Geri Dön

İslam ahlak felsefesinde adalet ve sevgi yolları: Din felsefesi açısından bir değerlendirme

Ways of justice and love in islamic moral philosophy: An evaluation of the philosophy of religion

  1. Tez No: 754006
  2. Yazar: ONUR USTA
  3. Danışmanlar: PROF. DR. CAFER SADIK YARAN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Din, Felsefe, Religion, Philosophy
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ondokuz Mayıs Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 125

Özet

İslam ahlak felsefesi içerisinde ilk olarak Farabi'de karşılaştığımız adalet ve sevgi ilişkilendirmesi, kendisinden sonra gelen İslam filozofları tarafından geliştirilerek devam ettirilmiştir. İbn Miskeveyh, kimi filozoflara isnatla insanların sevgi şerefine erişemediği için adaletin uygulanmasına ihtiyaç duyduğunu dile getirirken Osmanlı'nın büyük ahlak filozofu Kınalızade Ali Çelebi ise adalet ve sevgi erdemlerini, toplumsal rekabet ve üstünlük yarışını önleyecek“iki yol”şeklinde ele almıştır. Bu ilişkilendirmenin çok yönlü ve özgün fikirler ve problem alanları barındırdığı görülmüştür. Çalışmanın özünü oluşturan iki ana problem alanı bulunmaktadır. Bunlardan ilki adalet sevgiye tâbidir veya sevgi olunca adalete ihtiyaç kalmaz iddiasının geçerli bir iddia olup olmadığının tartışılmasıdır. İkincisi ise adalet ve sevgi erdemlerinin din tarafından teşvikinin imkanıdır. Bununla birlikte adalet ve sevgi ikilisinin tarihte ilk olarak kim veya kimler tarafından birbiriyle ilişkilendirildiğini ve bu iki erdemin hem toplumsal düzen ve birlik açısından hem de diğer erdemlerle ilişkisi açısından öncelik ve önemini tespit etmek amaçlanmaktadır. Bu bağlamda her ne kadar literatürde adalet ve sevgi ilişkilendirmesinin kaynağı olarak Aristoteles işaret edilse de araştırmamız neticesinde ulaşılan bulgular ışığında bu ilişkilendirmenin sadece Aristoteles ile sınırlı kalmayıp geniş bir arka plana sahip olduğuna ulaşılmıştır. Adaletin sevgiye tâbi olduğu düşüncesi veya sevgi olunca adalete ihtiyaç kalmaz iddiası ile ilgili İslam ahlak filozoflarının gerekçeleri ele alınmış ve bu iddianın yeniden gözden geçirilmesinin uygun olacağı kanısına varılmıştır. Çalışmanın bir diğer amacı olan hem toplumsal düzen ve birliğin gerçekleştirilmesine yönelik hem de diğer erdemlere yönelik adalet ve sevgi erdemlerinin öncelik ve önemi gerek İslami gerekse felsefi temellendirilmelerle açıklanmıştır. Ayrıca dinin adalet ve sevgi yollarını teşvik edici bir rol üstlendiği saptanmıştır. Son olarak bu çalışma ile, İslam dininin adalet ve sevgi dini olduğu öne sürülmeye çalışılmıştır.

Özet (Çeviri)

The relationship between justice and love was first addressed in Islamic moral philosophy by al-Fārābī and improved upon by subsequent Islamic philosophers. Basing his conclusion on the premises laid out by previous philosophers, Ibn Miskawayh stated that the institution of justice was necessary because man was incapable of attaining the lofty station of love, the great Ottoman moral philosopher, Ḳınalızāde ʿAlī Çelebī, discussed the virtues of justice and love as two separate paths that are both effective in stemming societal competition and the sprint to attain supremacy. This relationship involves both sophisticated, original ideas and numerous problem areas. Two main problem areas constitute this study's primary focus. The first pertains to a discussion on whether the following claim is indeed valid, namely that justice is subject to love or, in other words, that justice is unnecessary wherever love prevails. The second problem area pertains to religion's capacity to promote justice and love. Here, we have endeavored to determine the first individual to put foward the dichotomy between justice and love while simultaneously delving into the importance that these two virtues have in promoting societal order and cohesion and what their relation to other virtues is. Although the literature holds Aristotle to be the source of the dichotomy between justice and love, our study has found it to have roots that run deeper than even Aristotle. We discuss the rationale given by Islamic moral philosophers while ruling that justice is subject to love and that justice is unnecessary where love prevails, concluding that this claim should be reevaluated. We further expound on the importance of both justice's and love's power to promote societal order and cohesion and just what their relation with other virtues using both Islamic and philosophical principles is. As a result of our study, we have determined that religion in instrumental in promoting both justice and love. Finally, we have, through our study, attempted to argue that Islam is the religion of both justice and love.

Benzer Tezler

  1. Fârâbî'de siyaset felsefesi kaynakları ve etkileri

    Fârâbî of politics philosophical spring and effect

    ADNAN AYAZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    FelsefeMarmara Üniversitesi

    Felsefe Bölümü

    PROF. DR. MUSTAFA ÇAĞRICI

  2. İlkçağ batı ve ortaçağ İslam felsefesinde dostluk

    Friendship in the ancient western and medieval İslamic philosophy

    ÇAĞRI ALPER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    FelsefeMuğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEBAHATTİN ÇEVİKBAŞ

  3. İslam ahlak felsefesinde bilgi ve hürriyet

    Knowledge and freedom in Islamic ethics

    MÜFİT SELİM SARUHAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    DinAnkara Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAYRANİ ALTINTAŞ

  4. İbn Miskeveyh'in adalet anlayışı

    Ibn Miskawayh's concept of justice

    RAMAZAN TURAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    DinErciyes Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET KAMİL CİHAN

  5. Nasîruddin et-Tûsî'nin ahlâk felsefesi

    The ethical philosophy of Nasruddin at-Tusi

    ANAR GAFAROV

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    DinAnkara Üniversitesi

    Felsefe Bölümü

    PROF. DR. MEHMET BAYRAKDAR