Asetabulum posterior kolon kırıkları osteosentezinde talonlu kanüllü vida kullanımı iyi bir alternatif olabilir mi? Biyomekanik çalışma
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 755478
- Danışmanlar: PROF. DR. KADİR BAHADIR ALEMDAROĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Ortopedi ve Travmatoloji, Orthopedics and Traumatology
- Anahtar Kelimeler: Asetabulum kırıkları, posterior kolon, biyomekanik, talon, perkütan fiksasyon, kanüllü vida, Acetabular fractures, posterior column, biomechanical, talon, percutaneous fixation, cannulated screw
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 18
Özet
Amaç: Asetabulum kırıkları sınıflamasında elementer kırıklar grubunda yer alan posterior kolon kırıkları %4,1 oranında görülmektedir. Tek başına görülebildiği gibi kompleks kırıklar'ın bir komponenti olarak da görülebilir. Bu deneysel tez çalışmamızda sentetik hemipelvis kemik modelleri üzerinde oluşturduğumuz posterior kolon kırığı modelleri üzerinde yeni bir implant olan talonlu kanüllü vida ve geleneksel tespit yöntemlerinin statik yüklenme, dinamik yüklenme ve torsiyonel stres altında kırık hattındaki deplasman miktarlarını ve rijiditelerini biyomekanik açıdan karşılaştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda farklı fiksasyon yöntemlerine göre 3 ayrı grup oluşturuldu. Grup 1; 3.5 mm rekonstrüksiyon plağı + interfragmanterik vida, Grup 2; geleneksel 7.3 mm kanüllü vida, Grup 3 ise talonlu kanüllü vida uygulanan modellerden oluşmaktadır. Dinamik ve statik yüklenme testleri için her gruba 10'ar adet kemik model hazırlandı. Torsiyonel testler için de yine her gruba 10'ar adet kemik model hazırlandı. Toplamda 60 sentetik hemipelvis kemik modeli kullanıldı. Her bir kemik model ayrı ayrı dinamik ve statik yüklenme testlerine tabi tutuldu. Rijidite ile yüklenmeden önce ve sonra AL, BL ve CL olarak kırık hattı üzerinde daha önceden belirlenen referans noktalardaki deplasman miktarları ölçüldü. Torsiyonel testlerden sonra ise her grubun torsiyonel rijiditesi ve dayanabildiği maksimum tork değerleri hesaplandı. Bulgular: Dinamik yüklenme testleri sonrası BL noktasında Grup 1'de, Grup 2'ye göre göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha az deplasman görüldü. AL ve CL noktalarında ise Grup 3'te, Grup 2'ye göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha az deplasman görüldü. Grup 1 ve Grup 3, dinamik yüklenme testlerinde benzer davranışlar sergiledi ve aralarında istatistiksel olarak anlamlı olacak bir fark oluşmadı. Statik yüklenme testleri sonrası CL noktasında Grup 1'de, Grup 2'ye göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha az deplasman görüldü. AL ve CL noktalarında ise Grup 3'te, Grup 2'ye göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha az deplasman görüldü. Grup 1 ve Grup 3 statik yüklenme testlerinde benzer davranışlar sergiledi aralarında istatistiksel olarak anlamlı olacak bir fark oluşmadı. Torsiyonel testlerde ise Grup 1'deki modellerin dayanabildiği maksimum tork diğer iki gruba göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksek bulundu. Grup 1'in, Grup 2'ye göre daha yüksek torsiyonel rijiditeye sahip olduğu görüldü. Grup 1 ve Grup 3 arasında ise torsiyonel rijidite açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmedi. Sonuç: Elde edilen sonuçlar talonlu kanüllü vidaların asetabulum posterior kolon kırıklarında kullanımı için umut vericidir. Talonlu kanüllü vidalar ile fikse edilen modellerde, statik ve dinamik yüklenme testlerinde değerlendirilen üç referans noktanın ikisinde, geleneksel kanüllü vidalarla fikse edilen modellere göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha az deplasman görülmüştür. Yine talonlu kanüllü vidaların; statik ve dinamik yüklenme testlerinde değerlendirilen tüm parametrelerde şu anda altın standart kabul edilen plak-vida ile tespit ile benzer sonuçlara sahip olduğu görülmüştür. Talonlu kanüllü vidaların, asetabulum posterior kolon kırıklarının cerrahi tedavisinde, seçilmiş hasta gruplarında gelecekte iyi bir alternatif olabileceğini düşünüyoruz.
