir. Çayırbaşı, devlet tarafından yer gösterilerek kurulmuş, civarındaki fabrikalalarla ilişkili bir mahalledir. Kuzguncuk-İcadiye, dere yatağına kurulmuş, Üsküdar merkeze oldukça yakın bir yerleşimdir. Habibler, daha kırsal nitelikte; tuğla ambarlarında çalışanların ilk gecekonduları yaptığı bir mahalledir. Bu mahallelerde, dernek temsilcisi eşliğinde tekli ve/veya çoklu görüşmeler yapılmıştır. Yine Fikirtepe (2014) Beşiktaş-Arnavutköy (2013) ve Beykoz-Çiğdem (2017-2018) mahallesi sakinleriyle yapılan görüşmeler de esas görüşmelerin çizdiği çerçevede değerlendirmeye katılmışlardır. Görüşmecilerin belirlenebilmesi için mahalle temsilcilerine bildirilen en önemli kriter; görüşülecek kişinin (tercihen), mahallenin kuruluş aşamasından beri sürecin içinde yer almış olmasıdır. Bu görüşmelerden çıkan bilgiler ya da tavsiyelerle de görüşme grubu genişletildiği olmuştur. Çalışma boyunca farklı yöntemler eş zamanlı uygulanmıştır. Teorik arka plan çalışması, hem bellek çalışmaları ve bellek-mekan ilişkisileri için hem de gecekondu tarihçesi için yapılmıştır. Saha çalışmalarında derinlemesine görüşmeler ve mekanla kişi arasındaki etkileşim vasıtasıyla belleğin tetiklenmesine olanak sağlayan“hareketli görüşmeler”gerçekleştirilmiştir. Saha çalışması dökümünde aktarımlar için harita ve görseller tasarlanmıştır. Görüşmeler esnasında yönlendirme olabildiğince kısıtlı tutulmuş, kişilerin kendi hikayelerini anlatmalarına alan açılmaya çalışılmıştır. Böylelikle neleri hatırladıkları ve anlatmaya değer buldukları üzerine değerlendirmeler yapılmaya çalışılmıştır. Teorik arka planda, ilkin bellek çalışmaları ve ortaya çıkış motivasyonları ile deneyimin ön plana çıkarıldığı çalışmaların artmasındaki eğilim araştırılmıştır. Bellek çalışmaları, 20. yy dünya savaşlarından itibaren gündeme gelmiştir; özellikle 2. Dünya savaşının yıkıcı deneyimlerinden ve soykırım gibi büyük ölçekli travmatik olaylarından sonra, bir nevi ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştır. Güçsüz, dezavantajlı konumdaki kesimleri anlamak için, resmi tarih verilerinin yetersiz kaldığının eleştirisi ile gelişim kaydetmiştir. Bellek çalışmalarının ortaya çıkış gerekçesi gibi, kentsel dönüşüm deneyimlerimiz de travmatik sonuçlara sahiptir. Bu sebeple bellek çalışmalarının mekânsal müdahalelere doğru genişlemesi ve çıkarımlarının bu müdahalelerde kullanılması, deneyimi aktarma, travmatik olaylarla yüzleşme, kimlik hassasiyetlerini ön plana çıkarma gibi faydaları nedeniyle önemlidir.. Literatürden hareketle bellek çalışmaları ile kentsel müdahaleler arasında bağlantı noktaları kurulmuştur. Öncelikle, bellek çalışmaları bağlamlı bir geçmiş okumasını olanaklı kılar. Çünkü hatırlamak şimdide olur. Deneyim aktarımı esnasında, geçmişe 'insani boyut' ve yaşanmışlık derinlik katılır. Mekansal dişiplinlerde de geçmişten öğrenmek önemli bir yaklaşımdır. Tüm bu bağlantı noktaları, bellek-mekan diyalektiği ile desteklenmektedir. Çünkü belleksiz mekan, mekansız bellek yoktur. Yerin ruhu vardır, mekanın ve mahallenin de; o yeri deneyimleyenin de mekanla ilgili belleği. Lefebvre'in toplum ve mekanın devamlı olarak ilişkide olduğu savı, bu açıdan çalışma kurgusunda yer almaktadır. Bellek arka planından sonra, gecekondu tarihi, süreç okumasına arka plan sunması için irdelenmektedir. Sebep-sonuç ilişkisi örnek konuda De Certau'dan ödünç alınan kavram çifti taktik-strateji ile ele alınmıştır. Tarihsel çerçeve; ekonomi politikaları ve dönemin üretim biçimi ve bunların genel görünümde kente yansıması, özellikle gecekondu ve gecekonduluları ilgilendiren yasal ve yönetsel değişimler ve sosyal konular ile kapsamlı bir çerçeve kurulmaktadır. Nedensellik bu şekilde de izlenmektedir. 