Kırmızı pul biberlerde mikoflara ve aflatoksin oluşumuna bölgenin etkisi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 75515
- Danışmanlar: PROF. DR. DİLEK HEPERKAN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Gıda Mühendisliği, Food Engineering
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1998
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Gıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 58
Özet
KIRMIZI PUL BİBERLERDE MİKOFLORA VE AFLATOKSİN OLUŞUMUNA BÖLGENİN ETKİSİ ÖZET Baharatlar, sahip oldukları çeşitli özellikleri nedeniyle yüzyıllardır kullanılmaktadır. Geçmiş zamanlarda baharatlar, o kadar değerliymiş ki uzun yıllar para yerine kullanılarak, insanların birçok ihtiyaçlarını giderebilmelerini sağlamıştır. Baharatlar sadece gıdalara aroma ve lezzet verici olarak katılmakla kalmayıp, parfümeri, kozmetik ve sağlık gibi geniş kulanım alanına sahiptirler. Kırmızı biber dünyada oldukça önemli bir baharat topluluğunu temsil ermektedir. Kırmızı pul biber ise Solanaceae ailesinin Capsicum annuum türüne ait olan kırmızı biberin kurutularak, öğütülmesi sonucu elde edilen bir baharattır. Türkiye sahip olduğu ekolojik koşullar nedeniyle, özellikle Güney ve Güneydoğu bölgelerinde kırmızı biber üretimine uygun toprak ve iklime sahiptir. Gaziantep ve Kahramanmaraş başlıca kırmızı pul biber üretilen illerimizdendir. Yıllık pul biber üretimimiz 12.000 ton civarında olup, Türkiye bu bakımdan dünyada üçüncü sırada yer almaktadır. Dünya üzerinde Türkiye'nin kırmızı pul biber ihracatı yaklaşık 60 ülkeye ulaşmış bulunmaktadır. Ağırlıklı olarak ihracat yapılan ülkeler Malezya, Meksika, Almanya, Hollanda, Amerika ve Fransa'dır. Türkiye, modern işleme alanlarının oluşturulmasıyla, dünya pazarına daha iyi kalitede ürün sunabilme imkanı kazanmıştır ve baharat ihracatında uluslararası Amerikan Baharat Ticaret Kuruluşu'nun standartlarını uygulamaktadır. Kırmızı pul biber, nem ve ılık ortamın hakim olduğu yetersiz hijyen koşullarında üretilir. Bu koşullar, potansiyel mikrobiyolojik kontaminasyonun olduğu toprak ile direkt temas halinde olan yerlerdir. Özellikle bu metot geleneksel kurutma yöntemi olarak ülkemizde yaygın olarak kullanılmaktadır. Genel olarak, baharatlarda rastlanan mikroorganizma miktarı 103 - 106 / g arasındadır. Mikrobiyal florasında çoğunlukla Bacillus gibi spor oluşturan aerobik bakteriler, daha az sıklıkla koliform ve Streptococcus cinsi bakteriler bulunmuş, Clostridium, Lactobacillus, Micrococcus, Stahphylococcus ve mayalara da rastlanmıştır. Bacillus cereüs, Clostridium perfringens. Staphylococcus aureus, Salmonella spp., Shigella spp. ve mikotoksin üreten küfler gibi patojen ve sağlığa zararlı mikroorganizmaların varlığı da baharatlarda belirlenmiştir. VI 1Yapılan araştırmalar sonucunda kırmızı biberlerde mikrobiyal floranın büyük bir bölümünü Aspergilus spp. ve Penicilium spp. küflerinin oluşturduğu tespit edilmiş ve özellikle, A.glaucus, A.flavus, A.nidulans, A.niger ve A.versicolor gibi mikotoksin üreten küflerin gelişmesi içinde kırmızı pul biberin iyi bir substrat olduğu saptanmıştır. Çeşit küfler uygun koşullarda gelişme gösterirken insan ve hayvan sağlığına zararlı mikotoksin denilen toksik etkili metabolitleri de oluştururlar. Bu metabolitlerin insan ve hayvanlarda oluşturdukları hastalık tablolarına da“mikotoksikozis”adı verilmektedir. Aflatoksinler; A. flavus, A. paraciticus ve A. nomius küfleri tarafından üretilen, bifuran halkası ve lakton bağı içeren kumarin bileşiklerdir. Halen 18 değişik aflatoksin tipi tanımlanmış olup, Bu Bı, Gı, G2, Mı ve M2 en yaygın olanlarıdır. Aflatoksinler arasında ise aflatoksin Bı en yüksek toksik özelliğe sahiptir. Toksin üretimi, direkt olarak küfün üremesi