Geri Dön

Türkiye Cumhuriyeti'nde tersanelerin gelişim süreci (1923-1950)

Shipyard development in the Republic of Turkey (1923-1950)

  1. Tez No: 752715
  2. Yazar: MUSTAFA ALPER KAYA
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. AHMET ŞAMİL GÜRER
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Türk İnkılap Tarihi, History of Turkish Revolution
  6. Anahtar Kelimeler: Sanayileşme, Fabrika, Tersane, Gemi İnşaatı, Devletçilik, Industrialization, Factory, Shipyard, Shipbuilding, etatism
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 270

Özet

Anadolu'yu yurt edinen Türkler, denize açılmanın jeopolitik bir zorunluluk olduğunu fark ettiklerinde tersaneler inşa ederek güçlü bir donanmaya sahip olmak istediler. Böylece Türkler, ilk defa Anadolu Selçuklu Devleti'nin Alanya ve Sinop tersanelerinde inşa ettiği gemiler ile çevre denizlerinde varlık göstermeye başlamıştır. Osmanlı Devleti döneminde ise Gelibolu, İstanbul, Süveyş, Sinop, Basra, Rusçuk ve Birecik Tersaneleri'nde inşa edilen Donanma ile Karadeniz, Akdeniz ve Kızıldeniz'de hakim deniz gücü olunmuştur. XVI.yüzyıldan itibaren karadaki genişlemesine paralel olarak denizlerdeki etki alanını da genişleten Osmanlı Devleti, güçlü donanması ile Akdeniz ticaret yolları üzerinde hakimiyet kurmuş, Hint Okyanusu'nda Portekiz donanması ile mücadeleye girişmiş ve Arabistan Yarımadası'nda fetihlerde bulunmuştur. Savaşlarda alınan mağlubiyetler ve iç isyanlar sonrasında yıpranan Osmanlı Devleti, Batı dünyasındaki gelişmelere paralel olarak çeşitli alanlarda ıslahatlar yaparak bir süre daha varlığını sürdürmüştür. Ancak ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya gibi Batılı güçler, başta buhar makineleri olmak üzere birçok yeni teknolojiyi sanayinin tüm alanlarına uygularak üretim kapasitelerini artırmış ve baş edilemez birer ekonomik güce dönüşmüşlerdir. Bunun yanısıra Batılı güçler modern fabrika ve tersanelerinde inşa ettikleri zırhlı gemiler, silah ve teçhizatlardan oluşan askeri güçleri ile yeni hammadde arayışına girmişlerdir. Sonuç olarak coğrafi bakımdan Avrupa'ya yakın konumdaki Kuzey Afrika topraklarını işgal etmeye başlamışlardır. Diğer taraftan ağır sanayi kollarını kuramayan Osmanlı Devleti, kendi askeri teçhizatını ve modern gemilerini üretmediği için Balkanlar'da, Afrika'da ve Arap Yarımadası'nda merkezi otoriteyi sağlayamamıştır. Uzun süren toprak kayıpları sonrasında ittifak kurmanın önemini kavrayan Osmanlı yönetimi, Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya ile kurduğu ikili ilişkiler sayesinde yabancı özel şirketler üzeriden haberleşme ve demiryolu sistemleri ile dokuma, deri, cam, basit makine atölyeleri üzerine yatırımlar yapabilmiştir. Ayrıca Harbiye ve Bahriye Nezâretleri'ne ait bazı fabrika ve atölyeler ile gemiler ve askeri teçhizat da modernize edilmiştir. Sanayileşme yolunda yavaş adımlarla ilerleyen Osmanlı Devleti Balkan Harbi ve I.Dünya Harbi'nin ağır faturaları sonrasında bir daha kendine gelememiştir. Nitekim müttefikleri Almanya ve Bulgaristan'ın, mağlubiyeti kabul ederek I.Dünya Harbi'nden çekilmesi üzerine Osmanlı Devleti de Mondros Ateşkes Antlaşması'nı imzalamak zorunda kalmıştır. Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Batılı güçlere galip gelen Türkiye, Lozan Antlaşması ile yeniden bağımsızlığını kazanmayı başarmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması ile birlikte hızla gerçekleştirilen devrimlere paralel olarak iktisâdi alanda önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Devletçilik ilkesi ışığında kurulan modern işletmeler ve fabrikalar ile yenilenen eğitim kurumları, Türkiye'nin kendi mühendis, teknisyen ve işçi kadrolarını yetiştirmiştir. İktisadi ve idari bağımsızlığını elde eden Türkiye Cumhuriyeti, teknik imkanlarının ve eğitimli kadrolarının artması sayesinde ilk etapta Osmanlı Devleti'nden kalan harabe durumdaki fabrikalarını, askerî teçhizatlarını ve gemilerini onarmayı başarmış, daha sonra yaptığı yatırımlar ile modern fabrika ve tersaneler kurmaya muktedir olmuştur. 1950'li yıllara gelindiğinde kendi demir-çeliğini üreten Türkiye Cumhuriyeti, yeniden ayağa kaldırdığı tersanelerinde millî gemilerini inşa etmeyi başarmıştır.