'Gecekondu belleği' başlığı yapılandırılırken kolektif bellek çalışmaları üzerine yapılan teorik arka plan ve çıktıları kullanılmıştır. Bu çalışmada, belleklerine danışılan kişilerin aktardıkları da önemli bir 'kaynak' olarak ileri sürülmektedir. Böylelikle tarihsel araştırmanın üzerine yeni bir katman eklenmektedir: Deneyim aktarımının sunulduğu bölüm. Konunun çerçevesini çizen başlıklar şu şekilde ortaya çıkmıştır: Kente geliş tarihi ve belleği, kolektif bellek temaları, bellekler üzerinden mekansal 'dönüşüm'ler ve değerlendirme. Gecekondu geliş tarihi ve belleği başlığında, gecekonduluların kente geliş gerekçeleri ve kentin ihtiyaçları bağlamı, saha görüşmelerinden gerektiğinde literatür desteği de alınarak sunulmaktadır. Gecekonduluların belleği ele alınırken, farklı mahalleler ve profillerden kişilerin anlattıklarında görülen kesişimler, teorik arka plana yaslanarak 'kolektif bellek temaları' ismini almıştır. Kolektif bellek; ortaklaşılan hatıraların, çözümlerin, mekanın üretiminin, yeniden üretim pratiklerine yansıtılması bakımından kılavuzluk yapması gereken çıktılar olarak da düşünülmektedir. İçinde aidiyet barındırır. Bu sebeple anlatıcıların neleri anlatmaya değer gördükleri titizlikle değerlendirilmektedir. Farklı mahalleler arasında çıkan benzerlikler olması da, bir üst ölçekte, 'mahalleler ötesi' bir 'gecekondu' ortak paydası olabildiğini göstermiştir. (Kolektif) Bellek temaları; 'kuruluş temaları', 'meşruiyet ve mülkiyet temaları', 'mahalle temaları' altbaşlıkları ile verilmektedir. Buna göre fikir vermesi açısından öne çıkan temalar şu şekilde sıralanabilir: Dikenlik, çamur, çeşme/kuyu, lüküs/gaz lambası, mücadele, macera, çile, hastalık, çukur. belediye çavuşu (zabıta),rüşvet, yıkım, yeniden yapma, devlet, tapu, tapu tahsis, zenginle kıyas, vatan-millet sevgisi, zaman mefhumu. Komşuluk (büyük aile), çürük elma (uyanıklar), hastaneye götürme, bakkal, düğün-cenaze, eskiden-şimdi/ eski-yeni, ağaç ve hayvan. En genel bellek çıktıları olarak ise; dayanışma, mücadele, meşruiyet konuları sayılabilir. Dayanışma konusu tez boyunca yer alan, hem süreç hem saha çalışmalarında en öne çıkan başlıklardan biridir. Bir diğer değerlendirme çıktısı, mekân-bellek ilişkisine dair olmuştur. Buna göre gecekonduların 'adım adım', zamanla şekillenmesi incelenmiş, kapsam aynı zamanda, 'dönüşüm' temaları olarak adlandırılmıştır. Bu bölümde ise, üzerine gidilmek için iki önemli çıkarım ortaya konmaktadır: Birincisi, mekan ile ilişkilenerek, yani mekanda gezerek ya da mekana elverişli açılardan bakarak görüşmenin; diğeri ise, mekansal çıktıların haritalar ya da başka araçlar eşliğinde görselleştirilerek değerlendirilmesinin, mekansal ve toplumsal okumaya katkı sunduğu görüşü. Çalışmada, ortak alanların, ve komşuluk ilişkilerinin hesaba katılması; ağaçların/suyun (kaynakların) korunup yaratılması gibi genel bulgular da elde edilmiştir. Son olarak bu gecekondu çalışmasının mekansal müdahaleler için sunduğu katkılar şu şekilde sıralanabilir: Kolektif bellek temaları ile kullanıcılara özgü sembolik değerler ile o yere özgü durumlar, referans noktaları ve sorun ve potansiyelleri ortaya konabilir. Kullanıcı deneyimi öne gelir, geçmişe insani boyut katılır. Mekansal kullanımlara kullanıcı deneyimi üzerinden bakılır. Kullanıcıların mekan ile kurduğu veya kurmasını planladığı ilişkinin cevapları geçmişten de sağlanabilir. Değişimin hızına ve hatta hesapsızlığına karşı, kişilerin, mekanların, kentlerin belleğine tutunulabilir.'Yanlış anlaşılma' ve manipülasyonların önüne geçilebilir; olumsuz konuların çözülebilir; olumlu konularda sürdürülebilirlik sağlanabilir. Süreç odağı ile neyin neden önem taşıdığı araştırılıp geçmişteki kimi izlerin geleceğe aktarılmak üzere güncelle uyumlu hale getirilmesi sağlanabilir. Yabancılaşılan konuları yeniden değerlendirmeye fırsat doğabilir. Böylelikle çalışmada, bellek çalışmaları mekansal disiplinlere, bağlamlı ve derinlikli bir bakış açısı ile katkıda bulunmak üzere davet edilmektedir.
Özet (Çeviri)