ile ilgilidir. Aspergillus flavus cinsinin toksin üretebilmesi için optimum koşullar 33°C, pH 5.0 ne aw 0.99'dur. Aflatoksinler insan sağlığı için tehlike oluşturduklarından çok sayıda araştırmalara konu olmakta ve ürünlerde bulunabilecek en yüksek miktarlar yasa ve tüzüklerle sınırlandırılmaktadır. Ülkemizde ise gıda maddelerinin standartlarına, izin verilen en yüksek aflatoksin Bj üst sının 5 ppb ve toplam aflatoksin üst sının 10 ppb olarak yerleştirilmiştir. Geleneksel olarak, aflatoksin analizleri genellikle kloroformun kullanıldığı çözgen ekstraksiyonu ile yapılır. Bunu öncelikli olarak ince tabaka veya HPLC silika jel kromotografisi kullanılan örnek temizleme işlemi izler. Son günlerde daha hızlı ve güvenilir sonuçlar veren immunoaffinity metodları uygulanmaya başlamıştır. Bu yaklaşımda örnek çözgen karışımının temizliğinde anti-aflatoksin antibodisi içeren kolonlar kullanılmaktadır. Uygulanan teknik, çeşitli gıda matrikslerinin 1 tek adımda analize hazır olmalarını sağlamada kolaylık getirmiştir. Bu çalışmada; Adana, Antep, Maraş ve Urfa illerine ait kırmızı pul biberlerde mikoflora ve aflatoksin oluşumuna bölgenin etkisi incelenerek, yöre ürünlerinin mikrobiyolojik kalitesi karşılaştırılmıştır. Bu amaçla; çoğunluğu söz konusu olan illerden az bir kısmı ise İstanbul'da ilgili il ürünlerini satan özel marketlerden 8 adet Antep, 6 adet Adana, 8 adet Maraş, 6 'sı adet İsot (yağda kavrulmuş) 14 adet Urfa olmak üzere, toplam 36 adet kırmızı pul biber örneği materyal olarak kullanılmıştır. Direkt ve değişik bağıl nem koşullarında 15 gün depolanan kırmızı pul biber örneklerinde pH, mikoflora ve Aspergillus flavus tespiti, direkt örneklerde aflatoksin analizi yapılmıştır. % 75, % 85 ve % 100 bağıl nemli ortamlar sırasıyla NaCl, KC1 ve saf su kullanılarak hazırlanmıştır. Kırmızı pul biber örneklerinin pH değerleri direkt ve farklı bağıl nem ortamlarında depolananlarda 4-6 arasında bulunmuştur. Kırmızı pul biber örneklerinde toplam küf sayısı, mikoflora ve Aspergillus flavus tespiti için dilüsyon yönteminden yararlanılmıştır. Dilüsyon sonucunda sırasıyla Dichloran Rose Bengal Chloramphenical agar (DRBC) katı besiyerine 10“2, 10”3, 10“4 ve 10”5 yayma plak yöntemi ile ekim yapılarak 25°C'de 7 gün inkübasyona bırakılmıştır. İnkübasyon sonucunda üreme gösteren koloniler sayılarak toplam küf sayısı tespit edilmiştir. Örneklerin küf sayısı ortalamaları Tablo 1 'de verilmiştir. Direkt ekim, %75, %85 ve %100 bağıl nem koşullarında ortalama küf sayılan sırasıyla, 2x1 02 - 3x1 05 cfu/g, 1x1 02 - lxlO5 cfu/g, 2xl02 - 3x1 07 cfu/g ve IxlO2 - 7xl07cfu/g arasında bulunmuştur. vnıTablo 1. Örneklerde ortalama küf sayısı (cfu/g) ve % bulaşma oranları (*) Bağıl nem İsot'un direkt ekim ortalama küf sayısı 0 cfu/g; % 75 bağıl nem ortamında depolanan örneklerin bulaşma oranı % 20, ortalama küf sayısı 2x1 02 cfu/g; % 85 bağıl nem ortamında depolanan örneklerin bulaşma oranı % 50 olup, ortalama küf sayısı 2xl03 cfu/g, % 100 bağıl nem ortamında depolanan örneklerin bulaşma oranı % 50 olup, ortalama küf sayısı 8x1 05 cfu/g olarak tespit edilmiştir. Toplam küf sayısı ve % bulaşma oranını yöre bazında incelediğimizde; Urfa yöresinin direkt ekim ve farklı bağıl nem ortamlarında diğer yörelere göre daha iyi sonuç verdiği, özellikle İsot'un direkt ekilen örneklerinde küf gelişimi olmadığı gözlenmiştir. Diğer yörelerde de bağıl nem arttıkça bulaşma oranının arttığı tespit edilmiştir. Aspergillus flavus, DRBC katı besiyerinde verdiği tipik sarımsı yeşil,yuvarlak görüntüsü ile teşhis edilirken, diğer küfler Malt Ekstrakt Agar (MEA)'a alınmış ve 25°C'de 7 gün inkübasyona bırakılmıştır. İnkübasyon sonucu üreme gösteren Penicillium spp. türlerinin tespiti için Czapek Yeast