Geri Dön

Sosyal anksiyete bozukluğu tanılı hastalarda reddedilme duyarlılığı, narsistik kırılganlık, duygu düzenleme güçlüğünün işlevsellikle ilişkisi

The relationship between rejection sensitivity, vulnerable narcissistic, difficulties in emotion regulation and functionality in patients with social anxiety disorder

  1. Tez No: 747058
  2. Yazar: PINAR KARTAL
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MEDİNE YAZICI
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: İstanbul Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 75

Özet

Giriş ve Amaç: Sosyal Anksiyete Bozukluğu (SAB), görülme sıklığı, eş tanı oranı ve işlevsellik kaybı yüksek olan bir anksiyete bozukluğudur. Sınırlı sayıda çalışmada SAB hastalarında reddedilme duyarlılığı, duygu düzenleme güçlüğü, kırılgan narsisizm incelenmiştir. Bu çalışmada SAB hastalarında işlevselliğin reddedilme duyarlılığı, duygu düzenleme güçlüğü, kırılgan narsisizm, sosyodemografik veriler ve bazı klinik değişkenlerle ilişkisini incelemeyi amaçladık. Gereç ve yöntemler: Araştırmada S.B.Ü. Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne ayaktan tedavi için başvurmuş SAB tanısı konulan 80 kişi alındı. Tüm katılımcılara DSM 5 Bozuklukları İçin Yapılandırılmış Klinik Görüşme (SCID-5- CV) formu, Liebowitz Sosyal Anksiyete Ölçeği (LSAÖ), Sosyodemografik bilgi ve hastalığa ait veri formu, Hasta Sağlık Ölçeği- Somatik, Kaygı ve Depresif Belirtiler (PHQ-SADS), Kırılgan Narsisizm Ölçeği (KNÖ), Reddedilme Duyarlılığı Ölçeği, Kısa Form 36 (SF-36), Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği-Kısa Form (DDGÖ-16) uygulandı. Bulgular: Çalışmamızda SAB tanılı hastalar arasında kadınlarda işlevsellik kaybının erkeklere göre daha fazla olduğu görüldü. PHQ-somatik, depresyon, anksiyete alt ölçek puanları ile işlevsellik arasında ters yönlü, semptom şiddetiyle aynı yönlü korelasyon bulunmaktadır. PHQ-depresyon alt ölçek puanında 1 birim artış SF-36 sosyal işlevsellik alt ölçek puanını 1,935 puan düşürmektedir p:0,010). Sosyal anksiyete bozukluğu başlama yaşı ile SF-36 alt ölçek puanları arasında istatiksel olarak anlamlı bir sonuç çıkmamıştır. Sosyal anksiyete bozukluğu başlama yaşı ile liebowitz toplam puanları arasında ters yönlü korelasyon olduğu görülmüştür (p:0,038). Reddedilme duyarlılığı genel sağlık algısı dışında SF-36 alt ölçek puanları ile ilişkisine bakıldığında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmamıştır. Katılımcılarda reddedilme duyarlılığı ile semptom şiddeti arasında aynı yönlü korelasyon bulunmaktadır (p:0,021). Duygu düzenleme güçlüğü total puanı ile SF-36 fiziksel rol güçlüğü dışında, SF-36 alt ölçek puanları arasında ters yönlü korelasyon olduğu bulunmuştur. Duygu düzenleme güçlüğünün SF-36 sosyal işlevsellik alt ölçek puanı için kurulan hiyerarşik regresyon modelinde varyansa %7 katkısı olduğu 9 görülmüştür. Kırılgan narsisizmin SF-36 sosyal işlevsellik alt ölçeği üzerindeki etkisine tek başına bakıldığında yordayıcı olduğu (p:0,03), hiyerarşik regresyona eklendiğinde istatiksel anlamını yitirdiğini, varyansa katkı sağladığı görülmüştür. Kırılgan narsisizm artıkça ve semptom şiddetinin arttığı bulunmuştur(p:0,000). Tartışma ve Sonuç: Çalışmamızda elde edilen sonuçlara göre; SAB hastalarında SF-36 sosyal işlevsellik için PHQ-depresyon alt ölçeğin yordayıcı olduğu, kırılgan narsisizm ve duygu düzenleme güçlüğünün varyansa katkı sağladığı görülmüştür. Sosyal anksiyete bozukluğu bulunan hastalarda işlevsellik kaybını etkileyen değişkenleri öğrenmenin, SAB tedavisinde, yol gösterici olacağını ve hedef alanı oluşturacağını düşünmekteyiz. Anahtar kelimeler; Sosyal Anksiyete Bozukluğu, Kırılgan Narsisizm, Duygu Düzenleme Güçlüğü, Reddedilme Duyarlılığı, İşlevsellik