While the spaces are imprinted into the memory of the societies, the societies are also imprinted into the memory of the spaces. Instead of deliberating on“which one's existence recalls which one?”, one should deliberate on“why”,“what”and – maybe the hardest one –“how should one recall?”. The past should be understood in relation with its context, and the future should be built using the things that are learnt through the recollections and experiences of the society. As the mode of operation of the memory, recollection happens by connecting to the past through the filter of today. The past is recreated today, and this feature of it is deemed important for spatial interventions. Both the past and the future are shaped by today. In trying to understand the living spaces that the gecekondu dwellers create together, the things we can learn from their struggles, and the opportunity of passing on this experience to the future is very valuable. Therefore, memory study is considered to be an important tool, an important analysis input in extracting the experience within the space. Thus, this study is built over two main axes through a multidisciplinary approach. The first one is what the memory and collective studies are, and why they should be involved in spatial interventions; and the second one is how to include memory studies in gecekondu transformations when an intervention is needed. Due to its nature, the concept of gecekondu has always been subject to an evolution and transformation process up to this day. Change, addition, transformation exist in the memories of both gecekondus and gecekondu dwellers. One of the most important functions of memory studies is putting real life experience against the information received from official history. Gecekondu should not only be discussed through what has happened at the end, but also how its existence occurred throughout the process. Through today's urban transformation arguments, the dwellers are labelled as the“receivers of ill-gotten gain”or the“invaders”and the built environment is associated with natural disasters, and they are forced into indebtedness and/or displacement. Therefore, emergence of more alternative point of views regarding the real-life experiences and the“other ways”adopted in urban transformation appears to be important. Here,“memory study”is presented as an important tool in the search for the“other ways”. Studying different neighbourhoods of the city of İstanbul in relation with their character, location, geography and the reasons behind their foundation, was specifically preferred. This way, it was also researched if all these processes have common memory outputs. Three neighbourhoods that were selected with the help of“Neighbourhoods Association”; Çayırbaşı neighbourhood in Sarıyer district, a neighbourhood between Kuzguncuk and İcadiye in Üsküdar district and Habibler neighbourhood in Sultangazi were designated as the main interview locations. Çayırbaşı is a neighbourhood that was built on a location designated by the government in relation with the locations of surrounding factories; the neighbourhood between Kuzguncuk and İcadiye was built on a stream bed and is located near the centre of Üsküdar district; and Habibler is one of the earliest gecekondu neighbourhoods with more rural characteristics, which was built by the people working at brick warehouses. Interviews with single persons or groups of people were held in these neighbourhoods in the company of a representative of the association. Also, the interviews made with the residents of Fikirtepe / Kadıköy (2014), Arnavutköy / Beşiktaş (2013) and Çiğdem / Beykoz (2017-2018) neighbourhoods were also included in the study, within the framework defined by the interviews held in the focus locations of this study. In the selection process of the interviewees, the main criteria provided to the neighbourhood representatives was that the interviewees should have been residing in these neighbourhoods since their foundations. Through the information and recommendations gathered during these interviews, this list was expanded. In the study, different methods are adopted simultaneously. Literature review is conducted in relation with both the memory studies and memory-space relation, and the history of gecekondu settlements. In the field works, in-depth interviews and“moving interviews”– e.g. walking interviews – that help triggering the memories through the interaction with space were conducted. Maps and sketches are created for the fieldwork report. During the interviews, leading the interviewees one way or another was avoided as far as possible, and they were encouraged