Autolysate Agar (CYA) katı besiyerinde 5°C, 25°C ve 35°C'de, %25 Gliserol Nitrat Agar (G25N) katı besiyerinde 25°C'de ve MEA katı besiyerinde 3 nokta tekniği ile ekim yapılarak 25°C'de 7 gün inkübasyona bırakılmıştır. Inkübasyon sonunda üreyen koloniler makroskopik ve mikroskopik olarak incelenerek ve literatür ile karşılaştırılarak identifiye edilmiştir. Üreme gösteren Eurotium spp. türlerinin tespiti için % 20 şekerli Malt Ekstrakt Agar katı besiyerine steril öze ile sürme ekim yapılarak 25°C'de 7 gün inkübasyona bırakılmıştır. Inkübasyon sonunda üreyen Eurotium'ların conidia ve ascosporları mikroskopik olarak incelenerek ve literatürde karşılaştırılarak tür düzeyinde identifiye edilmiştir. Direkt ekilen örneklerde mikoflora, Aspergillus spp. (A.flavus, A.nidulans, A.niger, A.oryzae, A.sclerotia, A.terreus, A.versicolor), Eurotium spp. (E.amstelodami, E.chevalieri), Penicillium spp. (P.brevicompactum, P.griseofulvum, P.viridicatum), Monascus ruber teşhis edilirken, % 75 bağıl nem ortamında depolanan örneklerde mikoflorada Aspergillus spp. (A.flavus, A.niger, A.sclerotia}, Eurotium spp. (E.amstelodami, E.chevalieri, E.repens), Penicillium spp. (P.viridicatum), Scopulariopsis brevicaulis; % 85 bağıl nem ortamında depolanan örneklerde IXmikoflorada Aspergillus spp.(A.flavus, A.niger, A.sclerotia), Eurotium spp. {E.amstelodami, E.chevalieri, E.repens), Penicillium spp. (P.brevicompactum, P.viridicatum); % 100 bağıl nem ortamında depolanan örneklerde mikoflorada Aspergillus spp. {A.flavus, A.niger, A.sclerotia, A.terreus), Eurotium spp. {E.amstelodami, E.chevalieri, E.rubrum), Penicillium spp. (P.crustocum, P.viridicatum), Scopulariopsis brevicaulis, tüm örneklerde Zygomycetes sınıfına ait küflere de rastlanmıştır. Yöre bazında ortalama üreme gösteren Aspergillus flavus sayısı ve % bulaşma oranı Tablo 2'de gösterilmiştir. Tablo 2. Örneklerdeki ortalama A.flavus sayısı ve % bulaşma oranı (*) Bağıl nem Direkt ekilen örneklerde Aspergillus flavus sayısı ortalama olarak 7x10"' koloni/g, bulaşma oranı ise % 47 olarak tespit edilmiştir. Kırmızı pul biber örneklerinde aflatoksin analizi, kırmızı pul biber için özel geliştirilmiş Afla Test Yüksek Basınçlı Sıvı Kromotografisi yöntemi uygulanarak saptanmıştır. Yöntemde hareketli faz olarak % 5 asetonitril ve %95 metanol : su (45:55) kullanılmıştır. Akış hızı 1 ml/dakika, floresans dedektörün emisyonu ise 453 nm olarak seçilmiştir. Direkt ekim yapılan örneklerde aflatoksin varlığı % 14 olarak tespit edilmiştir. Aspergillus flavus tespit edilen 17 örnekten sadece 5 'inde aflatoksin bulunmuş olup, Antep'ten bir örnekten 20.77 ppb aflatoksin Bı ve Maraş'tan bir örnekten 10.50 ppb aflatoksin Bı saptanmıştır. Çalışma sonuçlarına göre Antep ve Maraş Bölgelerinde, Adana ve Urfa'ya göre A.flavus bulaşma oranının daha yüksek olduğu görülmektedir. Bulgular aflatoksin açısından değerlendirildiğinde tüm bölgelerde aflatoksinli örnek sayısının düşük olduğu, ancak aflatoksin miktarının limitlerin üzerinde olduğu görülmektedir.
Özet (Çeviri)
THE EFFECT OF THE REGION ON MYCOFLORA AND AFLATOXIN FORMATION IN RED PEPPERS SUMMARY Spices have been used for a variety of functions for centuries. In ancient times, spices were so valuable that they were used as a form of money and for many years, were so expensive that they were available only to the very rich. Not only were the spices used to season foods, but they were often used as perfumes, cosmetics and aphrodisiacs. Red pepper products represent some of the most important spice commodities in the world. Red pepper is a spice which is get by drying and grinding the fruit of that belong to Solanaceae family which are inside in Capsicum annuum species. Owing to Turkey's