Özet (Çeviri)

The Turks, who made Anatolia their homeland, wanted to have a strong navy by building shipyards, when they realized that sailing was a geopolitical necessity. In this context; for the first time, the Turks began to exist in the surrounding seas with the ships built by the Anatolian Seljuk State in Alanya and Sinop shipyards. During the Ottoman period, it became the dominant naval power in the Black Sea, Mediterranean and Red Seas with the Navy built in the Gelibolu, Istanbul, Suez, Sinop, Basra, Rusçuk and Birecik Shipyards. The Ottoman Empire, which expanded its sphere of influence in the seas in parallel with its expansion on the land from the XVIth century, established dominance over the Mediterranean maritime trade routes with its strong navy, and then entered the struggle against the Portuguese Navy in the Indian Ocean and conquered the Arabian Peninsula. The Ottoman Empire, which was worn out after the defeats in the wars and internal rebellions, continued its existence for a while by making reforms in various fields in parallel with the developments in the West. However, Western powers such as the USA, England, France, Italy and Germany have increased their production capacities by applying many new technologies, especially steam engines, to all areas of the industry, and have turned into unchallengable economic power. In addition, the Western powers with their military power, in which consist of armored ships, weapons and equipment were built in their modern factories and shipyards, look for new raw materials. As a result, they began to occupy the lands of North Africa, which is geographically close to Europe. On the other hand, the Ottoman Empire, which could not establish heavy industry branches, could not establish its central authority in the Balkans, Africa, and the Arabian peninsula because it did not produce its own military equipment and modern ships. Realizing the importance of establishing alliances after long-term territorial losses, the Ottoman administration made investments in communication and railway systems, weaving, leather, glass, and simple machine shops through foreign private companies, thanks to the bilateral relations it established with Germany, France, England and Italy. In addition, some factories and workshops belonging to the War and Naval Ministry, as well as ships and military equipment were modernized. The Ottoman Empire, which was slowly advancing towards industrialization, could not recover after the heavy bills of the Balkan War and the First World War. As a matter of fact, his allies; After Germany and Bulgaria accepted the defeat and withdrew from the First World War, the Ottoman Empire had to sign the Armistice of Mondros. Turkiye, won the independence war against Western powers under the leadership of Mustafa Kemal Pasha, succeeded in regaining its independence with the Treaty of Lausanne. With the establishment of the Republic of Turkey, important developments have been recorded in the economic field in parallel with the rapid revolutions. Modern enterprises and factories established in the light of the principle of statism, and improved educational institutions have trained Turkey's own staff of engineers, technicians and workers. The Republic of Turkey, which gained its economic and administrative independence, was able to repair the ruined factories, military equipment and ships from the Ottoman Empire in the first place, thanks to the increase in its technical possibilities and trained staff, and later became able to establish modern factories and shipyards with the investments it made. By the 1950s, the Republic of Turkey, which produced its own iron and steel, succeeded in building its national ships in the shipyards that it rebuilt.

Benzer Tezler

  1. Cumhuriyet Dönemi'nde Celâl Bayar'ın siyasî ve iktisadî faaliyetleri (1923-27 Mayıs 1960)

    Başlık çevirisi yok

    İHSAN FUAT ÖZGEN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    TarihMarmara Üniversitesi

    Türk Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. VAHDETİN ENGİN

  2. Erken cumhuriyet döneminde deniz gücü oluşturma girişimleri: Gölcük Tersanesi (1923-1939)

    Attempts for the establishment of a sea power in the early republican period: Gölcük Naval shipyard (1923-1939)

    MURAT AÇMUZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Türk İnkılap TarihiYıldız Teknik Üniversitesi

    Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TUNCAY ZORLU

  3. Endüstride kaynak robotları (proseslerin incelenmesi ve geliştirilmesi)

    Welding robots at industry (process inspection and development)

    KÜRŞAD SEZAİ TÜRKER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Mekatronik MühendisliğiGedik Üniversitesi

    Mekatronik Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ERTAN ÖCALAN

  4. Türkiye Cumhuriyeti'nde ve Avrupa'da 'Kıbrıs' imajı

    Cyprus image in Turkish Republic and Europe

    SEVİNÇ MALLIDAĞLI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Uluslararası İlişkilerAnkara Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. NAİL ALKAN

  5. Türkiye Cumhuriyeti'nde basın ve iktidar ilişkisi (1938-1945)

    The Relations between the power and the press from 1938 to 1945 in Turkish Republic

    SEÇKİN YİĞİTSOY ŞAKACI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Türk İnkılap TarihiHacettepe Üniversitesi

    Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ADNAN SOFUOĞLU