to tell their own stories. In this way, it became possible to evaluate what they remember and what they find valuable enough to tell. During the literature review, initially, the increase in the number of studies that discuss memory studies and the motivation behind their emergence were examined. Memory studies started to be discussed after the world wars of the 20th century; it emerged as a need, especially after the devastating experiences and the traumatic events – like the genocide – of the 2nd World War. It gained traction via the criticism of the official history's inability in providing data on powerless and disadvantaged populations. Like the reasons for the emergence of memory studies, urban transformation experiences also have traumatic consequences. Thus, it is important that the memory studies expand to spatial interventions and their inferences are used in these interventions, due to their benefits like experience transfer, facing the traumatic events and bringing identity sensitivities to the foreground. Based on literature, intersection points between memory studies and urban interventions are established. First of all, memory studies provide a way to read the past in a context. Because recollection happens in the now. During the experience transfer, a depth provided by the human dimension and real-life experiences is added to the past. Learning from the past is also an important approach in spatial disciplines. All this intersection points are supported by memory-space dialectic. Because, without memory there is no space and there is no memory without space. Places have souls; spaces and neighbourhoods, too; therefore, Lefebvre's thesis claiming that the society and the space are always in relation, has been included in the main structure of this study. Following the memory background, the history of the gecekondu settlements is analysed to provide a background for the process analysis. In the analysis of cause-and-effect relation, De Certau's tactics-strategy concept was adopted. Through the analysis of financial policies, types of manufacturing of the period and their effects on the city, and especially, the changes in the laws and regulations regarding the gecekondus and gecekondu dwellers, and the social changes, a comprehensive historical framework is established. The causality relation is also tracked down this way. While the“gecekondu memory”section is constructed, literature review on collective memory studies and its outputs are used. In this part of the study, the recollections shared by the interviewees were accepted as legitimate resources. In this way, a new layer is added over the historical investigation: The section where the experience transfer is presented… The main titles that set the framework of this subject are: The history of arrival of the gecekondus and its memory; collective memory themes; spatial transformations through memories; and evaluation. Under“the history of arrival of the gecekondus and its memory”title, the reasons why the gecekondu dwellers came to Istanbul and what the needs of the city were, are discussed through the interviews done in the field and was supported by literature review when needed. Supported by the theoretical background of the subject, the intersections of the recollections shared by people from different profiles and neighbourhoods are discussed under the section titled“collective memory themes”. Collective memory is considered as the outputs that need to guide the utilization of the shared memories, solutions and the production of space in reproduction practices. It involves a sense of belonging. Therefore, the memories that the interviewees found valuable to share are meticulously evaluated. The case that there are common elements between the stories shared by people from different neighbourhoods proves that there is a common gecekondu phenomenon that transcends the neighbourhoods. (Collective) Memory themes are discussed under the subsections titled“foundation themes”,“legitimacy and ownership themes”and“neighbourhood themes”. Main themes regarding this subject