Özet (Çeviri)

sensitivity, difficulty in emotion regulation, fragile narcissism, sociodemographic data and some clinical variables in SAD patients. Materials and methods: Eighty patients diagnosed with SAD who applied to Erenköy Mental and Neurological Diseases Training and Research Hospital for outpatient treatment were included. To all participants; Structured Clinical Interview for DSM 5 Disorders (SCID-5- CV) form, Liebowitz Social Anxiety Scale (LSAS), Sociodemographic information and disease data form, Patient Health Scale- Somatic, Anxiety and Depressive Symptoms (PHQ-SADS), Hipersensitive Narcissism Scale (HNS), Rejection Sensitivity Scale, Short Form 36 (SF-36), Difficulty in Emotion Regulation Scale-Short Form (DDS-16) were administered. Results: In our study, among the patients with SAD, it was observed that the loss of functionality was higher in women than in men. There is an inverse correlation between PHQ-somatic, depression, anxiety subscale scores and functionality, and a positive correlation with symptom severity. An increase of 1 unit in the PHQ-depression subscale score decreases the SF-36 social functionality subscale score by 1,935 points (p:0.010) There was no statistically significant result between the age of onset of social anxiety disorder and SF-36 subscale scores. There was an inverse correlation between the age of onset of social anxiety disorder and liebowitz total scores (p:0.038). When the relationship between rejection sensitivity and SF-36 subscale scores other than general health perception was examined, no statistically significant difference was found. There was a positive correlation between rejection sensitivity and symptom severity in the participants (p:0.021). It was found that there was an inverse correlation between the emotion regulation difficulty total score and the SF-36 subscale scores, except for the SF-36 physical role difficulty. It was observed that difficulty in emotion regulation contributed 7% to 11 the variance in the hierarchical regression model established for the SF-36 social functionality subscale score. It was seen that hipersensitive narcissism was a predictor of the effect on the SF-36 social functioning subscale alone (p:0.03), when it was added to the hierarchical regression, it lost its statistical meaning and contributed to the variance. There is a positive correlation between hypersensitive narcissism and symptom severity (p:0.000). Discussion and Conclusion: According to the results obtained in our study; It was observed that the PHQ-depression subscale was a predictor of SF-36 social functioning in SAD patients, and fragile narcissism and difficulty in emotion regulation contributed to the variance. We think that learning the variables that affect the loss of functionality in patients with social anxiety disorder will guide and form the target area in the treatment of SAD. Keywords; Social Anxiety Disorder, Hipersensitive Narcissism, Difficulty in Emotion Regulation, Rejection Sensitivity, Functionality

Benzer Tezler

  1. Sosyal anksiyete bozukluğu tanılı hastalarda yetişkin ayrılma anksiyete bozukluğu eş tanısı: hastalık şiddeti, yaşam kalitesi ve bağlanma biçimleri ile ilişkisi

    Adult separation anxiety disorder (ASAD) co-diagnosis in patients with a diagnosis of social anxiety disorder (SAD); its relation with disease severity, quality of life and attachment styles

    SENA AKTAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. YUSUF ÖZAY ÖZDEMİR

  2. Sosyal anksiyete bozukluğu tanılı hastalarda akıllı telefon bağımlılığı ve ilişkili değişkenlerin değerlendirilmesi

    The smartphone addiction and related features in social anxiety disorder

    ŞULE AKINCI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    PsikiyatriGazi Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA ENDER TANER

  3. Sosyal anksiyete bozukluğu tanılı hastalarda çekingen kişilik bozukluğu eştanısı olan ve olmayan grupta erişkin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu sıklığı ve alt tipleri arasındaki ilişki

    The relationship between the incidence of attention deficit hyperactivity disorder frequency and subtypes in the group with and without comorbid personality disorder in the patients with social anxiety disorder

    CANER YOLDAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    PsikiyatriAdnan Menderes Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ BİLGE DOĞAN

  4. Bipolar bozukluk ile anksiyete bozuklukları arasındaki ilişkinin saptanması

    Determining the relationship between bipolar disorder and anxiety disorders

    OKTAY KOCABAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    PsikiyatriAdnan Menderes Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. LEVENT SEVİNÇOK

  5. Bipolar bozukluk tanılı hastalarda klinik değerlendirme ve yapılandırılmış görüşme ile saptanan anksiyete bozukluğu sıklıklarının karşılaştırılması

    Comparison of comorbid anxiety disorder frequencies determined by clinical follow-up vs. structured clinical interview in patients with bipolar disorder

    ABDULLAH FENERCİOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Psikiyatriİstanbul Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ERHAN ERTEKİN