Özet (Çeviri)
Aim: In the classification of acetabulum fractures, posterior column fractures, which are included in the elementary fractures group, are seen at a rate of 4.1%. They can be seen alone or as a component of complex fractures. In this experimental thesis, we created posterior column fracture models on synthetic hemipelvis bone models. We aimed to biomechanically compare the amount of displacement and rigidity at the fracture line under static loading, dynamic loading and torsional stress of the different fixation methods we applied to these models. Materials and Methods: In our study, 3 different groups were formed according to different fixation methods. Group 1; 3.5 mm reconstruction plate + interfragmanteric screw, Group 2; traditional 7.3 mm cannulated screw, Group 3; consists of models with talon cannulated screws. For dynamic and static loading tests, 10 bone models were prepared for each group. For torsional tests, 10 bone models were prepared for each group too. A total of 60 synthetic hemipelvis bone models were used. Each bone model was subjected to dynamic and static loading tests separately. Rigidity was measured for each bone model. The displacement amounts before and after loading were measured at the reference points, which were previously determined as AL, BL and CL, on the fracture line. After the torsional tests, the torsional rigidity and maximum torque values of each group were calculated. Results: After dynamic loading tests, statistically significantly less displacement was observed in Group 1 compared to Group 2 at the BL point. Statistically significantly less displacement was observed in AL and CL points in Group 3 compared to Group 2. Group 1 and Group 3 exhibited similar behavior in dynamic loading tests and there was no statistically significant difference between them. After static loading tests, statistically significantly less displacement was observed in the CL point in Group 1 compared to Group 2. Statistically significantly less displacement was observed in AL and CL points in Group 3 compared to Group 2. Group 1 and Group 3 exhibited similar behavior in static loading tests, but there was no statistically significant difference between them. In torsional tests, the maximum torque that the models in Group 1 could withstand was found to be statistically significantly higher than the other two groups. Group 1 was found to have higher torsional rigidity than Group 2. There was no statistically significant difference between Group 1 and Group 3 in terms of torsional rigidity. Conclusion: The results obtained are promising for the use of talon cannulated screws in posterior column fractures of the acetabulum. Talon cannulated screws were found to have similar results with plate-screw fixation, which is currently considered the gold standard, in all parameters evaluated in static and dynamic loading tests. We think that talon cannulated screws may be a good alternative for the surgical treatment of acetabulum posterior column fractures in selected patient groups in the future.
Benzer Tezler
- Anterior kolon – posterior hemitransvers tip asetabulum kırıklarında modifiye stoppa yaklaşımı kullanılarak uygulanan farklı fiksasyonların biyomekanik özelliklerinin araştırılması
Different fixation techniques for anterior column posterior hemitransverse type acetabular fractures by using modified stoppa approach – A biomechanical experiment
OĞUZHAN TANOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bilimleri ÜniversitesiOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KADİR BAHADIR ALEMDAROĞLU
- Anterior pelvik yaklaşım kullanılan hastalarda posterior asetabulum duvar kırığının quadrilateral yüzeyden vida ile fiksasyonu
Posterior acetabular wall fixation through quadrilateral surface in patients treated with anterior pelvic approach
ÇAĞATAY GEMCİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Ortopedi ve TravmatolojiMuğla Sıtkı Koçman ÜniversitesiOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. CEM YALIN KILINÇ
- Kombine asetabulum kırıkları tedavisinde genişletilmiş triradiat yaklaşım
Extensile triradite approach in management of combined acetabular fractures
MEHMET ARMANGİL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
Ortopedi ve TravmatolojiAnkara ÜniversitesiOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. HAKAN KINIK
- Cerrahi olarak tedavi edilen asetabulum kırıklarının klinik ve radyoloji sonuçlarının değerlendirilmesi
Clinical and radiological outcomes of the surgically treated acetabular fractures
NAZIM KARAKUŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
Ortopedi ve TravmatolojiEskişehir Osmangazi ÜniversitesiCerrahi Tıp Bilimleri Bölümü
DOÇ. ULUKAN İNAN
- Cerrahi tedavi yapılan pelvis ve asetabulum kırıklarında kan yönetimi
Blood management in surgically treated pelvis and acetabulum fractures
EMRE SÖNMEZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bilimleri ÜniversitesiOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZHAN PAZARCI