can be listed as follows: Thorn patch, mud, fountain/well, lüküs (LPG lanterns)/oil lamps, struggle, adventure, suffering, illness, pit, constabulary, bribe, demolition, reconstruction, government, title deed, granting title deeds, comparisons with the rich people, love of country and nation, the concept of time, neighbour relations (big family), bad apples (swindlers), carrying to hospital, grocery store, wedding-funeral, before-now / old-new, trees and animals. Solidarity, fight and legitimacy themes can be considered as the most common memory outputs. Especially solidarity was the most frequently encountered theme during both the process and the field research activities throughout the study. Another important output of the evaluation is on space-memory relation. In this context, the transformation of gecekondus in time was analysed“step by step”, and this subsection is named“transformation themes”. In this section, two methodologies are employed: The first one is conducting interviews on site; i.e. travelling within the space and/or examining the space from key angles. The second one is evaluating spatial outputs by visualising them through maps and other tools. These methodologies contribute to the spatial and social analysis. In this study, common spaces, neighbourhood relations, creating and preserving natural resources – e.g. water resources and green areas – are identified as important parameters. Finally, the contributions provided to the spatial interventions by this study can be listed as follows: Through collective memory themes, symbolic values specific to the users and the circumstances specific to the locations, reference points, problems and potentials can be identified. User experience gains prominence and the past gains a human dimension. Spatial uses are evaluated through user experience. The answers to the relation that users have or will form with the space can be found in the past. Against the overfast and unplanned transformation, the memories of the spaces and cities can be used as an anchorage. In this way, misunderstandings and manipulations can be avoided; solutions to the negative matters can be found; and the positive qualities can be sustained. With process driven approach, what and why something is important can be investigated, and to carry some marks of the past to the future, they can be updated to fit the current situation. It can provide an opportunity for re-evaluating the subjects that public has been alienated from. Thus, in this study, memory studies are invited to contribute into the spatial disciplines with a conceptualized and in-depth approach.
Benzer Tezler
- Kentsel mekanın değişim sürecinde transformasyon ve deformasyon
Transformation and deformation through process of change in urban space
MELİH BİRİK
Doktora
Türkçe
2011
MimarlıkMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜLŞEN ÖZAYDIN
- Silahlı çatışma/savaşlar sonrasında kentsel alanlarda kültürel mirasın korunması ve yönetimi: Beyrut ve Saraybosna deneyimleri
Conservation and management of cultural heritage in post-war/armed conflict urban zones: Beirut and Sarajevo experiences
BİLAL BİLGİLİ
Doktora
Türkçe
2021
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLSÜM TANYELİ
- Enkaz/yıkıntı:Yeniden üretim
Wreck/debris:Reproduction
DUYGU YARIMBAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET ARDA İNCEOĞLU
- Bellek-mekân ilişkisi bağlamında anı mekânlarının değerlendirilmesi ve korunması: Muğla Menteşe tarihi kentsel doku
Evaluation and conservation of the memoryscapes in the context of memory-space relations: Muğla Menteşe urban historic fabric
FERAN ÖZGE GÜVEN ULUSOY
Doktora
Türkçe
2021
MimarlıkEskişehir Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NURAY ÖZASLAN
- Peyzaj, iklim ve kültür arasında kurulan çok boyutlu ilişkilerin araştırılması: Güneydoğu Anadolu örneği
Researching multi-dimensional relations between landscape, climate and culture: The case of Southeastern Anatolia
BAŞAK AKARSU
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiPeyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜLŞEN AYTAÇ