climatic and ecological conditions many spices are cultivated or gathered from the natural vegetation just like in some parts of the world. Red pepper is important spice in Turkey. Gaziantep and Kahramanmaraş are the main production provinces. Annual production of red pepper is around 12.000 tons and Turkey is the third country in red pepper production. Turkey's red pepper export drive has reached around 60 countries in the world. The majority of exports are destinated to Malaysia, Mexico, Germany, the Netherland, USA and France. Modern processing plants have enabled Turkey to offer a wide range of quality and clean products to world markets. Natural drying, classification by hand and machine and grinding are the general steps of red pepper processing. In Turkish spice exports, American Spice Trade Association (ASTA) standards which have international credibility are applied if requested. Red pepper are grown and harvested in poor sanitary conditions in areas in abundant warmth and humidity. Such conditions lay the groundwork for potential microbiological contamination. Especially this method is still in practice in Turkey as a traditional drying method. Numerous studies have indicated high microbial loads in red peppers which could pose a problem for food manufactures. The microbial load of red pepper is between 103 - 106 /g. Bacillus spp, moulds and spor formers aerobic bacteria constitue the mycoflora. Frequently, Coliforms, Clostridium perfringens. Staphylococcus aureus, Salmonella spp., Shigella spp. and XISalmonella also exist Yeasts are rarely found, but there are several species of molds, including Penicillium, Aspergillus, Cladosporium, Scopulariopsis and others. However, investigations shows that Aspergillus spp. and Penicillium spp. are the main components of the mycoflora. Especially, red pepper is available for potential mycotoxin-producing moulds, such as Aspergillus flavus, Aspergillus versicolor, Aspergillus ochraceus, Aspergillus glaucus, Penicillium spp. Many strains of molds, while growing in a suitable environment, produce metabolites that are toxic to humans, animals and birds, and are grouped as mycotoxins. Consumption of foods containig mycotoxins causes mycotoxicosis. The aflatoxins are a group of mycotoxins produced by the food spoilage fungi Aspergillus, particularly flavus and paraciticus. There are four naturally occuring aflatoxins; aflatoxin B\, B2, G\ and G2, and all have varying degrees of biological activity. Aflatoxin Bj is the most potent and has been shown to be a toxin, mutagen and animal carcinogen. Toxin production, in general, is directly related to the growth of a mold strain. In microbiological media suitable for growth of molds, the Aspergillus flavus strain is capable of producing optimum concentrations of aflatoxin at 33°C, pH 5.0, and aw 0.99. Most countries in the Western world have introduced regulations controlling the level of aflatoxins in human and animal food. Also Turkey has put forward a rule in legal regulations that the maximum level for aflatoksin B] is 5 ppb and the maximum level for total aflatoxin (Bı+B2+Gı+G2) is 20 ppb. Traditionally aflatoxin analysis has been performed using solvent extraction, usually with chloroform, followed by sample clean-up by silica gel chromatography, prior to either Thin Layer Chromatography (TLC) or High Pressure Lipid Chromatography (HPLC) analysis. More recently immunological methods have been introduced which permit more rapid and reliable aflatoxin analyses to be conducted. The immunoaffinity approach offers a simple means of specifically concentrating aflatoxin from blended food sample solvent extracts using columns containing an anti-aflatoxin antibody. The technique enables a wide variety of food matrices to be analysed using a one-step extraction protocol without the need to use halogenated hydrocarbon solvents for extraction. In this study; a total of 36 samples of red pepper grown in Adana, Antep, Maraş and Urfa was examined to determine mycoflora and aflatoxin formation in direct planting and different relative humidities. 75 %, 85 % and 100 % relative humidity (RH) was supplied with NaCl, KC1 and pure water, respectively. pH, mycoflora, growth of Aspergillus flavus and the presence of aflatoxin was determined in 6 Adana, 8 Antep, 8 Maraş and 14 Urfa ( 8 of 14 was İsot which was added oil while producing.) direct samples and samples which was stored in different relative humidity in 15 days. The pH value of samples were found to be in between 4 - 6 for direct and stored in different relative humidity. Dilution method was appilied for determined total fungal count and detection of mycoflora and Aspergillus flavus. The molds was enumerated using spread plates with Dichloran Rose Bengal Chloramphenical agar (DRBC) as a standard medium. XllDRBC plates were incubated at 25°C for 7 day. After incubation, colonies in DRBC medium was enumerated and total fungal count was established. Total fungal counts were found to be between in 2x1 02 - 3x1 03 cfu/g, 1x10“ - lxlO3 cfu/g, 2xl02 - 3xl07 cfu/g ve lxlO2 - 7xl07 cfu/g for original and stored in different relative humidity, respectively. The contamination rations of samples with fungal flora and average total fungal counts for regions are shown in Table 1. Table 1. The contamination rations and average total fungal counts (cfu/g) in regions The contamination rations and total fungal counts of Isot with fungal flora were determined 0 % for original, 20 % and 2xl02 cfu/g for 75 % relative humidity, 50 % and 2xl03 for 85 % relative humidity, 50 % and 8xl05 cfu/g for 100 % relative humidity. As shown above Urfa region has the best result in total fungal counts when compared with the others. Especially, it was observed that no fungal growth in the original samples of Isot. In the others regions, it was determined that fungal counts was increased with the rising of relative humidity. Aspergillus flavus were identified using Dichloran Rose Bengal Chloramphenical Agar (DRBC) and Malt Extract agar (MEA), produced yellow- green color on the media. For detection of Penicillium spp. Czapek Yeast Autolysate agar (CYA), 25% Gliserol Nitrat agar (G25N) and MEA were used as standard mediums. 3 point method was applied and CYA plates were incubated at 35°C, 25°C, 5°C; G25N plates were incubated at 25°C; MEA plates were incubated at 25°C for 7 days. After incubation Penicillium spp. were detected according to literature. For detection of Eurotium spp. Malt Extract agar with 20 % saccorose was used. After incubation at 25°C for 7 days, species was detected according to literature. In general, the mold flora were dominated by Aspergillus spp. and Eurotium spp. If the conditions were examined; the fungal mycoflora Aspergillus flavus, Aspergillus nidulans, Aspergillus niger, Aspergillus oryzae, Aspergillus sclerotia, Aspergillus terreus, Aspergillus versicolor, Eurotium amstelodami, Eurotium chevalieri. XlllPenicillium brevicompactum, Penicillium griseofu/vum, Penicillium vindication, Monascus ruber were determined for original samples. Aspergillus flavus, Aspergillus niger, Aspergillus sclerotia, Eurotium amstelodami, Eurotium chevalieri, Eurotium repens, Penicillium viridicatum, Scopulariopsis brevicaulis, Zygomycetes were determined as the fungal mycoflora for samples stored in 75 % relative humidity. The fungal mycoflora for samples stored in 85 % relative humidity were Aspergillus flavus, Aspergillus niger, Aspergillus sclerotia, Eurotium amstelodami, Eurotium chevalieri, Eurotium repens, Penicillium brevicompactum, Penicillium viridicatum. Zygomycetes spp. Aspergillus flavus, Aspergillus niger, Aspergillus sclerotia, Aspergillus terreus Eurotium amstelodami, Eurotium chevalieri, Eurotium rubrum, Penicillium crustocum, Penicillium viridicatum, Scopulariopsis brevicaulis. Zygomycetes spp. were determined as the fungal mycoflora for samples stored in 100 % relative, humidity. The contamination rations of original samples with Aspergillus flavus were determined 47 % and the average Aspergillus flavus count was found 7x10”' colony/ g- The contamination rations and total counts with Aspergillus flavus for regions are shown in Table 2. Table 2. The contamination % rations and total counts (cfu/g) with Aspergillus flavus in regions Anatoxins were analysed by high-performance liquid chromatography (HPLC) using with Afla-Test columns. For HPLC set-up: mobile phase was choosed as %5 asetonitryl and %95 methanol: water (45:55), flow rate was 1 ml/minute. Fluorescense detector had excitation 365 nm and emission 453 nm.The aflatoxin detection rations of original samples were determined 14 %. Only 5 of 17 which were determined Aspergillus flavus, were found aflatoxin formation. 20.77 ppb aflatoxin Bj was found from Antep and 10.50 ppb aflatoxin Bj was found from Maraş. According to the Turkish Codex the maximum aflatoxin B] level for spices are 5 ppb. Therefore the results are not suitable for consumption by people. As a result of the research, contaminaton of A.flavus in Antep and Maraş regions is higher than that of Adana and Urfa. The number of samples with aflatoxin is quite low, but the level is above the limits.
Benzer Tezler
- Kırmızı pul biberlerde Aflatoksin (B1, B2, G1, G2) varlığının araştırılması
Investigation of the presence of Aflatoxin (B1, B2, G1, G2) in red chili powder
ASİYE DAYAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Besin Hijyeni ve TeknolojisiVan Yüzüncü Yıl ÜniversitesiBesin Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YAKUP CAN SANCAK
- Kırmızı pul biberlerde aflatoksin ve okratoksin a varlığının incelenmesi
Natural occurence of aflatoxin and ochratoxin a in red peppers
SEBAHAT ÖZAKÇA
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Gıda Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiGıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. HATİCE FUNDA KARBANCIOĞLU GÜLER
- Tüketime sunulan kırmızı pul biberlerde aflatoksin B1 miktarının ELISA yöntemi ile araştırılması
Investigation of aflatoxin B1 levels in red scaled pepper which is presented to consumption, by ELISA methods
SEZEN GÜNTEKİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2007
MikrobiyolojiGazi ÜniversitesiFarmasötik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. SEMİHA ÖZKAN
- Kahramanmaraş ve Şanlıurfa tipi kırmızı pul biber işleme tekniklerinin küf gelişimi ve aflatoksin oluşumu üzerine etkisi
Effects of processing techniques on mold growth and aflatoxin production in Kahramanmaraş and Şanlıurfa types red pepper flakes
AHMET DOĞAN DUMAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2001
Gıda MühendisliğiÇukurova ÜniversitesiGıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BÜLEND EVLİYA
- Şanlıurfa'da geleneksel olarak üretilen pul biberlerde aflatoksin oluşum aşamalarının belirlenmesi
Determination of aflatoxin formation stages in traditional red pepper produced in Şanlıurfa
YUSUF ARSLANĞRAY
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Gıda MühendisliğiHarran ÜniversitesiGıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MEHMET KARAASLAN